Artık gelenekselleşen, draft’ın kazanan ve kaybedenlerini ilan ettiğimiz yazımıza hoş geldiniz. Eğer burada yeniyseniz formatı tek cümleyle anlatayım; NFL’de henüz tek bir snap dahi oynamamış gencecik çocukların gelecekleri ve takımlarına yapacakları etkiye dair ahkâm kesiyorum. Doğru, tıpkı mock draft gibi. Bu formatlar draft döneminin vazgeçilmez ikilisidir. Eğer mock draft’lar üzerine bu yazı yazılmıyorsa güzel bir akşam yemeği üzerine tatlı yememişsiniz demektir. O tatlı mutlaka yenmelidir ve biz de tam olarak bunu yapacağız.

Daha önce eşi benzeri olmayan tarzda bir NFL Draftı deneyim ettik gerçekten de. Kliff Kingsbury’nin ulusal televizyonda nasıl hava attığını ve buna karşılık Zac Taylor’ın lise birinci sınıfa yeni başlamış gibi ne kadar efendi olduğunu gördük. Online draft işinin Bill Belichick’i pek sarmadığını ve muhtemelen draft’ın bir kısmını köpeğine yaptırdığına tanık olduk. Pek sevgili komiserimiz Roger Goodell’in de sıkıntıdan ve yorgunluktan dolayı nasıl şekilden şekle girdiğini de unutmayacağız. Ha bir de hava atmak demişken Jerry Jones ve 250 milyon dolarlık yatını atlamadan geçmeyelim. Umarız seneye ve ondan sonraki senelerde Goodell’in canlı olarak yuhalandığı, takımların war room içinden draft yönettiği ve her şeyin olması gerektiği gibi olduğu draft’lar izleriz…

KAZANANLAR

Minnesota Vikings

İş insanları draft etmeye geldiğinde Rick Spielman’dan iyisi az bulunur. 2013’ten beri yazdığım bu formatta sanıyorum ki en fazla Vikings’i kazananlar köşesine yazmışımdır. Spielman’ın da 2012’den beri GM olarak takımın başında olduğunu belirteyim. Vikings, 2020 NFL Draftı’nda gerçekleştirdiği 15 seçim ile yedi turlu sisteme geçildiğinden beri en fazla seçim yapan takım oldu. Draft haftasına girerken takımın en büyük üç ihtiyacının sırasız bir şekilde WR, CB ve OT olduğunu söylesem kimse itiraz etmezdi sanırım. Spielman ve Zimmer, ilk iki günde sadece bu ihtiyaçlara odaklandı. İhtiyaca göre draft yapmak çoğu zaman risklidir çünkü sizi paniğe iterek sıra değeri ve oyuncu değeri arasındaki uyumu yok sayarak sonrasında pişman olacağınız seçimler yapmanıza (Merhaba, Raiders) sebep olabilir. Vikings’i en büyük kazanan olarak görmemdeki en büyük neden ihtiyaç ve değer dengesini çok iyi tutturarak draft yapmış olmaları ki bana göre kusursuz draft bu demektir.

İlk tur 22. sıradan seçilen Justin Jefferson en başından beri takımın yeni hücum koordinatörü Gary Kubiak’ın istediği isimdi ve head koç Mike Zimmer’a göre onu draft edebilmek için takasla Eagles’ın önüne geçmeye bile çalışmışlar. Jefferson, bu sınıfın lige en hazır receiver’ı olarak öne çıkıyordu. Diggs’in ayrılığı sonrası büyük bir açığı kapatacak ve slot’ta oynayabilmesi sayesinde kısa süre içinde Cousins’in en sevdiği hedeflerden birisi olacaktır.

İlk turda yapılan ikinci seçim olan Jeff Gladney, yine Vikings’in üzerinde en çok çalıştığı oyunculardan birisiydi. Rhodes ve Waynes’in ayrılığı sonrası henüz çaylak yılında starter olarak görebileceğimiz bir oyuncu. İkinci turda seçilen Ezra Cleveland çoğu takımın ilk tur sonu olarak gördüğü bir oyuncuydu. Ligde tackle mı yoksa guard mı oynayacağı henüz belli olmasa da tahtada kalan en iyi offensive line oyuncularından birisiydi ve potansiyeline ulaştığı takdirde Vikings taraftarlarını memnun edebilir. Üçüncü turda yapılan Cameron Dantzler seçimi, Vikings’in tüm draft seçimleri arasında en çok beğendiğim seçim oldu. Çok başarılı bir Mississippi State kariyerine rağmen sadece combine’daki 4.60 saniye altındaki 40 yard koşusu nedeniyle üçüncü tura kadar düştüğünü düşünüyorum. Geçtiğimiz sezon tüm ülkenin belki de en iyi receiver performansını gösteren LSU’lu JaMarr Chase’i savunmayı başarabilen tek cornerback’ti Dantzler. Takımın ilk turda seçtiği cornerback Jeff Gladney’den daha başarılı bir NFL kariyeri olursa şaşırmayacağım. Son olarak son gün seçimlerine kısaca değinecek olursak dördüncü turdaki DE James Lynch ve yine dördüncü turdaki LB Troy Dye seçimleri beğendiğim seçimler oldu. Özellikle Dye, undersized olması nedeniyle bu kadar düşen bir oyuncu fakat sahada boyundan çok daha büyük oynuyor.

Dallas Cowboys

Draft’ın en büyük kazananı olarak Cowboys’u Vikings’e çok yakın olarak görüyorum. Yaptıkları bu muazzam draft’ta -en azından kağıt üstünde diyelim- şansın da çok büyük bir faktör olduğunu söylemem gerek. Ancak yine de ayağınıza gelen şansları değerlendirip değerlendirmemek de size kalmış bir şey ve Cowboys pardon, Jerry Jones bunu çok iyi değerlendirdi. Cowboys’un, Amari Cooper’a dev kontrat vermesinin ardından draft haftasına girerken alışveriş listesinin üst sıralarında wide receiver yazdığına kesinlikle inanmıyorum. Ancak draft akışı öyle bir hal aldı ki çoğu kesime göre sınıfın en iyi receiver’ı olan CeeDee Lamb’i karşılarında bulunca bu fırsatı geri çevirmediler haliyle. Lamb ve Cooper’ın oluşturacağı ikili NFC East defanslarına korkulu rüyalar gördürmeye yeterli. Biri top elindeyken diğeri de topsuz oyunda savunması çok zor oyuncular ve bu açıdan da birbirlerini güzel tamamlayacakları görüşündeyim.

İkinci tura geldiğimizde hedef, Byron Jones’un ayrılışıyla en zayıf pozisyona dönen cornerback’e takviye yapmaktı ve Cowboys’un en başından beri hedeflediği isim olan Trevon Diggs bir şekilde kucaklarına düştü. Cowboys’un Diggs’i alabilmek için takas aradığı ama bulamadığı ve kendi sıralarından bu oyuncuyu seçim şanslarının sadece %1 olduğu söyleniyor. Gerçekten inanılmaz şans. Diggs’in pozisyon için bilgisi biraz sınırlı olsa da sahip olduğu eşsiz fiziksel yetenek ve atletizm sayesinde ilk günden Cowboys’un elindeki en iyi cornerback olacaktır. Üçüncü turdaki Neville Gallimore seçimi belki de ilk iki turdaki seçimlerden bile daha büyük bir değer seçimi oldu. Defensive tackle zaten Cowboys için büyük bir ihtiyaçtı ve Gallimore gibi ilk tur sonu veya ikinci turda seçilmesi beklenen bir ismi üçüncü turda bulunca yine affetmediler. Gallimore, çabuk ilk adımı ve gücüyle iyi bir 3-teknik defensive tackle olabilir Cowboys için. Son olarak dördüncü turdaki Tyler Biadasz seçimi yine fazlasıyla değerli bir seçimdi. Biadasz, 2019 yılında draft’a girmiş olsaydı çok büyük ihtimalle ilk iki turda seçilecek bir oyuncuydu. Okulda kalma kararı yaşadığı sakatlıklar da birleşince pahalıya mal oldu. Frederick’in emeklilik kararı sonrası yıllardır ligin en iyilerinden olan Cowboys offensive line’ının akıbeti büyük merak konusu olmuşken Biadasz o pozisyon için ilk günden starter olabilecek bir oyuncu.

KAYBEDEN

Green Bay Packers    

Bundan üç, dört sene sonra burada yazdıklarım beni aptal gibi gösterecek olabilir ancak günümüz şartlarında baktığım zaman bu draft’ta Packers’tan daha büyük bir kaybeden göremiyorum. Aaron Rodgers’ın kariyerinin en verimli yıllarının sigortacı receiver’larla (Adams’ı tenzih ediyorum) heba edildiğine tanık olan Packers taraftarları için WR olarak tarihin en derin draft’larından biri olarak gösterilen bu draft çok önemliydi. Ancak üç günün sonunda onlarca wide receiver’ın seçildiği draft’ta Packers’ın seçtiği wide reciever sayısı kocaman bir sıfır. Sadece bu bile Packers’ın karnesine eksi yazmaya yetecekken ilk turlarda yapılan tartışmalı seçimler olaya daha da fazla renk katıyor.

Packers, eninde sonunda Rodgers sonrası hayatı planlamaya başlayacaktı, bunda kesinlikle bir beis yok ancak zamanlamanın ne kadar doğru olduğu tartışılır. Bana kalırsa Rodgers’ın önünde en kötü ihtimalle en az üç, dört senelik bir başarı penceresi hala var. Elinizde ligin en iyi iki QB’sinden biri varken (diğeri Mahomes, kimse kusura bakmasın) ve hala başarılı olma penceresi açıkken yapacağınız şey gelecekten ziyade bugünü düşünmek olmalıydı bana kalırsa. İlk turdan geleceğin QB’sini seçmek ise yoktan yere bir tartışma çıkarmaktan fazlası değil. Öncelikle şunu söyleyeyim, bu konunun Jordan Love’un yeterli olup olmamasıyla alakası yok. Aksine Love, benim potansiyeline çok güvendiğim bir oyuncu. Ancak yakın geçmiş bizlere gösterdi ki eğer ilk turdan bir QB seçiyorsanız planladığınız gelecek çok yakın bir gelecek. Rodgers’ın geleceği konusunda suların yakın bir zamanda durulmayacağı aşikar. Diğer seçimlere gelecek olursak ikinci turdaki A.J. Dillon ve üçüncü turdaki Josiah Degura seçimleri bizlere Matt LeFleur’un tamamen koşu odaklı bir takım planları yaptığının göstergesi. Dillon, tek boyutlu bir power runner, Degura ile TE/FB olmasının yanı sıra blok yeteneği ile bilinen bir oyuncu. Vikings kısmında bahsettiğim seçim değeri ve oyuncu değeri oranı bu iki seçimde hiç yoktu. Özellikle Dillon, bana göre Packers’ın hiç ihtiyacı olan bir oyuncu değildi ve onu alabilmek için çok yüksek ve değerli bir seçim hakkı kullanıldı. Draft sınıfının kalanına baktığım zaman dikkate değer başka bir oyuncu göremiyorum. Packers’ın bu draft sınıfını kurtaracak tek gelişme Jordan Love’un potansiyel kilidini açarak Mahomes tarzı bir oyuncuya dönüşmesi olur…