Değerli Amerikan futbolseverler, uzun bir aradan sonra NFL’in belki de sizin için en “olmasa da olur” takımı konumundaki Jacksonville Jaguars’ın, off-season hamlelerini değerlendireceğim yazımla tekrar karşınızda olmaktan dolayı oldukça mutluyum. Genelde Jags, off-season’ları o kadar sönük geçirirdi ki ülkemizin bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki Jags taraftarları dışında ( Amma da attın ha şimdi o kadar Jags taraftarı olsa iyi, bu ülkede Jags’i destekleyecek kadar aklını kaçırmış bir adam daha yok senden başka dediğiniz duyabilir gibiyim) en ateşli Amerikan futbol severler bile, off-season döneminde takıma kimin katıldığından veya takımdan kimin gönderildiğinden bihaber olurdu.
Aslında bu off-season döneminde de takıma katılan oyuncular öyle aham şaham değiller ama takımı ileri götürebilecek adamlar (özellikle Toby Gerhart ve Chris Clemons). Jags her ne kadar bu off-season döneminde de serbest oyuncu piyasasında fazla ses getiren hamleler yapamasa da en azından NFL tarihinin en büyük bust’larından Blaine Gabbert’ı ve adı Jags özdeşleşmiş olan Maurice-Jone Drew’u takımdan gönderince, yıllar sonra ilk kez NFL.com’un en çok okunan off-season haberlerinde dolaylı yoldan olsa bile Jacksonville Jaguars’ımızdan bahsedildiğini görebildik de fazlasıyla duygulandık. :)
Güle Güle Sana, Yolun Açık Olacak Mı Bakalım?
Off-season döneminin en önemli hamlelerinden biri şüphesiz Blaine Gabbert gibi umutsuz bir vakanın takımdan gönderilmesi oldu. Jags’in 2011 NFL Draftı’nda çok ama çok büyük umutlarla takıma kattığı Gabbert, aslında daha ilk sezonunda %50 pas isabet oranını zar zor yakalayıp tam 40 kez sack’lenip, 14 kez de fumble yapınca tarihin en kötü quarterback performanslarından birini çıkararak adeta “Gönderin beni bu takımdan da rahat edin, yoksa başınıza bela olacam bak.” diye haykırıyordu. Ancak, bizimkiler bu affedilemeyecek performansı tabi ki de genç çocuğun toyluğuna verdiler ve ikinci sezona da “Allah’ım sen bizim bu deli oğlanı bu sezon iflah et.” gibisinden temennilerle Gabbert’ı ilk 11’de sahaya sürdüler. Quarterback, 2012 sezonuna iyi bir başlangıç yaptı. (İyiden kasıt da bir maçta toplam 256 yardlık pas oyunu yapıp iki touchdown pası atmak ve bu istatistiklerle kariyerinin en iyi maçını çıkarmak, Tony Romo bir maçta bu performansı sergileyince Kaan Özaydın ve Görkem Şahinoğlu söylemedik laf bırakmıyorlar adama. Ha tabi mesele Romo ise bu istatistiklerin yanına +3 interception’ı ekleyin, orası ayrı.) Bu performansın ardından akıllara “Acaba?” soruları gelmeye başladı. Ancak sağ olsun Gabbert, bu sefer de Jags taraftarlarının umudunu boşa çıkarmayı başardı ve üst üste birçok karşılaşmada belki de çaylak sezonundan bile daha kötü performanslar çıkardı, en sonunda “Sakattık ya, o yüzden oynayamadık.” ayaklarına yatıp sezonu kapattı. Gabbert’ın geçtiğimiz sezonunu ise şu iki istatistik baya güzel özetliyor: “1 touchdown pası, 7 interception.” Eh bu performansın üzerine bize de İbrahim Tatlıses’in “Yallah şoför Yallah” şarkısını Gabbert’a armağan etmek düşer:
Hiç Allah’tan korkmisan