Bütün bir yaz saçma sapan power ranking’ler yapıldı, gereksiz en iyi X QB sıralamaları çıkarıldı ve playoff sıralamaları dizildi. Bunların hiçbirisinin ilk hafta oynanan tek maç kadar bile geçerliliği yok. Sonuçta ilk hafta başında herkes namağlup ve birinci sırada…idi. İlk hafta maçları da sonunda oynandı ve 16 takımın yüzü gülerken kalanların suratı asıldı. Elbette ilk hafta maçları ölüm kalım meselesi değildi ama yine de kayda değer şeyler oldu; onları bir görelim:
İlk iki sıradan draft edilen çaylak oyun kurucular Jameis Winston ve Marcus Mariota’yı ilk maçta birbirine vurdurmak, fikstürü belirleyen şahs-ı muhteremin başarısıdır. İlk karşılaşmada Mariota lige daha hazır olduğunu gösterdi. Öyle ki, kendisi fark zaten açıldı diye son çeyrek oynamadı bile. Rakibi “Famous” Jameis ise profesyonel kariyerinin ilk pasında rakibe touchdown kazandırarak tarihe geçti. Bu iki çaylağın kariyer grafikleri paralel mi gider, yoksa ikinci bir Ryan Leaf – Peyton Manning durumu ile mi karşı karşıya olduğumuzu zaman gösterecek.
Washington Redskins ilk maçında artık iyice RG3’den vazgeçtiğini gösterdi. Karşılaşmaya Kirk Cousins ile başlayan Redskins evinde Miami Dolphins’e teslim oldu. Cousins ve Dolphins oyun kurucusu Tannehill adeta bir vasatlık yarışı sergiledi.
New York Giants koçu Tom Coughlin ve oyun kurucusu Eli Manning, yaşadıkları beyin tutulması sonucu saçma sapan kararlar ve zaman idaresiyle maçı zorla Tony Romo ve Dallas Cowboys’a teslim ettiler. Romo maçı kazansa da yıldız oyun kurucusu Dez Bryant’ı kaybetti. Dört-altı hafta arası sahalardan uzak kalması beklenen Bryant’ın yokluğunda tight end Jason Witten’ın pas yükünü biraz daha sırtlayacağı tahmin ediliyor.
Seattle yine bir şekilde St. Louis Rams’e yenildi. Uzatmaya giden çekişmeli maçta son hakkını koşarak kullanan Seahawks rakibine topu çok uygun yerde teslim edince kendisini ayağından vurmuş oldu. Pete Carroll’ın bir yenilmezlik sanrısı olduğunu düşünmeye başladım. Sahada 11 oyuncusu varken rakibi cin gibi oyunlarla yenmeye kalkmamak gerekiyor.
Houston, Brian Hoyer’ın yerine Ryan Mallett’la devam edecekmiş. Al birini vur ötekine. Derek Anderson’ı bulun, Jordan Rodgers (Aaron’ın kardeşi) ya da Jordan Palmer’ı (bu da Carson’ın) getirin. Double Wing falan oynayın ama sıktınız yani. Sizin hücumsal eblekliğiniz yüzünden Watt’lı, Clowney’li, Wilfork’lu savunması olan takımın maçını seyretmeyeceğim sonunda.
Rex Ryan ilk maçında Super Bowl favorilerinden Indianapolis Colts’u fena dağıttı. Zaten savunması kuvvetli olan Buffalo Bills, savunma mentalitesine sahip yeni koç Rex ile birlikte yıldız oyun kurucu Andrew Luck’a göz açtırmadı. Maçın asıl sürprizi ise Bills’in genç oyun kurucusu Tyrod Taylor oldu. Bu takımı seyretmek de eğlenceli olacak.
Green Bay yine Chicago’yu yendi, Cutler yine manasız bir interception attı. Ancak eski tas eski hamam değil gibi görünüyor. John Fox’ın sihirli değneği takıma dokunmuş bile. NFC North bu sene de Aaron Rodgers’ın ayakları altına kırmızı halı gibi serilmeyebilir. Gerçi bunu dedim ama division’ın geri kalanı da (Detroit ve Minnesota) ilk maçlarında mağlup oldular.
Denver Broncos ve Baltimore Ravens maçı tam bir savunma şöleni halinde geçince herkeste bir Peyton Manning’e saldırma hevesi doğdu. Adam bir sene daha yaşlandı, doğrudur; ama oynayamayacak olsa oynatmazlar herhalde. Öte yandan Joe Flacco’yu elit oyun kurucular arasında gösterenler bu maçtan sonra niye ona saldırmadılar belli değil. Neticede birer Super Bowl’ları var.
Jacksonville ve Oakland yine yenildiler. Aslında ben aksini söylemedikçe siz bunları mağlup sayın. Fabrika ayarları böyle ve bir türlü özlenen sürüm yükseltme gelmiyor, taraftarlar sürüm sürüm sürünüyor. Yani karşılıklı maç yapsalar ikisi birden kaybedecek bir şekilde. Beni haksız çıkarın, ne olur…
Önümüzdeki haftanın bomba maçlarına gelince, elbette başta Seahawks – Packers geliyor. Packers karşısındaki son galibiyetlerini geçen sene yarı finalde alan Seahawks, “Fail Mary” hadisesi dahil son üç maçı kazandı. Şunu da belirteyim ki o üç maçın tamamı Seattle sahasında oynanmıştı. Pazar akşamı (bize göre sabaha karşı) ise maç Lambeau Field’de. Geçen sene Packers evinde maç kaybetmedi, Rodgers’ın ise evde interception’ı yok. Böyle saçma istatistiklere pek kapılmam aslında ama bilin istedim. Yoksa Packers taraftarının öyle rakip hücumu boğan tezahüratlar sergileyen bir taraftar kitlesi yok. Hepsi son derece şirin tatlı insanlar. Hoparlörden suni gürültü yayını da yok ki bu da bir çeşit hiledir.
Kaçmaması gereken ikinci maç ise Bills – Patriots. Rex Ryan ile Bill Belichick’in, belki de zıt karakterleri dolayısıyla hep sanki düşmanmış gibi gösteriliyor. Maçları da zevkli geçiyor. Ryan güçlü savunmasını Tom Brady’nin üstüne salınca neler olacağını canlı görmek lazım. Bu maç Türkiye saati ile akşam sekizde.
İlle üçüncü bir maç sorarsanız Eagles – Cowboys derim. Eagles maçları zaten hep zevklidir, bir de division maçında rakip Cowboys olunca seyri güzel olur. Bu maç 23:15’te.
Seyredeceğiniz üç maçı arka arkaya sıraladığıma göre, yazıyı bitirebilirim. Bu senenin en önemli temennisi olarak, taraftar olup fanatik olmamanızı öneriyorum. 32 tane takım var. 31’i, hakemler, Roger Goodell ve medya bir olup sizin takımın üstüne çullanmaz. Özellikle Patriots ve Cowboys taraftarlarında baş gösteren bu trendden uzak durun ve futbol zevkiniz azalmasın…