Sezon öncesi en sevdiğim konseptlerden olan cesur tahminler yazısından herkese yeniden merhaba. Son iki senedir düzenli olarak yazdığım bu yazı aslında düşüncenin sınırlarını zorladığından dolayı şahsım adına en sevdiğim yazı türlerinden birisi diyebilirim. Nitekim bu seneki içeriğe dönecek olursak aslında her sene yaptığım MVP tahminini bu sene sürdürmekle beraber “Yılın en iyi çaylağı şu oyuncu olacak” veya “Şu oyuncu istatistik olarak rekor kıracak” gibi tahminlerden ziyade neden sonuç ilişkisine bağlı durum değişikliklerini baz almayı tercih ettim. Bu girişi çok uzatmamak gerek lakin son olarak ekleyeceğim not en son maddede kurduğum kaos senaryolarının en güzeli olduğu ve eğer gerçekleşirse online platformların film, dizi veya belgesel olarak yapmak isteyeceği bir durum olabileceğini ve hatta olmasını gerektiğini söylemeden geçmeyeyim.
2023 sezonu MVP’si Trevor Lawrence olacak.
Geçen sezona head koç Doug Pederson ile giriş yapan Trevor Lawrence, Urban Meyer fiyaskosundan sonra kendisine ancak sezon ortasında gelebilmişti. Hücumdaki ritmini bulmasıyla birlikte neden ilk sıra seçimi olduğunu hatırlatan Lawrence, takımının yükselişteki en büyük sebebi olmakla beraber hem normal sezonda hem de playoff’ta yaptığı geri dönüşlerle rüştünü ispatlamıştı. Bu güzel peri masalından uyanıp gerçeklere dönülürse kendisinden beklentiler bundan daha fazlası olduğu aşikâr. Şu an ligin en iyileri arasında gösterilen Patrick Mahomes, Josh Allen ve Joe Burrow üçlüsünün yanına okeye dördüncü gibi son eklenen isim olması beklentiler listesinin ilk basamağı olarak gözüküyor. Nitekim bu sezon bu elit ekibin bir parçası olması için önemli bir adım atacağını ve oturmuş bir hücumda üçüncü yılında MVP ödülünü alıp önemli bir eşiği atlayabileceğini düşünüyorum. Pas oyunlarında son anlarda elinin titremediğini de gösteren genç oyuncu, Pederson’un kalabalık receiver setlerinde ve hücum çeşitliliğinde üst düzey bir verimlilik ile güzel işlere imza atmıştı. Zaman zaman oyunları kendi de yöneten, yaptığı geri dönüş maçlarında sahadaki duruşu ve özellikle oyun kurucuya ait tüm mekaniklerinin tam anlamıyla oturmuş olmasıyla bu genç adam, sezon sonunda Super Bowl’dan bir gün önce ödülü almak için sahnede olacaktır.
Russell Wilson sezon içerisinde yedeğe çekilecek.
Büyük umutlarla ve kontratla takıma katılan Russell Wilson, geçen sezon ne kadar kötü olduğunu bir kez daha dile getirmeye gerek var mı bilemiyorum. Saha dışı saçma sapan hareketleri; saha içindeki duruşunun “Buradayım, ama niye buradayım?” gibi gözükmesi ve takımdaki kopukluğu ile rezalet geçen Broncos sezonun kötü gidişinin başlıca müsebbiplerindendi. Nitekim her ne kadar Sean Payton gibi bir tecrübeli head koç gelmiş olsa da bu adamın henüz düzelmemiş olabileceği ne yazık ki yazı tura gibi yüzde elli ihtimali içinde barındırıyor. Şayet oyun kurucu sıralaması listemde kendisinden umutlu olduğumu belirtmiş olsam da iş biraz cesur tahmine gelince Russell Wilson’un olası bir vasat ve hatta vasat altı gidişatında koç Payton’un hemen çözüm arayışlarına girip geçen sene Las Vegas Raiders’ta son bölümde iyi işler yapan Jarrett Stidham’a formayı verebileceğini düşünüyorum. Tabii sonrasında neler olur; Wilson takıma döner mi? Broncos takım olarak dağılır mı? Oralar şu an için tam bir muamma.
AFC Doğu’daki playoff takımları son topta belli olacak.
Aaron Rodgers’ın New York Jets’e gelmesiyle birlikte tam bir cadı kazanına dönen AFC Doğu grubu, geçen seneki Buffalo Bills’in yaşadığı düşüşü de göz önünde bulundurulduğunda bu senenin en çekişmeli gruplarından biri olmaya aday bir grup olarak öne çıkıyor. Her ne kadar Buffalo Bills’in bu grupta süregelen bir dominasyonu olsa da geçen seneki yaşadığı sallantılar bu sene devam edecek gibi. Öte yandan Miami Dolphins’te Tua’nın sağlıklı bir şekilde tüm sezonu geçirmesiyle Dolphins, Bills ve Jets arasındaki yarışın son hafta, son maç, son topa kadar devam edeceğini düşünüyorum. Bills’in eskisi gibi alıp götürememesi, Jets’in Aaron Rodgers liderliğinde maç kazanma alışkanlığı yakalaması ve Dolphins’in Tua ile ligin en verimli hücumlarından biri olmasıyla bu grubun kaderi öyle kolay kolay belli olmayacaktır. Patriots ise yıllarca yediği hurmaların açısını bu sezon çekecek ve varlık gösteremeyecek olması da yine tahmine ek olarak söyleyebilirim.
Detroit Lions, NFC Kuzey’i ilk sırada bitirecek.
Takvim yaprakları 1993 yılını gösterirken Şöhretler Müzesi üyesi running back Barry Sanders önderliğindeki Detriot Lions, grubunu 10-6 bitirerek birinci sırayı elde ediyor ve sonrasında playoff’ta Green Bay Packers’a karşı mağlup olup post-sezon yürüyüşünü hemen sonlandırıyor. Lakin bu tarihten sonra bir türlü dikiş tutturamayan Michigan ekibi, playoff hasretini sonralarda dindirmiş olsa da bir türlü NFC Kuzey’i ilk sırada bitirmeyi başaramadı ve bu konu bir nebze kendileri aleyhine alay konusu oldu. Nitekim geçen sene peri masalı yazmaya çok yaklaşan ve son maçta playoff’u kaçıran Lions, en azından takım olarak iyi bir koç ekibine sahip olduğunu ve Jared Goff ile bu ligde yarışmacı olabileceğini gösterdi. Yeniden yapılanma adı altında bu kadar çabuk toparlanması beklenmeyen Motor City ekibi, özellikle geçtiğimiz yaz döneminde yaptığı hamlelerle birlikte bu sezon grubunun yükselen takımlarından birisi arasında yer aldı. Öyle ki geçen yıl 13 galibiyet alan Minnesota Vikings’in de bir nebze gerileyeceğini düşündüğüm senaryoda bu takım bu sezon 30 yıllık hasrete son verecek. O kadar. Başka yolu yok.
Arizona Cardinals, büyük bir yeniden yapılanmaya gidecek. Sezonu 0-17 bitirecek.
Tabii buna ne kadar cesur tahmin denir orasını siz okuyuculara bırakmak isterim. Nihayetinde Arizona Cardinals’ın değişime gideceği uzun zamandır konuşulmakla birlikte yaptıkları draft hakları ve oyuncu takaslarıyla da takımdaki dengeler yeniden kurulmaya çalıştıkları aşikâr. Şüphesiz ki as oyuncularıyla vedalaşmasından ötürü henüz lig başında iddiasını kaybetmesi ve beraberinde “yeniden yapılanma” sözcüğünü doğurdu. Öte yandan ligde bu zamana kadar yeniden yapılanmaya giden takımlara bakıldığında 2017 Cleveland Browns dışında en kötü takımların bile (2020 Jacksonville Jaguars gibi) en az bir maç kazarak ligi tamamladığına tanık olduk. Fakat her şey iyi giderken bir anda bu hale gelen bir takımın geçen sezonlarda kalitesini ispatlamış oyun kurucusundan bile yoksun olacak olması sezonu galibiyetsiz kapatması için ideal bir senaryoyu oluşturuyor. Buna ek olarak yaz süresince takımda olan yedek oyun kurucusunu bile sezon başlamadan takımdan gönderen Cardinals için olumlu konuşmak bu noktadan sonra bir hayli zor. Hele bir de Kyler Murray için “Bu sezon oynamayacak” haberlerinin gelmesi, Phoenix ekibinin sezonunu başlamadan bitiren etmenlerden. Tabii bu denli derin bir değişikliğe gitmelerinin altında yatan sebeplerden birisi de şu an NCAA’de USC’de oynayan Caleb Williams’tan başkası değil. İsmini bu sene de sık sık duyacağımız genç oyuncu, gerçekten de kolejdeki oyunuyla üzerine takım kurulabilecek bir isim olarak öne çıktığı tüm lig çevrelerinde dillendiriliyor. Neyse bu konunun sırası şimdi değil, o yüzden tekrar Cardinals’ın sezonuna dönersek, yaşanan ani değişiklikler sonrası üstüne bir de çaylak head koç ile oynayacak olmalarından dolayı bir galibiyet bile almaları sezonun sürprizlerinden olacaktır.
Bill Belichick, New England Patriots’taki en kötü sezonunu geçirip emeklilik kararı alacak.
Kurt hoca Belichick’in bu ligin en iyi koçlarından birisi olduğu su götürmez bir gerçek. Her ne kadar “Sahada koçlar oynamıyor” dense de bu adamın sahaya ve oyuncu grubuna etkisi azımsanmayacak derecede yüksek. Öte yandan uzun ve bol şampiyonluk içeren bir kariyeri ile adını altın harflerle lig tarihine yazdıran tecrübeli çalıştırıcı, bu sezon da ligin değerli isimlerinden biri. Nitekim her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi koç Belichick’in de kariyerinin bir sonu var ve bu durum çok uzak gözükmüyor. Öyle ki GOAT Tom Brady sonrasında işlerin hiç iyi gitmediği New England Patriots’ta yeni gelen oyuncu ve yardımcı koç grubuyla dikiş ne yazık ki tutmadı. En başta Belichick’in head koçluğun yanında genel menajer olma çabaları, yanlış yardımcı koç seçimleri, takımın yeni taşıyıcısı olması beklenen oyuncuların verimsizliği ve yine koç Belichick’in kendine has yaptığı ama hiç meyve vermeyen ve vasatı aşamayan oyuncu seçimleri sonrası Boston ekibi, yavaş yavaş eski şaşalı günlerinden sıradanlaşmaya doğru eğilim göstermeye başladı. Belichick’in bunu fark edip etmediği henüz biz uzaktan izleyiciler için bilinmez bir durum. Ancak kendisi eğer zamanının dolduğunu ve limandaki gemide kendisi için ayrılan yere binip “Ölümsüz Topraklara” (Yüzüklerin efendisi referansı bknz.) gitmesi gerektiğini anlaması bu sezonu bulabilir ve tıpkı Tom Brady gibi, daha fazla hırpalanmadan kariyerini sonlandırabilir. Şüphesiz ki şu an Patriots’un görüntüsünün de iyi olmadığı düşünüldüğünde sezon sonunda hazırlıklı olmak gerek.
Sezon bitiminde RB’ler gelecek sene antrenman kamplarına katılmayacaklarını açıklayacak.
Sadece bu off-sezon dile gelmiş gözükse de uzun yıllardır konuşulan running back kontratları meselesi ligin en büyük sıkıntılarından birisi. Nitekim, eski oyunculardan veya genel menajerlerden zaman zaman düzenleme fikirleri gelse de ligin bu konuda bir adım atmayışı ve bu pozisyonda oynayan oyuncuların birlik olmaya başlaması gelecek sezonlar için bizim için iyi; takımlar için pek hoş olmayan bir dramayı başlatabilir. Özellikle geçtiğimiz yaz döneminde Saquon Barkley üzerinden yürüyen ve diğer running backlerin de katıldığı tartışma sonrası gelecek sezon için de bir tepki mahiyetinde bir durum olabileceğinin göstergesi oldu. Bunun en muhtemel olanı ve aslında daha önce yakın zamanda Le’Veon Bell ve Melvin Gordon’dan gördüğümüz hold-out olarak düşünülebilir. Tabii bir diğer ihtimal ise antrenmanlarda görünüp hold-in şeklinde de bir tepki gelebilir. Bu tepkinin bireysel olarak değil de toplu olarak gelmesi ise asıl bu hususun büyümesini ateşleyici bir nokta olacak. Ligin ise bu konuda grev adı altında yapılacak bir duruma izin vermemesi oyuncuların lehine bir durum ortaya çıkaracaktır.
Bu sezon bir takım birden fazla iki beraberlik alacak.
Kulağa zor gelen tahminlerden belki de birinci sırada yazılabilecek olanı diyebiliriz. Hele ki mevcut lig serüvenlerinde bir tane beraberlik almak bile gerçekten takımların vasatlığının önemli bir göstergesi olabileceğini düşünmekteyim. Lakin bu sene bu durumu geçen senelere nazaran iki kere görmemizi mevcut takımlar içinde yeni oyun kurucusuna kavuşan ve henüz takım olarak bir baltaya sap olamamış takımlarımızın biraz fazla olması bu durumu düşündürmedi değil. Öyle ki en son bir takımın iki beraberlik aldığı sene 1973 olduğunu hatırlatmakla beraber NFL’in 1974’te uzatma kuralı getirdiğini peşine ekleyelim. 1973 yılında iki beraberlik alan takımlar ise Cleveland Browns, Kansas City Chiefs, Denver Broncos ve Green Bay Packers. Hadi bir adım daha ileri gidip hangi takımlar iki beraberlik alacak yazalım: Indianapolis Colts ve Houston Texans.
New York Jets – San Francisco 49ers Super Bowl’u: Aaron Rodgers Redemption ve Emeklilik.
Ve evet, geldik başta da belirttiğim o meşhur son maddeye. Bu sene ismini özleştirdiği Green Bay Packers’tan ayrılıp halefi Brett Favre’ın izinden giderek New York Jets’in yolunu tutan Aaron Rodgers, adım atar atmaz New York’un yeşillerini Super Bowl takipçisi bir takım haline getirdi. Hücum ve savunmada genç ve dinamik oyunculara sahip olan New York’un yeşilleri, yine oyunun her iki tarafında da ligde isim yapmış ve fark yaratma potansiyeli oyuncular barındırırken en büyük sorunu ve arayışı oyun kurucu olduğu bariz gözüken durumlardan biriydi. Rodgers ile bu yapbozun tamamlanmasıyla birlikte Jets’in efsanevi oyun kurucu Joe Namath sonrası yeniden süper kâseye ulaşması güzel bir hikâye olur elbet. Lakin bir de bunun Aaron Rodgers’ın bir türlü bileğini bükemediği San Francisco 49ers’a karşı olduğunu düşündüğümüzde işte o zaman tadından yenmez bir maç bizi bekliyor olacak. Tabii tahmin burada bitmemekle birlikte Rodgers’ın nihayet Lombardi Kupası’nı birkez daha kaldırıp kariyerini zirvede bitireceğini de ekleyelim ki işi biraz daha heyecanlı bir hale getirelim. Sonrasında istediği kadar inzivaya çekilip iç sesini doya doya dinleyebilir; bildiği bütün ritüelleri yapabilir…