NFL’de pek tat tuz vermeyen Wild Card karşılaşmaları sonrası, çok güzel bir ikinci tur izlediğimizi söylemek gerek, hele ki AFC’de ve de konferans finalinde, Tom Brady’li New England Patriots, evinde İndianapolis Colts’u misafir edecek, über-keyifli bir karşılaşmanın bizleri beklediğini söylemek, güç değil.

Öncelikle, bu iki takımın buraya nasıl geldiğini, playoff maceralarını kısaca bir anımsayalım.

New England Patriots (Türkçe Meali: Başarının Gediklileri)

2001 yılından beri, günümüz dünya yılına 14 sene ekledik ve bu 14 sene içinde, Tom Brady bir Patriots oyuncusuydu ve bu 14 sene içinde Patritos 12 defa playoff’a girdi. Tekrarlıyorum: 12! Neden bahsediyormuşuz: 12! bir değil, iki değil, üç değil, dört değil, beş değil, 12! NFL, yarışmacı bir organizasyon. Bir sene önce lig sonuncusu olan takımı, bir sene sonra playoff’ta görebiliyor, offseason’da çatır çatır yıldız oyuncuların serbest kaldığına şahit olabiliyorsunuz. Tüm bu düzen içinde Patriots, bir nevi Tom Brady önderliğinde başardı birçok şeyi. Hem de en azılı ligde, en azılı kurallarla ve en acımasız spor içinde kazandılar bu başarıları. Geçtiğimiz hafta da, evinde şansının tutmadığı Baltimore Ravens’ı playoff dışına iterek, isimlerini konferans finaline yazdırmayı başardılar. Ravens karşılaşmasında koşu oyunundan neredeyse yarar bulamayan Brady ve arkadaşları, pas oyunlarıyla yardlar ve sayılar kazandı, erken geriye düştükleri karşılaşmada “yine mi” dedirtmeden konferans finalinde aldılar soluğu. Ev sahibi avantajları, hangi rakip çıkarsa çıksın devam edecekti, nitekim Colts karşısında da öyle olacak.

Indianapolis Colts (Türkçe Meali: Kral Öldü, Yaşasın Yeni Kral)

Peyton Manning sonrası dönemi çok çok iyi idare ettiklerini söylemek yanlış olmaz. Geldiğimiz yerde de, Manning belki de emekliliği düşünürken ve Manning’i Denver’da deviren bir takım kurmuşken, önümüzdeki yılların, belki de NFL tarihinin en iyileri arasında adı sayılacak bir oyuncu var takımın dümeninde: Andrew Luck. Luck, Peyton’ı playoff dışında bırakma ve rüştünü ispat etme şansını iyi değerlendirdi. Olur da Denver Broncos -Indianapolis Colts maçını izlememiş ve Luck’ın iki interception’a yakalandığını görmüş olursanız ve dudak bükerseniz, yapmayın, punt ile doğal olarak kaybedilecek mesafelere iki şans topu denedi ve tutmadı, bu nedenle Luck’ın attığı iki interception’ı da görmezden gelmenizi tavsiye ederim. Onun haricinde, Luck çok iyi bir karşılaşma çıkardı diyebiliriz. Koşu hücumunu çok az kullandılar, kısa mesafeli paslar (Colts adına maçın ilk drive’ı hariç) başarılıydı, defans çok iyi bir iş çıkararak nefes aldırmadı Peyton’a ve galibiyet geldi. Karşılaşmayı izlerken Broncos’u mu çok büyüttüğümüzü ya da Colts’u mu küçümsemiş olduğumu anlayamadım açıkçası ancak ortaya konan ürün çok özeldi ve her saniyesi ile hak edilmiş bir galibiyet kazandıklarını söylemek lazım. Peyton’dan yeterince pas katkısı alamayan Broncos hücumunu koşuda da durdurmayı başardılar. Sezonun sürprizi C.J. Anderson, sadece normal sezonun sürprizi olarak kalmaya devam etti, ayrıca Broncos receiver’larının da çok iyi savunulduğunu eklemek lazım mutlaka.

Bizi Bekleyen Nedir?

Bir defa seyir zevki açısından çok güzel bir maç olacağını birkaç defa belirtmiştim, yine eklemek lazım.

Koşu Hücumu

Sezon içinde bu iki takımı karşı karşıya getiren maçta Jonas Gray diye bir adam çıkmış, karşılaşmayı dört TD ile bitirmiş, Patriots’ın 42 sayılık bir skor elde etmesinde başı çekmişti. O adam hala yerinde duruyor da Patriots aynı sistemde devam eder mi tahmin etmek zor. Geçtiğimiz sezon bu iki takım yine playoff’ta ikinci turda karşılaşmışlar, LeGarrette Blount, o karşılaşmada dört TD yapıp yıldızlaşmıştı. Şimdi Patriots’ın RB’leri Colts’a karşı son iki karşılaşmada dörder TD yaptığı için aynı şeyi beklemeli miyiz bilemem de, özellikle New England’ın koşularını durdurması açısından Colts’un sorunları olduğunu söylemek lazım. Bu nedenle ev sahibi takım, normalinden fazla yönelebilir koşuya ve bu beni hiç rahatsız etmez.

Diğer taraftan, Colts cephesine baktığımızda ise RB pozisyonu tam bir çıkmaz, karmaşa ve kaos. Daniel Herron çok iyi maçlar çıkarıyor, hakkını yememek lazım ancak her an fumble’ı patlatacak, takıma zarar verebilecek yapıda olduğu da unutulmamalı. Zaten kendisi neredeyse RB olarak değil WR gibi kullanılmakta maçlarda, pas hücumunda önemli ve işe yarar bir opsiyon olduğunu da forma giydiği karşılaşmalarda kanıtladı, ona da lafımız yok. Belki tek lafımız olabilecek yer, Trent Richardson. Bir Colts uzmanı değilim, Richardson da benim dayıoğlu falan değil ancak geçtiğimiz sezon birinci tur draft hakkı karşılığında kadroya katılan, Cleveland Browns ile geçirdiği çaylak sezonunda inanılmaz ışık veren eski Alabama’lı (ki çıkardığı RB’lerle meşhur bir okul kendileri), Denver Broncos karşısında esame listesine dahi alınmadı, kenarda dahi durmadı. Bu bir yanlış mı, Daniel Herron, Richardson’dan daha fazla istediklerini sahaya yansıtan bir oyuncu mu, bunu Colts yönetimi bilir ve karar verir, ancak yine de çok özel durumlarda (iki-üç yardlık TD mesafelerinde mesela) kullanılamayacak ya da düşünülmeyecek kadar da arka planda bir oyuncu olmaması gerekir.

Defans Takımları

Şimdi eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, Patriots’ın defans takımını Ravens karşılaşmasında yeterli görmedim. Ravens hücum takımı maç içinde WR’larını kısa süreli sakatlıklara kurban verdi, Derrele Revis’in sürekli savunduğu adam Steve Smith Sr.’dı ancak pek de başarılı olduklarını söylemek zor. Bu hafta ise çok daha zor eşleşmeleri var Patriots CB’lerinin. Colts receiver’ları T.Y. Hilton ve Reggie Wayne oldukça iyi bir sezon geçirdiler (hele ki T.Y Hilton), tight end Coby Fleener her zaman bir pas opsiyonu, Dan Herron da RB olmasına rağmen bir koşup iki pas yakalayan bir oyuncu olunca, kim kimi tutacak, adam paylaşımı nasıl olacak, oyuncu değişimleri nasıl gerçekleşecek, Patriots açısından çok önemli. Zira Colts, neredeyse kusursuza yakın hücum edebiliyor.

Diğer taraftan Colts defansı ise Peyton Manning gibi bir ustayı, Demaryius Thomas gibi bir robotik insanı, Julius Thomas gibi WWE standartlarında vücuda sahip bir güreşçiyi, Wes Welker gibi bir kurdu, Emmanuel Senders gibi devşirilip Türk yapıldığı takdirde olimpiyatlarda 100 metre yarışında ülkemizi temsil edecek hıza sahip olacak bir atleti durdurmayı başardı. C.J. Anderson’a da göz açtırmadı (kendisi için bir benzetme bulamadım). Bu durumda, Patriots’ın Ravens karşısında X faktörü olan Danny Amendola (ki karşılaşma öncesinde yazdığım yazıda kendisine “bust” demiştim, hemen tek maçlık performans ile yüzümü kara çıkardı hergele) gibi bir artı oyuncuya ihtiyaç duyacaktır. Kim bilir belki Amendola bu karşılaşmada da aynı verimlilikte kullanılacak, kafayı maça verecek ve playoff çocuğu olarak anılacak, bilemeyiz (artık kendisine temkinli yaklaşıyorum gördüğünüz üzere). Ancak yine de Patriots, Colts’u yenecek ise, hepimiz biliyoruz ki en az Ravens kadar iyi bir defansa sahip takıma, Ravens karşısında sergiledikleri hücumun daha fazlasını sergilemeleri lazım, başlı başına defansları izlemek bile bu maçta keyif!

Ve Elbette: Andrew Luck vs. Tom Brady

Bu hafta her kaynakta bu ikili hakkında bir yazıyla karşılaşmanız muhtemel. Her ikisinin de iyi sezonlar geçirdikleri, birinin şimdiden, diğerinin ise gelecekte kesinlikle isimlerini NFL tarihine yazdıracaklarını falan da söyledik değil mi, aferin o halde bize.

İkisi hakkında merak ettiğim, görmeyi istediğim nokta şu, Andrew Luck, Peyton’ı yenerek rüştünü ispat etti demiştim ya yazının başlarında, olur da Luck, Peyton üstü Brady yaparsa çok konuşulur, çok keyifli olur. Zaten geleceğin (daha doğrusu gelecekte NFL tarihinin) en önemli QB’lerinden biri olacak bu adam, o gelecek kavramını çok erken zamanlara çekebilir.

Tahminimizi de yazalım.

New England Patriots: 34 – Indianapolis Colts: 27 (Tek drive’lık maç olsun, keyif olsun)

NFC’de Ne Olur?

Çok kısa değinmek lazım bu karşılaşmaya da. Aaron Rodgers mucizevi bir şekilde iyileşme göstermezse Seattle’da kan gövdeyi götürebilir. Her ne kadar Chicago Bears için en büyük rakip takımda olsa da Aaron Rodgers saygı duyduğum bir oyuncu ve onun patates çuvalına dönmesi sporsever olarak yüreğimi acıtır, yalan yok.

Dallas Cowboys maçı hemen herkesin (Packers taraftarları hariç) mutabık kaldığı üzere, “doğru bir karar ancak yanlış bir kural” ile kazanıldı (Maçın sonunda Dez Bryant’ın uzun mesafeli yakaladığı pas). Ancak bunlara çok takılmamak lazım, elbette maçın kaderini değiştirebilir ancak örneğin Cowboys’un ilk ya da iki TD sayısında da, Cowboys lehine bir hakem bayrağı vardı. Eşitlendi demiyorum ama en azından oradaki hakemlerde eyyamcılık olduğunu falan sanmıyorum, hatadır yapılır, bunun üzerine konuşulur ancak nihayetinde bu haftasonu Seattle Seahawks karşısına çıkacak takım da Packers olacak. Durumun özeti.

Seattle Seahawks: 31 – Green Bay Packers: 13

Maçlar İçin Öneriler:

– Ya patates cipsi alın ya da mısır patlatın, çok iyi gidiyor.
– Maç öncesinde yayınlanan programları izleme şansınız oluyorsa izleyin, hem son dakika haberlerini alırsınız, hem de goygoyları dinlemek hoş bir seda bırakabilir kulaklarınızda.
– Bir taraftar gözüyle izlemiyorsanız çok şanslısınız (bu maç tansiyona kalbe iyi gelmez) bir de nötr bir taraftar çok daha objektif olup zevk alabiliyor bu tür maçlardan (aynı benim gibi, sezonun sonuna doğru Chicago Bears yazmaya parmaklarım gitmezken, playoff’lardaki keyfimi sizlerle uzun uzun paylaşabiliyorum)
– Pazar günü ya geç uyanın ya da öğleden sonra uyuyun, maçı zinde gözlerle izlemek önemli.
– Super Bowl için NFLTR.com ‘u takip etmeye devam edin, yazarlar döktürüyor valla.

Görüşmek üzere…