Merhaba değerli okurlar. Artık tüm sezonun tamamlanmasına yalnızca 13 maçımız kaldı ve en kıran kırana maçların yaşanacağı playoff dönemine başlıyoruz. Yılın bu zamanları benim gibi pek çok NFL sever için fantasy sezonun da bitişiyle birlikte haftalardır süregelen redzone temposundan çıkarak maçları sindire sindire izlemenin keyfini çıkaracağımız gerçek “maç izleme” keyfine dönüş anlamına geliyor. Ben de bildiğiniz gibi bugüne kadar değerli kardeşlerim Gökalp Öztürk ve Mete Ertuğrul ile birlikte bu sitede pek çok ortak yazı kaleme aldıktan sonra, bu playoff döneminde kendi bireysel yazılarım ile karşınızda olacak, görüş ve beklentilerimi sizlerle paylaşacağım.
Eylül ayında sezona başlarken Patrick Mahomes, Josh Allen, Joe Burrow, Lamar Jackson ve Justin Herbert gibi yüksek potansiyelli QB’leri bünyesinde barındırdığı için AFC konferansı çok daha fazla ilgi çekiyordu ve beklendiği şekilde bu yüksek potansiyelli QB’lerin takımları playoffa ulaşmayı başardılar. Bu nedenle ben de ilk olarak AFC konferansının değerlendirmesi ile başlıyorum…
Los Angeles Chargers – Jacksonville Jaguars
Maç günü ve saati: 15 Ocak Pazar – 04:15 (TSİ)
Sezona oldukça iddialı giriş yapan takımlardan biri olan Los Angeles Chargers, bir ara sakatlıklar nedeniyle geriye düşmesine karşın hem kadro kalitesi hem de sakatların da düzelmesiyle beraber sezonu artan bir ivmeyle tamamlayarak beşinci sıradan playoff’a kalmayı başardı. Öte yandan Jacksonwille Jaguars ise 2-6 başladığı sezonun ikinci yarısında yükselen performansının yanı sıra gruplarının favorisi Tennessee Titans’ın üst üste aldığı mağlubiyetlerin de yardımı ile son haftadaki kader maçlarını kazanarak kendini playoff’a attı. İki takımın bu sezonun üçüncü haftasında Los Angeles’da oynadıkları maç büyük bir sürprize sahne olmuş ve Jaguars rakibini adeta sürklase ederek 38-10’luk galibiyet ile büyük bir sürprize imza atmıştı. O maçta Jaguars QB’si Trevor Lawrence üç TD pası ile oynayarak kariyerinin en iyi performansını göstermişti. Ancak o maçta Chargers QB’si Justin Herbert’ın bir önceki hafta oynanan Chiefs maçında yaşadığı kaburga sakatlığına rağmen maça çıktığını ve yüzde 100 performansı ile oynamadığını da göz önüne almakta fayda var.
Her iki takımın da artan bir ivmeyle playoff’a geliyor olmaları bu maçın diğer iki maça kıyasla daha keyifli geçmesi ihtimalini güçlendiriyor. Chargers’ın özellikle ligin ikinci yarısında ligin en iyi pas savunmalarından birisi haline geldiğini gördük ve koçları Brandon Staley’nin savunma kökenli bir koç olmasını da göz önüne aldığımızda bu durum hiç de şaşırtıcı değil. Ancak koşu savunmasında aynı derecede etkili olduklarını söyleyemeyiz ve bu nedenle Jacksonville için maçın en kritik isimlerinden birinin RB Travis Etienne olacağı muhakkak.
Öte yandan Jaguars hücumunun erken haklarda daha başarılı ve üretken olduğunu söyleyebiliriz ve bu anlamda ligin en iyileri arasında yer alıyorlar. Ancak 3. ve 4. hak oyunlarında oldukça zorlanıyorlar ve bu haklardaki başarıları maçın kaderini de çok fazla etkileyecektir.
Genel olarak bakıldığında kadro kalitesi ve tecrübe avantajıyla galibiyete yakın tarafın Los Angeles Chargers olduğunu söyleyebiliriz. Ancak onlar açısından, WR Mike Williams’ın durumu belirsizliğini koruyor. Sezonun önemli bir kısmını ayak bileğindeki sakatlık nedeniyle kaçıran Williams, 18. haftadaki Denver Broncos maçında yeniden sakatlanmıştı ve onun da sağlıklı bir şekilde oynaması halinde maçın favorisinin Chargers olmasını bekliyorum.
Miami Dolphins – Buffalo Bills
Maç günü ve saati: 15 Ocak Pazar – 21:00 (TSİ)
Pek çok otorite tarafından AFC konferansının en büyük super bowl adayı olarak sezona başlayan Buffalo Bills, her ne kadar konferansı ilk sırada bitirememiş olsa da yine de beklendiği gibi iddialı bir şekilde playofflara giriyor. AFC konferansı sıralamaları için oldukça kritik olan 17. haftadaki Cincinnati Bengals – Buffalo Bills maçında yaşanan talihsiz olay sonucu maçın iptal edilmesi nedeniyle belki de muhtemel konferans birinciliği şansını kaybeden Bills, o maçta kardiyak arrest geçiren Damar Hamlin’in günler süren yaşam mücadelesinden galip ayrılmasının ardından, son hafta maçında New England Patriots’u yenerek üzerindeki moral bozukluğunu da atmış oldu.
Öte yandan inişli çıkışlı sezon tabirinin hakkını sonuna kadar veren Miami Dolphins ise ilginç bir şekilde sezona üç maç kazanıp üç maç kaybederek girdikten sonra daha da enteresan bir şekilde, sonraki beş maçını kazanıp üzerine beş maç daha kaybederek son haftaya 8-8’lik bir derece ile ulaştı ve son maçta New York Jets karşısında aldığı 11-6’lık galibiyet ile ve Buffalo’nun da yardımı ile son sıradan wild card biletini kapmayı başardı.
İki takım arasında normal sezonun üçüncü haftasında Miami’de oynanan maçı 21-19 Dolphins kazanırken, 15. haftada Buffalo’da oynanan maçı ise 32-29 Bills kazanmıştı. Her ne kadar bu iki maçın skoru oldukça yakın bitmiş olsa da bu haftaki playoff maçı için ne yazık ki çekişmeli bir maç izleme ihtimalimiz fazla yüksek görünmüyor. Dolphins QB’si Tua Tagovailoa’nın bu sezon ikinci kez (aslında pek çok kişinin de inandığı gibi üçüncü kez yaşadığı) beyin sarsıntısı protokolüne girmesinin ardından Miami’nin sezonun son bölümünde adeta serbest düşüşe geçmesinin de etkisiyle maç ile ilgili beklentiler de azalmış durumda.
Maç öncesi elbette en çok merak edilen husus Tua Tagovailoa’nın oynayıp oynayamayacağıydı ve genç oyuncunun maça çıkamayacağı açıklandı. Diğer yandan yedek QB Teddy Bridgewater’ın da parmağındaki sakatlık nedeniyle durumu belirsizliğini korduğundan maça üçüncü QB çaylak Skylar Thompson’ın başlayacağı açıklandı. Açıkçası bu sezon genelinde gördüğümüz gibi Tua’nın oynamadığı maçlarda Dolphins hücumu tamamen yokları oynadığı için maça üçüncü QB’leri Skylar Thompson ile başlamak zorunda kaldığı için bu maça dair yapılacak çok fazla bir yorum kalacağını zannetmiyorum.
Buffalo bu sezon kendi evinde oynadığı maçları 7-1 ile tamamladı ve QB’leri Josh Allen, sezon içinde Dolphins ile oynadıkları iki maçı toplam 704 pas yardı, yedi TD pası sıfır interception ile bitirdi. Sezonun özellikle ikinci yarısında Stefon Diggs’in çok fazla ortalıkta görünmemesine karşın Tua’nın oynayacağı bir senaryoda dahi maçın favorisi Buffalo Bills olacaktır. Bills, son sekiz maçında 20 sayının altına hiç düşmedi ve bu nedenle sezon finalinde sadece 11 sayı bulabilen bir takıma karşı sorun yaşayacaklarını ve herhangi bir sürprize izin vereceklerini düşünmüyorum.
Baltimore Ravens – Cincinnati Bengals
Maç günü ve saati: 16 Ocak Pazartesi – 04:15 (TSİ)
Ravens-Bengals maçı da AFC’de yine aynı division takımları arasında oynanacak bir diğer eşleşme olacak. Cincinnati de Buffalo gibi normal sezonu belki bir üst sırada bitirebilirdi ama maç eksiği nedeniyle sezonu üçüncü sırada tamamladılar. Fakat bu durum onların playoff yolculuğunu çok fazla değiştirmiyor. Çünkü kazanırlarsa büyük ihtimalle bir sonraki turda yine Buffalo ile eşleşecekler.
Bu maç için yapılabilecek yorumlar da yukarıdaki maça oldukça benzer görünüyor. Adeta takımların ve QB’lerin isimlerini değiştirip yazıyı aynı cümlelerle yazsam, kimse başka bir maçtan bahsettiğimi anlamayabilir. Zira Baltimore Ravens, QB’leri Lamar Jackson sakatlandığından beri serbest düşüşteki takımlardan biri olarak dikkat çekiyor. Jackson sakatlanmadan önce aldıkları 10 galibiyet ile çoktan playoff’u garantiledikleri için son maçlarında iyice salmışlardı desem yalan olmaz.
Maç senaryoları yazılırken elbette herkesin tahminleri Lamar Jackson’un oynayıp oynamayacağına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Lamar Jackson tabii ki Baltimore hücumunun belki de her şeyi ve onun oynamadığı son beş maçın hiçbirinde 17 sayının üzerine çıkamadıklarını gördük. Ancak düşük bir olasılık olmasına rağmen Lamar Jackson oynasa dahi yüzde 100 hazır olması pek mümkün görünmüyordü ki Jackson, kendi Twitter hesabından maçta oynamayacağını açıkladı. Ravens’ın son hafta ikinci QB Tyler Huntley’i riske atmaması da bu maçta onun oynama ihtimalinin daha yüksek olduğuna işaret etmişti. Diğer taraftan Cincinnati’nin sekiz maçlık bir galibiyet serisiyle geliyor olmasını da göz önüne aldığımızda ibre çok açık bir şekilde Bengals tarafında görünüyor.
Ancak ben yine de Bengals’ın maçı çok erken koparabileceğini düşünmüyorum. Maçın genel olarak Bengals hücumu ile Ravens savunması arasında geçeceği aşikar. Her şeye rağmen Baltimore Ravens’ın genlerinde savunmanın çok önemli bir yeri var ve bu nedenle kolay pes edeceklerini düşünmek biraz saflık olur. Onlar yine ellerinden gelen bütün mücadeleyi sahaya koyacaklardır. Ancak sonuçta her şeye rağmen Lamar’lı da olsaydı Lamar’sız da olsaydı bu senaryoların her ikisinde de Bengals’ın kazanmasını bekliyorum.
NFC playoff eşleşmelerini değerlendireceğim bir sonraki yazıda yeniden görüşmek dileğiyle…