Kansas’taki yerel radyo istasyonu Patrick Mahomes ile Troy Aikman’ın istatistiklerini karşılaştırdığında, ilk aklıma gelen şey Troy Aikman’ın oynadığı dönemde NFL’in ne kadar farklı olduğuydu. Son zamanlarda Patriots dynasty’si dışında başka bir dominant takım dönemi yaşanmadığı için yeni dönem NFL takipçileri Pats dışında hiçbir zaman dynasty-era yaşanmadığını düşünebilirler. Ancak 1990’lar Dallas Cowboys ve San Fransisc 49ers NFL’i domine ettiği yıllardır. Halen çoğu koşu ve pas istatistiklerini elinde tutan ve G.O.A.T. (tüm zamanların en iyi oyuncusu) tartışmalarında sıklıkla adı geçen 49ers oyun kurucusu Joe Montana, 49ers WR’ı Jerry Rice ve Cowboys RB’i Emmitt Smith de işte o dönemin ürünleridir.

San Fransisco 49ers 90’larda ne kadar pas takımıysa, Dallas Cowboys da o kadar koşu takımıydı. Bu eğilimin günümüzde de süregeldiğini söylersek sanırım yanılmış olmayız. Tüm zamanlara damgasını vuran 16 Hall of Fame Cowboys oyuncularından üçer Super Bowl yüzüklü “Üç Silahşörler“ (The Triplets) Troy Aikman (QB), Emmitt Smith (RB) ile Michael Irvin (WR) başta olmak üzere, Larry Allen (OL), Charles Haley (DE) ve Deion Sanders (CB) de işte o dönemin oyuncularıdır. Troy Aikman ve Michael Irvin tüm kariyerleri boyunca sadece Cowboys forması giyerken, Emmitt Smith kariyerinin son iki yılını Arizona’da, Larry Allen ise San Fransisco’da geçirmiştir. Tom Brady’den önce ilk ve tek beş Super Bowl yüzüğü sahibi olan DE Charles Haley ise 1986-1991 yılları arasında 49ers, 1992-1997 yılları arasında Cowboys, 1998-1999 yıllarında ise tekrar 49ers forması giymiştir. Birkaç sezon önce peruk, takma bıyık ve gözlük ile fake isim kullanarak NFL Combine’a katılma parodisi çeken NFL’in ilk shut down CB’i Deion Sanders ise kariyerinde dört farklı takımda oynayarak iki Super Bowl yüzüğü kazanmıştır. 1989-1993 yılları arasında Falcons, 1994 yılında 49ers, 1995-1999 yılları arasında Cowboys formalarını giyen yıldız cornerback 2000 yılında Redskins takımında oynadıktan sonra 2001 yılında emekliliğini açıklamış, ancak 2004 yılında emeklilikten geri dönerek Ravens forması ile iki sezon WR/R/CB/SS gibi değişik pozisyonlarda oynamıştır. Hem NFL hem de MLB finali oynayan ilk ve tek oyuncu olma özelliğine de sahiptir.

Ancak arka arkaya dört konferans finali oynayan ve dört yılda üç Super Bowl kazanan Dallas Cowboys takımından bahsederken, NFL’de tüm zamanların en dominant offensive line’ı olarak kabul edilen ve adını Çin Seddi’nden (Great Wall of China) alan Dallas Seddi’ne (Great Wall of Dallas) değinmeden geçemeyeceğim. 90’lı yıllara damgasını vuran o muhteşem Cowboys takımı 1989 yılı draftında UCLA’de Heisman finalisti olan, sansasyonel QB Troy Aikman’ı first overall seçerek rebuilding’in startını vermişti. İlk kez takımda 1988 draftı birinci tur 11. sıra seçimi WR Michael Irvin’i besleyebilecek bir QB olacaktı. Olacaktı diyorum, zira o QB sezonun büyük kısmını sırt üstü geçirmek zorunda kalacaktı. Rakip savunmaların 1989 yılında 19 sack ve pek çok hit ve hurry yapmalarına izin veren Cowboys offensive line’ı koşu oyununda gerekli olan blokları da yapmayı başaramadığı için Cowboys 1989 yılını bir galibiyet ve 15 mağlubiyet ile kapatacaktı. Koşu oyununda başarı sağlanması için 1990 yılında, draft’ın birinci tur 17. sırasından seçilen, şu an tüm zamanların koşu yardı rekorunu elinde tutan RB Emmitt Smith’e rağmen, offensive line yine etkili olamayacak ve rakip savunmalara 39 sack, onlarca hit ve hurry yapma şansı tanıyacaktı. Cowboys’un 1990 sezonu da vasat altı bir şekilde yedi galibiyet ve dokuz mağlubiyet ile sonuçlanacaktı.

Bu noktada Cowboys GM’i Jerry Jones ile head koç Jimmy Johnson sıra dışı bir yol izleyerek isimsiz, uyumsuz ve o an hiçbir takım tarafından istenmeyen bir grup oyuncuyu bir araya toplayarak tüm zamanların en iyi offensive line’ını oluşturacaklarını kendileri bile tahmin etmemişlerdir muhtemelen. Orijinal “Great Wall of Dallas” kadrosu şu şekildedir:

Mark Tuinei (LT), Nate Newton (LG), Mark Stepnoski (C), Kevin Gogan (RG), Erik Williams (RT)

Daha sonra bu kadroya yine adı Great Wall of Dallas ile anılan John Gesek (G/C) ve HOF Larry Allen (RT/RG/LG/LT) eklenecektir.

Efsane grubun en eski üyesi, “blind side” LT Mark Tuinei ile başlayacak olursak, Hawaii’nin fakir ve kriminal bir bölgesinden gelen LT, lisede hem football hem de basketbol yıldızı olarak iyi okullardan burs teklifi almış ve UCLA’de football oynamak istediği için bu okulu seçmiştir. Ancak karıştığı kavgalar sebebi ile ikinci sezonun ardından DT oynadığı UCLA’den atılan oyuncu University of Hawaii’ye dönerek DT oynamayı tercih etmiştir. Ancak burada da sürekli kavgalara karıştığı ve bir turisti döverek gasp ettiği için okuldan bir yıllığına kaydı dondurulmuş, üç aylık hapis cezası dolduktan sonra okula ve takıma dönerek mezun olmuştur. Sorunlu geçmişi sebebiyle hiçbir NFL takımının istemediği Tuinei, 1983 yılında All-Pro DT Randy White için yedek oyuncu arayan Cowboys’a undrafted free agent olarak gelmiştir. 1985 yılında offensive line’da yaşanan sorunlar sebebi ile başta C olmak üzere hemen her pozisyonda joker görevi görmüştür. 1987 sezonu sonunda yaşadığı diz sakatlığı 1988 sezonu başında yineleyerek bu iki sezonun büyük kısmın IR listesinde geçirmesine neden olmuştur. 1989 yılında hiçbir idmanı ya da maçı kaçırmayan veteran oyuncu, revizyona gidilen offensive line kadrosunda C Mark Stepnoski ile birlikte yerini koruyan iki oyuncudan biri olmuştur.

Yanında LG oynayan Mammouth lakaplı Nate “The Kitchen” Newton ise 1983 yılında aşırı kilolu olduğu için Washington Redskins tarafından kesilmiş ve hiçbir NFL takımı tarafından istenmediği için sonraki iki yılını USFL liginde oynayarak geçirmiştir. Mammouth olarak bilinen LG’ın “The Kitchen” lakabı ise bir idmanda William Perry “Refrigirator” (buzdolabı) ise, Nate Newton “The Kitchen” (mutfak) o zaman denmesi sonrasında ortaya çıkmıştır. Kendini “Pas ya da koşu lideri olamayacağıma göre, en iyisi yemek yeme lideri olayım” diye tanımlayan oyuncunun müdavimi olduğu restoranların menülerinde adı ile anılan sandviçler ve yemekler bulunmaktadır. Head koç Jimmy Johnson’un Newton’u anlattığı bir röportajında “Takıma gelmeden önce bana ‘biraz kilo problemi var’ dediklerinde ‘önemli değil’ demiştim. Ama “biraz” tanımının bu kadar esnetilebileceğini düşünmemiştim” diye tarif ettiği oyuncu fiziği ve oyunu ile ünlü yorumcu John Madden’in en sevdiği ve programlarında sürekli olarak bahsettiği isim olmuştur. Sahada ve ekranlarda sürekli olarak gülen ve espirileri ile bizi güldüren Newton her zaman çevresini neşelendiren bir isim olmamıştır. Üniversite ve lise yıllarında “bully” (zorba) olarak tanımlanan oyuncunun başı sürekli olarak kanunla belaya girmiş, emekli olduktan sonra madde trafiğine karışmaktan tutuklanarak 13 ay ceza evinde kalmıştır.

Efsane kadronun en yüksek profilli oyuncusu ise 1989 yılı draft’ında üçüncü tur 57. sıra seçimi olan OT Mark Stepnoski olmuştur. Cowboys tarafından hiç OT olarak oynatılmayan oyuncu çaylak sezonunda veteran C Tom Rafferty tarafından çalıştırılmış ve sezon sonunda Rafferty’nin takımdan ayrılmasıyla birlikte bu pozisyonda starter olmuştur. Kusursuz bir tekniğe ve atletik kabiliyete sahip olduğu halde draft’ta alt sıralara düşmesinin sebebi NFL’de oynamak için çok ufak olduğu düşünüldüğündendir.  Stepnoski’ye takım arkadaşları tarafından verilen “Dalton” lakabı da cüssesi yüzündendir. Zira Patrick Swayze’nin “Bar Fly” (Bar Fedaisi) filminde yer alan Dalton karakterine filmde sürekli ‘kavga etmek için çok ufaksın’ denilmektedir. Kilo almakta zorlanan ve oldukça fit bir yapıya sahip olan oyuncunun sezon arasında 25-30 kiloya kadar verdiği ve sezona başlarken bu kiloları geri almak için büyük çaba harcadığı bilinmektedir.

RG Kevin Gogan 1987 yılı draftı sekizinci tur, 206. sıra seçimi olarak geldiği Cowboys’ta sezonun ortasında emekliliğini açıklayan veteran G Phil Pozderac’tan formayı almış ve starter olmuştur. İlerleyen yıllarda Nate Newton, John Gesek ve sürekli saaktlıklarla boğuşan Tuinei ile dönüşümlü olarak pozisyon değştirerek oynamaya devam etmiştir. Draftta en dibe sürüklenmesinin sebebi ise, aynı zamanda “Big Nasty” (Dev Pislik) lakabını almasını sağlayan saha içinde ve saha dışında sergilediği saldırgan, kavgacı tutumu ve madde kullanımı gibi alışkanlıklarından kaynaklanmıştır. Kural tanımaz ve disiplinsiz olarak bilinen oyuncu, o günleri anlatırken “Takımda en çok çalışan ve en fazla özveriyi gösteren bendim, çünkü takımdaki diğer oyuncuların sahip olduğu yeteneğin zerresi bile bende yoktu” diye söze başlamaktadır. Cowboys dışında dört farklı takımın da formasını giyen Gogan için herkes “NFL’in en pislik oyuncusu” tanımını yapmaktadır. Gogan oynadığı bir Pro Bowl maçından bile kavga sebebi ile diskalifiye edilmeyi başarmıştır.

Diğer takımların istemediği, gözden çıkardığı oyunculardan biri olan C/G John Gesek de 1990 yılında Los Angeles Raiders’tan beşinci tur draft hakkı karşılığında takas yolu ile alınmıştır. Aslen G oynayan oyuncu 1993 yılında C Mark Stepnoski’nin torn MCL sakatlığı yüzünden sezonu kapması sebebiyle center oynamış ve pozisyonun hakkını vermeyi başarmıştır. Silent Assassin (Sessiz Suikastçı) lakaplı oyuncu hiçbir zaman sivrilip ön plana çıkmasa da her zaman güvenilir ve istikrarlı bir oyun sergilemiş ve agresif, dominant ünitenin demirbaşlarından biri olmuştur.

Kadronun müdavimlerinden RT Erik Williams 1991 draftı üçüncü tur 70. sıra seçimi olarak efsane kadroya dahil olmuştur. Philadelphia’nın sokaklarından gelen amatör boksör olan ve idolü Reggie White’ın yolundan gideren lisede DT oynayan Williams, hiçbir “Division 1” takımı teklif yapmadığı için Ohio’da küçük bir eyalet kolejine gidip isimsiz bir oyuncu olarak NFL’e adım atmıştır.

Bu kadroya en son eklenen ve dönemin offensive line’ından Hall of Fame olan tek isim 1994 yılı draftı ikinci tur, 46. sıra seçimi olan ise RT Larry Allen’dır…

1990 yılında revizyona sokulan offensive line ile 1988 seçimi WR Michael Irvin, 1989 seçimi QB Troy Aikman ve 1990 seçimi RB Emmitt Smith, bir ivme yakalayarak yükselişe geçmeye başlamışlardır. 1991 sezonunu 11 galibiyet ve beş yenilgi ile kapatan Cowboys playoff wild card maçında rakibi Chicago Bears’ı 17-13 yenmeyi başarmış, ancak divisional round maçında Detroit Lions’a 38-6 yenilerek fonferans finalinin kapısından dönmüştür.

1992 yılında sezonu 13 galibiyet ve üç yenilgi ile kapatan Cowboys, divisional round’da Philadelphia Eagles’ı 34-10, konferans finalinde San Fransisco 49ers takımını 30-20 ve Super Bowl XXVII’de Buffalo Bills’i 52-17 yenerek hanedanlığın fitilini ateşlemiştir. İlginç bir bilgi paylaşacak olursak, Cowboys’un dört sezon üst üste konferans finali oynadığı ve üç Super Bowl kazandığı (1992-1995) 90’lı yılların ilk yarısı, Buffalo Bills’in de üst üste dört Super Bowl oynadığı ve tamamını kaybettiği (1991-1994) dönemler olarak belleklere kazınmaktadır.

1993 yılında efsane kadro yine 12-4 gibi bir winning season geçirerek divisional round’da Eagles ile eşleşecek ve 27-17’lik bir skorla yine rakibini yenmeyi başaracaktır. NFC finallerinin gediklileri Dallas Cowboys ve San Fransisco 49ers müsabakasından galip ayrılan taraf 38-21’lik skor yine Dallas Cowboys olacaktır. Ancak bu kez Super Bowl gediklisi Buffalo Bills karşısında son derece zorlanan Cowboys takımı ilk yarıyı 6-13 mağlup kapatacaktır. Soyunma odasında sorunun ne olduğu konuşulurken, offensive line ünitesi ağız birliği ile “oyun seçimini bize bırakın” demiştir. İkinci yarının ilk altı oyunu ard arda “I-Formation Power” koşu oyunları oynanmasını isteyen offensive line’ın bu talebi kabul görmüş agresif, sert ve yıldırıcı bir drive ile sadece TD bulmakla kalmayan Cowboys hem rakibin iradesini kırmayı, hem de maçın ikinci yarısını domine ederek 30-13’lük skorla maçı kazanmayı ve üst üste SB şampiyonu olmayı başarmıştır.

1994 yılı ise Cowboys için oldukça zor bir yıl olmuştur. C/G John Gesek ile RG Kevin Gogan’ı free agency sonucu Washington Redskins ve Los Angeles Raiders’a kaptıran Dallas Cowboys offensive line ünitesinde RT Erik Williams’ın hayatını tehlikeye sokan ve kariyerini bitirebilecek kadar ciddi şekilde yaralanması ile sonuçlanan araba kazası, yaşanan sakatlıklar ve üst üste gelen başarıları hazmetmekte zorlanan oyuncularının karıştığı sorunlar sebebiyle gerek moral, motivasyon, gerekse kadro derinliği bakımından oldukça ciddi sorunlar yaşamıştır. Dolayısıyla takım sezonu 12-4 bitirmeyi ve playoff divisonal round’da Green Bay Packers’ı 35-9 geçmeyi başarsa da, konferans finalinde ezeli rakibi San Fransisco 49ers’a 28-38 yenilerek üst üste üçüncü SB şampiyonluğunu kazanma şansını kaybetmiştir.

Bir sonraki sezon olan 1995 yılında, konferans finali mağlubiyeti, C Mark Stepnoski’nin free agency sonucu New England Patriots’a kaptırılması ve RT Erik Williams’ın yaşadığı ağır yaralanma ile sonuçlanan trafik kazası sebebiyle kariyerinin sona erme riski bulunması gibi sorunlarla boğuşan Cowboys offensive line’ına hayat öpücüğü HOF Larry Allen ile gelecekti… Üniteye eklenen devasa oyuncu ile birlikte her oyuncunun ortalama 330-340 lbs olduğu (150-155 kilo) “Safi Texas Bifteği” (Pure Texas Beef) ünitesi ligi domine etmeye devam edecekti. Zira normal sezonu 12-4 tamamlayan takım playoff divisional round’da Eagles’ı 30-11, konferans finalinde Packers’ı 38-27 ve SB XXX’da Pittsburgh Steelers’ı 27-17 yenerek dört yılda üçüncü Super Bowl şampiyonluğunu kazanacaktı.

Bir grup istenmeyen, bilinmeyen, kaale alınmayan adamın doğru zamanda, doğru takımda, doğru menajer ve koçlarla bir araya getirilmesi sonucu oluşan hanedanlık ne yazık ki herkes için mutlu sonla sonuçlanmadı. Football, şöhret ve prime time yıldızlığı sonrası hayatı herkes olgunlukla kabullenemedi. Gesek, Gogan ve Williams başka takımlarda oynadıktan sonra emekli olarak iş hayatına atıldılar. Stepnoski son iki sezonunda Dallas’ta oynayarak Cowboy olarak sahalara veda etti ve şu an bir organizasyonu yönetmekte. Nate Newton uyuşturucu ticaretinden tutuklanıp hapis cezasını yattıktan sonra hayatını tehdit eden kiloları yüzünden mide küçültme ameliyatı oldu ve 140 lbs (yaklaşık 70 kilo) vererek genç sporcuları bilinçlendirme ve sokaklardan uzak tutmak için aktivitelere katılmaya devam ediyor. Ekibin en talihsizi ise 39 yaşında aşırı doz sonucu en sevdiği arabası, antika Ford’unun içinde hayata gözlerini yuman Mark Tuinei oldu. Sürekli olarak yaşadığı bel, kasık, diz sakatlıkları ve muhtemel beyin sarsıntıları sebebi ile madde kullanımına başlayan Tuinei’yei son derece içine kapanık ve sessiz yapısından dolayı ailesi ve arkadaşları gerekli desteği sağlayamadı. Zira Tuinei hiç kimseye yaşadığı sorunları yansıtmadı. Ölümünden bir gün önce takımdaki en yakın arkadaşlarından ve yedeği olduğu DT Randy White’ı evinde ziyaret etmesi ve en sevdiği eşyası olan antika Ford aracının içinde aşırı doz bulunması sebebiyle, post-concussion semptomlardan kaynaklı intihar etmiş olduğu düşünülmektedir…

Herkese football dolu günler dilerim…