Türkiye Amerikan futbolu milli takımı, tarihindeki ikinci maçına 4 Kasım 2017 tarihinde çıktı. İlk maçını 2012 yılında Romanya ile deplasmanda oynayan milli takım, o maçı 61 – 0 kazanmasına rağmen, uzunca bir süre tekrardan bir araya gelmemişti.

Milli takımımız, Sırbistan’ın Niş kentinde Avrupa’nın güçlü ekiplerinden Sırbistan milli takımına konuk olduğu maçı 14 – 7’lik skorla kaybetti ancak skordan bağımsız olarak milli takımımızın tekrardan bir araya gelmesi tüm Amerikan futbolu severleri oldukça sevindirdi. Ayrıca kısa bir hazırlık sürecinden sonra sadece bir touchdown fark yenilmek ve Sırbistan gibi güçlü bir takıma karşı yapılan mücadele de gelecek adına herkese umut verdi diyebiliriz.

Sitemizde hem yazılı olarak hem de podcast’lerde milli takımın bu sürecini sizlere duyurmaya çalışmıştık. Son olarak, Türk Amerikan futbolu için oldukça önemli olan bu maçta takımın head koçlarından olan Erdem Özsalih ile hem maça hem de milli takımın geleceğine dair bir röportaj gerçekleştirdik…

NFLTR: Her şeyden önce heyecan seviyesi ve seyir zevki yüksek bu karşılaşmada milli takımımızı ortaya koyduğu mücadeleden ötürü kutluyoruz. Maçın gidişatı ile ilgili sorularımıza geçmeden önce ise Türk Amerikan futbolu tarihinde büyük bir öneme sahip olan bu karşılaşmanın genel atmosferi hakkında birkaç soru sormak istiyoruz. Örneğin, Avrupa futbolunun önde gelen ülkelerinden Sırbistan’ın bu maç için hazırladığı organizasyon tatmin edici bir seviyede miydi, tribünlerdeki doluluk oranı ve Niş kentinin maça gösterdiği ilgi nasıldı?

Erdem Özsalih: Teşekkürler, mücadele ve genel görünüm ilk maç için çok pozitif olsa da bu kadar yaklaşmışken kazanmayı çok isterdik.

Maçı bizim ulaşımımızın daha rahat olması için başkent Belgrad yerine Sırbistan’ın üçüncü büyük şehri Niş’de oynadık. Şehir çok büyük değil, Sırbistan birinci liginde bir takımları var ve organizasyon konusunda o takımın yetkililerinin çok katkısı oldu. Maça ilgi bizim ligimizdeki ortalama bir normal sezon lig maçından daha fazlaydı diyemem.

İlk maçımızı Türkiye’de büyük bir organizasyon yaparak kalabalık bir izleyici kitlesi önünde oynamaktı hedefimiz. Ayrıca Sırbistan gibi güçlü bir takımın karşısına çıkmadan önce ilk testi de görece daha rahat bir maçta yapmış olacaktık. Malesef Ukrayna milli takımı seyahat için sponsor desteğini bulamayınca o karşılaşma iptal oldu. Biz de kamp süresini uzatarak Sırbistan maçına daha iyi hazırlanmaya çalıştık.

NFLTR: Peki hava sıcaklığı, saha zemini gibi fiziksel etmenler Amerikan futbolu oynamak için elverişli miydi, Sırbistan deplasmanında bu bağlamda sizi zorlayan herhangi bir unsurla karşılaştınız mı?

Erdem Özsalih: Maçı doğal çim sahada oynadık, şehrin kadın futbol takımının kullandığı bir sahaymış. Maçtan önceki gün, maç sabahına kadar hava yağmurluydu ancak zeminde önemli bir deformasyon olmadı. Maç esnasında ise ideal sıcaklıkta güneşli bir havada uygun koşullar vardı diyebilirm.

Sahanın doğal çim olmasının en iyi tarafı maç içinde ciddi bir sakatlık yaşanmamış olması bence, ayrıca rakibimizin hızını da biraz düşürmüştür diye tahmin ediyorum. Saha koşullarından en fazla etkilenen sporcumuz oyun kurucumuz Ateş oldu, bazı pozisyonlarda pocket’ta pas atacak pozisyonu yaratmaya çalışırken tökezlediği, kaydığı anlar oldu. Onun dışında saha ile ilgili bir sorun yaşamadık.

NFLTR: Karşılaşmayı takip eden birçok kişinin merak ettiği üzere milli takım oyuncularının TAFL’de üyesi oldukları takımların kasklarını giyerek maça çıkmaları, dolayısıyla milli takım formasında standart bir kaska yer verilmeyişinin sebebi neydi?

Erdem Özsalih: Bütün sporcular kendi kasklarıyla oynadı, milli takımın kendi özel ekipmanları yok malesef. Bazı takımlarımızın kaskları yeni ve daha önceki gibi sprey boyayla boyamak çok uygun olmayacaktı. Farklı alternative yöntemleri de araştırdık ancak sonuçta kaskları boyamaya harcanacak zaman ve kaynağı maça daha iyi hazırlanmak için kullanmaya karar verdik. Avrupa’da pek çok takımın hazırlık maçlarını bu şekilde oynadığını biliyorsunuzdur. Bundan sonraki süreçte kaskların uyumu konusunda da iyileştirme yapılacağını düşünüyorum.

NFLTR: Milli maçın hemen öncesinde TAFL Podcast’in 32. bölümüne konuk olan Emrah Asilyazıcı, 4 Kasım Cumartesi günü milli takım hücumunun derin ve üretken bir playbook ile sahada yer alacağını söylemişti. Nitekim, gerçekten de spread’den gun formasyonuna, motion’lardan trap’lere ve play action’lara kadar hem saha dizilimi hem de oyun seçimi bakımından hücumda büyük bir çeşitlilik gördük. Ancak, maalesef hücumumuz maç boyunca yard almakta zorlandı ve en üretken olduğu drive’ını da maçın sonunda gerçekleştirebildi. Hücumdaki bu durgunluğun sebebini neye bağlıyorsunuz?

Erdem Özsalih: Hücum takımının üretkenliği büyük oranda uyuma ve çok tekrar etmeye dayanıyor. 10 günlük kampta çok yoğun bir tempoda çalışılmış olsa da milli takımların bütün yıl birlikte oynayan kulüp takımlarındaki uyumu yakalaması çok kolay değil. Bu nedenle Sırbistan dahil pek çok iddaalı ülke genelde hücum setlerini daha basit tutarak oynuyor. Biz projeyi sadece tek maç olarak görmediğimiz için zor olanı yapmaya çalıştık. Sizin de dediğiniz gibi beş receiver’lı formasyonla da, aynı anda iki TE ve FB kullandığımız formasyonla da oynamaya çalıştık. Böylece her pozisyonda rakip sporcuları birebirde yenemezsek de oyun seçimlerimizle fark yaratabilecektik.

Maç boyunca rakibin altı first down’ına karşılık sekiz first down ürettik, daha basit oynayan ve uzun süredir beraber oynayan bir takımla kıyaslayınca milli takım düzeyi için başlangıç seviyemizin iyi olduğunu düşünüyorum. Bu seviye gelebilmek için ofans koçlarının ve sporcuların masa başında çok fazla zaman geçirdiğini söyleyebilirim.

Üretkenliğin düşük olmasıyla ilgili genel stratejimizin de etkisi olmuştur. Üçüncü hak ve uzun durumlarında çok zorlamamak, genelde possesiona oynayıp defansa güvenmekti maçtan önceki oyun planımız. Skor ne olursa olsun bu plana ikinci yarının ortalarına kadar sadık kalmaktı hedefimiz. Maçı da üçüncü çeyrekte geri düşene kadar buna paralel oynadık.

NFLTR: Hücumun aksine savunmada ise milli takımımızın oldukça etkili olduğunu gördük. Öyle ki, Sırbistan hücumunun red zone’daki tek posession’ı ilk çeyrekte vuramadan down olduğumuz pozisyonu takiben geldi ve Sırplar, maçtaki ikinci ve son touchdown’ını da punt bloklayarak buldu. Etkili bir koşu oyunu oynadığını ve zaman zaman da derin paslarla sonuca ulaştığını bildiğimiz Sırp hücumunu durdurmamızda sizce etkili olan unsur(lar) neydi?

Erdem Özsalih: Defansta da hücumda da çok iyi sporcularımız var, özellikle milli takımda geniş bir havuzdan en iyileri seçtiğiniz için pozisyonun hem atletik hem teknik gereksinimini karşılayan, oyun bilgisi yüksek bir kadroyla çalışma şansınız oluyor. Defans takımımızda gerçekten Avrupa seviyesinde çok fazla iyi sporcumuz var ve hücuma göre onların sahaya performansını yansıtması çok daha kolay oldu, bire birde genelde hiç yenilmedik.

Ayrıca Sırbistan geçen sene oynadığı İtalya maçında da, bizimle oynamadan bir hafta önce oynadığı Pro Hunt karşılaşmasında da hep benzer hücum oyunlarını kullandı. Bu hücumu en iyi durduracak doğru diziliş ve taktikle oynadık, defansta yaptığımız bütün öngörü ve planlamanın sahaya yansıdığını söyleyebilirim, defans koçları takımı hem metal hem de taktiksel açıdan çok iyi hazırladı bence.

NFLTR: Özel takımlar için zor geçen bir maç izledik ve üçüncü çeyrekte geriye düşmemize sebep olan touchdown, blok’lanan bir punt sonucunda gerçekleşti. Buna ek olarak, maçta punt vuramadan down olduğumuz ve top hakimiyetini kendi end zone’umuza yakın bir yerde rakibe verdiğimiz bir pozisyon da oldu. Özel takımda yapılan bu hataların sebebi sence nedir?

Erdem Özsalih: Maç staratejisinde bütün hesapları bozan da bu oldu zaten. “3 ve Uzun”da risk almayıp possesion’a oynuyorsunuz ancak bir şekilde punt’ta sorun yaşıyorsunuz, bu öngörmediğimiz bir gelişme oldu. Yeterince iyi çalışmadığımızı gösteriyor, belki de özellikle hücuma fazla konsantre olduğumuzdan özel takımları biraz ihmal ettik. Yetenek veya güç eksikliğinden kaynaklanmadığı için ileriki maçlarda düzeltilebileceğine inanıyorum.

NFLTR: Uzun yıllar sonra bir araya gelen milli takımımız, kısa sayılabilecek bir kamp döneminin ardından Sırbistan gibi Avrupa’nın sayılı futbol ülkelerinden bir tanesi karşısında başa baş bir mücadele vererek maçı kazanabilecek duruma da geldi. Bu kadronun koçu olarak siz, milli takımın bu zorlu deplasmandaki deneyimini genel olarak nasıl değerlendiriyorsun ve Türk Amerikan futbolu için bu deneyimin ne gibi kazanımlar sağladığını düşünüyorsun?

Erdem Özsalih: Bence bu maç hepimize ciddi özgüven kazandırdı, Avrupa’daki futbol kamuoyuna da kulüp takımlarımızın Avrupa başarılarının tesadüfü olmadığını, iddaalı bir yerel oyuncu havuzumuz olduğunu gösterdik bence. Bundan sonra milli takım düzeyinde turnuvalara davet edilen, hazırlık maçları için tercih edilen bir takım olacağımızı düşünüyorum.

Kamp süresince farklı takımlardan gelen sporcu ve antrenörlerin yakaladığı arkadaşlık ortamı ve ruh da çok önemliydi. En ufaz bir tatsızlık olmadan, herkes rolünün gerektiğini en iyi şekilde yerine getirirken çok önemli bir etkileşim bağı da kuruldu diye düşünüyorum.

Ayrıca bu spora gönül vermis eski yeni farklı kişilerden bu süreçte hep destek ve olumlu geri bildirim aldık, doğru işler yaptığımızın bir göstergesi de bu oldu diyebilirim.

NFLTR: Peki, milli takımın bundan sonraki yol haritası hakkında da okuyucularımıza kısaca bilgi verebilir misiniz?

Erdem Özsalih: Bundan sonrası için hedef tabii ki ilk resmi müsabakı oynamak, bunun için önümüzdeki yaz resmi bir turnuvaya katılmak, 2019 yılında da Avrupa elemelerine katılarak şampiyonada üst gruplara tırmanma yolculuğumuza başlamak istiyoruz. Gelip geçici, tek seferlik bir macera olmayacak bu sefer, bu işin içinde organizasyon yapma yeteneği çok yüksek, elinini taşın altına koyabilen idareciler var ve bunu görmek beni gerçekten çok umutlandırıyor.

NFLTR: Eklemek istediğiniz son bir şey var mı?

Erdem Özsalih: Maçta çok şükür sakatımız yoktu ancak kamp sürecinde malesef üzücü sakatlıklar yaşadık, buradan Emirhan, Ziya, Tolga, Alper ve Tunahan’a tekrar çok geçmiş olsun diyorum. Umarım en kısa zamanda eskisinden de daha iyi şekilde tekrar aramıza dönerler.

Bu süreçte federasyon başkanımız Murat Pazan ve korumalı futbol asbaşkanımız Mansur Yılmaz hep yanımızdaydı. Bu milli takım onların projesi ve çok uğraştılar. Ayrıca, korumalı futbol camiamızın belki çok yakından tanımadığı diğer bir gizli kahraman ise yine federasyon yönetim kurulu üyelerimizden Feridun Acar Bey idi, Edirne’deki kamp sürecini gerçekten bir milli takıma yakışır şekilde geçirmemizde çok katkısı oldu kendisinin. Teknik kadro adına tekrar teşekkür etmek isterim.

İlk maç olması, güçlü bir rakibe karşı kazanmaya çok yaklaşmış olmamız ve sonuçta müsabakanın eksiklerimizi görmek için oynanan bir hazırlık maçı olması bir tarafa; maçı kazanmayı ve bu spora gönül veren, yıllardır farklı noktalarda aldıkları sorumluluklarla bu günlere gelmemize katkı sunmuş, emeği geçmiş kişileri gururlandırmayı çok isterdik. Umarım bir dahaki sefere sonuçla da herkesi mutlu ederiz…