Jacksonville Jaguars, franchise’ını Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük 11.şehri ve Florida eyaletinin de en büyük şehri Jacksonville’de bulundurma onuruna sahip olmanın çok daha ötesinde bir takım… NFL’de daha yalnızca 18.yılını geçiren bu “çömez” takım, lige 1995 yılında adım attıktan yalnızca bir sene sonra, 1996 NFL sezonunda AFC şampiyonluk maçına çıkmayı başardı ve böylece, Detroit Lions gibi bazı NFL takımlarının, 47 yıllık Super Bowl tarihinde yakalayamadıkları bu başarıyı çok kısa zamanda yakalamayı başardı. Ancak Jaguars, takım tarihinin ilk 12 sezonunda 6 kez playoff’lara kalma başarısı göstermesine rağmen geçtiğimiz 6 sezonu hiç de tatmin edici sonuç ve sıralamalarla kapatamadı ve gerçek şu ki takım şu an zor günler geçiriyor. Bu yazımda da sizlere Jags’ın, bu zor günleri atlatmak için Pakistan kökenli sahibi Shahid Khan’ın önderliğinde giriştiği “yeniden yapılanma programı” kapsamında bu off-season döneminde gerçekleştirdiği transfer hareketlerini ve takımın özellikle hücum anlamında şu an içinde bulunduğu konumu elimden geldiğince incelemeye çalışacağım.

Head Koç Değişikliği

Kurulduğu ilk dönemde Jags, Tom Coughlin gibi –tabi Coughlin, o zamanlar NFL tecrübesine çok da sahip olmayan bir koç olsa da– New York Giants’ı 2007 ve 2011 sezonlarında Super Bowl şampiyonluğuna ulaştırmayı başaran çok önemli bir head koça emanetti ve takım, kısa mazisindeki en büyük başarılarını Coughlin döneminde yaşamış, 96-97-98 ve 99 sezonlarının hepsinde playoff’lara kalma başarısı göstermişti. Ancak bu başarı, ‘00-‘02 sezonlarında gelmeyince 2003 yılında Coughlin takımdan gönderildi ve Jags’in başına, takımda 9 sezon hüküm sürecek Jack Del Rio geçti.

Del Rio döneminde Jags, her ne kadar ’04 sezonunda taraftarlara büyük bir umut aşılayarak oynadığı 16 maçta 9 galibiyet almasının ardından iki sezon (’05 ve’07) playoff’lara kalma başarısı gösterse de sonraki sezonlarda alınan kötü sonuçlar –özellikle de 2011 sezonda alınan yalnızca 5 galibiyet– head koçun takımdaki sonunu getirdi.

2012 sezonu için head koç arayışına giren Jags, 10 Ocak 2011’de Atlanta Falcons’un bir önceki ofansif koordinatörü Mike Mularkey’i büyük umutlarla takımın başına getirdi ama bir Jags taraftarı olarak geçtiğimiz sezon hakkında konuşmayı hiç istemiyorum zaten takımın oynadığı 16 maçta yalnızca iki galibiyet alması ve 2012 sezonunu, kurulduğu sezon elde ettiği galibiyet sayısından (4-12) az bir galibiyetle kapatması her şeyi anlatıyor. Malum, Jags taraftarlarının unutmak istediği bu sezon Mike Mularkey’i takımdan postaladı. Mularkey’nin takımdan yaka paça kovulmasının ardından Jags önümüzdeki sezon için aradığı ismi ülkenin diğer ucunda buldu: Seattle Seahawks’ın bir önceki defansif koordinatörü Gus Bradley.

Geçtiğimiz sezon rakiplerinden maç başına yalnızca 15.3 sayı yiyen (toplamda 245 sayı), ve bu alanda NFL’in en iyisi olan Seahawks savunma takımının koordinatörü Bradley’nin takıma head koç olarak katılması, Jags’in offseaason döneminde takdir ettiğim hamlelerinden bir tanesi çünkü Jags, her ne kadar sağlam bir hücum takımına sahip olmasa da, geçtiğimiz sezon rakiplerinden maç başına 27.8 sayı yeyip (toplam 444 sayı) bu alanda 32 takımlı NFL’de 29. oldu. Bu anlamda takımın defansif kökenli bir head koça, daha da önemlisi Bradley gibi bu ligde yapılan savunma taktiklerini iyi bilen bir koça ihtiyacı var gibi görünüyordu. Buradan da anlaşılacağı üzere Bradley’nin, takıma daha çok savunma anlamında katkı sağlayacağına inanıyorum.

Draft’ın (ve tabi ki Chiefs’in) Jaguars’a Armağanı: Luke Joeckel

Jags, 2012 sezonunda oynadığı 16 maçta yalnızca iki galibiyet alınca 2013 NFL Draftı’nın 2.sırasına oturmuştu ve 1.sıradan seçme hakkına sahip Kansas City Chiefs, birçok otoriteyi yanıltıp ilk turda Texas A&M Üniversitesi ofansif tackle’ı Luke Joeckel yerine Central Michigan Üniversitesi ofansif tackle’ı Eric Fisher’ı seçince Jags, eline geçen bu fırsatı kaçırmadı ve Joeckel’ı 2.sıradan kadrosuna kattı.

Her ne kadar Fisher da NFL’de oynayabilecek güce ve dayanıklılığa sahip bir ofansif tackle olsa da,g eçtiğimiz sezon Heisman Trophy’nin, Texas A&M quarterback’i Johnny Manziel’a gitmesindeki ve iki sezon önce de şu an Miami Dolphins forması giyen quarterback Ryan Tannehill’in maç başına ortalama 490.2 yardlık pas oyunu yapıp bu alanda Texas A&M rekorunu eline geçirmesindeki en önemli etkenlerden biri de Joeckel’ın defans oyuncularına karşı gösterdiği inanılmaz mücadele olmuştu. Bu nedenle NCAA’in en iyi line oyuncusuna verilen Qutland Trophy sahibi Joeckel’ın, diğer üniversite tackle’larından daha ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğunu düşünüyorum.

Aynı zamanda Jags, Joeckel’ı kadrosuna katarak ligin en dinamik ofansif tackle ikililerinden birisi olan Joeckel–Eugene Monroe ikilisini de kurmuş oldu. NFL’in en iyi ofansif line oyuncularından biri olan ve 2009 NFL Draftı’nda Jags’in ilk tur 9.sıradan seçtiği Eugene Monroe’nun Joeckel ile iyi işler çıkaracağına ve Jags’in vasat hatta vasat altı olan quarterback’lerini NFL’in hırçın ve quarterback’lerin korkulu rüyası haline gelmiş savunma oyuncuları karşısında çok rahatlatacağına inanıyorum.

Hücüm Takımına Eklenen Oyuncular: WR Mohamed Massaquoi ve RB Justin Forsett

Jags’in kadrosuna kattığı bu isimler birer yıldız olmamasına rağmen bu sezon patlama yapabilecek nitelikte oyuncular. Nisan ayında Ceveland Browns’dan transfer edilen Mohammed Massaquoi’dan başlarsak receiver, Browns’da oynadığı dönem bulamadığı forma şansını Jags’de rahatlıkla bulabileceğe benziyor, en azından ilk dört hafta. Jags’in genç ve dinamik receiver’larından biri olan Justin Blackmon’ın dört maç ceza almasından dolayı, takımın sahaya ilk 11’de süreceği banko iki receiver,2 011 draftında Jags tarafından 114.sıradan seçilen ve geçtiğimiz sezon yakaladığı 7 touchdown pasıyla takım taraftarlarının güvenini kazanan Cecil Shorts III ve Massaquoi olacaktır. Blackmon’ın yokluğunda, bu yılki draftta 111.sıradan seçilen receiver Ace Sanders’ın hücumda ilk tercih olabileceğini düşünmüyorum. Bu nedenle Massaquoi’un geçtiğimiz sezon Browns receiver’ları Josh Gordon ve Greg Little’ın gerisinde sahaya çok az çıkma fırsatı bulabildiği düşünüldüğünde, Jags ile çıkacağı sezonun ilk dört maçına dört elle sarılacaktır ve ilk 11’in gediklisi olmak için elinden gelen en iyi performansı sergilemeye çalışacaktır.

Geçelim Jags’in offseason döneminde kadrosuna kattığı bir diğer önemli isim olan ve benim “preseason running back”i olarak adlandırdığım Justin Forsett’e. Forsett, 2008 NFL Draftı’nda Seattle Seahawks tarafından 7.turda seçildikten ve preseason’ın 2.haftasında Chicago Bears’a karşı 136 yard koşu ve 125 yard da return yapıp o gece Bears hücum takımından 55 yard daha fazla almasından sonra, ilginçtir ki, daha sezonun başında (5 Eylül) Seahawks tarafından serbest bırakılmıştı. Sehawks’tan ayrıldıktan beş gün sonra Indianapolis Colts ile anlaşan Forsett, burada da tutunamadı ve 8 Ekim 2008’de bu takım tarafından da serbest bırakıldı. Colts’dan ayrıldıktan yalnızca bir gün sonra ise Forsett, yuvaya yani Seahwks’a tekrar geri döndü.

Seahawks’ta üç sezon geçiren running back, geçtiğimiz sezonun başında Houston Texans ile anlaştı ve Texans’ın oynadığı son preseason maçında Minnesota Vikings’e karşı gösterdiği performansla Arian Foster’ın bir maçta yaptığı 110 yardlık koşu oyununu rekorunu tarihe gömmeyi başardı. Ayrıca Forsett’in geçtiğimiz sezon “Şükran Günü”nde Detroit Lions karşısında yaptığı 81 yardlık touchdown’ın da unutulmaması gereken bir an olarak hafızalarda yer ediyor. Bu nedenle Forsett’in her zaman potansiyel olarak takıma bir şeyler katacağına inanıyorum. Aynı zamanda, Jags’in yıldız running back’i Maurice-Jones Drew’ün (nam-ı diğer Mo-Jo) geçtiğimiz sezon sakatlıklarla boğuşmuş olamsı nedeniyle takım, sezonun büyük bölümünü bu off-season’da serbest bıraktığı running back Jalen Parmele ve Montell Owens ile geçirmişti ve Mart ayında koltuk değneklerini atıp rehabilitasyon programına başlayan Mo-Jo’nun şu aralar takımdan ayrılması gündemde.

Yıldız running back, her an yuvadan uçabilir, ben de Mo-Jo’nun önümüzdeki sezonda Jags’e katkı sağlayıp sağlayamayacağı konusunda ciddi şüphelere sahibim. Bu nedenle Forsett, yıldız oyuncunun sakatlık veya takımla yaşadığı olumsuzluklar nedeniyle önümüzdeki sezon önemli forma şansları bulacaktır. Ancak, Jags’in “running back” yarışına yeni katılan ve şu günlerde düzenlenen Jags çaylaklar mini-camp’ında iki hafta önce gerçekleşen draftta 34.sıradan seçilen safety Jonathan Cyprien ile birlikte otoritelerin büyük beğenisini kazanan bir isim daha var o da geçtiğimiz sezon Michigan Üniversitesi forması giyen ve adeta futbol için yaratılmış bir oyuncu olan running back Denard Robinson.

NCAA kariyerine quarterback olarak başlayan Robinson daha sonra running back olarak da oynamaya başlamış ve 2010 yılında 1,500 yardlık pas oyununu ve 1,500 yardlık koşu oyununu geçerek bu alanda NCAA tarihinin tek oyuncusu olmayı başarmıştı. Şu sıralar Jags fan sayfalarının yıldızı olan Robinson, Jags çaylaklar mini-camp’ında sergilediği performansla da koçların gözüne girdi ki takımın ofansif koordinatörü Jedd Fisch Robinson’ın performansından çok memnun olduğunu ve oyuncunun running back olarak takıma birçok şey katacağına inandığını söyledi. Bu anlamda Forsett, Jags’in running back depth chart’ında yükseklere tırmanmak için Robinson ile mücadele verecek gibi görünüyor. Ben ise bu kapışmada iki running back’in şanslarını eşit görüyorum çünkü bir tarafta NFL’in görmüş geçirmiş fakat yaşı da fazlasıyla ilerlemiş bir running back olan Justin Forsett –running back’lerde yaş çok önemli bir sorun teşkil eder genellikle ve Forsett 28 yaşına merdiveni dayamış durumda– ve diğer tarafta da iyi bir NCAA kariyerine sahip olmasına rağmen NFL tecrübesi bulunmayan bir running back olan Denard Robinson var. Buna rağmen Mo-Jo’nun yokluğunda ilk şans büyük ihtimalle büyüğün olacaktır.

Bu yazımı okuma sabrı gösteren ve tabiî ki göstermeyen tüm NFLTR.com takipçilerine teşekkürlerimi sunuyorum ve en yakın zamanda Jags’in son yıllarda büyük sıkıntılar yaşadığı quarterback pozisyonunu inceleyeceğim yazımla karşınızda olmayı umuyorum…