Hoş geldin 2019… Koskoca bir yılı daha geride bıraktık ve nihayet geldik sezon sonuna. 17 haftalık normal sezon maratonu Pazar gecesi oynanan maçlarla tamamlandı. Son ana kadar wild card şansını sürdüren takımlar dışında hiçbir iddiası olmayan takımlarda nispeten iyi maçlar çıkararak sezona güzel bir kapanış yaptılar. Miami Dolphins de etkileyici sezon finali ile çok hareketli geçecek bir döneme giriş yaptı. Buffalo Bills karşısında 42-17 gibi farklı bir mağlubiyet alan Miami sezonu yedi galibiyet ve dokuz mağlubiyetle tamamladı. Ayrıca dış sahada 1-7 ile son yıllardaki en kötü deplasman performansı gösterdi.

Maçla ilgili söylenebilecek birçok şey olmasına rağmen bu maç Dolphins taraftarları arasında maç sonrası ile daha çok hatırlanacak gibi duruyor. Fakat maçtan da kısaca bahsetmezsek olmaz. Buffalo Bills’in çaylak oyun kurucusu Josh Allen Miami karşısında çok etkili bir oyun oynadı diyebiliriz. Koşu savunmalarında kötü olan Dolphins’i doğru koşularla yıkan Allen, bu sezon içinde de nispeten pas isabetini de geliştirmiş gözüküyor. Her ne kadar Buffalo’nun iyi bir pas yakalayıcısı olmasa da kendini gözle görülür biçimde geliştirmesi ileride adından söz ettiren oyun kurucu görmemize işaret olabilir. 17-26 pas isabeti, üç TD ve bir interception ile oynayan 22 yaşındaki oyun kurucu bu sezonki en çok TD pası attığı maçı oynadı. Daha da önemlisi dokuz top taşıma ve 95 yardlık performansını iki TD ile süsleyerek toplamda beş TD ile Dolphins’in tüm eksiklerini sonuna kadar kullandı. Yıllardır AFC Doğu’yu domine eden Patriots, Tom Brady emekli olduktan sonra bu başarıyı yakalaması pek kolay olmayacak çünkü Sam Darnold ve Josh Allen gibi iki genç ve yetenekli oyun kurucuların yavaş yavaş lige adapte olması en sıkıcı NFL konferansı arasında gösterilen AFC Doğu grubunu tekrardan heyecanlandırabilir.

Ryan Tannehill ise sezonu çok kötü bir performansla kapattı diyebiliriz. Bir şeyler yapmaya çalışsa da çok gecikmiş olan bu çaba taraftarlarının gözünde hiçbir etki yaratmadı. Hatta bir şeyler yapmak için uğraşırken daha çok hata yapması sabırları iyice taşırdı. Açıkçası bu noktada koç ekibinin neden hala psikolojisi bu kadar düşmüş bir oyuncuya ısrar ettiğini de anlamış değilim. Kenarda Brock Osweiler ve David Fales varken sezonun son maçında bu isimlerden kolaylıkla yararlanılabilirdi. 18-31 pas isabeti, iki interception ile oynayan Tannehill kariyerindeki ilk TD pasını da yakaladı. Fakat burada ilginç bir istatistikten bahsetmek istiyorum. NFL’de şu ana kadar hiçbir takımın iki farklı receiver’ı TD pası atmamışken Miami Dolphins’te bu sayının üç olması oyun kurucusunun yapamadığı işi receiver’lar üstlenmiş desek yanlış olur mu emin değilim.

Maçla ilgili söylenebilecek son şey, Buffalo Bills’in defensive tackle’ı Kyle Williams’ın son maçını oynadı ve NFL kariyerini noktaladı. 35 yaşındaki oyuncu 2006 yılından beri Buffalo Bills forması giyiyordu ve kariyerini sadece Bills’te oynayarak tamamladı. Açıkçası Kyle Williams’ın bu karşılaşmayı kolay kolay unutacağını sanmıyorum. Beş kere Pro Bowl olan Williams aynı kariyerinde ilk defa hücum hattında oynadı ve Josh Allen’ın pası ile dokuz yard takımına kazandırdı. Kendisi içinde iyi bir final oldu diyebiliriz fakat biz Miami taraftarları için bu anlar tam bir utanç dakikalarıydı.

Fakat Miami Dolphins için asıl hikâye maç bittikten sonra başladı. Takım Miami’ye döndüğü an hemen bir basın toplantısında kulübün sahibi Stephen Ross, koç Adam Gase ile yolların ayrıldığını açıkladı. Tüm Miami taraftarlarının heyecanla karşıladığı bu haber sonrasında tüm gözler 2015 yılında başkan yardımcılığı görevini üstlenen Mike Tannenbaum’a çevrildi. Stephen Ross’un basın toplantısında Mike Tannenbaum’un isminin olmaması “Acaba kovuldu mu?” sorularını beraberinde getirmişti ve nitekim de öyle oldu. Stephen Ross’un açıklamalarına göre aslında tam olarak kovulmadı fakat takımla alakalı tüm görevlerinden uzaklaştırıldı. Onun yerine ise Ross’un en güvendiği isimlerin başında gelen ve takımın genel menajerliğini yapan Chris Grier getirildi ve bundan sonra takımla alakalı her şeyle ilgileneceği açıklandı.

Gelelim Adam Gase’in kovulmasına… Açıkçası kimse için sürpriz bir ayrılık olduğunu düşünmüyorum. Hemen hemen herkes bu ayrılığın bir an önce gerçekleşmesini bekliyordu. Gase’in Dolphins kariyerine bakacak olursak, 10 galibiyet altı mağlubiyetle tamamladığı ilk sezonunda Dolphins’i sekiz sezon sonra playoff’lara taşımayı başarmıştı. Fakat Tannehill’in playoff’lardan önce sakatlanması yüzünden kariyerinde doğru düzgün maç oynamamış Matt Moore ile oynamak zorunda kaldı. Karşıdaki rakip ise Pittsburgh Steelers olunca mağlubiyette kaçınılmaz oldu ve sezonu wild card oynayarak tamamladı. İkinci sezonunda ise Tannehill daha sezon başında sakatlanıp sezonu kapatınca Jay Cutler ile oynamaktan başka çaresi olmayan Dolphins 6-10 ile sezonu tamamladı. Geçen sezonu Tannehill’in yokluğunu bahane ederek kötü geçtiğini belirten koç ekibi ve yönetim bu seneye 3-0 ile başladılar. Bir an herkesi playoff’a inandırmış iken Tannehill tekrar koç Gase’i yalnız bıraktı ve bu sefer omzundan sakatlandı. Yerine geçen Brock Osweiler ise yeterli performansı gösteremeyince ligin son bölümlerine 6-6 ile girdi. Fakat buradan da ağır mağlubiyetler ile playoff yolundan sapan Gase için ayrılık çanları çalmaya başladı ve nitekim en son oynanan Buffalo Bills maçından hemen sonra kovuldu.

Adam Gase’in kovulmasına en güzel cevabı aslında gene kulüp sahibi Ross verdi. Yaptığı basın toplantısında Gase’in neden kovulduğuna ilişkin soruya, “İşler umduğumuz gibi gitmedi, ancak yazıldığı gibi bu kararı mağlubiyetten dolayı almadım. Üç senedir takımda olan Gase’in artık kazanması lazımdı çünkü bu kadar zaman geçiren koç kaybetmemeli” şeklindeki cevabı her şeyi anlatır nitelikte. Fakat sadece mağlubiyetler Gase’in sonunu getirmedi. İlk olarak Ryan Tannehill’de ki ısrarı ve ona çok güvenmesi onun sonunu getiren nedenlerin başında geliyor. Bengals maçında sakat olmasına rağmen oynayan ve ardından altı hafta forma giymeyen Tannehill 12. haftada Colts maçında geri dönmüştü. Fakat tam olarak iyileşmeden dönen 30 yaşındaki oyun kurucu çok kötü bir performansa imza attı. Bu nokta da Adam Gase ise Tannehill’i sakat sakat oynamaması gerekirdi. Belki Brock Osweiler’a verilecek yeterli destek takımı sezon sonunda daha iyi bir yere getirebilirdi aynı zamanda Osweiler’a verilen bu şans Tannehill’in iyileşme süresini uzatabilirdi. Ancak koç ekibi sezon içinde o kadar çok eksikti ki bunu düşünseler bile yapabilecek kapasiteleri olduğunu düşünmüyorum. Tabii burada bir de Mike Tannenbaum gerçeği var. Müzmin sakat Ryan Tannehill’e dört yıl 77 milyon dolarlık kontrat verip takımı ona muhtaç eden bir yönetici olunca Adam Gase’in de eli kolu bağlandı desek yalan olmaz.

Gase’in gönderilmesindeki ikinci neden ise, Dolphins’in “draft and develop” sistemine yani draft’lardan iyi oyuncular seçip onları geliştirerek bir süreç içerinde iddialı konuma gelme çabalarına karşılık free agent’lardan yaşlı oyuncuları tercih etmesi diyebiliriz. Minkah Fitzpatrick, Jerome Baker, Xavien Howard, Kalen Ballage gibi oyuncular yerine Cameron Wake, Robert Quinn, Frank Gore gibi oyuncuların takıma yeterli olabileceğine inanması takıma faydadan çok zarar sağladı. Zaten kariyerinin sonunda olan bu isimler takım kötü gittiği zaman düşünecekleri tek şey banka hesapları olması gayet normal çünkü zaten kısa kariyeri olan bu oyuncular için normal. Fakat çaylak oyuncuların bakış açısı daha başkadır. İyi bir koç ekibi ile daha iyi yerlere gelebilme ihtimalleri ve hayallerindeki başarıları yakalamaları yaşlı oyuncularla nazaran daha yüksek olduğu da ayrı bir gerçek.

Şu an sıkı bir koç arayışına giren Miami Dolphins’te yazılan isimlerden en dikkat çekeni eski San Fransisco 49ers koçu olan Jim Harbaugh. 2013’te 49ers’ı Super Bowl’a çıkarıp kardeşi John Harbaugh’nun çalıştırdığı Baltimore Ravens’ı kaybettikten sonra bir sene daha San Fransisco’da kalan Jim Harbaugh 2014 senesinde sezon biter bitmez takımdan ayrıldı ve kolejde yetiştiği Michigan’a geri döndü. 2015’ten beri dört sezondur takımın başında olan Harbaugh bu zamanda 38-14’lük bir derece elde etti fakat sadece bir tane Bowl maçını kazandı. Kolej koçluğundan gelip NFL’de başarılı olabilen sayılı koçlar arasında gösterilen Harbaugh’un neden Dolphins ile adının geçtiği ise Dolphins’in sahibi Stephen Ross’un da Michigan’da doğmuş olması ve Michigan Üniversitesi’ne yaptığı 378 milyon dolarlık bağış ile okul tarafından çok sevilen bir isim olması desek yanılmayız herhalde. Hala Michigan ile iletişimi sıkı olan Ross basın toplantısında Jim Harbaugh’u yalanlasa da bu ihtimalin olma olasılığı bir hayli yüksek.

Adı geçen diğer isimlerden en dikkat çekenleri ise Kansas City Chiefs’in hücum koordinatörü Eric Bienemy, Pittsburgh Steelers hücum koordinatörü Mike Munchak, Chicago Bears savunma koordinatörü Vic Fangio ve New England Patriots savunma koordinatörü Brain Flores. Genellikle koordinatörlere yönelen Dolphins’te asıl amaç drafttan seçilen oyuncularla birlikte temelden bir kadro kurmak ve bu süre zarfı içinde bu oyuncuları iyi idare edebilecek ve oyuncularla birlikte koçluk becerilerini geliştirebilecek potansiyelli çalıştırıcıları takıma getirmek olduğu görülüyor. Sezon sonunda sözleşmesi bitecek oyuncularla sözleşme imzalamayacak olan Dolphins ayrıca takas döneminde çaylak oyuncular hariç her oyuncuya gelen teklifi değerlendireceklerini de kulübün yeni takımdan sorumlu ismi Chris Grier tarafından açıklandı. Son yıllarda NFL Draftları’nda genelde orta sıralardan oyuncu seçen Dolphins bu işi gerçekten iyi başarıyor diyebiliriz.

Özetle, sezonu da ağır mağlubiyet ile kapattık fakat yeni sezon için umutlarımızı taze tutmayı gelen kovulma haberleri ile diri tuttuk. Umarım takımın yeni koçu çok fazla acele edilmeden fakat çok da geç kalınmadan seçilir ve takımın başına getirilir. Ayrıca bir an önce takımdaki QB sorununda çözülmesi gerektiği de ayrı bir gerçek. Umudum Tannehill’i bir sezon daha Dolphins forması giyerken görmemek. Bakalım bu sezon finali bize neler gösterecek…