Rakibin son iki yılın yükselen yıldızı, geçen yılın NFC şampiyonu ve Super Bowl kaybedeni olmasının yanında, 49ers’ın mükemmel serisi boyunca karşılaştığı tüm rakiplerin galibiyet sayısının mağlubiyet sayısından az oluşu nedenleriyle, her ne kadar maça 4-0 ile çıkacak olsa da San Francisco ekibi favori olarak gösterilmiyordu. Rams karşısında 49ers’a şans verenlerin sayısı, 49ers O-Line’dan sağ ve sol tackle’lar Staley ve McGlinchey ile fullback Juszczyk’in olmayışının da etkisiyle, epey düşüktü. Ancak 2019 yılı 49ers’a şüpheyle bakanların göz ardı ettiği bir gerçek vardı ki o da 49ers savunma hattının rakibe aman vermeyen oyunuydu. Öyle ki 49ers’ın yıldız tight end’i George Kittle maçtan sonra verdiği röportajda savunmadaki arkadaşlarını överken “Onları sahada izlerken Jimmy’nin (Garoppolo) sezon öncesi bir idmanda neden beş interception attığını daha iyi anlıyorum” demekten kendini alamıyordu. 49ers NFC Batı rekabetinde, ileride olabilecek bir galibiyet yüzdesi eşitliğinde tiebreaker olması açısından da önemli olan bu galibiyetle sadece NFL severlerin, kendine olan bakışını değiştirmekle kalmayıp aynı zamanda en önemli division rakiplerinden birini de üst üste üç mağlubiyetle yeni krizlere göndermiş oldu.

Los Angeles deplasmanı mı? Haydi canım sizde! Şurada da göreceğiniz gibi aslında Los Angeles’da bir takım bile gereksiz iken şu an iki NFL takımı bu şehirde sefil oluyor. Los Angeles’ın gerçek takımı 49ers’dır diyerek maça geçelim. Aslında geçmişteki dört maçın aksine maça kötü başlayan takım 49ers oldu. Daha ilk hücumda Aaron Donald tarafından sack olup sonrasında 56 yardlık bir koşu hücumu ile bu seneki ilk koşu touchdown’ına maruz kalmak muhtemelen koç Shanahan’ın planladığı türden bir maç açılışı değildi. Ancak sanırım San Fransisco DT’si DeForest Buckner’in da dediği gibi 49ers savunma oyuncuları bunu kişisel olarak algılamış olmalı ki daha maçın beşinci dakikasında yedi sayı bulan LA Rams takımına kalan 55 dakika boyunca tek bir sayı şansı dahi tanımadılar. Öyle ki daha bir hafta önce yakın zamanda bir numaralı bir draft seçimi QB’yi sahaya çıktığına pişman eden 49ers savunması sonraki hafta bir diğer bir numara seçimi, Jared Goff’u da 78 yard ile şu ana kadarki kariyerinin en düşük pas yardını gerçekleştirmeye zorlamış oldu. Bununla birlikte Rams’ın maç boyu toplam third ve fourth down gerçekleştirme başarısı da sıfır (yazıyla, sıfır) da kaldı.

Savunma yönünde maçın saha içinde altı solo tackle ve iki tamamlanmayan pasa yol açma ile oynayan Jimmie Ward, dördü solo toplam yedi tackle ile oynayan Kwon Alexander, beş solo tackle ile oynayan Fred Warner, bir buçuk sack ve iki solo tackle ile oynayan Dee Ford gibi isimlerinin yanında saha kenarında en az sahadaki oyuncular kadar renkli görüntüler sergileyen, tüm bu savunma kurgusunun mimarı savunma koordinatörü Robert Saleh de maçın hemen her anını yaşayanlardandı. Özellikle Rams hücumunu third ve fourth down haklarında iki kez bir yard çizgisinde adeta Çanakkale geçilmez savunması ile durdurmayı başardığımızda Saleh’in kenardaki sevinci görülmeye değerdi. Üstelik bu savunma performansı tam da Garoppolo’nun redzone hücumunda en kötü üç puan alınabilecekken attığı saçma sapan interception sonrasında geldiğinden, takıma moral olma açısından da önemliydi. Maçın başında, daha rakibin et mi balık mı olduğunun anlaşılamadığı anlarda Malcolm Brown ve çaylak Darrel Handerson’a karşı verilen birkaç koşu oyunu dışında koşuya fazla şans tanımayan, Brandon Cooks, Cooper Kupp, Robert Woods gibi kaliteli receiver’ları olan Rams’i toplamda sadece 78 yard’da tutmayı başaran, altı kez QB’ye temas edip dört kez de sack yapan savunma hattı sezon başından beri olduğu gibi yine maçın yıldızı olmayı başardı.

Bunca savunma övdükten sonra, onların rol çaldıkları hücum hattı için söyleyecek pek fazla şey bulamayacağımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Öncelikle birincil tackle’larının her ikisini ve koşu hücumunun yapı taşlarından fullback’ini kaybetmiş bir O-Line’ın Rams gibi adam yiyen savunma hattına karşı ortaya koyduğu performans gayet tatmin edici oldu. Önceki maçlara göre pek fazla koşu oyunu gerçekleştiremese de (toplam 99 yard) iki yıldır beklenti içinde olduğumuz Dante Pettis’in oyuna zihnen de dönmüş olması gelecekte Shanahan’ın elini güçlendiren seçeneklerden sadece bir tanesi oldu. Üç pasta 45 yard istatistik olarak fazla değilmiş gibi görünse de o pas tutmaların maç içindeki zamanlaması hep önemli anlara denk geldi. Tıpkı George Kittle gibi. Shanahan ve dolayısıyla Garoppolo bu yıl en kritik anlarda topu hep George Kittle ile buluşturmaya çalışıyor. Tam olarak istatistiksel bir veri bulamadım ama Kittle’a atılan pasların çoğu third down’larda gerçekleşiyor gibi. Toplam yard after catch’de 16, pas başına yard after catch’de 11. sırada olan George Kittle da, Allah var, atılan hemen her topa yeni gelinin sarıldığı gibi sarılıp first down’ı alana kadar bırakmıyor. Dünkü maçta da sekiz top tutuşta 103 yard ile takımın en çok yard kazanan receiver’ı olan Kittle, oyunun 49ers adına ilerlemesini sağlayan en önemli unsur oldu.

Pettis’in de kendini ufak ufak gösterdiği receiver kümesinde şimdilik bekleneni veremeyen tek parça olarak Marquise Goodwin görünüyor. Dün de Breida ile yaptığı flea flicker sonrası Garoppolo’nun attığı uzun pası kucağından düşüren Goodwin toplamda iki pas 15 yard ile çaylak Deboo Samuel’in bile gerisinde kaldı. Koşu hücumu, yukarıda da değindiğim gibi önceki maçlara nazaran sönük kalmış gibi dursa da takımın iki toucdown’ının ikisi de koşu ile geldi. Bir tanesinde sakatlıktan döndükten sonra takımın ilk tercihiymiş gibi görünen Tevin Coleman’ın iki yard, diğerinde de Garoppolo’nun kendi bir yardlık koşu eforu maçtaki touchdown sayılarını getirdi.

Garoppolo demişken, pası tamamlama yüzdesi ve pas başına kazandığı yard ortalamaları dışında neredeyse tüm QB istatistiklerinde orta sıralarda yer almasına rağmen 5-0’lık takım QB’si olarak belki mükemmel değil ama dün de dâhil, bence bir franchise QB ışığı var. Saçmalık yapabiliyor, ama zorlamıyor. Oyun planına sadık kalıyor. Game manage etmekten bir tık üst seviyede. Kısa 49ers kariyerine bakacak olursak bu ikinci 5-0’lık serisi. Tabi şansı Kyle Shanahan gibi hakkında yavaş yavaş hücum dehası seslerinin fısıltı olmaktan daha üst perdede konuşulmaya başlandığı bir Head coach’un kanatları altında olması. Shanahan’in play call’ları, oynattığı hücum setleri şu ana kadar tahmin edilemez durumda. Şimdilik de takım bunun ekmeğini gayet güzel yiyor.

Benim açımdan oldukça heyecanla beklenen bir maç oldu. Maç sırasında yerimde duramadım dersem yalan söylemiş olmam zira her ne kadar son maçlarda düşüşteymiş gibi görünse de geçen yılın Super Bowl oynayan takımıyla kendi sahasında oynamak gerçek bir test olacaktı. Ha, maçın skoru sonrası hala yendiğimiz hiçbir takım winning season yaşamıyor, hala tesadüfi perfect season yaşayan takımız ama fikstürün kalan maçlarına ve şu ana kadar topladığımız “olmuşlara” bakınca 10 galibiyetin üstüne rahat çıkacak gibi duruyoruz. Bir de üç, dört hafta sonra O-Line’ın sakatları döndüğünde umarım her şey daha iyi olacak, gerçi yüzde 100’den daha iyi ne olabilir orası da ayrı konu.

Haftaya Miami’yi yenerek en kötü olmamayı başaran Washington Redskins’e gidiyoruz. Böyle daha yeni head koçunu kaybetmiş, görünenden daha fazla potansiyeli olan takımlar hep gözümü korkutmuştur. Ancak sakatlık olmaz ise bu savunma ve Shanahan’ın pragmatik call’ları ile rahat geçeceğimizi düşünüyorum. Ben iş seyahatinde olacağımdan muhtemelen yazı gönderemeyeceğim ama iki hafta sonra o galibiyete de değiniriz… :)