Son altı sezonun beşinde TAFL Kulüpler 1. Ligi, diğer adıyla süper lig tam takımla yapılamıyor. Aslında istikrarlı bir şekilde her sene bir takım süper ligden çekiliyor ve son iki senedir de alınmıyor. Ben size olan biteni kendi gözümden anlatmak istedim yorumunu siz istediğiniz gibi yaparsınız.

Türkiye’ye döndüğüm ilk seneydi,  federasyonun başında Kortan Yurtseven, sağ olsun çağırdı, oturup konuştuk. Önümüzdeki yılları planladık ve ligin kademeli olarak gelişmesini tüm takımlarla iletişim kurulmasını ve daha fazlasını, yeni bir teknik kurul kurup hep birlikte planladık. Bu sayede her sene maçlar artacak. Artan maç sayısı ile orantılı olarak federasyonun gelirleri artacak, artan gelirlerle daha fazla takım desteklenecek ve lig her sene büyüyecekti. Ben beğenmiştim bu planı. Sadece Amerikan futbolunu değil federasyonun dört branşı içinde detaylı planlar yapılmıştı.

Sonradan Şahin Kömürcü’nün de aday olduğunu öğrendik. Kendisi de o zamanlar ben mali işlere karışırım size maç yapmanız için para bulacağım. Ligi kendiniz “Halledersiniz” dedi.

Başını İstanbul AFK Cavaliers’ın çektiği bir grup daha çok maç yapmak istiyordu ve anında maç sayısı artması için Şahin Kömürcü’yü desteklediler. O zamanlarda Amerikan futbolu delegeleri olmadan başkan seçmek imkansızdı. Sonuçta seçim kazanıldı ve maç sayısı bir anda artırıldı. Delege sayısı da aynı hızda düştü. O dönem ben madem yeni yönetim seçildi destek olunmalı, icraatlara bakılmalı, sabır edilmeli diye düşünenlerdendim ve bunu da yazdım eski yazılarda isteyen bulabilir. Bu sebeple teknik kurul davetini de kabul ettim. Ancak ne resmi olarak teknik kurula atandık ne de iyi niyetle yaptığımız çalışmalar sonuç verdi. En basiti tüm takımları bir çalıştayda toplayalım dedik. Ancak Şahin Kömürcü’yü ikna edemedik ve baktık çalışmak mümkün değil. Atanmadığımız kuruldan ayrıldık. Diğer arkadaşlardan devam edenler oldu.

2011 – 2012 Sezonuna kadar maçlar iyi kötü oynandı. En azından lig tam katılım ile devam ediyordu. Kaderin cilvesi bu ki iki sene geçip federasyon Amerikan futbolu delegesine ihtiyaç duymayınca federasyon desteği kesildi ve ilk kapanan takım 2008 seçimin de başı çeken Istanbul Cavaliers oldu. Lig de herhangi bir çalıştay ya da iletişim olmadığı için yerine takım çıkarılamadı ve lig yedi takımlı olarak oynandı. Aynı sene Boğaziçi Universitesi Spor Kulübü, takımı tescil etmediği için ilk maçında hükmen mağlup sayıldı ve nasıl olduysa lige Olimpik Akademi olarak ikinci haftadan devam etti.

2012 – 2013 sezonuysa kriz sezonuydu federasyon önce para yok lig olmayacak gidin nerede oynarsanız oynayın dedi. Daha sonra takımlar bir araya gelip organize olunca benden habersiz lig yapamazsınız, ben yaparım dedi. Baktı takımlar kendi ceplerinden her şeyi ödüyor, siz her şeyi yapın lig benim diyerek konuyu kapattı ve maçlar Mart 2013’te başladı! Tek devreli lig ve birinci ile ikinci final oynar şeklinde lig sonlandı.

2013 – 2014 sezonundaysa nasıl olsa takımlar her şeyi karşılıyor mantığı ile lig yine Kasım ayında başlatıldı.  Lig başvuruları her zamanki gibi düzensiz ve son ana kalınca Ankara Üniveritesi SK ligden çekildiğini açıkladı ve yine lig yedi takımlı olarak oynandı. Kasım’da başlayan lig aralar ertelenen maçlar derken Haziran da yapılan birinci ve ikinci takım arasındaki  finalle bitti. Yedi maçın oynanması yedi ay sürdü. Ligin problemlerini daha detaylı okumak isteyenler. NFLTR Forum sayfalarından “Football 2013 Krizi” konusunu aratıp okuyabilirler.

2014 – 2015 sezonu aynı sorunlar artık olmasın isteği ile takımların yazın Eskişehir’de ligin yeni takımının daveti ve Bostanlı SK (Dolphins) hariç tüm takımların davete icabeti ile başlamaya çalıştı. Problemler konuşuldu. Teknik kurula tavsiyelerde bulunuldu. Ancak ne sürprizdir ki toplantıya gelmeyen, asbaşkanımızın takımı Bostanlı SK, “Lige katılırım, katılmam, belki katılırım, oynasam mı?” derken sorun ayyuka çıktı. Bostanlıspor Kulübü başkanının NFLTR’ye yaptığı açıklamalar ile durumun ne olduğu belli oldu. (https://nfltr.com/2015/01/bostanlispordan-onemli-aciklamalar/) ve tabii ki lig YEDİ takımla oynandı. Bu açıklamaya kadar her hafta “Dolphins maça çıkacak mı, çıkmayacak mı?” temalı telefon görüşmeleri de hafızalara kazındı.

2015 – 2016 sezonunda artık işler problemsiz gider sorun olmaz diye düşünüyorsunuz değil mi? Bu sefer ligin yeni ekibi Sakarya’nın ev sahipliğinde ve sekiz takımın tamamının katılımı ile ortak kararlar ligin başlamasından aylar önce alındı. En önemli kararda ligin Şubat’ta başlamasıydı. Tam sonunda her şey yoluna girdi derken. Federasyonumuzun faks cihazı su koyu verdi. Bu sene yapılan tahkim incelemesinde ise 2014 yılında yapılacak mali genel kurul öncesi federasyonun, dâhiyane bir fikirle faks almamak için makinenin fişini çektiği ve kendisi ile iyi ilişkileri olan üyelere başka federasyonun fakslarını verdiği anlaşılmıştır. Aynı taktik kendisine muhalif gördüğü takımlara yapılmış ve Anadolu Rangers faksı alınmamıştır. Daha önce teknik kurulda olan arkadaşların lige katılacağını bilmesine rağmen Anadolu Üniversitesi SK, Şubat’ta başlayacak lige, Kasım’da başvurusunu zamanında yapmadığı gerekçesi ile lige katılmasına izin verilmemiştir ve lig yine eksik takımla oynanmıştır. Teknik kurul üyelerinden bir abimiz bu durum için İzmir’de bir nargile kafede yapılan kura çekiminde “Lige sekiz saat geç başvuran takımı alırsak, ligin marka değeri düşer” sözünü de söylemiştir.

2016 – 2017 sezonunda ise daha federasyon seçimleri yapmayı başaramadı. Alper Gerdaneri bu konuya değindiği için ben pas geçiyorum. Sezon hazırlıkları Eylül ayında, federasyon himayesinde haber verilen takımların katılması ile bir çalıştay yapılarak başlandı (Bu da bir gelişme aslında). Bu çalıştay sonucu teknik kurul bir dizi karar açıklamış, 4 Kasım son başvuru, 6 Kasım kura çekimi denmiş, lig de takım sayısı, maç sayısı artsın diye 10’a çıkarılmıştır (bunun tartışmasına hiç girmiyorum). Bu sefer eksik olmaz artık derken. Yine aldığımız duyumlara göre bir faks krizi ile Bu seferde ODTÜ Falcons lige alınmadı!

Bunun detaylarını bilmiyorum ama yakında fantastik bir açıklama bekliyorum. Federasyona neredeyse kayyum atanmak üzere iken bana bu davranış “Ben gidiyorsam sizi de götürürüm.” mantığı gibi geliyor. Yani bir telefon açıp şu belgeniz eksik şu güne kadar tamamlayın demek zor mu?

Kısaca sözün özü, 2011 – 2012 sezonunda beri doğru düzgün 1. Lig düzenleyen bir federasyonumuz var ve bu yapıda hala olsun buna da şükür diyenler varsa… Eeee ama yeter gayri demenin zamanı gelmedi mi? ÜNİLİG olmasa bu spor çoktan bitmişti. Gerçi ÜNİLİG statü gereği bizim federasyondan tam bağımsız hareket edemiyor. Tam bağımsız bir Üniversite federasyonu olsa Kulüpler Ligi’nin yine vay haline. Bende söylemesi sonra vay ben duymadım, vay ben bilmiyordum demeyin.