Sezona “Fly Eagles fly” mottosuyla başlayan Philadelphia Eagles ilk haftada Redskins’i yenip hızlı ofansıyla bütün dikkatleri üzerine çekmişti. Bu hafta ise karşılarında hiç beklemedikleri bir Chargers’la karşılaşınca hızla irtifa kaybedip, bir saatte yere çakıldılar.

Önceki hafta Texans’a karşı ikinci yarıda tamamıyla toz duman olan Chargers, bu hafta boyunca hep maçları bitirme üzerine yoğunlaştı ve bunun meyvesini de Philadelphia’da aldı.

Her ne kadar oyun sonunu getirmek maçı kazandırmış gibi gözükse de asıl anahtar 3rd downlarda ki başarılı performanstı. %66 ile 3rd downları 1st down’a dönüştüren San Diego, aynı zamanda pas oyununda Eagles’ın bütün maçta bulduğu kadar 1st down bulmayı da başardı, 22.

Maça hücumla başlayan takım Eagles’dı ama bu drive pek uzun sürmedi. Defans onları orta sahada durdurup punt yapmaya zorladı. Bunun ardından da maçın adamlarından kicker Nick Novak’ın 49 yardlık ilk field goalüyle beraber Chargers maçta ilk öne geçen taraf oldu. İlk yarı sonucu karşılıklı vuruşlar sonucu 3-3 ve Chargers’ın redzone’a girmesi ile sona erdi.

İkinci çeyreğin henüz ikinci playinde ise Philip Rivers sezona fırtına gibi başlayan Eddie Royal’a maçın ilk touchdown pasını attı. Defans gene süper performansla Rivers ve ekibini maça soktu. Bu driveda skorla sonuçlandı ve bunun ardından gelen Eagles touchdownuyla beraber de 13 – 10’luk üstünlük Chargers ibresindeydi. Buradan sonra devre arasına kadar Chargers ofansini çok büyük sıkıntılar bekliyordu…

Antonio Gates first down’ı aldıktan sonra daha fazlasına gitmek istedi ve tam end zone’a girmek üzereyken fumble ile maçın ilk turnover’ına (ne yazık ki) imza attı. Defans gene de Chargers’a maça ağırlığını koyma şansını verdi ve sakatlanıp oyundan çıkana kadar çok iyi bir performans sergileyen Malcom Floyd 31 yardlık bir reception ile devreyi touchdownla kapatma şansını Chargers’a tanımışken, sahneye çıkan rakip takımların en büyük kozu Ryan Matthews aka Mr. Fumble’dı. RB artık klasikleşen hareketi “topu bırakma” yı kullanınca Chargers 14 puandan oldu ve devre Chargers’ın üç sayılık üstünlüğüyle bitti.

İkinci yarıya Chargers başladı ve Malcom Floyd’un sakatlanıp yerine Cal Bears’dan üçüncü turda draft edilen Keenan Allen’ın girip 3rd down’da reception ile ofansı sahada tuttuğu drive Eddie Royal’ın maçtaki ikinci touchdownuyla sonuçlandı. 20-10.

Bunun ardından gelen iki Philly drive’ında 10 sayı çıktı ve üçüncü çeyrek beraberlik ve Chargers’ın 50-yard çizgisine üç hızlı first down’ıyla sona erdi. Dördüncü çeyrekte de Nick Novak skorboarda üç sayı daha yazdı ve son 10 dakikaya Chargers 23 – 20 önde girdi. Bundan sonraki Eagles drive’ında Michael Vick “patentli” end zone’a yürümesiyle ev sahibi takımı maçta ilk kez öne geçirdi. Bu touchdown’ın arkasından gelen kickoff ise ikinci haftanın en ilginç play’lerinden birini bizlere izlettirdi. Fozzy Whittaker iyi bir koşuyla topu orta sahaya kadar taşıdıktan sonra elinden düşürdü ve top Philly yarı sahasında yuvarlanmaya başladı. Top bir türlü recover edilemeyince Chargers topun kontrolünü 30 yard çizgisinde sağlayıp drive’a çok büyük avantaj ve daha da fazla şansla başladı.

Bu drive Eddie Royal’ın kariyer rekoru olan üçüncğ touchdown’uyla sonuçlandı ve tecrübeli oyuncu ikinci maçındaki beşinci touchdown’ıyla bu hafta da göz doldurdu. Bunun ardından Eagles bir field goal attı ve maçta tekrar beraberliği sağladı. Bundan sonraki drive’da Chargers için şu ana kadar yılın en iyi koç kararları geldi ve hem zaman yiyip hem de Nick Novak için topu field goal pozisyonuna sokan Bolts, beş saniye kala Lincoln Financial Field’ı “It is good!” sesiyle yankılattı…33 – 30.

Kickoff return’de bir play daha yapma şansını yakalayan Philadelphia’nın aciz lateral pass denemeleri de sonuç vermeyince iki takım da 1-1 W/L ratiosunu yakaladı.

Yıldırım daha ne kadar çarpacak?

Benim bu maçta gördüğüm, Chargers ofansının üç yıldır gösterdiği en iyi performansı gösterdiği. Bu off-season’da koşu hücumunu geliştirir, draft’ta LaDainian Tomlinson kadar olmasa da ligdeki en iyi RB’lerden biri olma potansiyeline sahip birisi takıma eklenirse her şey daha güzel olacak. Ancak bu yıl için bakarsak Ryan Matthews ve Danny Woodhead ikilisinden maksimum verim alıp Fozzy ve Brown’u da faydalanılacak bir şekilde kullanmak gerekiyor. Ligdeki en iyi hücum oyunlarını yaratan o-linemen den birisi olan ve kolej liginde de bu özelliğiyle ünlü olan D.J Fluker bu hedefi gerçekleştirmek için çok önemli bir koz.

Defansa gelecek olursak ise Manti Te’o maça çıkmadan önce pek fazla olumsuz yorum yapmak istemiyorum ancak pas başına 20 yard ortalamasına izin vermek akıl alamaz bir CB ve S sorunu olarak gözüküyor ve bu Te’o ile alakalı değil (bir ne yazık ki daha). Chargers secondary’sinin derinlik sağlanmazsa pek etkili olabileceğini düşünmek güç ancak Tom Telesco bu hafta içinde Crezdon Butler’la sözleşme imzalayarak bu sorunun gündemlerinde olduğunu hiç değilse kanıtlamış ve taraftarları rahatlatmış oldu.

Sonuç olarak Chargers iyi yolda gözüküyor ve power rankings’de sekiz sıra yükselip 16.lığa oturmak da bunun kanıtı. Philadelphia’nın defansı her ne kadar ligdeki en iyilerden olmasa da hücum ateşli taraftarların baskılarını da kaldırmayı başarıp umut verdi. Defansın geliştirilmesi de takıma daha da fazla galibiyet ve daha fazla güven kazandıracaktır.

Titanlar yıldırıma dayanıklı mıdır?

Philly galibiyetinden sonra Chargers taraftarları takımdan çok şey bekliyor ve Tennessee Titans bu umutları boş çıkarmamak için güzel bir eşleşme olarak gözüküyor. İki takım da sezona .500 ortalamayla başladı ve mağlubiyetlerini Houston’a karşı aldı. Titans koşu oyunlarıyla öne çıkan bir takım ki Chargers iki maçtır iki tane çok çok iyi RB’i durdurmayı başardı. Eğer Titans farklı bir oyun tarzıyla sahaya çıkmazsa Chargers defansından güzel bir performans görebiliriz. Takımın maçı bitirmesi dileğiyle…

Lanet mi? Evet lütfen.

Herhalde Eagles’ın üzerinde tarihin en güzel laneti olduğunu söylemek yanlış olmaz. 2009 Saints’den beri her yıl ev açılışında deplasman takımının Super Bowl’a uzandığı şehir, bu “laneti” devam ettirirse Chargers franchise tarihinin ilk yüzüklerine ulaşabilir. Seahawks ve Broncos’un performansları bu yıl ki Super Bowl kontenjanının şimdiden doldurulduğunu gösterebilir ancak eğer playoff’lar olursa, oradan sonra her şey mümkün, gidecek yol çok ve yapacak iş fazla ama Philadelphia’nın yüzünü kara çıkarmamak gerek…