Sezonun sondan ikinci gündem yazısına hoş geldiniz. Bu demek oluyor ki normal sezonun bitmesine sadece bir hafta kaldı. Ancak üzülmenize hiç gerek yok çünkü işin asıl eğlencesi şimdi başlıyor. Playoff, Black Monday, Super Bowl, offseason ve draft diye devam eden çok keyifli bir takvim bizi bekliyor olacak. Eğer desteklediğiniz takım playoff’u garantilediyse ne mutlu size. Eğer takımınız bu Pazar gününden sonra balık tutmaya gidecek grup içindeyse yapabileceğiniz iki seçeneği sizlere sunuyorum. Birincisi eğer desteklediğiniz takım draft sırasında ilk beş sırada ise şimdiden draft’a girmeye hazırlanan en iyi oyuncuları araştırmaya ve Bowl maçlarını izlemeye başlayabilirsiniz. İkincisi ise playoff oynayacak takımlar içinden hemen kendinize en sempatik gelen takımı seçerek desteklemeye başlamak. Girişi fazla uzun tutmak istemiyorum, herkese mutlu yıllar diliyorum ve sözü yazarlarımıza bırakıyorum.
Son şampiyon Seattle Seahawks eksiklerin de dönmesiyle yeniden ligin en korkutucu ekiplerinden birine döndü. Arizona Cardinals’ı da özellikle rekor bir hücum performansıyla geçerek liderliği geri aldılar. Zayıf yanı hücum olarak gösterilen Seahawks’ın Cardinals gibi ligin en iyi savunmalarından birine karşı gösterdiği performansı nasıl değerlendiriyorsunuz? Seahawks’ın Marshawn Lynch’i sezon sonu bırakacağı konuşulurken sizce bu ne kadar doğru olur? Lynch bu kadar kolay vazgeçilebilir bir oyuncu mu?
Oktay Çavuş: Seahawks 5W streak ile ligin en iyi çıkışını yakaladı ama kazandığı maçlar nispeten zayıf takımlara karşı oldu. Playoff takımları arasında yer alan ya da aday gösterilen takımlardan Packers, Broncos, Panthers ve Cardinals’ı mağlup ederken, Chargers, Cowboys, Rams ve Chiefs maçlarını kaybetti. Patriots ve Bengals ile bu sezon hiç oynamadı. Takımların çoğu bu dönemde düşüşe geçerken (hava durumu, yorgunluk, sakatlık, idman eksikliği, vs) Seahawks’ın iyi bir çıkış yakalaması play off başarısı ve konferans finali için büyük bir ölçüt. Hücum bakımından zaten tüm üretkenlikleri ortada. Defansif anlamda geçen yılki başarıyı yakalarlarsa, bu sezon da Super Bowl’un iddialı ekibi olmaları sürpriz olmayacaktır. Lynch konusuna gelecek olursak, gönderilmesi takıma çok fazla yara açmaz. Güç ve sağlamlık bakımından iyi bir karışım ve üstün bir yetenek, ancak yeri doldurulamaz değil. Zaten bu yıl birkaç RB dışında, nerdeyse tüm NFL için koşu hücumu açısından beklentilerin çok altında, vasat bir sezon oldu. Bu kıtlıkta Lynch de kolaylıkla sığınacak sıcak bir liman bulur. MoJo’dan ağzı yanan Raiders, Lynch’i üfleyerek yiyebilir.
Berk Orkun: Bir maçla asla yorum yapmadım, yapmayı da düşünmüyorum bu yüzden Cardinals karşısındaki hücum performansları Seahawks hücumunun toparladığının göstergesi değil. Evet, iyi bir çıkış yakaladılar, ligde beş maç üst üste kazanmak hiç kolay değil, fakat her maçla beraber hücumun ne kadar Lynch’e bağlı olduğunu daha da fazla gösteriyorlar. Marshawn dayımız her ne kadar bu bağlılığı yüzüstü bırakmasa da onun da duraksayacağı anlar gelecek elbette. Bu tür anlarda Hawks hücumunun ne yapacağını merakla bekliyorum.
Hilmi Çeltikçioğlu: Seattle, performansın zirve yapabileceği en uygun zamanda zirve yaptı. Playoff’lara bomba gibi girecekler ve şu gidişleriyle Super Bowl oynamaları sürpriz olmaz. Normalde bir takımın hücum ve savunma ayaklarından birinin zayıf olması normal karşılanan bir şeydir. Örneğin geçen seneye kadar Green Bay’i hücumu taşıdı. Buffalo Bills ise bu sene son derece etkili bir savunmaya sahip olmasına karşın AFC’de sivrilecek hücuma sahip değil. Seahawks’a dönecek olursak; savunmalarının hücumlarından daha kaliteli olduğu ortada. Ancak Seattle takımı Pete Carroll geldiğinden beri çok ilginç bir mentaliteye sahip. Bildiklerini okuyorlar, ve başarılı oldujları için de kimse çıkıp bir şey diyemiyor. Cornerback’lerin sahada sağa sola oynamaması, mesela, çok görülen bir şey değil. Seahawks’ın bu mentalitesini de en iyi gösteren Marshawn Lynch. Şampiyon olduktan sonra “canı istemediği için” Beyaz Saray’a gitmeyen, gazetecilere konuşmayan, ceza yiyip konuşmak zorunda kalınca da her soruya “sorduğun için sağol cnm tşk kendine ii bak” gibi cevaplar veren birisi kendisi. Lynch seneye Seattle’da devam de edebilir, Nepal’de inzivaya da çekilebilir, kuran kursuna da yazılabilir. Şu andan sonra bu adamın yapacağı hiçbir şeye şaşırmam. Ancak kendisi ne kadar etkili de olsa, receiver ve running back tayfasının her zaman geriden beslenebileceğini düşünüyorum. İki senedir ilk turdan running back seçilmiyor. 2000’lerden önce futbol seyreden birine söylesen inanmaz.
Ligin en iyi pas hücumuna sahip olan Indianapolis Colts, bu hafta Dallas Cowboys karşısında hiç bir etki gösteremeyerek mağlup oldu. Colts gerçekten iyi bir takım mı yoksa biz mi abartıyoruz? Playoff’ta Colts’tan beklentileriniz neler? Şampiyonluk yürüyüşü hazır bir takım gibiler mi yoksa one and done dediğimiz ilk maçtan elenir görüntüsündeler mi?
Oktay Çavuş: Colts, coaching bakımından çok vasat bir takım. Bunu Steelers ve Cowboys maçlarında daha yakından görme fırsatımız oldu. Zira zinciri ve saati iyi işleten, skor bulmakta zorlanmayan rakiplere karşı gerek hücum, gerekse savunmada cevap vermeyi bir türlü başaramadılar. Bir QB ile bahar gelmeyeceğinin en bariz örneği oldular. Ligin en yetenekli ve başarılı QB’lerinden birine, Peyton Manning ile yeniden canlanan bir football ekolüne sahip olmalarına rağmen, çok fazla zayıf noktaları var ve bu açıklarını da, sezon boyunca, bir türlü kapatmayı başaramadılar. Playoff maçlarının favorisi olmaz. Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Ancak Colts, kâğıt üzerinde yenilmesi en kolay üç takımdan biri. Yine de, savunmada bir takım radikal değişiklikler yapmaları durumunda belki bizlere bir sürpriz yapabilirler.
Berk Orkun: Cowboys karşısında kimse ne yaptığını biliyor gibi gözükmüyordu. Vinatieri, Luck, Moncrief inanılmaz siliktiler ve TY Hilton bu hücumun parçası olmadığı zaman ne kadar büyük sıkıntıların ortaya çıkabileceğini gördük. İyi yönetilmediği zaten aşikar bir takım Cowboys gibi bir güce karşı böyle bir bocalama içine düştüğü gibi bundan kurtulmayı da başaramadı. Elbette Luck’ın efsanevi performanslarıyla daha büyük farklardan döndüklerini gördük fakat Colts savunması hakikaten fecahat bir iş çıkarttı. Luck da peygamber değil ya. En azından şimdilik… Colts’un hala önemli bir playoff takımı olduğunu düşünüyorum, bence ilk maçtan sonrasını göreceklerdir. Fakat Super Bowl mu? Bu teknik ekiple? Çok zor.
Hilmi Çeltikçioğlu: Colts açıkçası bana Peyton Manning yıllarını hatırlatıyor. Yıldız bir oyun kurucu, sağlam bir receiver ve saz arkadaşları, bir türlü oturmayan koşu oyunu ve kendi hücumunun işini zorlaştıran bir savunma. Colts gerçekten iyi bir takım, ve hiçbir takımı tek maçla değerlendirmemek lazım, özellikle de Cowboys gibi sonunda yeteneğini sonuca dönüştürmeyi başarmış bir takıma karşı oynanan maçla. Doğru dürüst korunabildiği zaman Andrew Luck koşu oyunu bile olmadan NFL’de her savunmayı zorlayabilir. Playoff için ise tahmin yapmak her zaman tehlikelidir. Tek maç, sonunda. Tight end’in katil olabilir, receiver’ın kendini ayağından vurmuş olabilir, running back’in oğlunu ve/veya karısını dövmüş olabilir. Playoff’ta hiçbir maçı kazanmaya kesin gözle bakmamak lazım; hele Indianapolis Colts maçlarını asla.
Son haftalarda hem Peyton Manning’te hem de Denver Broncos’ta ciddi bir performans düşüşü söz konusu. Haftalardır direkten döndükten sonra Cincinnati Bengals karşısında kaybeden Broncos’un sorunu ne? Peyton Manning sonunda yaşlanma belirtileri mi göstermeye başladı yoksa işin içinde başka bir şeyler mi var?
Oktay Çavuş: Peyton Manning kariyerindeki 5.nci 4 int maçını oynadı. Thomas’un kucağından alınan top harici, diğer üç interception da ya misread ya da poor throwing’ti. Broncos’un koşu oyunu ve m pas zayıflıklarını, özellikle TE savunma zaaflarını artık hepimiz biliyoruz. Bununla birlikte hücumdaki tüm yük PM’in omuzlarında. Sezon boyunca koşu oyunlarından istenilen verimi alamadılar. O yaştaki bir QB’i ilaçlarla maça çıkarmak yerine, belki back-up unit ile bir-iki hafta sahaya çıkıp, hem onların elini ısıtma, hem de PM’e tazelenme şansı verilebilirdi bence. Son 2 sene de gerek savunma, gerekse hücuma third down conversion’lar yüzünden büyük maçlar kaybettiler. Savunma zaafları, special temas bakımından vasatın üstüne çıkamamaları, hücumda PM dışında bir lider, play maker olmaması yumuşak karınları. İstikrarlı bir takım olmaları ve PM gibi bir virtüöze sahip olmaları ise güçlü yanları. Bakalım bu sezon PM erken emeklilik hediyesi alabilecek mi?
Berk Orkun: Bence herşey gayet iyi gidiyordu Broncos için. CJ Anderson ile beraber çoğu zaman Moreno’dan dahi göremedikleri bir katkıyı görmüşlerdi. Demarcus Ware ve Von Miller inanılmaz işler yapıyorlardı ve Sanders sahada çok da kötü durmuyordu. Gidişatı sakatlayan en önemli nokta Welker’ın oldukça etkisiz kalışı, Peyton amcanın gerçekten şaşırtıcı kararlar vermeye başlaması ve savunmanın pass rush dışında oldukça büyük zaaflar göstermesi işleyen çarklardan pas sesi gelmesine sebep oldu. Diğer bir konu bu çorbaya teknik ekibin de tuzunu katması. Ajda Pekkan artık üç saatlik konserler verebiliyor mu? Hayır. Hadi biraz daha uzağa gidelim, Billy Joel? Yine hayır çünkü biliyoruz ki ikinci saatin sonunda sol yanağındaki botoks düşer. Manning’in de bu yaşta bu kadar fazla hırpalanması doğru değil, Broncos planlamasına göre en azından oynaması gereken bir yılı daha, Billy Joel’ın da vermesi gereken 50’den fazla konseri var. Birkaç da Best Of Albümü.
Hilmi Çelltikçioğlu: Manning yaşlanmaya başlayalı epey oluyor, ama sene başında MVP olması beklenen adam aradan geçen dört ayda Alzheimer olmadı ya. Takımlar ve oyuncular haftadan haftaya çok değişik performanslar sergileyebilir. Genele yormamak lazım. Broncos savunma ve hücumuyla “tam” bir takım. Playoff yarışı konusunda diğer hiçbir takımdan eksiği yok. İlle de geçen seneki gibi son maç hariç playoff’ların tozunu atacaklar demek değil bu elbette ama paniğe gerek yok. Aaron Rodgers’ın kendi taraftarları için sarfettiği temenniyi içimizdeki Bronco’lar için tekrarlamak istiyorum: R-E-L-A-X, relax.
Her iki konferansta da playoff’a kalan takımlar birer takım dışında belirlendi. NFC’de Falcons-Panthers maçının kazananı son bileti alacak. AFC’de ise son koltuk için daha fazla aday var ancak en ciddi ve yüksek ihtimalli adaylar San Diego Chargers ve Baltimore Ravens. Buna göre son biletler için sizin tahminleriniz neler? Kimler daha çok playoff’ta olmayı hak ediyor?
Oktay Çavuş: Kalan maçlar arasında, şüphesiz en heyecan uyandıran maç aynı galibiyet sayısına sahip olan iki takımın eşleşmesi, Panthers @ Falcons müsabakası olacaktır. Falcons’un Home field advantage ve hücum üretkenliğine rağmen, benim tahminim konuk ekip Panthers’in galibiyete yakın olan taraf olduğu. Konuk ekipten galibiyet beklediğim bir diğer zorlu deplasman müsabakası ise Chargers @ Chiefs maçı. Her iki takım da benim gözümde eşit şansa sahipler, ama Chargers iyi başladığı sezonu iyi bitirecektir diye düşünüyorum. Browns @ Ravens maçında ise favorim ev sahibi Ravens olacak. Geride kalan haftada Flacco’nun inanılmaz kötü performansı ile gelen mağlubiyete ve NFL’in en dominant DT’ı Haloti Ngata’nin performans artırıcı ilaç kullanımı sebebi ile aldığı üç maçlık cezasının devam ediyor olması sebebi ile sahada olmayacak olmasına rağmen favorim Ravens. Çünkü büyük maç kazanmayı bilen bir ekip. Rakipleri de son derece kırılgan ve ligde çoktan havlu atmış bir ekip. Elbette ki bu üç müsabakada da sürpriz çıkması kuvvetle muhtemel. İzleyip göreceğiz.
Berk Orkun: Chargers’ın son haftalar dışındaki performansı münasabetiyle onurlandırarak playoff scheme’ime sokuyorum ve bence Falcons-Panthers maçının kazananı da berbat giden bir savunmaya karşı neler yapacağını bu ligde çok iyi kavramış olan Matt Ryan’ın takımı Falcons olacaktır.
Hilmi Çeltikçioğlu: Tek maç tahminini de ne çok severim. Attila’ya sorun kardeşim. Bulamazsanız yazı tura da atabiliriz. Atlanta-Carolina maçının galibinin playoff’a gitmesi isabet olmuş. Bu division’ın tamamı çok kötü sonuçlar aldı; yoluna devam eden takım, rakibini yendiği için az da olsa playoff’ları hak etmiş gibi görünecektir. Carolina şu anda çok kuvvetli bir takım değil. Atlanta ise yer yer paslanmış lüks bir yat gibi. Evinde oynamanın da verdiği avantajla bence galibiyete biraz daha yakın. Beraberlikte ise Panthers tur atlıyor, ama bu ligin bu seneki beraberlik kontenjanı doldu. AFC’de aslında Kansas City’nin ve Houston’ın matematiksel şansları var. Merak eden varsa mesela Chiefs’i anlatayım: Chiefs Chargers’ı yenecek, Texans Jaguars’a yenilecek, Ravens Browns’a yenilecek, Godai Gençlik sınav haftası olduğundan maça çıkmayacak vs. Ciddiyete dönecek olursak; Bence San Diego playoff’lara daha yakın. Chiefs’i yendiği zaman doğrudan yoluna devam ediyor. Ravens’ın ise kendi maçının sonucu kadar Chargers’ı da takip etmesi gerekiyor. Son bilet demişken, hem Lions hem de Packers playoff’ları garantilemişken bile NFC North şampiyonu son hafta aralarında yapacakları maçın sonucuna göre belli olacak.
Geçtiğimiz günlerde Pro Bowl kadroları açıklandı ve arkasından her zamanki gibi bir sürü tartışmayı da beraberinde getirdi. Pro Bowl organizasyonu hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Sizin hak ettiğini düşündüğünüz ve kadrolarda kendine yer bulamayan isimler kimler?
Oktay Çavuş: Football gibi sert ve yıpratıcı bir sporda, Pro Bowl gibi bir organizasyon düzenlenmesi bana hep çok saçma gelmiştir. Turizm, reklamcılık ve ekstradan dört saatlik reyting dışında hiçbir oyuncu ya da kulübe en ufak bir faydası bile yok. Zaten hiçbir oyuncu da kendini riske etmiyor. Bunun yerine yeterince forma şansı bulamayan yedeklerden ya da prospect’lerden oluşan, rekabeti yüksek bir maç çok daha faydalı olabilir. Pro Bowl maçlarını izlemediğim gibi, bu organizasyondan en ufak bir beklentim de yok. Bu sebeple kadro ile ilgili bir hayal kırıklığı da yaşamıyorum. Hayatımda Pro Bowl olmadan da mutlu olabiliyorum. :)
Berk Orkun: Açıkçası izlediğim son Pro Bowl Sean Taylor’ın son oynadığıdır. Ondan sonraki hiçbir Pro Bowl bu kadar tatlı, hüzünlü, duygusal ve tatmin edici gelmemiştir. Kadroları değerlendirmek de adetim değildir çünkü bence Amerikan futbolu için oldukça saçma bir organizasyon. All-Star organizasyonu erasında Pro Bowl bana yan sanayii ürün gibi geliyor, sporun nosyonunda olan şeyleri içinde barındırmıyor, sadece büyük bir marketing operasyonu gerçekleştirilmiş oluyor. Ancak kadrolara Darrel Young, Khalil Mack veya Odell Beckham Jr. seçilmediyse üzülürüm, orası ayrı.
Hilmi Çeltikçioğlu: Pro Bowl’u sıkıcılıktan kurtaracak her türlü fikri tartışırım. AFC-NFC takımları yerine “aldım – verdim – ben seni yendim” sistemi fena olması gibi (Latincesi: Veni Vidi Arrivederci). Aaron Rodgers’ın Andre Johnson’a pas atma ihtimalini başka türlü yaşamayız. Kadrolar tamamen oylama üzerine oluşturulduğu için Time dergisinin oylamasında zirveye oynayam Fenasi isimli arkadaş kadar ciddiye alıyorum ancak. İlle de isim gerekirse hücumdan Odell Beckham Jr., savunmadan ise DeAndre Levy derim. OBJ zaten herkesçe biliniyor. Levy için ise tek bir Lions maçını baştan sona izleyin, bana inanacaksınız. Hak ettiğini düşündüğüm son isim ise kendim. Bu sene en aşağı Peter King kadar iyi yazdım ama Pro Bowl yazmak için uçak biletim hala gelmedi.
Son olarak artık sezon sonuna geldiğimizi hesaba katarak ciddi bir MVP tartışması yapabiliriz. Son dönemde Tony Romo’nun da adının geçmeye başladığı bu ödülü kim kazanmalı?
Oktay Çavuş: Sezon başındaki isimlerden sadece J.J. Watt yarışta kaldı. Luck, Rivers, Peyton Manning ve Murray epey kan kaybettiler. Romo’nun aday gösterilmesi kendisine yapılan büyük bir jest. Yani bu sezon bu unvana aday olacak bir performans sergiledi gerçekten de ama bu ödül bir QB’e verilecekse, bu sezon bu onuru en çok hak eden isim Rodgers olacaktır. RB’te tartışmasız Murray, TE’de Gronk ve WR’da en az bir düzine isim üzerinde konuşabiliriz. Benim görüşüme gelirsek, banko Rodgers, plase Murray, sürpriz Watt üçlüsü arasında bir yarış olacaktır.
Berk Orkun: Son soru ölümüne “Kaan Özaydın” diye bağıradursun, Romo?!. Neyse, sinirlenmiyorum. İstatistiksel bakımdan öyle gözüktüğü üzere de Aaron Rodgers virtüöz edasıyla fevkalade bir sezon çıkarttı, DeMarco Murray rekorları altüst etti, hatta runner-up olarak LeVeon Bell bile telaffuz edebilirim. Ancak iş duyguları bir kenara bırakmamızı gerektiriyor o yüzden sıralı bir biçimde first pick Rodgers, runner-up JJ Watt, mansiyon DeMarco Murray.
Hilmi Çeltikçioğlu: 2011’de de Rodgers’ın MVP aldığı sene, son bir-iki maç Drew Brees daha iyi oynadı diye onun alacağını düşünenler olmuştu aramızda. Aynı tatavayı bu sene Romo için görüyoruz. Balık hafızalı olmayalım. Sene içinde biraz tökezleyince internet’in en ücra köşelerinde bile dalga geçilen bir adamdan bahsediyoruz. Son derece yetenekli, ama iniş-çıkışlı performanslar ve yanar döner hareketlerin gitmeyeceği tek mevkide oynuyor. Aaron Rodgers ise bütün sene savunma koçlarına kan kusturdu. MVP oylamasını spor yazarları değil taraftarlar yapsa Romo’dur, Watt’dır konuşuruz; ancak şu haliyle ödül Aaron Rodgers’a gidecektir. Haydi içimdeki Kaan Özaydın’a sunayım mikrofonu: “Rodgers kazanır!”