Sezonu Konya’da düzenlenen final organizasyonu ile sonlandırdık. Bu bizim için sıradan bir son olmadı, beişinci sezonunu yaşayan Yaşar Admirals üçüncü kez Üniversiteler Süper Ligi’nde mücadele etmeye şampiyon olarak hak kazandı. Gelelim bu zaferin hikayesine…
Final organizasyonunun Konya’da yapılacağını öğrendiğimizde biraz garipsedik açıkçası. DEÜ Efeler’i ile İzmir’de bir final maçı çok daha değişik havada olabilirdi. İki İzmir takımının İzmir’de final oynayacak olması iki okulun da öğrencilerini çok heyecanlandırmıştı. Fakat maçın Konya’da olacağı gerçeğini de kabullenmek zor olmadı. Federasyonun tüm branşlar için seçtiği Konya, bizi ilk sezonumuzda gördüğünden çok farklı görecekti.
Aynı otelde kaldığımız İTÜ Hornets ile olan bir anımı anlatmadan geçemeyeceğim. 14 Nisan 2011’de yazdığım bir yazıda Hacettepe Reddeers’ın İTÜ’yü 34 – 0 yendiği bir maçı anlatmıştım. O gün koç Emrah Asilyazıcı ile yaptığım kısa görüşmede takımın durumunu ve planlarını anlatmıştı bana, Konya’da tekrar görüşmek ve geçen üç sene sonunda İTÜ’nün final oynadığını görmek Emrah koçun planlarının ne kadar gerçeğe uygun olduğunu ve planlı çalışılınca nelerin yapılabileceğini tekrar gösterdi bana. O gün takımın çaylak QB’sini çok beğenmiştim yazımda da ondan bahsetmiştim. Şimdi gördüm ki şampiyon takımın QB’si olmuş. Buradan kendilerini tekrar tebrik ederim.
Dönelim bizim final maceramıza, koçlar arasında çok ciddi bir güven vardı şampiyonluğa yakın olduğumuza dair. Bunu oyuncularımıza yansıtmadan konsantrasyonu düşürmeden maça hazırlanmaya çalışıyorduk. Bu sebeple maçın İzmir’den başka bir şehirde olmasının bizim adımıza avantajlı olduğunu ve bu konuda başarılı olmamıza katkı sağladığını düşünüyorum. Otelde maçtan önceki son teknik toplantımızı yaptıktan sonra artık hazırdık.
Geldik maç sabahına, o kadar emek, o kadar kavga, o kadar sakatlık, o kadar zaman bunun içindi ve biz burdaydık. Bu bazılarının küçümsediği kadar basit bir olay değil yalnızca 4,500 öğrencisi olan bir üniversitede 39 Amiral ile finale gelmek. Burada göremediğimiz köklü takımların arasından sıyrılıp geldik buraya. Koç Üniversitesi’ni saymazsak nispeten yeni üç takım dörtlü finaldeydi. Bu ciddi anlamda bir organizasyon başarısıdır. DEÜ koçu Eren Galioğlu ve Afyon koçu Emre Görgülü ile aynı otelde konaklıyor olmamız dolayısıyla konuşabildik, hepimizde burada olmanın verdiği haklı gurur ve son maçların heyecanı vardı.
Belki de ülkemizde bu sporun kısa tarihinde şampiyonluk kupasını başka bir şehirde kendi rektörünün elinden alan ilk takım olduk bu da bizim için ayrı bir sevinç kaynağı oldu. Sayın rektörümüz Prof.Dr.Murat Barkan’a bizi orada da yalnız bırakmadığı için ne kadar teşekkür etsek azdır.
Kutlamalar başlasın, “Cesaret Bulaşıcıdır” sloganıyla çıktığımız bu yolu zaferle tamamladık. Daha yapılacak çok işimiz var, Süper Lig’de kalıcı olmak ilk hedefimiz ve bu sebeple çok çalışmalıyız.
Mezun olacak oyuncularımızın yerini doldurmalıyız kalıcı olabilmek için. Onların mezun olmalarına onlar adına sevinirken, altyapı çalışmalarımız sonucu üç senedir çalıştırdığımız ilk oyuncumuzun bu sene aramızda olacak olması da bizi mutlu ediyor.
Bu sene mücadele eden tüm takımları tekrar kutlarım ve önümüzdeki sezon için başarılar dilerim.
Kalın sağlıcakla…