2017 yılının ilk günlerinde Deshaun Watson, muhteşem bir geri dönüş sonrasında bitime saniyeler kala end zone’un köşesinde Hunter Renfrow’la buluşturduğu pasla Clemson’ı Alabama karşısında ulusal şampiyonluğa taşırken, herkes bu anın Clemson futbolu için zirve noktası olduğunu düşünüyordu. Ancak bundan sadece aylar önce Cartersville, Georgia’da Trevor Lawrence adında bir liseli eyalet şampiyonası yarı finalinde öyle bir touchdown pası atmıştı ki sadece Clemson değil tüm ülkeye o kadar çabuk değil mesajını vermişti. Nihayetinde kolej seçimini Clemson’dan yana kullanan Lawrence, günümüze kadar geçen bu sürede yaptıkları ve yapabilecekleri ile sürekli kulağımıza çalınan bir efsaneye dönüşmüştü bile. Onu çoğunuz üzerine yapışan şu etiket ile tanıyorsunuz; “Peyton Manning ve Andrew Luck’tan sonra gelen en büyük quarterback potansiyeli” Bu doğru bir değerlendirme olsa da fazlası da var. Öyleyse kimdir bu Trevor Lawrence?

Knoxville, Tennessee’de dünyaya gelen Trevor, daha sonra ailesiyle birlikte Cartersville, Georgia’ya taşınmak zorunda kaldı. Futbol topuyla olan güçlü ilişkisi tıpkı Tsubasa gibi daha küçük yaşlardan itibaren kendisini göstermeye başlamıştı. Hayır, futbol topu hayatını kurtarmadı tabi ama Cartersville Bulldogs çocuk takımından arkadaşına göre henüz yedi yaşındayken bile 35 yard pas atabilecek seviyede bir kola sahipti. Sonrasında ise bu oyundaki karşı konulamaz yeteneği girdiği her takımda ilk andan itibaren kendini göstermeye başladı. Lise koçu Joey King, o zamanlar sekizinci sınıfta olan Trevor ile ilk karşılaştığı andan itibaren onda özel bir şeyler olduğunun farkına varmıştı. Cartersville Lisesindeki freshman yılında takımın quarterback’i şimdilerde Alabama’da starter tight end olan Miller Forristall’dı. Forristall quarterback olarak da çoğu kolejden teklif alan junior yılındaki bir oyuncuyken uğruna yıllarca emek verdiği prestijli pozisyonunu bu yeni çocuğa kaybetmesi sadece üç hafta sürdü. Forristall o zamanlara döndüğünde Lawrence’ın okula adımını attığı ilk günden itibaren bir efsane olarak herkesin dilinde dolaşmaya başladığını söylüyor.

Sahaya çıkmaya başladığı ilk andan itibaren ise efsane gitgide daha da büyümeye başladı. Çevre okullardan birçok wide receiver Lawrence’la oynayabilmek için kaydını Cartersville Lisesi’ne aldırıyordu. Ülkenin güçlü NCAA okullarının da gözlerini Kuzey Georgia’daki bu küçük kasabaya çevirmeleri fazla uzun sürmedi. Koç King’in ofisinin hemen dışındaki mektup sepeti her geçen gün daha fazla kolej mektubuyla dolmaya başlıyordu. Öyle ki çoğu okul onun için kurallarını bozmaya başlamıştı bile. Nihayetinde gideceği yer olan Clemson da bunlardan birisiydi. Dabo Swinney’nin altın recruitment kuralı hiçbir lise oyuncusuna ilk iki yılında burs önermemesidir. Ancak Clemson QB koçu Brandon Streeter bir yaz kampında Trevor Lawrence’ın oyununu görünce Swinney’nin kuralı bir kez bozarak bu freshman ile birebir görüşmesi için yalvarmış. Lawrence’ı ikna edip saflarına katmaları bundan yaklaşık bir buçuk sene sonrasına tekabül etse de Streeter’ın Lawrence görüp Dabo’yu ikna etmesi şuan bulunduğumuz noktaya gelinmesinde kelebek etkisi yaratan bir andı. Lawrence lise kariyerini üst üste 41 maç galibiyet serisi, iki eyalet şampiyonluğu ve daha önce bir başka Clemson quarterback’i olan Deshaun Watson’a ait Georgia eyaleti pas yardı rekorunu 13,908 ile kırarak bitirdikten sonra sıradaki jenerasyonel qurterback’in o olduğu konusunda kimsenin aklında şüphe kalmamıştı.

2018 baharında Clemson’a katıldığında da değişen bir şey olmamıştı Lawrence için. Kampüse adım attığı ilk andan itibaren henüz tek bir pas dahi atmamış olmasına rağmen rock yıldızına dönüşmüştü. Sezon başlamadan önce onu ziyarete giden lise koçları Joey King ve Conor Foster, fotoğraf ve imza için gelenler yüzünden yemek yiyemediklerini söylüyor. Lawrence, Clemson’a katıldığında Deshaun Watson’ın NFL’e gidişi üzerinden bir sene geçmişti ve bu artık Kelly Bryant’ın takımıydı. En azından bir süreliğine. Lisede Forristall’ın başına gelenler Bryant’a da olmak üzereydi. Watson sonrası starter olduğu ilk sezonda Clemson’ı 12-2 derece ile ACC şampiyonluğuna ve kolej futbolu playoff’larına taşıyan Bryant, pozisyonunu kaybettirecek bir şey yapmamıştı fakat Lawrence kenarda tutmak için fazla iyiydi. İlk dört hafta Bryant ile snap paylaşsa da beşinci haftadan itibaren bu artık Lawrence’ın işiydi ve Bryant takımdan transferini istemek zorunda kalmıştı. Starter olarak ilk maçı olan Syracuse karşılaşmasının ikinci çeyreğinde kafasına aldığı darbe sonucunda oyun dışı kalarak zorlu bir başlangıç yapmış olsa da sezonun kalanı Lawrence için kusursuzdu. Freshman olarak sezonu yenilgisiz bir şekilde tamamlayarak Clemson’ı bir kez daha kolej playoff’larına taşıyan Trevor, final karşılaşmasında Alabama’ya Saban döneminin en ağır yenilgisini tattırarak 1985 yılından bu yana şampiyonluğa ulaşan ilk freshman quarterback olarak kolej futbolundaki krallığını ilan ediyordu. Clemson formasıyla ilk yenilgisini bir sonraki yılın finalinde kolej tarihinin en özel takımlarından biri olan Joe Burrow’lu LSU karşısında alacak olsa da sezon içindeki istikrarsız oyunları bazı soru işaretlerine yol açmıştı. Ancak sezonun son yedi maçında kendini bulan Lawrence, bu süre zarfında tek bir top bile kaybetmeden 25 touchdown pasıyla Clemson’ı üst üste ikinci kez şampiyonluk maçına taşımayı başardı.

Freshman sezonunun ardından Lawrence’ın NFL Draftı’na katılma hakkı kazanabilmek için kolejde geçirmesi gereken kalan sezonlarda oynamadan oturması çoğu kesim tarafından dillendirilen bir fikirdi çünkü daha lisedeyken bile çok büyük bir sakatlık ve benzeri olmaksızın draft olacağı sene ilk sıradan seçilmesi neredeyse garanti olan bir oyuncuydu. Ancak bu onun karakterinde olmayan bir şey. NFL takımları için ispatlayacak bir şeyi kalmamış ve ilk sıradan seçilmesi kesinleşmiş olmasına rağmen özel bir Pro Day düzenleyip bir kez daha insanların eksik arayan gözleri önüne çıkmayı seçen bir oyuncu. Sol omzundaki sakatlık sebebiyle ameliyat olması gerektiği için Clemson, Pro Day’inde pas atamayacak oyuncunun önünde iki seçenek vardı; ameliyat olup Pro Day’i pas geçmek veya kendi adına özel bir Pro Day düzenleyerek ameliyatı onun ardından olmak. Lawrence, kimsede saklayacak bir şeyi olmadığını göstererek ikinci seçeneği tercih etti.

Peki Lawrence tam olarak nasıl bir oyuncu? Onu en iyi şu şekilde tanımlayabilirim; eski ve yeni tarzın üst düzey bir karışımı. Potansiyel olarak sürekli kıyaslandığı isimlerden biri olan Peyton Manning’i ele alacak olursak Manning’in daha atletik ve daha mobil olan versiyonu gibi bir benzetme yapabiliriz. Clemson’daki ilk yılında bir “pocket passer” olarak parlasa da ikinci yılında gösterdiği en büyük gelişim oyununa koşu tehdidini eklemesi oldu. Sophomore sezonunda 500 yardadan fazla koşarak dokuz koşu touchdown’una imza attı. Oyununda herhangi bir eksik bulmak pek mümkün değil. Üst düzey bir kol yeteneği ve bunun beraberinde isabet yeteneğine sahip. Cep içinde olduğu kadar cebin bozulduğu durumlarda hareket halinde de isabet oranını muhafaza edebiliyor. Uzun boyuna rağmen çok iyi bir atlet, hem oyunu uzatma hem de koşuya çevirme konusunda. Clemson’da geçen üç yılında 10,000 yard üzerinde pas atarak 90 touchdown pası verdi. Kaba bir hesapla istikrarını sürekli koruyan bir oyuncu olduğundan bahsedebiliriz.

Tüm bu saha içi yeteneklerinin yanında onun bu kadar özel bir oyuncu olmasına neden olan ise saha dışında da tertemiz bir kişilik olması. Dabo Swinney’nin Pro Day öncesi açılış konuşmasından referans vermek gerekirse; “Lise aşkıyla değil, ortaokul aşkıyla evleniyor.” Yani şimdi burada aşk meselelerine girmeyeceğiz tabi ancak bu önemli bir gösterge. Lawrence gibi hayatı boyunca ilgi odağı olmuş bir insanın hayatı boyunca tek bir kişiye sadık olması karakteri hakkında çok şey anlatıyor. Çoğu quarterback’te gördüğümüz üzere Lawrence da dinine oldukça sıkı sıkıya bağlı bir oyuncu. Bu konu üzerine verdiği her röportajda hayatının en önemli şeyinin inancı olduğunu sürekli vurguluyor. Bunların yanında sahip olduğu liderlik özellikleri de en önemli vasıflarından. George Floyd’un öldürülmesi sonrası başlayan “Black Lives Matter” hareketinde sesini yükselten isimlerden birisiydi Lawrence. Takım arkadaşlarını bu barışçıl protestoların hiçbirinde yalnız bırakmadı. COVID-19 salgını sebebiyle kolej futbolunun geleceğinin belirsiz olduğu dönemlerde #WeWantToPlay hareketine de liderlik etti. Takımın veteran yıldızlarından Travis Etienne; “Kendisinden bu kadar emin bir lider görmek ve arkasına geçip onu takip edebilmek herkese büyük bir rahatlık veriyor” sözleriyle Lawrence’ın liderliğini çok güzel özetliyor.

John Elway, Peyton Manning ve Andrew Luck… Bu üç isim Trevor Lawrence’tan önce benzer heyecan yaratarak gelen isimlerdi ve hepsi beklentinin karşılığını verdi. Eh Andrew Luck’ın sakatlıklar sonucu kısa bir kariyeri olması oynadığı dönemde ne kadar başarılı olduğunu değiştirmiyor. Lawrence, büyük bir kesime göre bu oyuncuların hepsinden daha büyük bir potansiyel olarak geliyor ve onun NFL’de bırakacağı mirasa tanık olacak olmak şimdiden heyecanlanmamıza neden oluyor. Şimdiye kadar yarattığı beklentileri hep karşılayan William Trevor Lawrence NFL’in de yeni büyük yıldızı olacak mı hep beraber göreceğiz. Ha bu arada kendisine William ismiyle hitap edilmesinden hoşlanmıyor, bilginize…