Los Angeles Rams’ın şampiyonluğuyla biten 2021 sezonundan sonra tekrardan heyecan dolu anların yaşanmaya başlayacağı 2022 sezonu öncesinde takımlar hedeflerine ulaşmak için dolu dolu bir yaz dönemini geride bıraktılar. Tom Brady’nin emeklilik kararından dönmesi, yıldız isimlerin yeni takımlarıyla çantalarını doldurmaları ve Aaron Rodgers’in magazinleri de geride kaldığına göre artık yeni sezonun güç sıralamasına sıra gelmiş bulunmakta.

Mevzubahis sıralamaya baktığımızda ise geçen senenin finalistleri olan Cincinnati Bengals ve Los Angeles Rams ilk beş içerisinde yer alırken Baltimore Ravens ve Los Angeles Chargers gibi ekiplerde takibi sürdürdüler. Kadrosuna yıldız oyun kurucu katan Denver Broncos, ilk 10 içerisine tekrardan merhaba derken orta sıralarda ise Tennessee Titans ve New England Patriots yarışa geriden başlamak zorunda kalan ekipler oldular. Alt sıralarda ise geçen sezon içinde diplerde yer alan ekiplerde pek bir değişiklik yaşanmadığından ötürü spoiler vermemize mani bir durum yok: New York ekipleri yine alt sıralarda!

1- Buffalo Bills (AFC Doğu)  

Her ne kadar Josh Allen liderliğinde henüz bir Super Bowl görememiş olsalar da Buffalo Bills, sadece grubunun değil aynı zamanda AFC’nin de en büyük favorisi konumunda bulunuyor. İki senedir Kansas City Chiefs engeline takılmaları bir yana son derece dominant bir oyun sergilemeleri ve hemen hemen her takıma karşı kafa tutan takım hüviyetinde olmalarıyla ciddi bir ekip konumuna ulaştılar. Hücumda Stefon Diggs’in takımda kalmasıyla birlikte sürpriz isimlerinden olan Isaiah McKenzie’nin yanına tecrübeli Jamison Crowder’ı da eklediler. Savunma kısmında ise takıma iki yüzüklü Von Miller’ı da katarak bu alandaki tecrübeyi de üst seviyeye çektiler. Nitekim sakatlanan ve ne denli iyileştiği halen daha soru işareti olan yıldız cornerback Tre’Davious White ve sakatlığı bulunan safety Jordan Poyer’dan sonra secondary’nin durumunun ne olduğu kafalarda soru işareti bırakan husus. Hücum koordinatörü Brian Daboll’u kaybetmiş olsalar da bu takımın oturmuş oyunu ve Josh Allen’ın liderliği ile çıtası Super Bowl’dan aşağısı değil.

2- Los Angeles Rams (NFC Batı)  

Son şampiyon yeni sezona girerken Odell Becham Jr, Von Miller, Stephen Joseph-Day ve Robert Woods gibi önemli isimlerini kaybetse de yerine Bobby Wagner, Allen Robinson ve Troy Hill gibi oyuncularla yerine doldurdu. Şüphesiz koç Sean McVay’in oyun planlarının Matthew Stafford ile henüz ilk senesinden meyvesini vermiş olmasıyla birlikte yine benzer beklentilerin doğal olarak oluştuğu Kaliforniya ekibinde tecrübeli oyun kurucunun sakatlığının iyiye gidip sezon öncesi hazır olması da önemli bir artı olarak öne çıkan husus. Yine de özellikle receiver cephesinde Woods ve Beckham Jr.’dan sonra son sezonlarda sürekli beklentilerin altında kalan Allen Robinson’un Cooper Kupp’ın yanında en iyi yardımcı rolünde neler yapacağı sezon içerisindeki düğümleri çözecek bir husus.

3- Tampa Bay Buccaneers (NFC Güney)  

Florida ekibi, Tom Brady’nin emekliliği sonrası bir aralar sıralamalarda gerilse de nam-ı değer GOAT’ın geri dönüşüyle birlikte tekrardan zirve takibine devam ettiler. Savunmanın büyük bölümünün korunmuş olması işin güzel tarafıyken hücum kısmı için işler hiç de gözüktüğü gibi değil. Özellikle hücum hattında yaşanan büyük değişiklik ve talihsizliklerden sonra Bucs’u zorlu bir sezon bekliyor. Alex Cappa’nın takımdan ayrılışı, Ali Marpet’in emekliliği ve Aaron Stinnie ve Ryan Jensen’in sakatlığı derken sezon öncesinde hücum hattı ciddi şekilde alarm veren bir gruba dönüşmüş durumda. Nitekim bu durum ilerleyen süreçlerde Bucs için yapılacak negatif yorumların temelini oluşturabilir. Tabii hücumdaki bu olumsuz etkiyi Tom Brady, Julio Jones, Mike Evans ve Chris Godwin gibi isimlerle lehine çevirebilecek donanıma sahip olduğunu da kimsenin şüphesi yoktur sanırım?

4- Cincinnati Bengals (AFC Kuzey)  

Son finalist Cincinnati Bengals, kanayan yarası olan hücum hattına önemli takviyeler yaparak yaz sezonunu geride bıraktı. Ted Karras, Alex Cappa ve La’el Collins ile birlikte hem kaliteyi yükselten hem de tecrübeyi arttıran Bengals, CJ Uzomah dışında hücumda pek de bir kayıp yaşamadı. Benzer şekilde aynı senaryo savunmada da yaşanırken Jessie Bates ve Eli Apple gibi isimler takımda kaldı ve bunların yanına Dax Hill ve Cam Taylor-Britt hamleleri de yapılarak kadro güçlendirildi. Artık Bengals için hedef konferans finalinden aşağı değilken Joe Burrow’un sıçrayışı ile birlikte bu takımdan beklentiler bir hayli fazla. Eğer ki Burrow geçen seneki oyunundan ödün vermez ise Bengals’i AFC liderliğinde görmemiz büyük olası.

5- Kansas City Chiefs (AFC Batı)  

Farklı bir yapıya bürünen Kansas City Chiefs’te yeni bir takım kurma yolunda ilk adımların atıldığı bir sezona hazırlanılıyor. Hücumda Tyreek Hill’in gidişi dengeleri alt üst etse Patrick Mahomes liderliğinde Marquez Valdes Scantling, JuJu Smith Schuster ve çaylak Sky Moore hamleleriyle bile halen hücumdaki vaat ettikleri bir hayli fazla. İşin savunma tarafında ise Tyrann Matheiu ve Daniel Sorensen’in takımdan gidişi özellikle secondary’nin oyuna katkısı düşünüldüğünde olumsuz bir etki yapacağa benziyor. Sıklıkla coverage değiştiren ve safety ile ön alan desteğini her maçta ortaya koyan savunma koçu Steve Spagnoulo için biraz sancılı bir geçiş süreci olması muhtemel. Yine de koç Andy Reid ve ekibinin bu takımdan da en mükemmeli elde edebileceklerinden şüphe yok.

6- Green Bay Packers (NFC Kuzey)  

Green Bay ile ilgili kurulacak her cümle şüphesiz Aaron Rodgers ile başlamak zorunda. Son iki sezonun MVP’si her ne kadar normal sezonda işleri yürütmeyi artık alışkanlık haline getirse de benzer şekilde playoff’larda da işleri eline yüzüne bulaştırmayı alışkanlık haline getirmiş durumda. Ki bu durumun üzerine ligin en iyi pas yakalayıcılarından olan Davante Adams’ın da gidişiyle birlikte Packers ile ilgili soru işaretleri arttığı rahatlıkla söylenebilir. David Bakhtiari’nin de dönüşünün henüz net olmaması da madalyonun öteki yüzü. Nitekim Packers grubunda her şeye rağmen yine favori ki Aaron Rodgers gibi bir isim normal sezonu ziyadesiyle sırtlayabilecek tecrübeye sahip fakat şampiyonluk için şansları ne denli yüksek orası artık daha sonra konuşulacak konu.

7- Los Angeles Chargers (AFC Batı)  

Dramatik bir şekilde playoff’u kaçırarak sevenlerini üzen Los Angeles Chargers, yaz döneminin en agresif takımlarından biriydi. Özellikle savunmada yaşadığı sıkıntıları göz önünde bulundurarak hamlelere girişen Chargers bu hususta Khalil Mack ve J.C. Jackson gibi iki çok değerli hamle yapmayı başardılar. Bunun yanında Stephen Joseph-Day, Morgan Fox, Austin Johnson, Kyle Van Noy ve Bryce Callahan gibi değerli yan parçalarda katarak savunma temelini iyicene sağlamlaştırdılar. Hücumda ise Mike Willams’ın takımda kalması ve tight end Gerald Everett’in gelmesinin yanında drafttan Zion Johnson ve Isaiah Spiller seçimleriyle birlikte yerinde takviyelerde bulundular. Nitekim artık bu takım için playoff’tan başka çare yok. Eğer off-sezon aşıları tutar ve koç Staley istediği savunmayı da bu takıma oturtursa zaten iki sezondur üst seviyede top oynayan Justin Herbert’in bu takımı alıp ilerlere götürmesi de çok da sürpriz olmayacaktır.

8- Baltimore Ravens (AFC Kuzey)  

Sakatlık tanrılarının geçen sezonun başından itibaren rahat bırakmadığı Ravens, 2021 yılını hiç istemediği bir yerde kapatmak durumunda kalmıştı. Buna rağmen yine de vasat duruma düşmeyen Maryland ekibi, birçok maçta da galibiyeti koç Harbaugh’un tartışmalı kararlarıyla kaybetmişti. Fakat artık Ravens adına da yeni bir sayfa açıldı; sakatlar iyileşirken takım yaz dönemindeki hamlelerle güçlendi. Savunmada Marcus Williams’ın katılması ve drafttan Kyle Hamilton seçimleriyle secondary anlamında takımın seviye atladığı söylenebilir. Hücumda Marquise Brown’un gidişi olumsuz gibi gözükse de geçen yıl çaylak olan Rashad Bateman’a da kendisini göstermesi için fırsat doğmuş oldu. Tabii bununla birlikte geçen yıl tam pas oyunlarını oturttu denilen Lamar Jackson’un da sağlıklı bir şekilde dönmesi aslında Ravens’in her zaman olduğu gibi en büyük kozu. Kontrat görüşmelerinin sürdüğü şu dönemde genç yıldızın atletizmi ve oyun görüşü yine bu takımı zirvede tutacak ana etmen olacaktır.

9- San Francisco 49ers (NFC Batı)  

Jimmy G ile ikinci kez Super Bowl’a çıkmaya çok yaklaşan 49ers, bu vazifeyi yerine getiremeyerek yüzük hasretine bir yıl daha eklendi. Nitekim bu hüsranla beraber artık oyun kurucu koltuğu da Trey Lance’e geçerek San Francisco semalarında yeni bir başlangıcında ilk adımları atılmış oldu. İlaveten hücum aksiyonlarının baş müsebbibi olan Deebo Samuel’in para mevzularının da çözülmüş olmasıyla birlikte artık Kyle Shanahan’ın tüm kozlarını sahaya yansıtma vakti. Özellikle Trey Lance’den de bir Josh Allen benzeri bir verim alırlar ise, ki kolejde bunun emarelerini birçok kez haiz etmişti, o zaman 49ers sezon içerisinde zirvede kendisine bulabilir. Fakat tabii ki önce kazanmayı alışkanlık haline getirmeleri gerekecek.

10- Denver Broncos (AFC Batı)  

Sezon başında yıllardır kanayan yarası olan oyun kurucu mevkisine belki de yapılabilecek en iyi hamleyi yaparak Russell Wilson’u kadrosuna katan Broncos, en azından kâğıt üzerinde tekrardan yarışmacı bir kimliğe büründü. Fakat durum gösteriyor ki gruplarında işleri hiç kolay değil. Vic Fangio’nun gidişi sonrası hem hücum hem de savunmadaki koçlarda büyük değişiklik yaşanmasıyla birlikte takım hem yeni koçların sistemine adapte olmak hem de mevzubahis grupta Chiefs, Chargers ve Raiders gibi oturmuş takımlarla mücadele vermek zorunda. Bu açıdan bakıldığında Russell Wilson’un gelişi her ne kadar umut vaat etse de olayın öte tarafında işler hiç de gözüktüğü kadar kolay değil.

11- Dallas Cowboys (NFC Doğu)  

Her sezonun doğal favorisi olan Amerika’nın takımı, yeni sezonda da favoriler arasında yerini aldı. Her ne kadar off-sezonda Amari Cooper’ı kaybetmiş olsalar da Kellen Moore ile kurulan sistemin çok da bir şey kaybettiğini söylemek zor. Özellikle Dak Prescott’un da takımdaki diğer receiver’lara da top dağıtma becerisiyle sezon içinde Cowboys’ta yeni yüzler ve isimler görmemiz olası. Savunmaya yapılan Dante Fowler ve Anthony Barr hamleleriyle birlikte yine grubunun favorisi olan Cowboys’un büyük resimdeki hedefinin playoff’lardaki oyununu geliştirmesi gerektiği de bir gerçek.

12- Las Vegas Raiders (AFC Batı)  

Head koç değişikliği ve Derek Carr’ın kolejden en yakın arkadaşı Davante Adams’ı kadroya katarak bir anda tüm ilgiyi üzerine çeken Raiders, geçen seneki playoff macerasını bu sene daha da ilerletmenin hesaplarını yapıyor. Nitekim sadece Adams hamlesi değil, aynı zamanda savunmaya katılan Chandler Jones ve Rock Ya-Sin takviyeleriyle de savunmayı da güçlendiren siyah beyazlı ekip yeni sezonda da zorlu AFC konferansının playoff adayları arasında yer aldığı bir gerçek. Fakat geçen sezon ki hatalarla paçayı ucuz kurtarmış olsalar da bu sene minimum hata prensibi ilk sırada yer almalı. Özellikle Derek Carr cephesinden Davante Adams’ın varlığıyla birlikte daha dominant bir oyun; işin savunma kısmında da sezon başından itibaren kurulacak düzen ve istikrar Raiders adına kilit noktalar olacaktır.

13- Indianapolis Colts (AFC Güney)  

Carson Wentz ile geçen hayal kırıklığı sezonun ardından Matt Ryan gibi eski bir MVP ile yoluna devam etme kararı alan Colts, yine grubunun favorisi olarak ön plana çıkıyor. Jonathan Taylor ile oturmuş bir koşu hücumlarının yanında Matt Ryan ile kuracakları pas oyunlarıyla birleşince kağıt üzerinde playoff takımı emareleri veren mavi beyazlı takım, ilk haftalardan ritmi tutturursa durdurulması zor bir ekibe dönüşmesi sürpriz olmaz. Nitekim Colts için ikinci büyük soru işaretlerinden birisi yıldız savunmacı Darius Leonard olarak gözüküyor. Bu takım her ne kadar grubunun da zayıf olmasıyla playoff yarışında olma adaylarından olsa da Darius Leonard gibi bir ismin ortaya koyacağı fark çok da yadsınamaz bir husus.

14- Arizona Cardinals (NFC Batı)  

Sezon öncesinin en büyük bilmecelerinden olan Kyler Murray meselesini yüklü bir kontratla neticeye kavuşturan Cardinals, aynı zamanda üç senelik head koçu Kliff Kingsbury ile de sözleşmesini uzattı. Nitekim Arizona ekibi adına başarının bir türlü gelmeyişi de bir gerçek. Özellikle geçen sezon takımın ligin ikinci yarısında tepetaklak aşağı gitmesi ve playoff’larda beklenenden çok uzak performansı büyük hayal kırıklığı oluşturmuştu. Öyle ki yeni sezon öncesi de Cardinals’ın çok umut verdiğini söylemek zor. Hücumda Hopkins’in cezası; savunmada ise J.J. Watt, Markus Golden ve Budda Bakker dışında elle tutulur bir ekibin halen oluşmaması sıkıntı yaratan durumlar. Benzer şekilde Chandler Jones’un boşluğunun da dolmamış gözüküyor. Ek olarak özellikle cornerback’teki eksiklikler ilerleyen dönemlerde başlarını ağrıtabilir.

15- Philadelphia Eagles (NFC Doğu)  

Çok ileri gidemese de geçtiğimiz sezonu playoff ile sonuçlandıran Eagles’ta, Nick Sirianni’nin sezon ortasında değiştirdiği yahut geliştirdiği oyun şemasının meyvesini vermesi beklentileri yükseltmiş durumda. Öyle ki yaz dönemindeki A.J. Brown hamlesi de bu durumda tuz biber olan bir olay oldu. Öte yandan üçüncü yılına hazırlanan oyun kurucu Jalen Hurts’un da artık koşu oyunlarından aldığı verimi pas isabetini arttırarak da alması bu takımı yukarıya taşıyacak ana etmen gibi gözüküyor. İşin savunma tarafı ise Eagles adına belki de en güven verici nokta. Fletcher Cox ve Derek Barnett’in takımda kalmasının yanında ön alana draft’tan seçilen Jordan Davis; linebacker hattına dâhil olan Haason Reddick ve Kyzir White ve secondary’e James Bradberry, Anthony Harris ve Jaquiski Tartt hamleleriyle kâğıt üzerinde dosta güven düşmana korku veren bir ekip kurdukları aşikâr. Eğer ki Nick Sirianni ve koç ekibi bu kadrodan maksimum verimi alırlarsa Eagles’in yükselmesini izlemek ve Cowboys’ten grup liderliğini çalmaları olası senaryolardan birisi.

16- Tennessee Titans (AFC Güney)  

Yaz döneminin sessiz takımlarından olan Titans, yeni sezonunda da playoff adaylarından birisi. Nitekim Tennessee ekibinin yeni sezon öncesinde receiver kadrosu alarm vermeye başladı. AJ Brown ve Julio Jones’un takımdan ayrılışından sonra ilk tur seçimi olan Treylon Burks yaz döneminde beklenen etkiyi yapamaması tüm okları geçen sezon sakatlanan Robert Woods’a döndürmüş durumda. Nitekim ağır bir sakatlıktan dönen 30 yaşındaki oyuncuya bir anda tüm yükü bırakmak ne kadar doğru bir karar olacak orasını zaman gösterecek. Lakin şu bir gerçek ki Derrick Henry yine bu takımı sırtlamaktan başka çaresi yok.

17- Miami Dolphins (AFC Doğu)  

Brian Flores ile olaylı bir şekilde ayrılıp Mike McDaniel’ı getirerek yeni bir oluşuma giden Dolphins, serbest oyuncu dönemindeki başta Tyreek Hill hamlesiyle beklentileri yükseltmiş durumda. Tabii bu beklenti oklarını doğrudan takıma değil de üçüncü senesine hazırlanan oyun kurucu Tua’ya yönetildiği daha doğru bir anlatım olacaktır. Şüphesiz Florida ekibi adına, hem Mike McDaniel ile playoff hasretini dindirmek ilk hedef olsa da Tua’nın da bu süreçteki payının büyük olması birçok soru işaretinin çözüme kavuşmasına neden olabilir.

18- New England Patriots (AFC Doğu)  

Mac Jones ile ilk senesinde playoff yapan Bill Belichick’in Patriots’u için sezon henüz başlamadan sıkıntılar çözüme kavuşmuş değil. Hem savunmadan hem de hücumdan takımdan ayrılan isimlerin yerinin tam manasıyla doldurulamaması uzun maratonda takıma sıkıntı çıkarabilecek bir husus. Öte yandan Hücum koordinatörü Josh McDaniels’ın ayrılığı sonrası hücumdaki playcalling görevini Matt Patricia üstlenmiş durumda. Evet, Patricia.  Kurt hoca Belichick buradan ne amaçlıyor henüz bilinmez ancak ilk emareler çok olumlu değil. Nitekim Mac Jones ile yola devam etme kararı olduğu şu süreçte 24 yaşındaki oyuncunun da var olan pas oyunlarını becerisini de geliştirmesi gerektiğini ilk sezonunda ve hezimet ile sonuçlanan playoff maçında da göstermişti. Vardır Belichick’in bir bildiği diyerek Boston ekibi için enteresan kararların alındığı ve bu kararların neticelerinin merakla beklenildiği bir sezon olacak.

19- New Orleans Saints (NFC Güney)  

Drew Brees sonrası ilk sezonunda umduğunu bulamayan Saints, öyle veya böyle yarışın içinde kalmayı başarmıştı. Şüphesiz bundaki en büyük pay sahibi yılların head koçu Sean Payton’dan başkası değil. Lakin Sean Payton’un da emekliliğini açıklamasıyla birlikte New Orleans ekibinin işleri iki kat daha zorlaşmış oldu. Bu hususta Sean Payton’un yeri takımın savunma koordinatörü Dennis Allen ile doldurulurken azizlerin hazırlık döneminde de takviyeler işin savunma kısmında biraz daha ağır bastığı söylenebilir. Özellikle Tyrann Mathieu, Marcus Maye ve Daniel Sorensen hamleleriyle secondary’de ciddi bir değişim yaşandı. Hücum tarafında ise Jarvis Landry’nin takıma katılışı, Chris Olave’nin draft edilişi ve en en önemlisi Michael Thomas’ın sahalara adım atmaya hazırlanışı ise öne çıkan durumlar. Hadi bu takım Brees olmadan idare etti; bakalım hem Brees hem de Sean Payton olmadan neler yapacaklar.

20- Cleveland Browns (AFC Kuzey)  

Baker Mayfield’dan Deshaun Watson seviyesine yükselen fakat daha sonra tekrardan Jacoby Brissett seviyelerine düşen Cleveland Browns, işlerin daha sezon başlamadan birden çok kez değiştiği bir süreci geride bıraktı. Tam “Watson geldi AFC’nin yeni favorilerinden birisi Browns” derken yıldız oyuncunun peşini bırakmayan davanın neticelenmesi Ohio ekibinin şansını 180 derece tersine çevirdi. Fakat işin aslına bakıldığında oyun kurucu pozisyonu dışında hemen hemen bir eksiği bulunmayan Browns’ta hücum ve savunmada playoff takımını aratmayacak isimlere ve kaliteye sahip bir ekip. Hücumda iyi bir hücum hattının olmasıyla Chubb’un performansı ve Amari Cooper’ın pas oyunlarındaki verimliliği; savunmada ise Myles Garrett’in ön alandaki üst düzey oyunuyla birlikte ligin iyi secondary ekibi işin kulağa hoş gelen tarafı. Yine de artık bu saatten sonra iş biraz koç ekibine kalıyor ki iki sene önce yılın koçu seçilen head koç Kevin Stefanski’nin dokunuşları ve takım üzerindeki etkisi sahadaki playmaker yoksunluğundan ötürü doğrudan belirleyici faktör olacak.

21- Pittsburgh Steelers (AFC Kuzey)  

Hemen hemen her şeyin tamam olduğu ve Mike Tomlin gibi ligin üst düzey koçlarından birine sahip Steelers’ta oyun kurucu probleminin yaz kampı boyunca sürekli soru işareti olması Pittsburgh şehrinin takımının üst sıralarda yer almamasındaki bir numaralı etmen. Draft’tan seçilen Kenny Pickett ve vasatı bir türlü aşamayan Mitch Trusbisky ile yola çıkmaya hazırlanan sarı siyahlı ekip aynı zamanda Big Ben sonrası ilk sezonunu da geçirmiş olacak. Eğer Steelers, oyun kurucu pozisyonundaki bu hususu neticelendiremez ise değil AFC konferansında kendi grubunda bile yarışmacı olmasını beklemek çok doğru olmaz.

22- Minnesota Vikings (NFC Kuzey)  

Yeni bir koç değişikliği yaşayan takımlardan olan Vikings, off-sezonunda sakin takımlarından birisiydi. Takıma Jordan Hicks, Harrison Phillips ve Za’Darius Smith’i katarak savunmasını güçlendiren Minnesota ekibinde Kirk Cousins bir yıl hepsi garanti olmak üzere 35 milyon dolarlık sözleşmeye imza atarak takımda kaldı. Fakat genel anlamda Vikings’in heyecanlandırdığını söylemek zor. Hele ki Kirk Cousins’in bunca sene çıtasının sınırlı olduğunu birden çok kez kanıtlamasından ötürü playoff bile güzel bir başarı olabilir. Yeni head koç O’Connell cephesinden ise bu kadroyla head koçluk kariyerine başlamak büyük bir şans.

23- Carolina Panthers (NFC Güney)  

Her ne kadar Panthers için oyun kurucu meselesi ön planda olsa da asıl mesele Christian McCaffrey’in sağlıklı dönüşü Carolina ekibinin ana maddesi olarak öne çıkıyor. Ligin son yıllardaki en playmaker oyuncularından olan McCaffrey, sahada olduğu sürece Panthers, istediği hücum planlarını efektif bir biçimde yansıtabilir. Tekrardan oyun kurucu meselesine geri dönersek, 2018 üçüncü sıra seçimi Sam Darnold’dan istediğini elde edemeyen Panthers bu sefer çareyi 2018 birinci tur seçimine döndürerek Baker Mayfield’ı takıma kattı. Nitekim halen daha kendisini ispatlaması gereken Mayfield’ın da formayı kapması çok da uzun sürmedi. Bu saatten sonra da artık oklar üçüncü yılındaki koç Matt Rhule’ın üzerine çevrilmiş durumda. Hücumda ve savunmada elinde iyi bir kadro var ve McCaffrey’de sağlıklı bir şekilde geri dönüyor. Artık bu takımın sezon boyunca playoff yarışının içinde kalması gerekir, yoksa Rhule’a tekrar kolej yolu gözükmesi içten bile değil.

24- Detroit Lions (NFC Kuzey)  

Satürn’den midir yoksa Jupiter’den midir bilinmez ama bu takımın enerjisi bir hayli yüksek olduğu bir gerçek. Kadroları son derece yetersiz oldukları geçen sezon bile birçok maçta son saniyelerle kaybeden fakat galibiyete ulaştıklarında da şampiyon olmuş gibi sevinen Lions, yeni sezonda da daha iyi bir etki bırakma peşinde. Detroit’teki ilk senesinde elinden geldiğince mücadele eden Jared Goff’un payı bunda bir hayli fazla. Öte yandan hücum hattındaki sakatlıkların iyileşmesi ve DJ Chark’ın takıma katılması pozitif etki yaratırken çaylak Jameson Williams’ın ise sakatlığı planları bozdu. Yine de draft’tan savunmaya katılan Aidan Hutchinson ise beklenti oluşturacak potansiyelde bir isim. Şüphesiz Lions için yüzde elli galibiyet yüzdesi bile zor olsa da sahadaki mücadeleleriyle sezonun keyif veren takımlarından biri olacaklardır.

25- Washington Commanders (NFC Doğu)  

Son dört sezonda tam 10 farklı oyun kurucuyla oynayan başkent ekibi yeni sezon öncesi de bu sayıyı Carson Wentz ile arttırmanın heyecanını yaşıyor. Hücumda Terry McLaurin’in yüklü kontratı, Curtis Samuel’in iyileşmesi ve drafftan gelen Jahan Dotson ve Brian Robinson ile iyi parçalara sahipken savunmada da son üç sezondur kadrolarını büyük ölçüde korumaları kendilerince ziyadesiyle hoş bir durum. Tabii yıldız savunmacı Chase Young’un sakatlığı ise savunma direncini düşüren etmenlerden. En nihayetinde hücumda ve savunmada kötü bir ekibe sahip olmasalar da oyunun en önemli mevkisindeki sıkıntıların çözülememiş olması da aslında yeni ismiyle Commanders’ın geride kalmasının ana sebeplerinden birisi. Eğer Wentz’te bu sene çözüm olmazsa Washington’un için gelecek büyük bir soru işaretinden ibaret.

26- Seattle Seahawks (NFC Batı)  

Yıldızını, en büyük umudunu ve neredeyse her şeyini kaybeden Seahawks, 2011 sezonundan sonra ilk kez Wilson olmadan bir sezona başlamanın hazırlıklarını yapıyor. Özellikle NFC Batı’daki takımların her geçen gün güçlenmesinin yanında bu denli bir kan kaybı yaşayan Seattle ekibi için umutlu olmak pek kolay değil. Öten yandan eldeki oyun kurucular Geno Smith ve çıtası belirsiz umutsuz vaka Drew Lock ise umut kelimesi ortamdan yavaşça ayrılıyor. Öyle ki sadece Wilson değil savunma liderlerinden ve ligin kaliteli isimlerinden olan Bobby Wagner’ın da ayrılmasının etkilerini derinden hissetmemeleri büyük sürpriz olur. Playoff’un bile hayal olduğu şu senaryoda mücadeleci olmaları bile takımın büyük bir başarısı olacaktır.

27- New York Giants (NFC Doğu)  

Kâğıt üzerinde kadroya bakıldığında New York’un mavilerinin yeri burası değil. Lakin birden çok soru işareti barındıklarından ötürü en azından kendilerini kanıtlayana kadar buralarda bulunmaları garantici bir yaklaşım olacaktır. Şüphesiz bu güvensizliğin temel sebebi ise Daniel Jones’tan başkası değil. İki sezondur herhangi bir istikrar belirtisi ortaya koyamayan Jones, aynı zamanda takımın önündeki en büyük engel olarak da görülmeye başlandı. Nitekim kendisine güvenen Giants yönetimi Brian Daboll’u head koçluğa getirerek Jones’a büyük bir iyilik de yaptılar. Bununla birlikte hücum hattına Jon Feliciano, Mark Glowinski ve draft edilen Evan Neal ile geçen seneye göre daha iyi bir ekip kurmuş oldular. Artık Saquon Barkley’in de dönüşüyle birlikte Daniel Jones’un da bu fırsatı iyi bir şekilde kullanıp Giants’ı yarışmacı bir takım yapmaktan başka şansı yok.

28- Jacksonville Jaguars (AFC Güney)  

Ligin gözde oyun kurucularından olan ve beklentilerin yüksek olduğu Trevor Lawrence ile yeni bir sezona hazırlanan Jaguars, fena olmayan bir hazırlık dönemi geride bıraktı. Birinci sıradan seçtikleri Travon Walker ile birlikte Christian Kirk, Brandon Scherff ve Foye Oluokun hamleleri sıkıntı olan bölgelere iyi gelecek isimler. Özellikle Christian Kirk hamlesi verilen kontrattan ötürü bir hayli konuşuldu ki kendisinden de beklentiler bu nedenle bir hayli yüksek. Nitekim bu takımın başarısı adına en önemli hamle şüphesiz takıma head koç Doug Pederson’un getirilmesi oldu. Öyle ki Jaguars’ın başarısının anahtarı Pederson-Lawrence arasındaki kimyasal reaksiyondan doğrudan etkilenecek gibi gözüküyor. Eğer koç Pederson, Trevor Lawrence ile sahaya istediklerini yansıtır ve Jaguars’ı eski günlerindeki gibi bir takım haline getirir işte o zaman Florida ekibi için yorumlar negatiften pozitife dönebilir. Yani kanıtlanacak daha çok şey var.

29- Houston Texans (AFC Güney)  

Zorlu bir yılın ardından yapılanma sürecinin ikinci yılına hazırlanan Houston ekibi, yeni bir takım oluşturma yolunda önemli adımlar kat etti. Özellikle iki senedir draft seçimleriyle dikkatleri üzerine çeken Texans, geçen seneki Davis Mills, Nico Collins ve Brevin Jordan gibi genç oyuncuların yanına Damon Pierce, Christian Harris, Jalen Pitre ve Derek Stingley gibi önemli genç ve potansiyelli isimler katarak iskeletini büyük ölçüde oluşturdu. Nitekim bu takım adına en büyük soru işareti head koç seçimi gibi duruyor. Her ne kadar Love Smith gibi tecrübeli bir isim kötü olmasa da sürekli gelişen oyunda genç isimlere şans verilmesi pek de kimseyi şaşırtmazdı. Öyle ki Texans yönetimi bu gençleri hizaya getirecek kurt bir hoca bulup geliştirip ardından genç bir head koça da yönelmeyi düşünüyor olabilir mi? Belki de…

30- New York Jets (AFC Doğu)  

Serbest oyuncu dönemi hamleleri ve draft seçimleriyle iyi bir takım olma yolunda ilerleyen New York’un yeşilleri ne yazık ki sezon daha başlamadan önce Mekhi Becton ardından da ikinci yılındaki büyük umut beslediği oyun kurucusu Zach Wilson’u sakatlığa kurban verdi. Wilson’un dönüşü sezonun ortalarına doğru olacağı tahmin edilse de genç oyuncunun gelişim süreci içerisinde kaçıracağı maçlar tecrübe kazanmasını sekteye uğratacak. Öte yandan Becton’un sezonu kapatması ise büyük bir kayıp. Nitekim mevzubahis Jets kadrosunun da bu süreç içerisinde neler yapabileceğini görecek olmak aynı zamanda head koç Robert Saleh ve ekibi için de iyi bir test olacak.

31- Chicago Bears (NFC Kuzey)  

Chicago ekibinin büyük umutlarla seçtiği Justin Fields, ikinci yılına girmeye hazırlanırken devraldığı görev pek de kolay değil. Deyim yerindeyse elle tutulur bir yanı olmayan kadroda receiverlarda Darnell Mooney dışında herkes soru işareti iken hücum hattı da ne koşu da ne de pas oyunlarında gerektiği kadar verimlilik gösterebileceklerinin garantisi yok. Öte yandan savunma kısmında ise Khalil Mack’in gidişiyle birlikte bir bocalama süreci olması da gayet muhtemel senaryo. Tüm bu bileşenler toplandığında Bears, vasat bir takım olmaktan kurtulmalarının tek yolu ancak ve ancak Justin Fields’in şapkadan değil tavşan dinozor çıkarmasıyla olacak gibi gözüküyor.

32- Atlanta Falcons (NFC Güney)  

Matt Ryan ile Super Bowl sonrası bir türlü istediği seviyeye ulaşamayan Falcons, en nihayetinde köklü bir değişikliğe gitmeye karar vererek tecrübeli oyun kurucuyla yollarını ayırarak yeni diyarlara yelken açtı. Nitekim drafttan seçilen Cincinnati çıkışlı Desmond Ridder ile birlikte eski bir numara seçimi Marcus Mariota ile çıkılan bu yol ne kadar iyiye götürür orası büyük soru işareti. Yine de Falcons adına bir rebuilding sürecinin başlamış olması şu anlık bu takımın başına gelmiş en güzel şey olarak gözüküyor. Yine mevcut süreçte head koç Arthur Smith ve ekibinin takımın iskeletini kurmak için epey bir mesai harcaması da şart…