Amerikan futbolunu diğer takım sporlarından ayıran en önemli özellik, oldukça yüksek bir fiziksel performans istemesi sebebiyle hazırlık maçlarının ve hatta bu oyunun all-star maçı olan Pro Bowl’un hemen hemen hiçbir zaman gerçeği yansıtamayan maçlar olmasıdır. Çünkü maç içinde yıpranma çoktur ve sakatlık riski o kadar büyüktür ki, kendini ispatlamak zorunda olmayan hiçbir futbolcu o maçlarda oynatılmaz, ya da çok kısa oynatılır. Oynayanlar sadece 53 kişilik sezon kadrosuna girmeye çalışanlardır. Pro Bowl ise ayrı bir hikayedir; ister istemez o maçlarda yıldızlar oynarlar, ama maç Associated Press haberinin deyimiyle “yastık kavgası” gibidir.

Bu sebeplerden ötürü, yeni sezona bol miktarda adam kovma ve alma ile başlayan yeni Chicago Bears’daki değişiklikleri test etmek için sezonun ilk maçını beklemek gerekiyordu. Hoş, sezonun ilk maçı geçen sene ligi sonuncu olarak bitiren ve bu sezon da pek birşey beklenmeyen Indianapolis Colts idi. Ama yine de kendilerini (ve hatta herhangi bir NFL takımını) hafife almamak lazım, zira Colts, başarıya alışmış bir takım. Farz-ı misal kendileri 2006’de bizzat Chicago Bears’ı yenmek suretiyle Super Bowl’u kazanmışlardı. Geçen sezonki aldıkları anormal sonuç ise quarterback’leriyle ünlü Manning aşiretine mensup, ve de neredeyse Hall of Fame’i garantilemiş Peyton Manning’in muhtelif ameliyatları sebebiyle 2011 sezonunu tümden kaçırması ve Colts’un draft sisteminin azizliği olan “madem ki birinci olamıyoruz, o halde sonuncu oluruz” stratejisiyle 2012 draft pastasının çileği QB Andrew Luck’ı hedeflemesi idi.

Nitekim 2011’in bitmesiyle QB Andrew Luck birinci sıradan Colts tarafından seçildi, hemen akabinde yaşlı ve sakat Peyton Manning de Denver Broncos’a gönderildi. Kendisi Broncos’un ilk maçında 253 yarda pas, iki TD pası (ki kariyerinde 400ncü TD pasına ulaştı) yaparak takımın galibiyetinde önemli bir rol oynadı ve “ben ölmedim dedi” ama konumuz o değil tabii.

Colts’a dönersek, bu hamleyle Andrew Luck etrafında revizyon (rebuilding) moduna resmen girmiş oldu. Her ne kadar çaylak bir QB ile şampiyonluğa ulaşmak imkansız olsa da Luck herhangi bir QB değil, kolej futbolunda müthişti, dolayısıyla kendisinden çok şey bekleniyor. Revizyondaki her takım umutların taze olduğu sezonun ilk maçlarında ekstra motivasyona sahiptir. İşte bu halde ilk maçta Bears’ın karşısına çıktılar.

Şimdi Bears’ın durumuna gelebiliriz. Bears hakkında geçen sezon şöyle yazmıştım:

Paket çözüm olarak şunu önerebilirim (çok dinlerler ya): Martz’ın koşu yerine pası öne geçiren ve detaylı oyun planlı sistemi hem QB Cutler’a hem de Bears’ın çok uzun yıllara dayanan ve koşuyu öne çıkaran oyun felsefesine uygun değil. Martz kovulsun. Zaten yapılması elzem olan hücum ve defans hattı da yapılınca QB Cutler’ın liderliğinde (ki bence kendisi bunu yapabileceğini ispatlamıştır) takım iyi bir yere gelir.

Geçen sezon biter bitmez ilk hamle olarak GM Jerry Angelo kovuldu ve yerine Phil Emery getirildi. Bears yönetimi dediğimin yarısını dinledi ve hücum koordinatörü Mike Martz’ı kovdu, QB Jay Cutler’ı ise kovmadı, aksine onore etmek suretiyle takımın onun üzerine kurulacağını belli etti. Hücum ve defans hatları ise hemen hemen hiç takviye görmedi. Martz’ın yerine daha önceki hücum hattı koçu Mike Tice terfi ettirilmek suretiyle getirildi. Zira hem hücum hattı geçen sezonun sonlarına doğru daha iyi olmuştu, hem de Martz’ın sisteminden de kurtulunduğu için zaten her ihtimalde sack’lerin azalacağı varsayılıyordu. Defans ise zaten iyiydi ama bir yaş daha yaşlı olarak elbette. Bunları olası bahaneler için yazıyorum.

Yeni Bears dediysek, başkoç Lovie Smith aslanlar (ya da ayılar mı deseydik?) gibi yerinde duruyor. Ama hücuma çok şöhretli ve Jay Cutler’ın kankası WR Brandon Marshall eklendi. Böylece çok uzun bir süre sonra Bears ilk defa pas oyunu için bir “goto-guy”, yani akla hiçbir şey gelmediğinde ezbere pas atılabilecek bir “receiver” elde etmiş oldu.

Martz’ın gitmesiyle koşu elbette önem kazandı. İkinci RB olarak iyi parayla Michael Bush alındı. Birinci RB Matt Forte hikayesi ise oldukça uzun sürdü. İlk görüşmelerde anlaşılamayınca kendisine “franchise tag” yapıştırıldı. Belki böyle bir sezon daha zorla oynatılacaktı ama tatsız olacaktı. Neyse ki çok sonra kendisiyle gerçek bir anlaşmaya varıldı. Belki de Forte’in tek zayıflığı olan çok kısa koşu durumlarında Bush kullanılabilecekti.

Defansta ise pek değişiklik olmadı. Daha çok ikinci defansa (secondary) yani CB ile S pozisyonları için transferler yapıldı. Brian Urlacher’ın sakatlığı endişelendiriyordu ve hazırlık kampları ile hazırlık maçlarına katılamadı. 34 yaşındaki Urlacher’dan herkes şüphe ederken sezona bir hafta kala antrenmanlara çıkmaya başlayabildi.

Chicago Bears 41 – Indianapolis Colts 21

Aslında maç kötü başlamıştı, zira daha ilk çeyreğin 4.dakikasında Jay Cutler’ın pasını intercept eden Jerrell Freeman TD ile takımını 7-0 öne geçirdi. Ama sonrasında Bears sazı eline aldı ve hücumu ile büyük üstünlük kurarak (Bears takımlarından sözederken böyle bişey demek çok ender olur) RB Michael Bush’dan iki tane bir yarda çizgisinden TD (Bears’ın çok büyük sorunuydu kısa mesafede bedenlerin birbirine geçtiği durumda TD yapabilmek), bir adet Brandon Marshall pas, bir adet de Matt Forte koşu TD’ı, ve en güzeli de çaylak WR Alshon Jeffrey’den pas TD’ı oldu.

Maç öncesi çaylak QB Andrew Luck Bears defansı için “historically great”, yani tarihsel olarak iyi demişti. Eğer yaşlılığı kabul eden biri değilseniz bu laf hakaret gibi gelir. Gerçi maç öncesi defanstan kimse ağzını bozmadı ama kendisini üç sack üç de INT ile selamlayarak sezona iyi bir başlangıç yaptılar (üstelik Julius Peppers’ın Andrew Luck’a bir sack + fumble recovery’si penaltı yüzünden geçersiz oldu).

Brian Urlacher maçında başında biraz oynadıktan sonra skor rahatlayınca ne olur ne olmaz diye kenara alındı. Pro Bowlcu (all star gibi) CB Charles Tillmann sakatlandı ve yerine giren yeni transfer CB Kelvin Hayden tam yedi tackle yaparak takımın S Major Wright ile en çok tackle yapan adamı oldu.

Her ne kadar yazının başında Colts iyi rakiptir desek de, elbette gerçek test bu hafta Green Bay Packers deplasmanında olacak. Ama sonuçta Colts’a veya herhangi bir NFL takımına karşı bundan iyisi de yapılamazdı. Hücumda hem pas hem de koşu oyunu olarak iyiyiz. Özel takımlar ile defans da geçmiş sezonların standartlarını tuttururlarsa iyi bir sezon hayal olmayacaktır.