Açıkçası, bu kadarını ben bile beklemiyordum. Dördüncü çeyreğe girilirken Chargers, Jaguars karşısında 35-0 öndeydi. Ardından gelen 14 Jaguars sayısı ise “garbage time” dediğimiz öndeki takımın en kötü oyuncularının gerideki takımın en iyilerine karşı oynadığı da geldi. Zaten Blake Bortles’ın genel olarak fantasy football’da topladığı sayılar da genel olarak buralarda geliyor. Geçen haftaki yazımda Chargers galibiyetini tahmin etmiş, fakat genel olarak Jaguars’dan daha çok şey beklediğimi söylemiştim. Ancak doğrusu şu ki, Chargers iki haftada iki kez rakibinin ilk yarıda 21 sayı önündeydi. Chiefs karşısında alınan mağlubiyeti, takımın bu haftaki oyununu gördükten sonra beceriksizliğe, yeteneksizliğe değil, Keenan Allen sakatlığının şokuna bağlıyorum. Tabii ki takımın kendini toparlayamamasında koçların etkisi en fazla olduğu için onlar henüz elimden sıyrılmış değiller ama bu hafta Danny Woodhead ACL’ini koparttığında takımın dağılmaması Chiefs müsabakasından dersler alındığını gösteriyor.

Bunları demişken söylemeden edemeyeceğim geçtiğimiz sezon Rivers’ın en fazla pas attığı iki oyuncu, Keenan Allen ve Danny Woodhead bu sezon sahada olamayacaklar fakat beklenmedik (daha doğrusu bu kadar erkenden beklenmeyen) bazı isimler kendilerini göstermeye başladılar. Travis Benjamin geçen yıl Browns’da gösterdiği performansı da aşacak gibi görünüyor. Chargers’da Keenan Allen ve Danario Alexander’dan beri bir maçta bir wide receiver’ın maçı bu kadar etkilediğini ilk kez gördüm. Bir başka hakkını vermek gereken isim de Tyrell Williams. Önceki sezonun sonunda 4-12 ile ligin en kötü üçüncü ekibi olan Chargers’ın elde ettiği tek tük kazançlardan birisi olduğu bu yılın kamplarında belliydi. Keenan Allen’dan sonra en dominant oyuncu olarak göze çarpıyordu. Belki Allen gibi mükemmel bir route ağacına sahip değil ve en iyi olduğu routelarda bile mükemmel değil fakat atletizm ve güç ile çok fazla defansın canını yakma potansiyeline sahip. Bunları yazarken aklıma Williams/Benjamin ikilisinin yanında Allen da olsa atak nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyorum ama kendimi de Allen olsa belki de bu iki oyuncu kendini bu kadar gösteremeyecekti diye avutuyorum. Umarım gelecek sezon bu üçlüyü sahada beraber görme şansına sahip oluruz çünkü bu gerçekten özel olur.

Melvin Gordon için ise farklı bir parantez açmak lazım. Önceki hafta yazımda Chargers’ın Jaguars’a ters geldiğini söylemiştim. Sanırım bu biraz küçümseme olmuş. Gordon ve Charges ofansının dengesi göz önüne alınırsa bu ofans her takıma ters düşer. Bu maçta Rivers yalnızca 24 pas attı ve bunların dört tanesi touchdown oldu. Melvin Gordon kariyerinde ilk kez 100 yardın üstüne çıktı ve geçen sezon hiç endzone’u göremeyen adam Jags karşısında ilk çeyrekte yaptığı sayı ile iki maçta üç kez 6 puanı haneye yazdırmış oldu. Demem o ki oyunun her iki halini de yüksek seviyede oynayan bir ofansı durdurmak her zaman zordur. İyi bir koşu savunması olan takımı uzun paslarla dürüstlüğe iter ve dengesini bozar, koşuya yer açarsınız, ve iyi bir pas savunmasını da tam tersi şekilde. Chargers önceki yıllarda rakibi koşuya inandıramadığı için ofansif çizgisi zorlanıyordu çünkü rakipler blitz’den kaçınmıyordu. Gordon’ın farklı bir oyuncuya dönüşmesiyle beraber Chargers ofansı da tekrardan ligin en iyileri arasındaki yerini bulacaktır. Ryan Mathews’un San Diego’da oynadığı dönemde de her sene sakatlanana kadar Chargers topu kontrol ediyor, oyunun her iki yönünü oynayabiliyordu. Bu nedenle o seneyi en iyi 10 ofanstan birisi olarak bitirdi ve playoff’larda bir de maç kazandı.

Şimdi sizin aklınızda iki tane soru işareti var; Bir, dayak ned… Hadi Keenan Allen’ın boşluğunu doldurdun, Woodhead’i n’apıcaksın? İki, Bosa ne zaman oynayacak? Evet, Woodhead’de bu sezon oynamayacak. Fakat herkesin zamanında çok iyi tanıdığı bir isim, Dexter McCluster takıma eklendi. Ken Whisenhunt’ın ofansını tanıyan, Woodhead gibi küçük bir oyuncu. Woodhead’den tek eksiği pas koruması. Küçük fiziğine göre bunu süper yapan Woodhead gibi bir oyuncu olsa zaten şu anda uygun durumda olmazdı McCluster. Fakat bunun dışında koşu ve pas oyunlarında pek de fazla eksiği yok. Üçüncü oyunlarda oyuna girip çevikliği ve hızıyla bir fark yaratabilecek bir oyuncu. Ayrıca Kenneth Farrow da yılın hoş sürprizlerinden birisi olarak RB2 pozisyonunda şu anda. Zaten Gordon böyle oynamaya devam ederse çok fazla saha dışında kalmaz gibi duruyor.

Bosa konusunda ise, Çarşamba günü ilk kez korumayla antrenmana çıktı. Colts maçı için yüzde elli oynama şansı veriliyor şu sıralar. Gelecek günlerde hakkında daha fazla bilgi alırız fakat bu hafta oynamazsa bile gelecek hafta Saint karşısında Brees’in karşısına dikilecek gibi duruyor. Bosa’nın yokluğu da aslında çok hissedilmedi. Sadece onun pozitif etkisini bekliyoruz. Mebane ve Liuget inanılmaz maçlar çıkartırken son dakika eklentisi Caraun Reid ve geçen senenin beşinci tur seçimi Darius Philon inanılmaz bir istekle oynuyorlar. Geçen yıllara kıyasla çok daha iyi bir defansif çizgiyle karşı karşıyayız ve bu da rakip ofansların Chiefs maçının ikinci yarısı ve bahsi geçenlerin hiçbirinin oynamadığı Jags dördüncü çeyreği sayılmazsa üç çeyrekte sadece üç sayıya izin vermelerinden belli. Bosa da eklenince çok daha kaliteli bir ünite göreceğiz gibi. Yazın başından beri dediğim gibi, Liuget – Mebane – Bosa üçlüsünü izlemeyi iple çekiyorum.

Bakın, kimsenin sağlıksızlığını ummam fakat Jahleel Addae’nin aşırı gereksiz bir pozisyonda kendi kemiklerini kırmasıyla Dexter McCoil gelecek hafta başlayacağı için çok heyecanlıyım. McCoil sezonun en underrated isimlerinden birisi olabilir. Safety performansını da özellikle koşuya karşı arttıracağı kesin. Geri kalanı haftaya.

Colts maçına gelince, boşu boşuna 0-2 değiller. Luck bir şeyler yapmaya çalışıyor fakat Colts’un özellikle sakatlıktan geçilmeyen defansı Chargers receiverları ve özellikle Gordon’ın ağzını sulandırıyordur. Bu maça yetişsin diye fantasy football’da Gordon trade’ini şimdiden ayarladım, Pazar günü oynatıyorum. 20 puandan aşağısı kabulüm değil. Luck çok aşırı bir şeyler yapmazsa Chargers 2-1, Colts 0-3 olur gibi düşünüyorum. Chargers gerçekten beklediğimden çok daha iyi bir takım olabilir. Fakat bu maçın çok daha yakın geçeceği kesin.

Geçen hafta söylediğim “Her ne kadar Jaguars’ın playoffları zorlayacağını ve Chargers’ın ligin altlarında olacağını düşünsem de bu maçta her şey Chargers galibiyetini gösteriyor.” Lafını alıyor ve bu sefer de Chargers taraftarlarından özür diliyorum. Jaguars bu yıl tekrar ligin diplerinde yer alacak gibi görünüyor ve Gus Bradley’nin de beyninde yanıp sönen kırmızı ışıklar ve tiz bir alarm sesi vardır. Takımın herhangi bir oyun şevki, kazanma isteği kalmamış gibi gözüküyor.

Chargers ise önceki yıldan ve Chiefs mağlubiyetinden aldığı dersler ile çok daha iyi bir yıla bakıyor gibi. Gelişen bir defans, önemli parçalar kaybetse de üstesinden gelmeyi başaran bir ofans ve QB pozisyonunda Philip Rivers. Jose Mourinho’nun ünlü sözünü de Rivers’a uyarlayabiliriz gibi. “Eğer işimin kolay olmasını isteseydim Super Bowl kovalayan bir takıma gidebilirdim. En iyi koçlar, dominant bir defans, tanrı ve sonra da ben.”