Chargers’ın kendi halkla ilişkiler ekibinin draft boyunca kullandığı söz buydu: “Recharged”. Bana kalırsa önceki yılın çekiç temasına kıyasla çok daha mantıklı olmakla beraber batıl inancı olan birisiyseniz getirisi de çok daha fazla oldu. Zira önceki yılın pek beğenilmeyen draft’ı ve genel menajer Tom Telesco’nun sorgulanan başarısından sonra bu yıl ilaç gibi geldi. Bana kalırsa bütün ligde en iyi draft’lardan birisini yaptı Chargers. Hem en iyi oyuncuları seçmeyi, hem de gerekli pozisyonlara adam almayı başararak muazzam bir draft geçirdi ve onu sorgulayanları da bir nevi susturdu Tom Telesco önderliğindeki Chargers front office’i. Draft’ın teması çok belli ve size bunu bulmanız için zaman tanıyorum. Chargers’ın sıkıntılarını bilen birisi için bulmak çok zor olmayacaktır fakat bilmeyenler de sanırım anlamakta güçlük çekmeyecekler. Dilerseniz her seçime tek tek bakalım:

1. Tur 3. Seçim: Joey Bosa, DE, Ohio State Üniversitesi:

Önceki yazımdan hatırlarsanız Bosa alınmasını istediğim üçüncü oyuncuydu. Jalen Ramsey ve DeForest Buckner’ı tercih ederdim. Ama artık olan olduğundan mıdır bilinmez, Bosa seçimine ısınıyorum. Bunun en büyük nedeni kafalardaki taktiğe uyma sorunun Bosa ve Tom Telesco’nun açıklamaları sonrasında silinmesi. Bosa, 3-4 DE pozisyonunda 5-tech oynayacak, yani rakip takımın tackle’ının karşısında duracak. Bu zaten üniversite seviyesinde oynayıp başarılı olduğu pozisyon. Belki kendimi kandırıyorum ama Ramsey’den daha büyük bir katkı sağlayabilir sırf pozisyonu yüzünden.

Ayrıca Ramsey, cornerback oynamak istiyor ve Chargers onu safety pozisyonunda değerlendirmeyi düşünüyordu, bu da zaten ilk başından tehlike çanlarının çalmasını sağlardı. Demem o ki, Bosa seçimini pozisyon ve scheme yüzünden beğenmeyenlerin Ramsey seçimini neden çok istediğini anlamış değilim. Sonuç olarak Bosa profesyonel bir spor takımının bütün draft süreci sırasında en çok beğendiği oyuncu. Bu bile bir şeydir. Ayrıca hem koşu hem pas defansında çok etkili olma potansiyeline sahip. Herhangi bir kişilik sorunu da ortada yok. Yani Bosa sahaya bile çıkmadan bu seçim yüzünden takımı yerden yere vuracak değilim. Bu, draft’taki en iyi oyuncunun Jalen Ramsey olduğunu değiştirmiyor tabi.

2. Tur 35. Seçim: Hunter Henry, TE, Arkansas:

Chargers ilk iki seçimiyle oyuncu ihtiyacı olan iki pozisyon, defansif çizgi ve tight end’e drafttaki en iyi oyuncuları almış oluyor.  Henry rezalet bir QB’si olmasına rağmen bu yıl ona atılan 51 tutulabilir pasın hepsini tutmuş. QB’si çok kötü olduğu için koşu oyununa ağırlık veren Arkansas’ın da en yüksek blok yapma rating’ine sahip oyuncusu. Yani oyunun çift yönünü de çok yüksek seviyede oynayabilen birisi. Chargers için böyle bir oyuncunu varlığı önemli çünkü geçen yıllarda neredeyse bir WR’dan farksız blok yapan iki oyuncu Ladarius Green ve Antonio Gates sahada olduğunda rakip defans pas atılacağını biliyordu. Zaten koşulsa da etkili olmuyordu. Henry takıma bu açıdan daha geniş yelpazeli bir ofans sunuyor.

Gates’in kariyerinin sonuna geldiğini ve artık red zone’da daha çok kullanılacağını düşünürsek Henry yıllardır Green için kullanılan “Gates’in yaveri” sözünü henüz ilk sezonundan eline alabilir. Özellikle de en büyük zaafı olan alan yaratma işini, en iyi yapan oyuncu Gates’ten öğrenecek olması bu seçimi ayrıca mantıklı kılıyor. Bence beklenenden çok daha fazla snap’te sahada olacak bir oyuncu bu yıl için. Keenan Allen’ın 2013 sezonunda yaptığının dörtte üçünü yapsa gelecek için de iyi bir temel atılmış olacak takımda.

3. Tur 66. Seçim: Max Tuerk, C, USC:

Tuerk’ü fazla bilmeyen, sadece ACL sakatlığı olduğunu ve takımın da center’a ihtiyacı olduğunu düşünen birisi olarak bu seçimin yapıldığı sürede aklımdan geçenleri az çok tahmin edebilirsiniz. Notre Dame’ın center’ı Nick Martin ve draft’ta en sevdiğim oyunculardan birisi olan Cody Whitehair seçilmiş, Chargers’a ise Tuerk kalmıştı. Bundan önceki iki seçim hakkında olduğu gibi önce kısa süreli bir şaşkınlık, sonra da ne hissedeceğini bilememe duygusu gelip geçtikten sonra Tuerk’ü biraz araştırdım. Bu sezonun hemen başında ACL’i kopmadan önce en yüksek Pro Football Focus sıralamasına sahip center kendisiymiş. Zaten oynadığı maçları internette izlemek çok ayrı bir zevk verdi. Çok uzun zamandır izlemesi bu kadar zevkli bir ofansif çizgi oyuncusu görmemiştim.

Şu açık; bütün draft’taki en atletik ofansif çizgi oyuncusu Tuerk. Bu da Chargers’ın denediği ama işe yaramayan kilolu ve geniş ofansif çizgi oyuncuları kullanma taktiğinden vazgeçtiğini gösteriyor. Zaten geçtiğimiz günlerde de Chicago Bears’ın center ve guard karışımı oyuncusu Matt Slauson, Chargers ile anlaştı. Yani takım geleceğin center’ı olarak Tuerk’ün dizini rahatça iyileştirmesine izin verecek ve kaliteli bir veteran’ın arkasında playbook’u öğrenip NFL center’ı vücuduna kavuşmasını sağlayacak. (Chargers’ın efsane center’ı Nick Hardwick’e göre bu işin sırrı gece yatmadan bolca dondurma yemekten geçiyormuş!)

4. Tur 102. Seçim: Joshua Perry, ILB, Ohio State Üniversitesi:

Perry için yapılabilecek en basit yorum on yıl önce oynuyor olsaydı ilk turdan seçileceğiydi. Koşu oyununda çok etkili, blok atlatmakta başarılı ve size doğru dümdüz koşsa pek memnun olmayacağınız tarzdan bir oyuncu. Tek sıkıntısı (ve 10 yıl sonra dördüncü turdan seçilmesine neden olan da bu) pas oyununda etkisiz kalması. Zone oynamak, kısa ve orta mesafe pasları savunma görevini Perry’e vermek ona yardımcı olacaktır. Bu draft’ın temasına uygun bir seçim olduğu ise aşikar. Ayrıca sırf Manti Te’o kaçınılmaz ayak sakatlığını yaşadığında Denzel Perryman’ın yanına Joshua Perry’i koyup “Perry men” ikilisini oluşturmak için bile değer bu seçim…

5. Tur 175. Seçim: Jatavis Brown, OLB, Akron:

Sıra en sevdiğim seçimde. Küçük bir okulun oyuncusu olduğu için hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadığımız oyuncular her zaman beni en çok mutlu eden seçimlerdir. Zaten ikinci tur mock draft’i yapmamdan bu tarz değişik şeyleri sevdiğimi anlamışsınızdır diye tahmin ediyorum. Jatavis Brown’un maçlarını izlediğinizde atletizmi direkt olarak göze çarpıyor. Beraber oynadığı adamlardan üç dört gömlek üstün olduğu daha ilk snap’te belli oluyor. Diğer seçimlere göre daha fazla öğrenmesi gereken şey olduğu aşikar fakat muazzam bir potansiyeli var. Bundan 3-4 yıl sonra bakıp beşinci turda ne işi varmış diyebiliriz. Ayrıca Chargers’ın Brown’ı strong safety pozisyonunda kullanabileceği de konuşuluyor. Eğer SS’de tutar ise bütün draft’ın en iyi seçimlerinden birisi olabilir.

6. Tur 179. Seçim: Drew Kaser, P, Texas A&M:

İki yıl önce “Punters are people too.” (Punter’lar da insan) t-shirt’ü giyen adamı hatırlıyor musunuz? İşte Drew Kaser o adam. Emektar punter Mike Scifres, Chargers için yıllarca çok çok iyi oynadı, hatta Indianapolis Colts’a karşı bir playoff maçını resmen tek başına kazandı. Fakat Donald “Goddammit” Brown adamını kaçırıp Scifres’ın sakatlanmasına neden olduğundan bu yana toparlanamadı. Yaşlandı ve yıllık üç milyon dolar alıyordu. Tom Telesco, Kaser’ı seçmek için kartı doldurduğunda Scifres’ı arayıp takımdan kesildiğini söyledi. Kaser nasıl bir oyuncu mu? Buyrun:

6. Tur 198. Seçim: Derek Watt, FB, Wisconsin:

JJ Watt’ın kardeşi, Melvin Gordon’ın rekor kırdığı yıl beraber oynadığı fullback. Hem Melvin Gordon ile olan ilişkisinden, hem de ailesinden dolayı yapılmış bir seçim. Temaya uyuyor. Kendisi, önceki yıl en iyi ikinci block yapan fullback bütün üniversite liginde. Melvin Gordon’a bir touchdown bile yaptırsa kardır.

7. Tur 224. Seçim: Donovan Clark, OG, Michigan State:

Kendisi hakkında herhangi bir fikrim olmamakla beraber iyi bir programda oynamış ve geçtiğimiz yıl tek bir sack bile yaptırmamış bir oyuncu. Ancak çok büyük ihtimalle practice squad’a kalacak.

Anlamışsınızdır ki bu yılın teması koşuyu durdurmak ve koşabilmek. Ofansif koordinatör Ken Whisenhunt’un çok daha kötü bir offensive line ve Ryan Mathews’la yaptıklarını hatırlarsak bu amaçlarında başarıya ulaşabilecekler gibi. Diğer taraftaysa Chargers defansından ne bekleneceğini asla bilemezsiniz. Ama sonuç olarak benim draft’a puanım çok temiz bir “A”. Lig genelindeki “hype”a değil mantığa ve geleceğe yönelik seçimler yaptılar ki bunun ilk örneği Myles Jack’i seçmemek. Draft’ın A+ almamasındaki tek neden ise safety pozisyonuna kimsenin alınmaması… Fakat Chargers’ın son 10 küsür yıldır en az bir serbest oyuncuyu kadroya aldığını düşünürsek belki buradan beklenmeyen bir oyuncu Chargers sezonunun talihini değiştirebilir… Hepinize 2017 sezonuna kadar mutluluklar dilerim, sabredin az kaldı…