“Bundan tam iki sene önce her şey çok farklıydı. Organizasyonsuzluk sendromundan ölesiye dem vurabilirdiniz. Wizards bahtsızlığı denen kavram, Portis vakası, Nationals vurdum duymazlığı, bu terimler günlük hayatınızın birer parçasıydı, ancak şimdi bunları konuşurken dikkatli olmak zorundasınız. Wizards yıllar sonra biraz da konferansının yardımıyla başarılı sonuçlar alıyor, Portis vakası tarihin tozlu sayfalarına gömüldü, Nationals bile usturuplu top oynamaya başladı. Peki ya şehrin esas oğlanı? Talihlerini değiştirebildiler mi? Hem Kimse onlardan daha içten bir bağlılıkla bir takımı destekleyebilir mi? Franchise’larının yüzü olsun diye uğruna takımın geleceğini ipotek ettikleri QB’leri üç sezonda üçüncü ciddi sakatlığını geçirip sahayı terk ettiğinde bile seslerin titremediğini görürsünüz. Biraz alışkanlıktan, çoğunlukla bağlılıktan;

“Burgundy and Gold, Till I’m Dead and Cold…”

Jacksonville Jaguars karşılaşmasının ilk çeyreğinde güçsüz ayağından destek alarak DeSean Jackson’a attığı 20 yardlık pasın ardından yere yığıldığında aslında hepimiz ne olduğunu biliyorduk. Sol ayak bileğinin yamulduğunu yavaş çekimde açıkça görebilirdiniz. Robert Griffin III arabayla saha dışına taşınırken hücumu yönetmek için sekiz numaralı adam giriyordu oyuna. Sezon başından beri hiç beklenmeyen bir forma rekabeti yaratan adam.

Kirk Cousins hakkında iki sene önce Ron Jaworski “NFL’de yedek QB olmaması gereken bir adam varsa o da Kirk Cousins’tır.” dediğinde kimse bu sözlere medyatik bir değer bile vermemişti. RGIII fenomeni henüz yeni alevlenmişti ve kimse bu “hazırlık kamplarının daimi yıldızı kontenjanından takıma giren” çocuğu pek de tanımıyordu. Her ne kadar Jaworski paşayı pek sevmesem de duayenliği tartışılmazdı ve dediği gibi çocuk iyiydi, gerçekten iyiydi, ama RGIII daha iyiydi.

Griffin iki çapraz bağını da yırttığında aklı başında otoriteler -bu isimlere Kaan Özaydın da dahil!- Cousins’ın taht iddiasını yeniden gündeme getirdiler. RGIII’nin sakatlığının ağır bir rehabilitasyon dönemi gerektirdiğini, en azından yarım sezon oturması gerektiğini, takımın selameti için en doğru olanın bu olduğunu dile getirdiler. Ancak Shanahan aynı fikirde değildi. Season Opener’a yetişebileceğini, yetişmesi gerektiğini, çünkü kendi “gimmick” offense sisteminde Cousins’ın pek de bir şey ifade etmediğini biliyordu. Oysa sistemi biraz daha pocket passing üzerine yoğunlaştırarak forme etmek çok da zor bir iş değildir sayın okurlar, gerçekten değildir.

İzlediğimiz üzere RGIII döndü, ama bildiğimiz RGIII olarak dönmedi. Eksik olan birşeyler vardı, sezona hemen başlamaması gerektiği belliydim ve tahmin edilebilir bir sonuç olarak yeniden sakatlanarak sezonu tamamlayamadı.

Mike Shanahan hakkettiği biçimde takımdan yaka paça atıldıktan sonra takımın başına umut verici bir isim olan Jay Gruden getirildi. Hücum sistemini düzeltmekle işe başlayan Gruden’ın en önemli görevi Griffin’i bu model içinde eritmekti, hücumu Griffin içinde eritmek değil. Onun pocket passer stabilizasyonuna dayanan pas oyunu alışık olduğumuz RGIII’nin kolay kolay alışabileceği bir şey değildi. Alışamadı da.

Sezonun başlamasına iki hafta kala ise taht değişikliği için sesler yeniden yükselmeye başladı. Camianın efsanevi ismi Joe Theissman “Cousins ilk onbiri hakediyor, sistemde çok daha başarılı ve verimli. Onun başlaması gerekiyor.” açıklamasını yaptıktan sonra hareketlenen Cousins taraftarları Gruden’ın yeni belasıydı. İlk hafta gelen vasatın altında performans ve ikinci hafta ilk çeyrekte gelen sakatlık, taraftarlara çok da iş bırakmadı. Taht artık Cousins’a kalmıştı. Bu zorunlu bir devralmaydı, asıl önemli olansa bunu takip edecek süreçti.

Jay Gruden, Bengals zamanında oturttuğu sistemin uyarlanmış bir modelini Redskins şemalarıyla birleştirmiş durumda ve bu sistemi yönetmesi gereken QB’nin önemli bir pocket passer yeteneğine sahip olması gerekiyor. Action pass oyunları oldukça azınlıkta, read option yolları neredeyse taban noktasında ve rakibin secondary’sini düzgün kullanıldığında hallaç pamuğuna çevirebilecek çok fazla receiving yolu döşenmiş durumda. Kirk Cousins bu sistemi daha iyi kontrol edebilecek bir isim, bunu Jaguars maçının ikinci çeyreğinde de gördük. Bu aşamada en az beş-altu galibiyet bekleyen bir Redskins için doğru tercih olacak. Ancak uzun vadede Gruden sistemi RGIII’nin de meyvelerini alabileceği bir tarafa doğru kaydırırsa…

“Dur orada. Hangi meyvelerden bahsediyoruz ya?…”

Muhtemelen soracağınız en can alıcı soru bu olacaktır. RGIII hem bu sistemin farklı kalıpta olması hem de geçirdiği iki uzun süreli sakatlığın ardından eski dinamizminden çok uzak görüntüler çiziyor. Eskiden savunma oyuncularını nasıl kolaylıkla ekarte ettiğini hayretle izlediğimiz adam ilk hafta J.J. Watt’ın şamar oğlanı gibi durmuş olabilir, ancak bu tekrar o formu yakalayamayacağı anlamına gelmiyor. Sistem ve takım ona bunları yapma şansı vermek zorunda.

Fakat bu sefer yine aynı noktaya dönüyoruz. RGIII’ye bu karma sistemi okuma şansı vermeye karar veren bir Redskins bu sezon beklediği rakamlara ulaşamayacak. En azından dört hafta kaçıracağını düşünecek olursak, döndüğü ilk maçtan itibaren 10 maçlık bir periyotta bu deneysel performanslarla üç gibi gerçekçi bir rakamda galibiyet beklenebilir. Ancak Cousins ile altı galibiyet hedefi çok büyük oranda gerçekçi bir hedef gibi duruyor. Ayrıca Cousins’ın tahtı ele geçirmesi RGIII gibi motivasyon odaklı bir oyuncuyu daha hırslı bir yapıya iterek takım içi rekabetten güzel sonuçlar da doğurtabilir.

“Peki diyelim ki, sadece diyelim ki, yani normalde düşünmem ama, takas söz konusu olursa?”

Bu konu geçen hafta NFL Network programında da tartışıldı. “Griffin’i oturtacaksanız, takaslayın gitsin. Böyle bir oyuncuya onu oturtmak için sahip olamazsınız.” tarzında bir sonuç çıktı o masadan, bu hafta da birkaç kere karşılaştığım bir sonuç oldu bu. Franchise face ilan ettiğimiz bu adamı gerçekten bu kadar kolay gözden çıkarabilir miyiz? Ve karşılığında ne kazanmalıyız?

Cousins’ın kısa vadede takıma büyük bir sıçrama yaptırması zor gözüküyor, ancak RGIII bahsettiğim gibi bunu yaptı, yeniden de yaptırabilir, hele bu hücum sisteminin forme edilmesiyle daha fazlasını da başarabilir. Ancak bunun için bir tahammül aşaması gerekli ve artık kimse bu lükse katlanmak istemiyor. Çok fazla draft hakkı feda edildi, maaş havuzunda yer yok ve insanlar artık bir şeyler görmek istiyor. Bu bakımdan Redskins yönetimi iki sezon içerisinde yaşanacaklarla beraber bu karara imza atabilir. Dallas’ın şimdiden camiaya fitne fesat saldığı bile söyleniyor. Bu sezon bu bakımdan çoğu şeyin belirleyicisi olacak.

Camia içinde de taht oyunlarının tarafları keskin biçimde ayrılıyor. Sezon öncesi işleri alevlendiren Theissman, sezonu Cousins ile tamamlamak için Gruden ve ekibine baskı yapıyor. Ancak idari kadro henüz RGIII’den vazgeçmiş değil, öte yandan bir gözleri de Cousins’ın üzerinde. Bu noktadan sonra Cousins’ın getireceği birkaç galibiyet suyun yönünü çok farklı yönlere çevirebilir.

Hiç kimsenin verdiği emekler, getirdiği anılar, fedakarlıkları unutulmadı bu tribünlerde. Bu yüzden ne olursa olsun, bu emektar taraftar yüzü gülmese de meşhur kelimeleri tekrar edecek;

“Burgundy And Gold, Till I’m Dead and Cold…”