Son şampiyon ünvanıyla başladığımız 2013-2014 sezonunun ilk yarısını oynanan üç karşılaşmanın ardından geride bırakmış bulunuyoruz. Sezonun ilk yarısını kulübümüz açısından değerlendirecek olursak; bir önceki sezonda oluşan koç kadrosunun ve idari yapılanmanın büyük ölçüde korunduğu, gelişim alanı olarak belirlediğimiz konularda tatmin edici ama şimdilik yetersiz bazı ufak adımların atıldığı ve sportif başarının Sultans geleneğiyle çok da örtüşmediği bir dönem olarak anlatmak uygun olacaktır.
Kulüp, okul ve spor tesisleri denklemindeki sorunların ve kargaşanın aşılması antrenman ve sporcu gelişimi açısından rahat bir nefes almamızı sağladı. Oyuncuların devamlılığı ve antrenman katılım oranları, takıma yeni katılan oyuncuların lise, üniversite, okul dışı dengesinin son geldiği nokta umut vadeder nitelikte. Özellikle farklı tecrübe gruplarına farklı antrenman zamanları ve programları uygulayarak yeni oyuncu gelişimiyle ilgili önemli mesafeler kat ettik. Önümüzdeki yılın hedefleri içerisinde lise seviyesine daha fazla inmek, özel bir programı hayata koyacak farklı işbirliklerinin kurulmasını sağlamak yer alıyor. Bu konuyla ilgili öneri ve tekliflere, sağlanabilecek her türlü desteğe açık bir konumda olduğumuzu da duyurmak isteriz.
Koç ve oyuncu kadrosunun çok büyük oranda korunuyor olması sebebiyle, oyun stratejilerimiz ve personel yönetimi anlamında köklü değişiklikler yaşamadığımız sezon öncesi hazırlık periyodu ardından çıktığımız ilk karşılaşma, ligin yeni ve güçlü takımı Eagles karşısında aldığımız mağlubiyetle sonuçlandı. Bu maçın özeleştirisi; rakibimizin silahları, güçlü ve zayıf yönleri ile ilgili yeterince bilgi sahibi ve hazır durumda değildik. İlk yarıda geriye düştükten sonra, son anlara kadar maçın içinde kalsak da özellikle reverse oyunları ve Wildcat dizilişinden gelen koşuları durduramayınca maçı çevirme fırsatını da bulamadık. İki takımın pas istatistikleri yakın olsa da koşu yardları ve buradan çıkarılan big playler sonucu belirledi denilebilir.
Sonraki iki karşılaşmayı birinci ligin gediklileri Red Deers ve Hornets ile oynadık ve her iki karşılaşmanın neticesi de büyük ölçüde ilk yarılarda belli oldu. Hornets ikinci yarının sonlarına doğru geri dönme fırsatı yakalasa da defansın rakip hücumlar karşısındaki duruşu ve hücum takımının kriz anında devreye girerek field goal ile sonuçlanan uzun bir drive çıkarması maçın sonucunun değişmesine engel oldu. İlk yarı karşılaştığımız her üç saygın rakibe de ligin ikinci yarısı için başarılar diliyorum.
Ligin ortası itibariyle hedefimiz ikinci yarı oynayacağımız her üç karşılaşmadan galip ayrılarak Haziran ayı başında İzmir’de oynanması planlanan final mücadelesinde yer alabilmek. Hücum takımızın bir önceki yıla oranla big play çıkarma ve redzone performansı ilk yarıda en çok göze çarpan eksikler. Bu handikapların giderilmesi için sezon ortasını iyi değerlendirip playbook üzerinde bazı değişiklikler yapmayı hedefliyoruz. Defans takımında daha fazla göze çarpan, oyuncuların bireysel antrenman eksikliğini, Ocak ve Şubat aylarını özel programlar ve bireysel fiziksel hedeflerin belirlenerek takip edilmesi şeklinde gidermeyi düşünüyoruz. Özel takımlarda yaşanan bireysel hataları gidermek ve taktik çeşitliliği arttırmakla ilgili de çalışmalarımız devam ediyor.
Üniversite-kulüp denklemi içerisinde, dışarıdan oyuncu alımıyla ilgili iyi yönetilmesi gereken hassas bir denge gözetmek durumundayız. Bu konuda genel stratejimiz de; antrenmanlara katılımı yüksek olacak, fiziksel altyapısı spora müsait ve daha önce oynadığı kulüplerde veya camia genelinde çok ön plana çıkmamış, kariyerinin başındaki sporcuları aramıza katmak yönünde. Bu stratejiye paralel olarak bu yıl aramıza katılan arkadaşların adaptasyonunu tamamlamaları için gerekli ortamın oluşmasını sağlamak ve onlardan da en kısa zamanda üst düzeyde saha içi performansı alabilmek için çabalıyoruz.
Hem kulübümüz hem de Amerikan futbolu camiamız açısından önemli bir gelişme de IFAF Europe Champions League turnuvasında Mayıs ayında ülkemizi temsil edecek olmamız. Turnuvanın kulüplere tanıtıldığı Varşova’daki toplantıya katıldım ve oralarda yer almamızın ne kadar elzem olduğunu bizzat görme fırsatım oldu. Bu turnuva ilk kez düzenleniyor ve ülkemizden Sultans katılıyor, ilk olmanın zorluğunun yanı sıra belli başlı ülkelerin futbol seviyesiyle aramızda ciddi farklar olduğunun da bilincindeyiz. Şampiyona başarılı olur ve önümüzdeki yıllarda da devam ederse rutin olarak son şampiyonun katılacağı, Avrupa ile etkileşim fırsatı sunan, yeni ufukların açılmasını sağlayacak bu gelişmenin Türkiye’deki futbol ortamına olumlu katkıları olacağını düşünüyorum. Umarım çok kısa zaman içerisinde ülkemizde bu şampiyonada grup maçlarının ötesini, final four müsabakalarını veya şampiyonluğu hedefleyen bir futbol kültürü ve altyapısı oluşur, bizler ve kulübümüz de bu hedef için çalışan ekiplerin başında geliriz.
NCAA ve NFL sezonları sona ererken, herkesi heyecan ve rekabetin üst düzeyde olacağına inandığım TAFL’nin ikinci yarısını izlemeye davet ediyorum.
Yazının orjinali için tıklayınız.