Önceki sezonu 4-12 ile bitiren, ligin belki de en zor grubunda yer alan bir takımın sezon başında yüksek hedefleri olması her zaman görülen bir şey değildir. Belki QB pozisyonunda Philip Rivers’ın oynaması, belki de 2000’li yılların ortasından kalan bir alışkanlık diyebilirsiniz bu yüksek umutlara. Zaten yıllardır da Chargers, taraftarlarının heyecanını kursağında bırakmayı adet edinmiş vaziyette. Bu kelimeleri yazarken birkaç saat sonra oynanacak olan Chiefs maçının sonucunu bilmiyorum. Umutlu muyum? Evet. Umutlu olmak için haklı bir nedenim var mı? Kesinlikle hayır. Ama kalp bu işte; her ne kadar tekrar tekrar yüzüstü bırakılacağını bilsen bile o yılın en mükemmel 20 haftasının başında “Neden olmasın?” sorusunu kendi kendine soruyorsun. Siz bu kelimeleri okurken çok büyük ihtimalle Chargers çoktan saç baş yoldurmuş, çoktan birileri günah keçisi ilan edilip sıcak San Diego sokaklarında kelle avına çıkılmış olacak. Bilmiyorum, belki de imkansız gerçekleşir. Belki de Melvin Gordon bile touchdown yapar her şey olması gerektiği gibi gider ve Chargers sezona en büyük rakiplerinden birinin sahasında galibiyet alarak başlar. En nihayetinde hayatın neler getireceğini asla bilemiyoruz.

Bundan üç sezon önce NFLTR’ye ilk kez yazı yazdığım günü hatırlıyorum da, aklımda hem sevdiğim takımı (her ne kadar kendi kendime ve şizofreni seviyesinde de olsa) başkalarıyla paylaşmak, hem de liseden mezun olup üniversite serüvenine atılırken başvurularımda bunu da kullanmak vardı. Benim için her türlü kazançtı. Kaan Özaydın’a attığım deneme yazısının cevabı, “beklediğimden daha iyi” olduğunda bütün arkadaşlarımı arayıp anlatmıştım. Şu anda bu kelimeleri üniversite yolunda, San Francisco uçağının içinden yazıyorum. Demem o ki, her şeyin başladığı gün benim için hayal olan o plan şu anda gerçek. Bu nedenle Chargers’ın depresif mazisi ve geleceğine girmeden önce hem kişisel gelişimimde hem de üniversiteye girmemde yardımcı olan bütün NFLTR okuyucularına teşekkür ediyorum.

Kanyon’daki “Star Wars: The Force Awakens” ilk seansının çıkışında tam takım Chargers eşyaları giyen ve benimle çıkış yolunda Chargers muhabbeti yapan ağabeye, Ortaköy’de Pokemon avlarken Joey Bosa forması içinde görüp yanına gittiğim kardeşime de selam olsun.

Bosa demişken kendisi bu maçta oynamayacak fakat imzayı attı. Gelecek hafta sahada olması bekleniyor. Chiefs tarafında da Justin Houston ve Jamaal Charles’ın olmaması bize umut veriyor. Aynı zamanda Tamba Hali de yüzde yüz formunda değilmiş. Umudumun bir kısmı da tabii ki bundan kaynaklanıyor.

Dediğim gibi, hayatta neler olacağı asla belli olmuyor. Hayaliniz gerçekleşebiliyor, tek bir anda bütün hayatınız yıkılacakmış gibi hissedebiliyorsunuz. Tuttuğunuz NFL takımı açılış maçını kaybedebiliyor (?) Sevgili uçağımız o kadar maç içerisinden Bengals – Jets maçını yayınlamaya karar kıldığı için maçı canlı izleyemesem de San Francisco havalimanı – UC Davis yolu arasında yazıyı tamamlamak için yeterince malzeme toplayabilmeyi umuyorum. Benim için umut dolu olan bu günde de takımımın bir sürpriz yapıp maçı 21 – 17 kazanacağını düşünüyorum. Noter huzurunda ıslak imzalı ve mühürlü yapıyorum bu tahmini. Maç sonunda sonuç ne olursa olsun değiştirmeyeceğim, söz.

Yazının geri kalanı maç sonrasında yazılmıştır…

Öncelikle bütün Amerikan futbolu sezonu için biriktirdiğim heyecanı uçaktan inip arkadaşımdan aldığım “Abi Keenan Allen sakatlandı” mesajıyla kaybetmek beni fena halde üzdü. Üstüne inanmayıp hemen Twitter’daki Chargers haberlerine baktım ve Keenan Allen’ın sakatlanması yetmezmiş gibi 21-3’lük ilk yarı üstünlüğünü ekstra sürede yenilerek hibe ettiklerini gördüm. NFL taraftarı olmak eğer Packers, Patriots, Broncos, Steelers gibi takımları tutmuyorsanız gerçekten çok zor bir iş, bunu fark ettim. Devlet Bahçeli’nin 140 karaktere sığdırdığı gibi: “Hiç mi gülmeyeceğiz? Hiç mi mutlu ve huzurlu bir gün geçirmeyeceğiz?”

Melvin Gordon’ın iki (2) adet touchdown’a adını yazdırması her ne kadar gelecek için umut kaynağı olsa da, Keenan Allen’ın, ki bu sene onun ligin en iyi beş receiver’ından birisi olacağına dair şüphem yoktu, sezonu kapatması Chargers’ın bu yılının da boşa gitmesi anlamına geliyor. Ligin ilk maçının ilk yarısından daha kısa sürede 67 yardlık bir istatistik üreten Allen’ın (ki onu savunan oyuncu geçen yılın en iyi cornerback’lerinden Marcus Peters’dı) bir türlü sahada kalamaması “futbol tanrılarına” bir Chargers taraftarı olarak sinirimin bu durumu her düşündüğümde artmasına sebep oluyor. Haydi Chargers bir yana, fantasy football takımım ne olacak? Bu kadar insan WR’da kimi oynatacak? Nereye….. Neyse, Sivas’lı esnaf ağabeyimize selamlar.

Bu maç aynı zamanda Chiefs’in de sezon öncesi abartıldığı kadar iyi olmadığını gösterdi. Tamam, Justin Houston, Jamaal Charles gibi isimler olmasa da takım olarak özellikle Chargers kendi ayağına sıkmadan önce rezalet futbol oynadılar. Hiç değilse izlediğim geniş özetten ve okuduğum yorumlardan anladığım bu.

Demem o ki, Chargers iki yılı aşkın süredir yenemediği rakibini (hele hele bu bir division rakibi olunca daha çok koyuyor) deplasmanda ilk yarısını domine ettiği maçta yenemedi. Bunun suçlusu Keenan Allen’ı sakatlayan çim ve koçlardır. Üç yıldır her hafta dediğim gibi Mike McCoy, NFL seviyesinde bir koç değil. Ne yazık ki Chargers yönetimi her zaman olduğu gibi (bknz. Norv Turner) koçlarında ne zaman değişikliğe gitmesi gerektiğini iyi yönetemiyor. Aynı Norv’da olduğu gibi McCoy da çok iyi bir ofansif koordinatör olsa da pek iyi bir head coach değil. Bunu geçen yılı 4-12 bitiren bir takım olarak bu sezon öncesinde fark etmeleri lazımdı. Ancak ne yazık ki Philip Rivers’ın yüzük kazanmak için kalan kısa süresi de böylece boşa gidiyor.

Gelecek sene Los Angeles Chargers’ın daha iyi bir koç ve daha iyi bir defansif koordinatör işe alması dileğiyle yazımı bitirmeden önce bu haftaki Jacksonville Jaguars maçına da değinmek istiyorum. Jaguars’ın çok iyi bir pas ofansı ve pek iyi olmayan bir defansı olduğu düşünülürse Chargers onlar için ters bir rakip. Bu yıl daha dengeli bir ofans ve iyi bir cornerback grubuna sahip oldukları düşünülürse Jaguars’ın San Diego’daki belki de son sezon açılışını mahvetmek için yapabileceği tek şey Bosa’nın oynamamasını ummak ve Chargers safety’lerini zorlamak. Her ne kadar Jaguars’ın playoffları zorlayacağını ve Chargers’ın ligin altlarında olacağını düşünsem de bu maçta her şey Chargers galibiyetini gösteriyor. Umutlu Jags taraftarından özür dilerim.

Belki de benim için yeni yolculuklarla başlayan bu NFL sezonu Chargers için klasik bir McCoy sezonu olmaktan başka bir şey değil. Laubali Amerika’lıların ağzını yayarak söylediği “That was so Chargers” lafını duymaktan kusmak üzereyim ama haksız da sayılmazlar. Yazının başında neler oluyor bu hayatta derken negatif şeylerin de olabildiğini unutmuşum, sanırım pozitif kısım seneye gelebilir bu takımın başına, umarım. Herkese iyi haftalar diliyorum…