Varoluşçuluk, kısaca insanın bir olaydan kazanımlarını ancak kişisel bir deneyim sonrasında yapabileceğini savunur. Daha derine indikçe ise ölümden sonra hayat yoktur tarzı felsefenin en iç boğan kısmına giriş yapar (daha sıkça kullanılan terimlerle “Varoluş özden önce gelir”). NFL Draftı yazısında bunun ne işi var derseniz 2013’ün Nisan ayına hızlı bir geri dönüş yapmak istiyorum.
İlk turda tıpkı geçen yıl olduğu gibi takımın en belirgin eksiği, cornerback dolduruldu. San Diego’da oldukça iyi bir ünü olan TCU’dan (bknz. LaDainian Tomlinson) Jason Verrett seçildi. Seahawks’ın oluşturduğu “yapılı ve güçlü secondary” mentalitesine karşın boy olarak küçük kalan Verrett’ın en büyük özelliği oyunu okuması ve ruhu. Üniversiteden ilk çıktığında aynı bu şekilde bahsedilen oyunculardan birisinin Ray Lewis olması da beni umutlandıran şeylerden birisi. İddialı sözler pek tarzım olmasa da: “Jason Verrett bu yıl en az bir kere Peyton Manning’e interception yapacak”
Bunu üstümden attığıma göre ikinci turda ve benim, çoğu görüşün aksine en beğendiğim ve bir dördüncü tur seçim hakkı ile takas etmenin mantıklı olduğunu düşündüğüm saf bir 3-4 defans OLB’ı olan Jeremiah Attaochu’nun seçildiğini söyleyebilirim. Üçüncü tura geçmeden önce; “Attaochu bu yıl Raiders’ın beşinci sıradan seçtiği Khalil Mack’den fazla sack yapar”
Aşırı cap space kaplayan ve pozisyonunda takımın en gereksiz oyuncularından biri olan yaşlanmış oyuncu kimdir? Jeromey Clary. Gelecek sene serbest kalacak olan guard kimdir? Jeromey Clary. Bu adamın yerine geçecek genç kan kimdir? Üçüncü tur seçimi Chris Watt. Notre Dame’de iken geçen yılın ikinci tur seçimi Manti Te’o ile iyi arkadaş oldukları sonradan ortaya çıkan Watt, eski ve yeni takım arkadaşı tarafından gezdirilmiş, iyice şehri öğrenmiş bile. Bu sezon her maça başlamasa bile rotasyonun önemli bir parçası haline gelir ve seneye 16 maçın tamamına başlar.
Deep demişken, fade route koştuğuna yok olup bir daha bulunamamasından korktuğumuz yedinci tur seçimimiz Tevin Reese hızı ve atletikliği ile tam anlamıyla bir derin tehlike. WR konusunda geçen yıl gereken tek şey olan hız (ki bu sonradan Ladarius Green ile sağlanmaya çalışılmıştı) Reese ile beraber dolduruluyor. Sahayı genişletme açısından mantıklı bir tercih. 74 kilo olmasının dışında yedinci tur seçimi için pek bir eksiği yok. Nasıl bir oyuncu olduğunu anlamak için combine’da receiverlar içinde en iyi vertical jump, broad jump ve üç cone drill derecelerine sahip olduğunu söylemek yeterli olur sanırım.
Varoluşçuluğa geri dönersek, Tom Telesco geçen yılın başarılı draft’ından yeterli geri bildirimi almış ve bu yıl da kullanmış gibi gözüküyor. Ayrıca yaptıklarını ölüm sonrası için değil, şu an için yapıyor, kısa sürede güçlenecek bir playoff takımı kuruyor. Eğer 2015 draft’ında da ikinci turda takas yapıp OLB alırsak sonsuz bir paradoksa gireceğiz sanırım… Ve tabii ki son olarak; In Tom Telesco we trust!