Bu yazıya böyle başlamayı kesinlikle hayal etmemiştim. Kafamda kurduğum şeylerin yarısı dahi gerçekleşseydi, muhtemelen bu yazıyı çok daha önce okuyor olurdunuz. Bu sene ilk defa uygulanan College Playoffs uygulamasıyla seçilen dört takımdan en az şansı tanıdığınız takım kupayı aldığı zaman, üstüne üstlük yeni favori QB’nizin takımını hallaç pamuğuna çevirerek aldığı zaman sizin için kolay bir süreç olmuyor sevgili okurlarım.

“12 Ocak 2015 akşamı, sisli bir Texas akşamında…”
Az çok coğrafya bilgisine sahip dikkatli bir okuyucu, her şeyin ters gittiğini ilk cümleden anlayacaktır. “Texas’ta sis mi olur?” tepkisi 10 puan, “Çözemedim, her ne haltsa artık.” itirafı yedi puan, “Sadede gel.” sabırsızlığı üç puan değerindedir. Gerçekten de sadede gelecek olursak, Urban Meyer komutasındaki Ohio State, playoff’lara “seçilen takım” olarak gelen istenmeyen oğlan olması yetmezmiş gibi, iki as QB’sini zafere giden yolda feda etmişti. Ohio State ilk as QB’si Braxton Miller’ı sakatlığa kurban verdiğinde herkes “Buckeyes buraya kadar!” manşetini atmıştı. Ardından J.T. Barrett bayrağı devralıp, çok önemli bir grafik yakaladıktan hemen sonra trajik bir sakatlık geçirince herkes yeniden bağırmıştı: “Buckeyes buraya kadar!”
Kritik Virginia Tech maçında takım paspasa dönünce yine aynı çığlık duyuldu: “Buckeyes Buraya Kadar!”
Ama Buckeyes asla yolda kalmadı. Ne zaman bu çığlıklar duyulsa Meyer’ın takımı bir vites daha attı, savunma koşu oyunlarına karşı adeta tam bağışıklık kazanmıştı, third down savunma yüzdeleri inanılası değildi ve Ezekiel Elliot hiç de fena bir outside handoff koşucusu değildi. Grafiğini istisnasız her maç bir kademe yukarı çeken bir Ohio State izliyorduk. Meyer gerçekten önemli işler yapıyordu. Ancak bu noktada dürüst olmalıyım ki, bu yükselişi gören ben bile ilk turdan Buckeyes’a Alabama karşısında ufak bir şans bile tanımamıştım. Aslında bakarsanız manevi evladım Mariota’nın ekibi finalde Crimson Tide tarafından haşat edilecek diye realist açıklamalarımı hazırlamaya başlamıştım bile.
Tahmin ettiğim hiçbir şey gerçekleşmedi. Amari Cooper sustu, Sims bu zamana kadar gösterdiği olgunluğun yarısını dahi sahaya yansıtamadı ve Buckeyes’ın üçüncü QB’si Cardale Jones kimsenin bekleyemeyeceği bir performans ortaya koydu. Tide taraftarları eve döndü, ben de sabırsızca Ohio’lu cılız oğlanları nasıl paspas yapacağımızın tatlı hayallerini kurmaya başladım. Evet, doğru tahmin ettiniz, yine hiçbir şey tahmin ettiğim gibi gerçekleşmedi.
Ezekiel Elliot, 246 yarda koşu, dört TD ile kariyer maçını Ulusal Şampiyonluk maçına sakladığını gösteriyordu. Yine thirrd down’larda inanılmaz bir savunma yapan Buckeyes savunması rakibini sadece bir fumble’a zorlayabilse de redzone savunmasında Mariota’nın silahlarına göz açtırmadı. Buckeyes dört top kaybı yapmasına rağmen bunları iyi telafi ederek bunlardan yalnızca birine TD izni verdi. Mariota 334 yarda pas, bir INT ve iki TD ile önemli bir performans ortaya koysa da Buckeyes koşu oyununa direnemeyen Oregon savunması dördüncü çeyrek başında fiziken havlu atıyordu. Şampiyonluk kupası Jones ve Elliot’un ellerinde yükselirken Meyer’ın suratındaki sırıtmayı görmek, gerçekten paha biçilemezdi. Başarmıştı.
“İşin sadece yüzde otuzunun yetenek olduğunu bilmelisiniz. Gerisi sadece bağlı kaldığımız sistemin bize katkısıydı. Sezon boyu nelerle savaştığımızı tahmin dahi edemezsiniz, ancak bunları konuşmak bana göre doğru değil. Önemli olan burada olmamız ve kupanın bizim ellerimizde yükselmesi.”
Meyer, sezon başından beri elleriyle ince ince işlediği front seven’ın meyvesini son maçta da sonuna kadar yedi. Elliot’un tüm oyunlarında inanılmaz bir çatı desteği sağlayan Buckeyes OL’ı gecenin diğer kahramanıydı.
“Herkes Miller sakatlandığında şansımızın tükendiğini söyleyip duruyordu, kamplarda moralsizdik. Ve ardından açıklanan College Football sıralamaları.” diyor Jones “16. veya 17.ydik. Hokies bizi paramparça etmişti. Hiç şansımız yok gibiydi. Aslına bakarsanız burada dahi olmamız gerekiyor.” ardından da gülüyor.
Buckeyes altıncı Ulusal Şampiyonluk kupasını müzesine götürürken, işin diğer tarafında Ducks için işler pek de parlak gözükmüyor. Süper çocukları Mariota profesyonel olacağını açıkladı ve iki senedir ulusal şampiyonluk için feda ettikleri çoğu şeyi bundan sonraki dönemde arayacak gibiler. Oturttukları ultra dinamik hücum sistemi her QB’nin kolayca uyum sağlayabileceği bir sistem değil, bu yüzden önümüzdeki sezon bu kadar etkili bir Oregon izleyebileceğimizi sanmıyorum. Fakat Buckeyes bir şekilde resmin ucundan tutmayı başaracaktır, belki Miller ile belki Jones ile belki de Meyer ile. Opsiyonlardan söz edilecekse, gelecek sezon ve bundan sonraki dönemde Buckeyes oldukça bonkör davranabilir.
NCAA futbolunun belki de en sevmediğimiz yönü bizi istikrarlı olarak hayal kırıklığına uğratması olsa da, anlatması çok tatlı başarı hikâyeleriyle, Jones gibi “gariplikleriyle” ve Meyer gibi şaheserleri ile her zaman bizim için çok farklı olmaya devam edecek.
Çok yakında bir mock draft yazısıyla görüşmek üzere…