Değerli Amerikan futbolu severler, Super Bowl LI’e saatler kala bu dev karşılaşma üzerine söz söylenebilecek konuları NFLTR yazarları olarak tüketmiş bulunmaktayız. Nitekim, Super Bowl haftasında patlak veren yazı furyası sonucu final maçıyla alakalı aşağı yukarı her konunun üzerinden geçilmiş oldu. Öyle ki, maçtaki pozisyonel eşleşmelerden tutun da iki takım oyuncularının fiziksel yeterliliklerine, NFL’in yakın tarihine damga vuran Tom Brady’nin akıl almaz Super Bowl istatistiklerinden Bill Belichick’in özgeçmişine kadar her konu, içinde bulunduğumuz hafta içerisinde bu platformda tartışıldı. Bütün bunlar da yetmedi ve NFLTR Podcast ekibi, Super Bowl LI üzerine özel bölüm hazırlayıp ortalama bir Amerikan futbolu severin, Super Bowl öncesinde aklına gelebilecek her türden soruya/detaya ışık tuttu.
Böyle bir atmosferde, dönem ödevini son güne bırakan öğrenci misali ben de safi Pazar gecesi oynanacak olan karşılaşma ile ilgili bir şeyler karalasaydım eminim ki bu yazı, birçoğunuza kabak tadı verecekti. Ha işi biraz daha ileriye götürüp Super Bowl esnasında Birleşik Devletler’de tüketilecek tavuk kanadı miktarından içilecek bira sayısına kadar absürd bilgiler vermeye kalksam bu sefer de yazım, “51 Maddede Super Bowl 51”in adi bir kopyası olacaktı. Hem, son olarak böyle bir yazıyı Kaan Özaydın, Super Bowl 50 döneminde yazmış ve bahsettiğim tarzda istatistikleri vermişti. Eğer gerçekten de Super Bowl esnasında tüketilecek tavuk kanadı veya avokado miktarını bu kadar çok merak ediyorsanız açın o yazıyı okuyun, rakamlar bu sene de üç aşağı beş yukarı aynı olacaktır. Ha o yazıyı okuyamasanız da sıkıntı yok, bırakın da elin Amerikalısının, Super Bowl’dan sonra maçı kazanan takımın head koçunun üzerine dökülecek olan Gatorade’in rengine kaç dolar bahis oynadığını bilmeyiverin, bir şey kaybetmezsiniz.
Bütün bu saydığım sebeplerden ötürü, benim bu yazıda ele alacağım konu biraz daha farklı. Öyle ki, az sonra okuyacaklarınız Pazar gecesi oynanacak olan maçtan ziyade, bundan iki ay sonra yaşanacak olan geleneksel ve tarihi bir enstantaneyi kapsıyor. Hazırsanız başlayalım…
Super Bowl şampiyonluğunun somut karşılığı olarak akla gelen sadece iki unsur vardır. Bunlar, şampiyon takıma verilen Lombardi Kupası ve o takımın üyelerine özel olarak yaptırılan binlerce dolar değerindeki şampiyonluk yüzükleri (Hadi karşılaşmanın en değerli oyuncusuna verilen MVP ödülünü de üçüncü bir unsur olarak ekleyelim). Bu fani dünyada, özü çelik veya mücevherat olan bu ödüllerin geçici olduğunu düşünürsek diğer birçok sporda olduğu gibi NFL şampiyonluğunu da özel kılan şeyler, elle tutulamaz ve tüketilemez. Bu soyut kavramlara verilebilecek ilk örnekler, şöhret ve toplumsal takdirdir. Ancak diğer birçok ülkeden farklı olarak Birleşik Devletler’de herhangi bir spor dalında şampiyonluk yaşamanın bir başka soyut karşılığı daha vardır: Devlet başkanının onur konuğu olmak ve Beyaz Saray’da size özel bir resepsiyonda ağırlanmak.
Ülkede bir gelenek haline gelen bu resepsiyonların kökü, 1865 yılına kadar dayanıyor. O senenin 30 Ağustos’unda iki amatör baseball takımı Brooklyn Atlantics ve Washington Nationals’ı (Nationals şu an profesyonel baseball ligi MLB’de mücadele etmektedir) ağırlayan dönemin başkanı Andrew Johnson, bir bakıma sporculara Beyaz Saray’ın kapısını aralayan ilk isim olmuştu. Beyaz Saray’a davet edilen ilk şampiyon takım ise 1924 senesinde World Series’ı kazanan Washington Senators’dı. MLB’nin şampiyonunu tayin eden final serisinde New York Giants’ı (Panik yapmayın, şimdiki San Francisco Giants) deviren başkent ekibi, o sene dönemin başkanı Calvin Coolidge’in onur konuğu olmuştu.
Önceleri baseball ile başlayan bu gelenek, 1963 Ocak’ında meşhur John F. Kennedy’nin NBA şampiyonu Boston Celtics’e özel bir davet vermesiyle basketbolu da kapsamaya başladı. 1980 Şubat’ında ise Jimmy Carter; Steelers ile NFL’de, Pirates ile MLB’de gülen Pittsburgh şehrine “kıyak” geçip çifte kutlama yaparak ülkenin en gözde spor organizasyonu olan NFL’i de bu ayrıcalıklı davete eklemiş oldu. Birleşik Devletler’deki dört büyük ligden (NFL, NBA, MLB ve NHL) NHL ise, 1991 yılındaki şampiyonu Pittsburgh Penguins’i başkanın huzuruna çıkarak bu özel resepsiyonda en geç temsil edilmeye başlanan lig oldu.
Öte yandan, bütün profesyonel lig şampiyonlarına ve atıcılıktan Amerikan futboluna kadar bütün NCAA Division I şampiyonlarına özel davet vererek kapsamı iyice genişleten George W. Bush’tan sonra Barack Obama da bu geleneği sürdürerek ülkedeki bütün başarılı sporcuları onore etti.
Yakın tarihte birçok ayrı spor dalında popüler olmaya başlayan bu davetin en büyük gediklisi ise şüphesiz University of Connecticut kadın basketbol takımının antrenörü Geno Auriemma. Dokuz kez bu ayrıcalığı yaşayan Auriemma, bir önceki başkan Obama’nın kendisine Beyaz Saray’da bir oda tayin edeceği ile ilgili söz verdiğini bile iddia etti!
Auriemma ile birlikte son 14 yıllık dönemde iki ayrı NCAA Amerikan futbolu takımıyla (Alabama ve LSU) toplamda beş kez ulusal şampiyonluk yaşayan ve dolayısıyla beş kez sarayın yolunu tutan efsane head koç Nick Saban da ayağını davete alıştıranlardan. Franchise bazında baktığımız zaman ise San Francisco Giants, Chicago Blackhawks (NHL), Jimmy Johnson’ın NASCAR takımı ve son 16 yılda dört Super Bowl şampiyonluğu bulunan New England Patriots’ın Beyaz Saray’ı domine ettiğini söyleyebiliriz.
Tabi özellikle NFL tarihlerinde bazı takımlar var ki, bu ekipler lig tarihinin en iyi performanslarına imza atıp bir rüya gibi geçirdikleri sezonu şampiyonlukla tamamlamalarına rağmen Beyaz Saray’da kendilerine yer bulamadılar. Bu takımlardan ilki 1972 Miami Dolphins. NFL tarihinde hiç bileği bükülmeden Super Bowl zaferine ulaşan tek takım konumundaki Dolphins, o dönemde NFL’in Beyaz Saray geleneği kapsamında bulunmamasından dolayı takım için düzenlenecek olan görkemli bir resepsiyondan da mahrum kaldı. Amerikan futbolu ile çok yakından ilgilenen ve koyu bir Washington Redskins taraftarı olan dönemin başkanı Richard Nixon’ın, Dolphins’in Super Bowl VII’de Redskins’i devirmesini hazmedeyip başta NFL’in gelmiş geçmiş en çok maç kazanan head koçu Don Shula olmak üzere adını tarihe altın harflerle yazdıran bir ekibi, bile isteye Beyaz Saray’dan uzak tuttuğu da söylentiler arasında.
Dolphins ile benzer kaderi paylaşan bir diğer “bahtsız” NFL takımı ise 1985 Chicago Bears. Richard Dent, Mike Singletary, Otis Wilson, Walter Payton ve Mike Ditka gibi efsanelere sahip Bears’ın 26 Ocak 1986 günü Patriots’ı 46-10’luk skorla sahadan silip Super Bowl XX’i kazanmasından sadece iki gün sonra Birleşik Devletler için “asrın projesi” konumundaki Challenger uzay mekiğinin, fırlatılmasını takip eden birkaç saniye içinde infilak ederek tuzla buz olması ve biri gönüllü öğretmen olmak üzere yedi astronotun bu feci kazada can vermesi, ülkede derin bir yasa sebep olmuş ve dönemin başkanı Ronald Reagan da tarihindeki ilk ve tek Super Bowl şampiyonluğunu yaşayan Chicago ekibinin Beyaz Saray resepsiyonunu iptal etmişti.
Ancak Chicago Bears hayranlığıyla bilinen bir önceki ABD başkanı Barack Obama, bu iki ekibi de unutmadı ve önce 7 Ekim 2011 günü 1985 Bears kadrosuna, sonrasında ise 20 Ağustos 2013 tarihinde 1972 Dolphins kadrosuna Beyaz Saray resepsiyonu düzenleyerek aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen iki takımı da hak ettikleri şekilde onurlandırdı.
“And Kaan bu söylediklerin iyi hoş da, bu yazının Super Bowl LI ile olan ilgisi nedir?” diye soracak olursanız şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu seneki resepsiyon öncesi deyim yerindeyse çarşı pazar karışacak. Nitekim Birleşik Devletler’in yeni başkanı, Obama gibi uyumlu, suya sabuna dokunmayan, sözleriyle belli toplulukları rencide etmeyen bir kişiliğe sahip değil; tam aksine sizin de bildiğiniz üzere yeni başkan oldukça agresif, bazı gruplara hiç çekinmeden dil uzatan ve yeri geldiğinde sansasyonel açıklamalarda bulunan Donald Trump.
Durum böyle olunca, daha Super Bowl LI oynanmamış olmasına rağmen bu karşılaşmada mücadele edecek olan bazı oyuncular, şampiyonluğa ulaşmaları durumunda Beyaz Saray’a gitmeyeceklerini şimdiden deklare ettiler bile.
Olası bir şampiyonluk durumunda Trump’ın vereceği davete çok büyük ihtimalle katılmayacağını açıklayan ilk oyuncu, New England Patriots’ın yıldız tight end’i Martellus Bennett oldu. Siyahi vatandaşların hakları konusunda gerekli duyarlılığı göstermedikleri gerekçesiyle Tom Brady ve Peyton Manning gibi NFL yıldızlarını suçlayan ağabeyi Michael Bennett ile birlikte bu konuda bir kamuoyu bilinci oluşturmak için büyük çaba harcayan Martellus, yaptığı açıklamada Beyaz Saray’da oturan “şahsı” desteklemediğini ve bu sebeple de şampiyonluğu kazanmaları durumunda düzenlenecek davete çok büyük ihtimalle katılmayacağını belirtti.
Bennett kadar net olmasalar da Patriots safety’si Patrick Chung, running back Dion Lewis ve defansif back Duron Harmon da şu an daha çok Pazar gecesi oynanacak olan final maçına yoğunlaştıklarını ancak şampiyonluk durumunda Beyaz Saray’a gitmeme gibi bir ihtimallerinin olduğunu dile getirdi.
İşin Atlanta Falcons cephesinde ise Trump’ın davetine katılmamasına kesin gözüyle bakılan isim takımın Müslüman wide receiver’ı Mohamed Sanu. Son olarak yedi Müslüman ülkenin Birleşik Devletler’e giriş-çıkışını yasaklayan Trump, böylece bir nevi Müslüman veya Müslüman kökenli oyuncuların Beyaz Saray resepsiyonuna katılmamasını da garanti altına almış oldu.
Tıpkı Chung – Lewis – Harmon üçlüşü gibi birçok oyuncunun şu anki önceliğinin Super Bowl LI olduğu ve bu sebeple Beyaz Saray davetine katılıp katılmayacaklarını henüz akıllarının ucundan bile geçirmedikleri düşünülürse bu seneki resepsiyonun, geçtiğimiz yıllara oranla çok daha düşük bir katılım ile gerçekleşmesi olası. Hele ki, Pazar gecesi Super Bowl’da boy gösterecek iki takımın da ciddi birer siyahi oyuncu popülasyonuna sahip olduğunu düşünürsek.
Tabi ABD başkanları böyle bir durumun daha küçük çaplısını tecrübe etti ve yıldız sporcular, geçmişte çeşitli sebepler göstererek davetlere katılmamazlık etti. Örneğin, Steelers linebacker’ı James Harrison takımın şampiyon olduğu 2005 ve 2008 sezonlarının ikisinde de sırasıyla Bush’un ve Obama’nın düzenlediği davetlere katılmadı. Harrison’ın bu kararı verirken öne sürdüğü sebep ise “Steelers’ı Beyaz Saray’da görmek istiyorlarsa, Super Bowl şampiyonluğumuzu beklememeliler.” oldu. Tabi Harrison, her ne kadar takımının değerini vurgulamak istiyormuş gibi görünse de kendisinin sahip olduğu uçak fobisi de NFL çevrelerinde dolaşan söylentiler arasında.
Öte yandan, zaman zaman siyasi sebepler de sporcuların Beyaz Saray’dan uzak kalmasına neden oldu. 2012’de Boston Bruins goaltender’ı Tim Thomas, federal hükümetin büyük bir güç temerküzü ürettiğini öne sürerek davete katılmamış, yine 2012 sezonunda NFL şampiyonluğuna ulaşan Baltimore Ravens’ın yıldız center’ı Matt Birk de, Obama hükümetinin nüfus ve aile planlaması üzerine çalışan sivil toplum örgütü Planned Parenthood’a verdiği destek sebebiyle resepsiyonu boykot etmişti.
Son olarak ise 2014’te Super Bowl kazanan Tom Brady, Obama’nın “Deflategate” ile ilgili yaptığı bir espri sebebiyle Beyaz Saray’a gitmemişti. Bir zamanlar Trump ile can ciğer kuzu sarması olan ancak sonra yeni ABD Başkanı ile arası bir hayli açılan Brady’nin, Pazar gecesi Falcons’ı devirmeleri durumunda Beyaz Saray’a gidip gitmeyeceği ise büyük bir merak konusu.
Sözün özü, bundan yaklaşık iki ay sonra Beyaz Saray’da NFL tarihinin en ilginç resepsiyonu verilecek gibi duruyor. Eh ne diyelim, Colin Kaepernick’in ahı tuttu gibi…