Chargers kaybetti. Son iki haftaya girilirken bir kez daha kendi talihini kontrol etmiyor. Bu en büyük sorun gibi gözükebilir ama aldanmayın bu takımın sorunları çok daha büyük. En büyük soru ise daha ne kadar San Diego Chargers olarak kalacakları. Potansiyel olarak Chargers franchise’ının San Diego’daki son sezonuna çıkacak olma olasılığı var ve emin olun hiç güzel bir veda olmayacak eğer gelecek yıl yeni ufuklar getirmezse…

Maç San Diego’da oynanmış olabilir ama ne yazık ki geçen hafta Qualcomm Stadyumu semalarında yankılanan “Brady, Brady” tezahüratlarından sonra bu hafta da televizyondan izleyen birisi tribünlerde Chargers mavisinden çok Broncos’un inşaat görevlisi turuncusunu gördü. Tamam, belki sayısal olarak çoğunluk Chargers taraftarıydı ama 25-30 bin civarında Broncos taraftarı vardı ve ev sahiplerinden çok daha etkililerdi. Maç sonunda Denver DT’ı Terrance Knighton “Evimizde oynuyor gibiydik, çok fazla turuncu vardı” derken Chargers DT’ı Corey Liuget “Deplasmanda gibi hissettik. Bu sezon 16 tane deplasman maçı oynamış olacağız” diye durumun vahimliğine açıklık getirdi. Snap öncesi değişikliklere bu kadar güvenen bir takımın iç sahada bile rahat rahat hücumdayken bundan faydalanamaması büyük bir sıkıntı. Chargers bu sezon içeride 5-3, dışarıda ise 3-3. Kalan iki maçını kazanırsa (birazdan bunun bir zorundalık olduğunu göreceğiz) iç saha avantajının sıfır olduğu çok daha belli olacak.

Taraftarların biletlerini satmaları, sahaya gelmemeleri, maçları izlememeleri San Diego’nun bu kadar yıl içerisinde Chargers’ı elinde tutmak için hiçbir çaba göstermediğini özetliyor aslında. Bu nedenle artık Los Angeles bu franchise için çok daha avantajlı durumda. Üniversiteden gelirken en çok konuşulan isimlerden olan Manti Te’o Chargers tarafından seçildiğinden beri ismi medyada geçmedi bile. San Diego medya açısından bir karadelik, bu nedenle de gerekli yerlerde takım medya baskısı görmüyor. Eğer Mike McCoy’un skandal kararları San Diego değil de Los Angeles Chargers’ın başında verilmiş olsa şu anda bir ayağı çukurdaydı.

İkinci olarak, Chargers maçlarını San Diego county’sinin %33 civarı izliyor. Yani kaba bir hesapla bir milyon kişi. İlk bakışta iyi gözükse bile San Diego nüfus bakımından ABD’nin en büyük dokuzuncu şehri. Yani şehirde yaşayan iki milyona yakın kişinin takımla alakası yok. Daha geniş açıdan bakarsak, San Diego’da Chargers taraftarları diğer takım taraftarlarına göre neredeyse yarı yarıya azınlıkta. Bunu Green Bay’den birisine söyleseniz bilgiyi kaldıramayıp gülme krizine falan girer. Geçen hafta bir videoda Green Bay’de Bears taraftarı arayan adamı izlemiştim. Üç günde yaklaşık dokuz Bears taraftarı, üç de Lions taraftarıyla karşılaşmış. Ama zaten şehirde çöp kovaları bile yeşil-sarı, ben neden bahsediyorum…

Peki bütün bu Chargers’ın relocation mevzusu neden bir anda alevlendi? Birinci ve en önemli neden bahsettiğim taraftar desteği sorunu, ki son iki haftada playoff yarışının en önemli iki maçında olanlardan görüyoruz ki bu büyük bir eksiklik. Belki Los Angeles’da çok fazla Chargers’lı yok ama o kadar büyük bir şehirde kısa sürede yeteri kadar büyük bir kitle oluşturulabilir. İkincisi, stadyumların NFL maçlarına kapılarını açması. Rose Bowl (UCLA) ve The Coliseum (USC) stadları kiralık bir sözleşmeyi uygun buluyorlar.

Birkaç sene öncesine kadar durum bunun tam tersiydi. Ayrıca NFL’in değerlendirmek istediği Farmers Field arazisi var. Buraya yapılacak bir stadyum Pro Bowl, Super Bowl gibi aktivitelerde kullanılacağı gibi takımlardan da büyük para kazanılacak. Üçüncü olarak, Chargers’ın da işine geliyor taşınmak. Takımı San Diego’da tutmak için büyük çaba harcayan Spanos ailesi artık vazgeçmek üzere. Eğer Los Angeles’a Raiders ve/veya Rams giderse, en erken 2017 yılında yapılacak yeni stadyum seçimlerinden istenilen sonuç çıkmazsa Chargers kırık dökük milattan önceden kalma Qualcomm Stadyumunda sıkışıp kalacak (ki şu an bile finansal açıdan takıma zarar veriyor burası) Bu, almak istenilmeyen bir risk.

Benim isteğim ise basit. Southern California Chargers. Kesin olan bir şey varsa o da Chargers’ın SoCal’de kalacak olması. Bu hem kısa vadede, hem uzun vadede geçerli. Bir anda çıkıp da Oregon’a, New Mexico’ya, Montana’ya falan taşınmak isteyecek halleri yok. Zaten Kuzey Kaliforniya’da Raiders ve 49ers yeteri kadar köklü franchise’lar. 2017’ye kadar Rose Bowl veya The Coliseum’da oynanır, seçimlerin sonucuna göre Chargers ya yeni San Diego’daki stadyumlarında oynar, ya da gider paşa paşa Los Angeles’a stadyum yaptırır. Tabii bunun olması güç çünkü NFL’in işine gelmiyor, Chargers’da 2015 için stadyum sözleşmesini fesih hakkını kullanmama kararı aldığını açıkladı. Olsun, hayal etmekten ne zarar gelir…

Sonuç olarak gene Jim Mora’nın “Playoffs? Playoffs?! I just hope we can win a game” kıvamına geldik. Haftaya daha çok safety yapanın kazanacağı 49ers maçı var, onu kaybedersek büyük ölçüde playoff’lardan eleniyoruz. Hatta kalmak için iki maçımızı da kazanmamız, Ravens’ın bir, Steelers veya Bengals’ın da iki maç kaybetmesi gerekiyor. (Son maç birbirleriyle oynuyorlar) Neyse, bu maçta Brock Osweiler oynayınca Broncos’un yaşadığı skandal kaosu gördük, en kötü oturur Peyton sonrası krallığımızı bekleriz. Hepinize handoff sonrası ellerini cebine koyup olan biteni izleyen Jay Cutler rahatlığında bir hafta diliyorum. Her zaman olduğu gibi, esen kalın.