Cahilliğimi bağışlayın ama Super Bowl döneminin 50.yılı olmasından dolayı mıdır bilinmez NFL Draftı tam elli yıl sonra ilk kez Chicago’da yapıldı. Siz de benim gibi üç gün üç gece boyunca bu organizasyonu izleyecek kadar kafayı bozmuşsanız çok doğru yerdesiniz demektir…

NFL Draftı’nı sağlıklı bir biçimde değerlendirmek için en az iki sezon oyuncuları NFL seviyesinde izlemek gerekiyor ancak bizim o kadar vaktimiz yok ki zaten işin eğlenceli tarafı da değerlendirmeleri hemen yapıp günün sonunda yanılıp yanılmadığınızı öğrenmek. Elli yıl sonra Chicago’da düzenlenen draft beklentilerimizin yanında belki biraz sönük geçti. Chip Kelly evi, arabayı takas edip Mariota’ya kavuşmadı, Dallas Cowboys en iyi running back’ler için taarruza geçmedi ama yine de tatmin olduk. Bir şeyin gelenekselleşmesi için neler gerektiği hakkında fazla bilgim yok ama son iki yıldır yaptığım draft değerlendirmelerine bu üçüncüyü de ekleyerek gelenekselleştiriyorum. Öyleyse buyurun kazananlarla başlayalım.

Kazananlar

Atlanta Falcons

Ligin en yetenekli kadrolarından birine sahip olmasına rağmen zayıf defansı nedeniyle yıllardır beklentilerin çok uzağında olan Falcons için tünelin ucundaki ışık daha da parlak yanıyor. Takımın başına Seahawks’ın iki yıl önceki Super Bowl başarısının en büyük mimarlarından olan Dan Quinn’i getirmeleri büyük bir hamleydi, ilk turdan draft’ın en yetenekli saf pass rusher’ını seçmeleri ise daha da büyük bir hamle. Vic Beasley’i, Dante Fowler’ın gerisine koyan tek element tek yönlü bir pass rusher olması ancak bu tek yönüyle de sınıfının en iyisi. Falcons’ın en büyük sorunu olan rakip quarterback’e ulaşma sorununu ortadan kaldırabilecek kadar yetenekli bir pass rusher’dan bahsediyoruz, tam da doktor reçetesi.

Beasley’nin sekizinci sıraya düşmesi büyük şanstı ama Jalen Collins’in ikinci turdan kucaklarına düşmesi kadar büyük bir şans mı tartışabiliriz. Dan Quinn kuşkusuz Seahawks defansından bazı dinamikleri Falcons’a taşıyacak ve uzun, fiziksel cover cornerback’inin ise Jalen Collins olacağını söyleyebiliriz. İlk tur potansiyelli Collins’in ikinci tura düşmesi tecrübe eksikliği ama bu bulabileceği her türlü defansif yardıma muhtaç olan Falcons için bir sorun teşkil etmiyor. Bir kesim Falcons’ın sekizinci sıradan Todd Gurley’yi seçmemesi karşısında hayal kırıklığına uğramış olabilir ama üçüncü turdaki Tevin Coleman seçimi bunun yersiz olduğunu gösterecek bir seçim. İçinde biraz Michael Turner da taşıyan one-cut-runner Coleman, Falcons hücumunun eksik olan son parçası (ups tight end) olabilir ve seçildiği sıraya göre steal adayıdır. Hücum tarafına yapılan diğer bir seçim WR Justin Hardy ise Harry Douglas’ın ayrılmasından sonra daha çaylak sezonundan üçüncü WR için mücadele edebilecek bir isim.

Falcons’ın en büyük steal’i ise beşinci turdan Grady Jarrett’ı kapmaları. En kötü üç veya dördüncü tur etiketi taşıyan bir defensive tackle, bunun nedeni ise undersize olması. Fakat hem Drew Brees’i hem Russell Wilson’ı hem Aaron Donald’ı hem Julian Edelman’ı izledikten sonra undersize muhabbetinin NFL’de artık geçerli olduğunu düşünmüyorum. Jarrett tıpkı geçtiğimiz yılın en iyi çaylak savunma oyuncusu Donald gibi kısa ama çok kuvvetli bir penetreci. Burada önemli olan ise ACC’de Clemson formasıyla rakip hücumları bozguna uğratan Beasley-Jarrett ikilisinin tekrar bir araya gelmesi. Beasley, sack sayılarının büyük kısmını Jarrett’ın pocket’ı çökertmesine borçlu. Toparlamak gerekirse Falcons, her şeye açık NFC South grubunda bu draft sonrası ciddi bir şampiyonluk adayı haline geldi.

Minnesota Vikings

Yukarıda da bahsettiğim üzere gelenekselleştirdiğim bu yazı dizimde üst üste üç defa listeye kazananlar kısmından giriş yapan Minnesota Vikings’i kutluyorum. GM Rick Spielman’a en kısa sürede ödülünü göndereceğim ama artık bu draft başarısının sahaya da yansıması gerekiyor ve o yıl bu yıl olabilir onlar için. Spielman’ın en büyük başarısı tüm spekülasyonlara rağmen Adrian Peterson’ı takımda tutması oldu, önce onu bir kenara yıldızlayarak not alalım çünkü bu hamle ligin en iyi koşucusu olmadan oldukça iyi bir çaylak sezonu geçiren Teddy Bridgewater’ın bir sonraki adımı atabilmesi için elzemdi. Peki ya sıradaki? NFL’in en iyi wide reciever ikililerinin olduğu grupta bunları savunabilecek cornerback’ler. Xavier Rhodes. Tamam. Diğeri? 11.sıradan yapacağı seçim wide reciever ihtiyacı da olan Vikings için zor bir seçimdi çünkü Bridgewater’ın Louisville’deki go-to reciver’ı ve o da arkadaşı DeVante Parker hala tahtadaydı ancak Spielman duygusal olmak yerine akıllı oldu ve Rhodes’a partner olacak Trae Waynes’i seçti.

Waynes’in yetenek seti Mike Zimmer’ın defansına oldukça uyumlu, bu da onu anında katkı verecek bir oyuncu yapıyor. Vikes’ın defansa yatırımı bu kadarla da kalmadı. Mike Zimmer’ın gelişiyle odağını savunmaya çeviren takım eski “Purple People Eater” günlerine dönmeye bir adım daha yakın. İkinci ve üçüncü turlardaki Erick Kendricks ve Danielle Hunter seçimleri bu hedefe biraz daha yaklaştırıyor onları. Erick Kendricks, en az Eagles forması giyen abisi Mychal Kendricks kadar etkili bir iç linebacker. Danielle Hunter ise LSU savunması patentiyle ile geliyor ve oldukça atletik bir edge rusher. İlk üç turda seçilen bu üç isim anında takıma katkı verecek kalibrede ancak Spielman‘ın bu draft’ın üzerine çilek koyan hareketi ise birinci tur etiketi taşıyan ve enteresan şekilde dördüncü tura düşen tackle T.J. Clemmings’i seçmeleri oldu. Vikings’in hücum line’ında yardıma ihtiyacı olduğu bilinen bir şeydi ancak bu gediği dördüncü turdan birinci tur kalibresindeki bir oyuncuyla kapamaları şahane iş. Son olarak ise WR Stefon Diggs’e değineceğim. Muhtemelen Vikings taraftarlarının hayallerini süsleyen bir DeVante Parker değil ancak açık alandaki patlayıcılığı ve topu yakaladıktan sonraki koşu yeteneğiyle bir Percy Harvin klonu olabilir onlar için.

Jacksonville Jaguars

Sıra geldi benim gözümde bu yılın en iyi draft’ını yapan takıma. Bir takımın tek bir draft’ta seçtiği tüm oyuncularla tam 12’den vurması görülmüş bir şey değil ancak benim Jags’in bu çaylak sınıfına karşı duyduğum müthiş bir güven var. İlk turdan seçilen Dante Fowler zaten kendisi dahil herkesin beklediği bir isimdi ki Jags beni seçmezse şok olurum tarzı bir açıklaması vardı draft öncesi. İşin gerçeği Jaguars’ın da Fowler gibi komple bir linebacker’a ihtiyacı vardı. Geçtiğimiz yıl Khalil Mack nasıl Raiders taraftarları için umut ışığı olduysa aynı etki Fowler’dan da beklenebilir.

Onun dışında en beğendiğim seçim ikinci turun hemen başında T.J. Yeldon’ı seçmeleri oldu. Sırf bu nedenle bile Jacksonville’i tüm sezon boyunca izleyebilirim. Denard Robinson geçen sezon çok iyi maçlar oynamış olabilir ancak three-down-back olmaktan çok uzak bir oyuncu. Blake Bortles’ın gelişimi ve maç kazanabilmek için güçlü bir koşu oyununa ve buna liderlik edecek tüm down’larda oynayabilecek bir running back’e ihtiyaç vardı. GM David Caldwell oyuna gelmeyip Gurley ve Gordon’dan sonra en iyi back olan Yeldon’ı seçerek çok doğru bir hareket yaptı. Sağda solda bu seçimi reach gibi göstermeye çalışabilirler ama aldanmayın, ben size Yeldon için kefil oluyorum Jaguars taraftarları. Sıradan devam edersek üçüncü turda seçilen A.J. Cann hem Yeldon’a koşu yolu açmak hem de Bortles’a koruma sağlamak için yapılabilecek en iyi seçim. Cann, bu sınıfın en iyi ikinci offensive guard’ı benim gözümde ve ligin en kötü offensive line’ına önemli katkı yapacaktır.

Jonathan Cyprien’e ortak arayan Bradley-Caldwell ikilisi dördüncü turdan James Sample’ı seçerek değerli bir seçim yaptı. Calvin Pryor sonrası Louisville secondary’sinde liderliği devralan Sample, bir strong safety’de aradığınız her özelliğe sahip. Beşinci turdan seçilen Rashad Greene iki yıldır Florida State’te Winston’ın en güvendiği reciever’ıydı ve Jaguars’ın genç reciever kadrosunda kendisine önemli bir yer edinebilir. Nasıl oldu da altıncı tura düştüğüne bir anlam veremediğim Ohio State kaptanı Michael Bennett ise çok değerli bir seçim. Jarrett gibi o da pozisyonu için kısa kalıyor ancak günümüz NFL’inde pass rush yapabilen defensive tackle’lar çok değerli ve Bennett da Jags savunma çizgisinde kendine önemli bir yer edinebilecek yetenekte bir oyuncu.

NOT: Bu yazı yazılırken ne yazık ki Dante Fowler ilk mini kamp antrenmanında sakatlanarak sezonu kapadı ancak bu hadise benim gözümde Jaguars’ın yaptığı Draft’ın değerini düşürmüyor.

Kaybedenler

Indianapolis Colts

Super Bowl oynamaya ve hatta kazanmaya sadece iyi bir savunma uzaktaysanız düz mantık gereği savunmaya yatırım yapmanız gerekir ancak Colts’un bu draft’ta yaptığı işleri açıkçası anladığımı söyleyemem. Takımın defansta pass rusher, safety, inside linebacker gibi önemli eksikleri dururken ve bu ihtiyaçlara yönelik kaliteli oyuncular hala seçilmeyi beklerken Grigson ve ekibi ilk turdan gidip Luck’a yeni bir silah daha vermeye karar vererek Philip Dorsett’i seçti. Dorsett’in kalitesini ve potansiyeli tartışmıyorum ama bu seçim hali hazırda Andre Johnson, T.Y. Hilton, Donte Moncrief gibi reciever’ları bulunan Colts için biraz lüks bir seçim oldu. İkinci turda seçim hakkı olmayan Colts’un üçüncü turda yaptığı iki seçim olan D’Joun Smith ve Henry Anderson seçimlerini beğendim ancak yine de tartışmaya açık seçimler çünkü Colts’un cornerback’ten çok safety’ye ihtiyacı var, ayrıca illa ki cornerback seçilecekse de D’Joun Smith’in daha önünde olan P.J. Williams ve Alex Carter hala tahtadaydı. Offensive line’a da ilk sezondan etki yapacak bir oyuncu da seçememeleri Colts’u gözümde kaybeden yapan başka bir etken. Tüm bunların yanında altıncı turdan seçilen Georgia linebacker’ı Amarlo Herrera, Colts’un bu draft’tan steal’i olabilir.

Carolina Panthers

Carolina’nın da kaybedenler kulübünde yer almasının nedenleri aşağı yukarı Colts ile aynı. Shaq Thompson çok büyük bir potansiyel barındırsa da ilk turda seçilme riskine girilmeyecek bir oyuncu. Daha hangi pozisyonda oynayacağı bile belli değil, Washington’da hem safety, hem linebacker hem de running back oynadı. NFL’de ya safety ya da linebacker oynayacak, kendisi linebacker olacağını söylüyor ama orada bile bir soru işareti var, outside linebacker mı inside linebacker mı?

4-3 formasyonun da outside oynayabilirse Panthers ligin en iyi linebacker hattına sahip olabilir ancak dediğim gibi rafine edilmiş bir oyuncudan çok geleceğe yapılan bir yatırım ve ilk tur seçimi olmasını reach olarak görüyorum. İkinci turdaki Devin Funchess seçimi heyecan verici gibi dursa da Colts’un Dorsett seçiminde olduğu gibi “ne gereği vardı?” sorusunu sormak istiyorum. Zaten benzer tarzda bir Kelvin Benjamin’e sahipken yanına ikinci kuleyi dikmek Panthers’ı olduğundan daha iyi bir takım yapmayacak. İki yıldır bu takımın en büyük sorunu offensive tackle ve iki Draft’tır buraya seçim yapmayarak eksi not alıyor benden Dave Gattleman.

Seattle Seahawks

Seahawks üç draft’tır yaptığı takaslar sayesinde ilk turdan seçim yapamıyor, tabi ki Jimmy Graham’in değeri 31.sıradan yapılacak bir seçimle ölçülemeyecek kadar iyi ancak biz burda draft değerlendirmesi yapıyoruz. Ligin en iyi pass rusher gruplarından birine sahip olan Seahawks’ın en yüksek sıra hakkıyla buraya Draft yapmasını açıklayacak kelimeleri bulamıyorum hatta bu isim Frank Clark olunca nutkum tutuluyor. Eğer plan defensive end seçmek ise hala çok iyi oyuncular seçilmemişti yok olay kalan en iyi oyuncuyu seçmekse Clark kesinlikle bu tanıma da uymuyor. Ya hepimiz körüz ve Seahawks front office’in de birileri çok zekice bir hamle yaptı ya da Seahawks bu draft’ın en büyük reach’ini yaptı. Seahawks’ın geri kalan Draft sınıfına baktığım zaman ise gözüme çarpan tek isim Tyler Lockett. Kansas State’in eski wide reciever’ı ilk sezonundan Seahawks reciever grubunda kendine önemli yer edinebilir ve gelecekte NFL’in en iyi slot reciever’larından biri olabilir ancak bu tek başına takımının draft derecesini yukarı çekmeye yetmiyor.

“Tutarsa Kral Biziz”

İki takım var ki değerlendirmekte çok zorlandım. Bu iki takımın kazanıp kaybetmelerini belirleyecek çok ince bir çizgi var ve bu çizginin ne tarafında olacaklarını kestirmek çok zor. Kısacası high risk/high reward seçimler yapan bu iki takıma da kısaca göz atalım.

Dallas Cowboys

Tüm dünya Adrian Peterson’ı takasla kadrosuna katmayınca Cowboys’tan DeMarco Murray’nin yerini alacak oyuncuyu bu draft’ta seçeceğini düşünüyordu ancak Cowboys bu yönde bir hamlede bulunmadı. İlk turda Byron Jones seçimi ihtiyaç dahilinde yapılan güzel bir seçim gibi duruyor ancak benim bazı şüphelerim var. Jones, combine’a kadar ne ilk turda ne de en iyi beş cornerback arasında gösteriliyordu. Combine’da sergilediği olağanüstü atletizmi kendisinin tüm board’larda roket hızıyla yükselmesini sağladı. Kendisini hala kötü bir seçim olarak görmüyorum ancak yalnız atletizmi onu iyi bir cornerback yapacak mı merak ediyorum. Dallas’ı asıl bu kategoriye koyan seçim ise Randy Gregory. Sadece yetenek süzgecinden geçirecek olursak tüm draft’ın en iyi beş oyuncusundan biri olan Gregory’nin bazı olgunluk sorunları var. Etkin madde kullanımı ve NFL dünyasının getirdiği sorumlulukları taşıyamayacak damgası kendisini ikinci tura kadar düşürdü.

Son yıllarda rehabilitasyon merkezi halini alan Cowboys’un başındaki adam Jerry Jones korkmadan tetiği Gregory için de çekti. Bunca yıllık yöneticilik kariyerinde benzer oyuncular ile baş etmeyi başaran Jones ailesi Gregory’nin de en iyisini ortaya çıkarmayı başarırsa o zaman Dallas Cowboys’u bu draft’ın en büyük kazananı olarak lanse ederiz. Her ne kadar Dallas tarafından draft edilmemiş olsa da La’el Collins’in de Cowboys, 2015 Draft sınıfına dahil olması onları bu alanda über bir noktaya taşıyor. La’el Collins belki de draft’ın en iyi offensive line oyuncusuydu ancak eski kız arkadaşının öldürülmesi sonucu davada suçlu olarak olmasa bile adının geçmesi onun undraftted olmasına neden oldu. Collins adını tamamen temize çıkarıp potansiyeline ulaşırsa Dallas Cowboys, NFL tarihinin gördüğü en iyi offensive line’a sahip olabilir.

Tennessee Titans

İkinci sıradan Marcus Mariota gibi temiz bir seçim yapan bir takım nasıl olur da riskli bir seçim yapmış olabilir? Evet doğru okudunuz, Titans’ın iyi mi yoksa kötü mü bir draft yaptığı benim penceremde hala bir soru işareti. Nedenlerine gelecek olursak Titans geleneksel hücum mantığında uzman bir head coach tarafından kumanda ediliyor ve bu koç çalıştığı klasik pocket passer’lardan maksimumlarını almalarıyla ün yapmış bir isim. Mariota’nın gelişi iki taraftan birinin değişmesine neden olacak. Ken Wisenhunt yeni silahıyla ne kadar yaratıcı olabilicek ya da old school tarzının dışına çıkabilecek mi soru işareti. Yahut Marcus Mariota pocket passer olarak ne kadar çabuk gelişim gösterebilecek? Fazla yankı bulmamış olsa bile bu konu benim için önemli bir nokta ve Titans’a kesin bir gözle bakmamı engelliyor.

Titans’ı bu bölüme daha da sıkı olarak bağlayan isim ise Dorial Green-Beckham. Draft’ın en büyük boom-or-bust oyuncusunda zarları oynayan taraf Tennessee Titans oldu. DGB fiziksel olarak tam bir üstün insan ve bir wide reciever’dan isteyeceğiniz özelliklere sahip. Ancak işin teknik ve mental kısmında zayıf bir oyuncu. Saha dışı disiplinini sağlasa bile iyi bir route koşucusu kesinlikle değil ve playbook öğrenme konusunda sıkıntı yaşıyor. Yine de büyük bir potansiyel ve tüm bu eksilerini anında artıya çevirecek kapasiteye sahip. Titans’ın ne yöne gideceği büyük oranda ilk iki turda seçtikleri bu iki oyuncuya bağlı. İkisi birden patlarsa gelişen savunmalarıyla birlikte AFC South’ta ciddi bir tehlike arz edebilirler.