Arizona Cardinals’ın yeni bir galibiyet haftasından yeniden merhaba değerli okurlar. Cardinals bu hafta konuk ettiği NFC Batı Grubundaki rakibi San Francisco 49’ers’ı 17-10 mağlup ederek franchise tarihinde 1974 yılından bu yana ilk defa sezona 5-0 başlayarak NFL’in tek namağlup takımı olma unvanını korumaya devam etti.
Bu sonucun yanı sıra NFC Batı grubunun diğer iki takımının karşılaştığı mücadelede Los Angeles Rams’in Seattle Seahawks’ı yenmesinin ardından, geçen haftaki yazımızda belirttiğimiz galibiyet olasılıklarının gerçekleşmesi ile birlikte hem 49ers hem de Seahawks ile galibiyet farkının üçe yükselmesi, playoff yarışında Cardinals’a şimdiden büyük bir avantaj getirmiş oldu. Grup içi maçlarda bu şekilde Cardinals lehine sonuçlar gelmesi ile geçen sezondan farklı olarak playoff resminin son haftaya kalmadan belli olmasını umuyoruz.
Maçın değerlendirmesine geçtiğimizde, öncelikle bu hafta oynanan oyun önceki haftalar kadar bizi tatmin etmese de yine de başlıkta da vurguladığımız gibi “galibiyet galibiyettir”. Ancak maçın genelinin izleyenler açısından pek de keyifli olduğunu söyleyemeyiz. Özellikle ikinci yarıda her iki takım aleyhine ardı ardına gelen bayrakların yanı sıra maç içinde gelişen sakatlıklar da maçı sürekli kesintiye uğrattı ve maçı izleyenler adeta reklamlara boğuldu. Öte yandan eş zamanlı oynanan Cleveland Browns-Los Angeles Chargers maçının yüksek skorlu ve bol heyecanlı geçmesiyle beraber 49ers ve Cardinals taraftarları haricinde kimsenin bu maçı izlediğini zannetmiyoruz.
Geçtiğimiz hafta Rams karşısında alınan farklı galibiyetin ardından bu maçın Cardinals adına nispeten kolay geçmesini bekleyenler çok yanıldılar. Tabii bunda 49’ers’ın tüm sakatlık sıkıntılarına rağmen ligin en iyi savunmalarından birine sahip olmasının da çok önemli bir etkisinin olduğunu söylemek gerekir. Kyler Murray önceki sezonlarda NFC Batı maçlarında genellikle Rams D-Line’ından çok dayak yer ve ızdırap çekerdi. 49’ers maçlarında ise Larry Fitzgerald’ın bloklara çok güzel yardımlarını görürdük. Bu sezon ilk defa Larry Fitzgerald’ın eksikliği böyle bir noktada hissedildi. Ancak bu sezon işler biraz tersine döndü ve Rams maçını çok rahat geçiren Murray, 49’ers D-Line’ına karşı maç boyunca çok zorlandı ve bu da hücumun genel olarak önceki haftalardaki kadar üretken olamamasına yol açtı.
Bu durum hücum istatistiklerine de doğrudan yansıdı. Örneğin geçen hafta Rams’e karşı toplamda 170 yard koşan Chase Edmonds-James Connor ikilisi bu hafta toplamda sadece 44 yard koşabildiler. Maçın kilidini açan oyuncu ise son haftaların sessiz ismi DeAndre Hopkins oldu. Kritik anlarda yakaladığı 87 yard pas ve bir TD pası ile Nuk, maçın kazanılmasını sağladı. 49’ers’ın pek çok pozisyonda Hopkins’i tek başına Josh Norman ile savunmaya çalışması, Kyler Murray’nin başının sıkıştığı anlarda imdadına adeta can simidi gibi yetişti. Rondale Moore da bir tanesi jeneriklere geçecek güzellikte beş top tutuşu ve 59 yardlık katkısı ile Cardinals hücumunu oldukça rahatlattı.
Bu maçta hücum takımındaki önemli sakatlıklar ise canımızı çok sıktı. Bu yıl yaptığı çıkışla hepimizi şaşırtan ve hücuma oldukça önemli bir destek veren TE Maxx Williams ne yazık ki dizinden sakatlandı. Yazıyı yazdığımız sırada sakatlığına dair resmi bir açıklama yapılmamış olsa da muhtemel ACL sakatlığı ile Williams’ın çok büyük ihtimalle sezonu kapattığını söyleyebiliriz.
Geçen haftaki yazımızda, sezon başından beri O-Line ünitesi için büyük bir upgrade olduğunu belirttiğimiz Rodney Hudson da sakatlanarak maçı yarıda bırakan diğer önemli isim oldu. Hudson’ın kaburgasından sakatlığı olduğu açıklandı ancak ne kadar sürede geri dönebileceğini şimdilik bilemiyoruz. Geçtiğimiz hafta içinde RG Justin Murray’nin de IR listesine konduğu Cardinals’da O-Line’ın sağlıklı kalması önümüzdeki haftalar için çok önemli. Hudson’un boşluğunu ise Max Garcia doldurmaya çalışacak. O-line tarafında geçtiğimiz sezonun başından beri süregelen holding cezalarının ardı arkası kesilmiyor. Özellikle left tackle D.J. Humphries’in her maç en az iki kez holding cezası almasını iyice kanıksadık. Rodney Hudson’un da sakatlığıyla beraber O-line’ın ciddi bir sıkıntıya gireceğini düşünüyoruz. RB’lere açılamayan boşluklar ve Kyler Murray’nin yeterince korunamaması gibi büyük sıkıntılar Cardinals’ı gelecek maçlarda epey zorlayacak.
Maçın ikinci yarısındaki bir pozisyonda Nick Bosa’nın darbesiyle kolundan sakatlanan Kyler Murray de yüreğimizi ağzımıza getirdi. Bu pozisyon sonrası maçın sonuna kadar çektiği acı yüzüne yansıyan Murray yine de maçın son çeyreğinde DeAndre Hopkins’e biri 30 yardlık, diğeri de TD ile neticelenen dokuz yardlık iki çok kritik pas atarak maçın kazanılmasını sağladı. Murray maçı 239 yard pas ve bir TD pası ile tamamladı. Maç sonu basın toplantısında iyi olduğunu söyleyen Murray’nin maç kaçıracağını zannetmiyoruz.
Savunma tarafına geçtiğimizde ise, maçın kazanılmasında çok önemli işler yaptılar. Her ne kadar prime dönemini geride bırakmış olsa da J.J. Watt’ın D-Line ünitesine büyük bir dinamizm getirdiği ortada. Watt’ın sezon başından bu yana sack yapamamış olması kimseyi yanıltmamalı. Onun rakip QB’lerin üzerlerinde oluşturduğu yoğun baskı onları oldukça rahatsız ediyor ve rakip hücumlarının işleyişini fazlasıyla bozuyor. Şu ana kadarki tüm maçlarda bunu çok net bir şekilde gözlemledik. Bu maçta takımın as CB’leri Byron Murphy ve Marco Wilson’un olmaması maç öncesinde biraz endişe verici olsa da ön alandaki bu başarılı baskı sayesinde çok büyük bir sorun yaşanmadı.
LB ekibinde ise Isaiah Simmons’a özel bir paragraf açmak gerekiyor. Geçtiğimiz yılın ilk tur seçimi olan Simmons, ilk senesinde belki de doğru şekilde kullanılmadığı için, “acaba yanlış bir seçim mi yapıldı” kuşkularının uyanmasına neden olmuştu. Ancak bu sezonun başlangıcıyla birlikte Savunma Koordinatörü Vance Joseph’ın onu en doğru şekilde kullanmaya başlamasıyla birlikte ne kadar değerli bir oyuncu olduğunu her maç gösteriyor. Bu maçta özellikle rakip QB Trey Lance’i redzone’a santimetreler kala durdurduğu müdahalesi belki de maçın en kritik anıydı. Bu pozisyon sonrasında beyin sarsıntısı şüphesi ile soyunma odasına gidip bizi korkutsa da ikinci yarıda tekrar oyuna dönerek yüreğimize su serpti.
Secondary’e geldiğimizde ise, medarı iftiharımız Budda Baker maçın başında fırsatçılığını göstererek bir interception yaptı ve böylece bu maça da istatistik olarak etki etmeyi başardı. Budda Baker’in yaptığı interception maçın ilk yarısında San Francisco hücumunun maça istediği şekilde başlayamamasını sağlamış olsa da ilk yarı boyunca Cardinals hücumu bu fırsatı yeterince kullanıp yüksek farka bir türlü ulaşamadı. İkinci yarı Cardinals hücumda zorlanmış olsa da ilk yarıdaki o interception nedeniyle 49’ers hücumunda bir aksama yaşanmaya başlamıştı.
Öte yandan Cardinals defansının 49ers’ın maç boyunca beş kez denediği dördüncü hak hücumlarındaki başarısını da vurgulamak gerekir. Bunların dördünün de 49ers’ın ilk hak almasına izin vermeyen Cardinals savunması bu sayede oyun kontrolünün de Cardinals’ın elinde kalmasını sağladı.
San Francisco 49’ers tarafına geçtiğimizde ise savunma, maçın genelinde SB oynadıkları senedekine benzer düzeyi yeniden yakalamış bir görüntü verdi. Geçtiğimiz sezonki sakatlıkların düzelmesi ile birlikte bu maçta özellikle ön alanda Nick Bosa ve D.J. Jones, Kyler Murray’e karşı çok baskılı bir şekilde oynadılar ve maç içinde birer sack ile Murray’i yakalamayı başardılar. Ancak 49ers’ın da Cardinals gibi secondary bölgesinde sıkıntıları var ve bu maçta Josh Norman’ı DeAndre Hopkins’in karşısında adeta kaderine terk etmek zorunda kaldılar. Panthers günlerinde ligin en iyi CB’lerinden biri olarak gösterilen Norman ise elinden geleni yapsa da eski günlerinden çok uzakta bir görüntü sergiledi. Bu maç bir kez daha gösterdi ki, Hopkins’i tek kişiyle kontrol edebilmek gerçekten mümkün değil. Sonuç olarak 49ers savunmasının büyük bir baskısına rağmen Kyler Murray ve DeAndre Hopkins’in iki pozisyonda kurdukları bağlantı maçı Cardinals’a getirmiş oldu.
49ers adına maçın en önemli olayı ise Trey Lance’in ilk kez starter olarak bir maça başlamasıydı. Lance, geçtiğimiz hafta Garoppolo’nun yerine girdikten sonra olduğu gibi bu maçta da sıklıkla koşuya yönelerek adeta Colin Kapernick’in sahalara geri dönmüş olduğunu düşündürdü. Trey Lance’in maç boyunca gerçekten hırslı ve takımını zafere götürmek için elinden geleni ardına koymak istemediği gözle görülüyordu. Ancak bir QB için 16 koşu denemesinin çok fazla olduğu muhakkak ve Lance’in öncelikle takımı oynatması gerektiğinin bilincinde olması gerekiyor. 49ers hücumunda önceki haftalarda olduğu gibi öne çıkan tek isim yine WR Deebo Samuel oldu ve maçı 58 yard pas tutup, bir de 13 yardlık TD koşusu ile tamamladı.
NFC Batı grubunun diğer iki ekibi ise Perşembe gecesi maçında Seattle’da karşılaştılar ve Los Angeles Rams Seattle Seahawks’ı 26-17 mağlup ederek derecesini 4-1’e getirdi. Geçen haftaki Cardinals maçında fark açılınca koşuyu terk etmek zorunda kalan Rams bu maçta Derrell Henderson’un 82 yard, bir TD ve Sony Michel’in 37 yard, bir TD’luk performansları ile kendi oyun karakterini sahaya yansıttı ve Matthew Stafford’un da 365 yard ve bir TD pası attığı gecede çok değerli bir galibiyet aldı. Seattle Seahawks için ise maçın kaybedilmesinin ötesinde Russell Wilson’un sakatlanması daha kötü bir gelişme oldu. Elinden sakatlanan ve maç sonrası ameliyat olan Wilson’un tahminen 4-5 hafta içinde sahalara dönmesi bekleniyor. Ancak bu periyotta hem bay haftasının bulunması hem de fikstürlerinin nispeten daha kolay bölümünde olmaları Seahawks için iyi bir haber. Elbette bu periyotta Geno Smith’in göstereceği performans Seattle’ın bu sezonki kaderini doğrudan etkileyecek. Seahawks adına maçın ayakta kalan tek ismi ise toplam 98 yard ve iki TD pası yakalayışı ile D.K. Metcalf oldu.
Arizona Cardinals için fikstürün zor bölümü devam ediyor ve bu hafta takvime sezon başında eklenen 17. maç kapsamında eşleşilen Cleveland Browns mücadelesi için tekrar Doğu yakası deplasmanına gidiliyor. Ancak maç Türkiye saati ile 11:05’de başlayacağı için Cardinals’ın alışkın olduğu rutin maç saatlerinde bir değişikliğe neden olmayacak. Sezon başı tahminlerimizde kaybedilebilecek maçlar arasında gördüğümüz Browns maçının, Cardinals için zor geçeceği muhakkak. Maçın en önemli mücadelesinin Myles Garrett ve Jadaveon Clowney’li Browns D-Line’ı ile biraz da can sıkıcı sakatlıklar yüzünden zayıflayan Cardinals O-Line ekibi arasında olmasını bekliyoruz. Cardinals O-Line’ı Kyler Murray’i yeterince koruyabilirse, geçen haftaki Chargers maçında secondary’de oldukça büyük problemleri olduğu görünen Browns savunmasına karşı önemli bir avantaj yakalanabilir. Öte yandan sezon başından bu yana istikrarsız seyreden Cardinals koşu savunması da bu maçta Nick Chubb-Kareem Hunt ikilisine karşı çok önemli bir sınav verecek. Seyir zevkinin yüksek olmasını beklediğimiz bu maçta iki takımın da galibiyet şansını eşit görüyoruz.
Bu maçın değerlendirmesiyle haftaya yeniden görüşmek üzere…