Değerli Amerikan futbolu severler, oldukça ilginç bir NFL haftasını geride bıraktık. Öyle ki geçen hafta deyim yerindeyse yerin dibine soktuğum Jaguars, 2011 sezonunun ardından ilk kez, bir sezonda oynadığı ilk iki karşılaşmanın birini kazanmayı başardı.

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz sezonlarda hep ilk sekiz hafta Jaguars galibiyet alabilsin diye dua ederdik ve tabi ki alamazdı, sonraki sekiz haftada ise takım yenilsin de bari 2008 Detroit Lions’ın ardından 0-16 ile sezonu kapatan takım olarak hem NFL tarihine geçelim hem de yazılarımız için en az beş yıllık daha malzeme çıksın isterdik ancak Jags, zevkimizin içine limon sıkmayı çok sevdiği için, gider bu son sekiz kez haftada illa ki en az bir sürpriz galibiyet alırdı.

Ancak başta da belirttiğim gibi bu sezon oldukça farklı bir senaryoyla karşı karşıyayız. Jags, sezonun daha ikinci karşılaşmasında Miami Dolphins’i son dakika field goal’u ile devirdi ve başta ben olmak üzere bütün Amerikan futbol camiasını adeta şoke etti.

NFL 2015 Sezonunun ikinci haftasında piyango yalnızca Jags’e değil, uzun yıllardır tıpkı Jags’in yapmaya çalıştığı gibi gerçek bir NFL takımı olmak için büyük gayret gösteren ancak şu gün bu ligin PAF ligi kurulsa orada bile oynamayacak iki takıma daha vurdu ve Oakland kendi evinde, Derek Carr’ın harika performansıyla Baltimore’u devirmeyi başarırken, geçtiğimiz hafta Tennessee’den 42 yiyerek taraftarı önünde rezil rüsva olan Tampa Bay gitti deplasmanda New Orleans’ı yendi. Ancak özellikle kendi adıma konuşursam, haftanın en trajikomik karşılaşması şüphesiz pazar günü, FedEx Field’da Washington Redskins ile St. Louis Rams’i karşı karşıya getiren karşılaşmaydı.

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz hafta oldukça radikal bir karar almış ve siz değerli okuyucuların “Bu çocuk da NFLTR’nin Robin Hood kılıklı yazarı oldu başımıza, bir adam ligde tutulacak o kadar takım varken niye gidip Jags ve Rams gibi müzmin mağlup takımları tutar ki yahu?” gibi oldukça haklı soruları ile tepki çekeceğimi bilmeme rağmen aldığım bu kararın arkasında durmuştum. Nitekim, ilk hafta Rams gidip Seahawks’ı uzatmada devirince de oldukça aşka gelmiş ve özellikle Rams savunmasını allayıp pullayan bir yazı patlatmıştım,  ancak şunu da kabul edelim ki Pete Carroll’ın saç baş yoldurtan hücum kararları olmasaydı Rams head koçu Jeff Fisher, Seahawks’ı yendiğini rüyasında görse “Tövbe estafurullah” çekip o efsane bıyıklarının altından horuldayarak tatlı uykusuna devam ederdi. Ve ne olduysa o yazıdan sonra oldu…

Rams, Redskins’in karşısına çıktı ve hem savunma hem de hücum anlamında ki quarterback Nick Foles’un meleklerin yardımıyla receiver Kenny Britt’e attığı 40 yardlık touchdown pası olmasa maç boyunca Rams belki sayı üretemeyecekti, rezalet bir performans gösterdiği karşılaşmayı 24-10 kaybetti. Bu hezimet nedeniyle “Aferin And Kaan, Rams ile ilgili de yazdın Jags’den sonra o güzelim takımı da kuruttun.” dediğinizi duyar gibiyim…

Öncelikle Jaguars ile başlayalım… Jags, Pazar günü Dolphins karşısında maça öyle bir başladı ki, geçtiğimiz hafta Panthers’a karşı ilk first down’ını ikinci çeyrekte alabilmiş takım, bu karşılaşmanın daha ilk drive’ında receiever Allen Robinson ile touchdown’ı bulmayı başardı. Robinson demişken ona apayrı bir parantez açmak gerekiyor. Genç receiver, karşılaşma boyunca 140 yardın üzerinde pas tutarken iki de touchdown atmayı başardı ki Jags QB’si Bortles’ın ikinci çeyrekte, O-Line’ın okullarda ders diye okutulacak cinsten yaptığı protection sayesinde, Robinson’a attığı 45 yardlık touchdown pası görülmeye değerdi. Allen Robinson şu sıralar birçok Jags taraftarına Justin Blackmon’ı hatırlatıyor ve bu kanaatkar taraftar grubunun yıldız adayı receiver’dan beklediği, bir yıl içerisinde uyuşturucu bulundurmanın da içinde bulunduğu çeşitli suçlardan dolayı 5 kez tutuklanarak bir NFL performansından ziyade gerçek bir “Guantanamo performansı” sergileyen Blackmon’ın yapmış olduğu gibi kariyerini tehlikeye atacak fevri hareketlerden uzak durması çünkü Robinson, bu tarz işlere bulaşmadığı sürece, sahip olduğu muazzam yeteneğiyle bu takıma ilerleyen süreçte mutlaka katkı sağlayacak.

İlk iki çeyrekteki performansıyla maçı kopartan Jags hücumu ise, ikinci yarı deyim yerindeyse kontak kapattı ve ilk yarıyı bir Jaguar düzeyinde oynayan takım son iki çeyrekte adeta içindeki Şahin’i açığa çıkardı. Ancak ikinci yarıdaki istikrarlı bir savunma, Dolphins’in öne geçmesine izin vermedi.

Geçelim Rams-Redskins karşılaşmasına… Öncelikle şunu söylemek gerekir ki sahada rezalet bir Rams hücumu vardı, nitekim Rams karşılaşma boyunca yalnızca 11 first down alabildi ve bu nedenle de sahada oldukça uzun süre oynamak zorunda kalan Rams defansı, yenilginin sorumlusu olarak ilan edildi. Bu karşılaşmanın ardından şu görüldü ki bu koşu oyunu öyle Tre Mason veya Benny Cunningham gibi vasat running back’ler ile olacak iş değil, Todd Gurley’nin bir an önce sahaya dönüp takımı şaha kaldırması ve Rams hücumunu, en az running back’ler kadar niteliksiz bir receiver kadrosu ve bu receiever kadrosuyla oynanacak pas oyunlarına bel bağlamaktan kurtarması gerekiyor.

Son Eklemeler…

Yazının başında da belirttiğim gibi bu hafta gerçekten ilginç maçlar izledik ve ilk hafta geçtiğimiz sezonun Super Bowl finalisti Seahawks karşısında mükemmel bir oyun çıkaran Rams bu hafta Redskins’e karşı sahada hiçbir varlık gösteremezken, bunun aksine ilk hafta Panthers’a karşı hiç etkili olamayan Jags bu hafta Dolphins karşısında belki de son yılların en iyi performansının göstererek hak edilmiş bir galibiyet adı. Yani anlayacağınız “Ayaklar baş, başlar ayak oldu.”