Merhaba değerli NFLTR.com okurları. Uzunca bir aradan sonra tekrar sizlerleyiz. Bu yazımızda Cardinals’in free agency hamlelerinden ve draft seçimlerinden bahsedeceğiz ama öncesinde dilerseniz kısaca 2021 sezonunu tekrar hatırlayalım.
Arizona Cardinals 2021 sezonunda beş yıl aradan sonra ilk defa normal sezonda 11-6’lık bir skor yaparak playoff’a girmeyi başarmıştı. Sezona 7-0 başlayan Cardinals, o dönemlerde NFC’nin en büyük Super Bowl adayı gibi görünmesine rağmen sezonun kalan bölümünde yaşanan sakatlıklar, COVID-19 testi pozitif çıkan oyuncular ve bazı koç hataları nedenleriyle takımın ivmesini kaybetmesiyle sezonun kalan bölümünü 4-6 bitirmişti. Wild Card turu maçında ise sezonu şampiyon olarak bitiren kendi grup rakibi Los Angeles Rams’e karşı ağır bir yenilgi alarak playoff’a erken veda etmişti.
Geçtiğimiz sezona kısaca değindikten sonra isterseniz sezonun bitimiyle birlikte yaşanan gelişmelere geçelim.
Öncelikle en üst kademeden başlayacak olursak, sezonun bitimiyle birlikte GM Steve Keim ve Head Koç Kliff Kingsbury’nin kontratları 2027’ye kadar uzatıldı. Keim ile ilgili olarak özellikle DeAndre Hopkins takasındaki başarısı ile taraftarlar nezdinde pozitif bir imajı olmasına karşın Kliff Kingsbury için aynı şeyi söylememiz biraz zor. Bazı taraftarlar Kingsbury ile devam edilmesini pek de hoş karşılamadılar. Yazılarımıza başladığımızdan beri sıkça yakındığımız gibi basit, tahmin edilmesi kolay ve rakip savunma koçları tarafından sezonun yarısında sistemi çözülmesine karşın sürekli aynı oyunları oynatmaya çalışmasıyla meşhur olan koç Kingsbury, açık konuşmak gerekirse 3 sezondur kendisini beklediğimiz ölçüde geliştiremedi. Her sezon öncesi yazılarımızda umarız kendini geliştirir söyleminde bulunsak da artık bunu söylemekten biz de çok yorulduk. Vardır takım sahibi Michael Bidwill’in bir bildiği diyerek Allah’a emanet bir sezonun daha bizi beklediğinden endişeli bir şekilde oldukça kısır geçen off-season’u izlemeye devam ediyoruz.
Oyuncu kadrosuna geçtiğimizde ise sezonun hemen ardından garip bir şekilde başlayan “Kyler Murray draması” gündemi uzunca bir süre meşgul etti. Süreç, Kyler Murray’nin tüm sosyal medya hesaplarındaki Arizona Cardinals ile alakalı paylaşımlarını kaldırmasıyla patlak verdi. Kontratının henüz üçüncü yılını tamamlamış olan Murray muhtemelen menajerinin yönlendirmesiyle erken bir kontrat uzatımı talebiyle kazan kaldırdı. Menajerinin yayınladığı manifestolara kulüp yönetimi de karşı bir manifesto ile Murray’nin yeni kontrat için daha fazlasını başarması gerektiği anlamına gelecek bir yanıt verdi. Bir süre adeta “Küstüm! bana ne oynamıyorum” gibi çocukça tavırlarını sürdüren Murray daha sonra ağız değiştirdi ve “Cardinals ile Super Bowl kazanmak istiyorum” gibi söylemlerle şimdilik talebinden vazgeçmiş gibi görünüyor. Anlaşıldığı kadarıyla taraflar sözleşme uzatma konusunu şimdilik kaydıyla rafa kaldırdılar. Son olarak Cardinals, Murray’nin beşinci yıl opsiyonunu kullanacağını açıkladı.
Murray dramasının ardından Mart ayındaki free agency dönemi Linebacker Jordan Hicks’in serbest bırakılmasıyla başladı. Cardinals’ın gelecekteki yapması gereken hamleler ve takımdaki LB bolluğu nedeniyle özellikle de geçtiğimiz yılın ilk tur seçimi Zaven Collins başta olmak üzere artık genç oyunculara şans vermek adına Hicks release edildi. Bu haber her ne kadar bizi başta biraz üzse de Cardinals’da Linebacker’dan bol bir şey olmadığı için aslında pek de bir kayıp yok denebilir.
Salary cap’te yer açabilmek amacıyla serbest bırakılan diğer isim ise beklendiği üzere DT Jordan Philips oldu. İki sezon önce Buffalo’dan gelen Philips, geçtiğimiz sezon sakatlık nedeniyle önemli maçlar kaçırmıştı ve açıkçası bu yıl dokuz milyon dolarlık kontratının karşılığını vermesi beklenmediği için mantıklı bir hamle ile kesildi.
Hemen ardından çaylak kontratını tamamlayan ve salary cap’te verilebilecek bir para olmadığı için yeni bir kontrat önerilemeyecek olan WR Christian Kirk tüm piyasanın dengesini bozacak derecede çok uçuk bir rakama Jacksonville Jaguars ile anlaşma imzaladı. Dört yıllığına 84 milyon dolara anlaşan Kirk en çok kazanan WR’lerden biri oldu. Herkesin de söylediği gibi kesinlikle bu kadar parayı hak eden bir oyuncu değil fakat Trewor Lawrence’a tecrübeli bir silah eklenmesi Jaguars için güzel bir hamleydi. Tek sıkıntısı ise verilen rakamın çok gereksiz olması. Böyle durumlarda tabii ki aklımıza Hopkins takası geliyor. Aradaki uçurum farkını hak eden bir oyuncu olmasa da Jaguars’a yeni silahıyla bol şanslar dileriz.
Yeni kontrat verilemediği için takımdan ayrılan bir diğer önemli isim ise RB Chase Edmonds oldu. Geçtiğimiz sezonun özellikle ilk yarısında James Conner ile birlikte iyi bir ikili olan Edmonds, sezonun ikinci bölümünde sakatlıklar ve Conner’ın daha fazla ön plana çıkmasıyla birlikte biraz geri planda kalmış olmasının da etkisiyle takımda tutulmadı ve Miami Dolphins’in yolunu tuttu.
Biz Cardinals taraftarlarını en fazla üzen gelişme ise bir önceki offseason döneminde kontratı uzatılmadığı için sezonun bitiminde ayrılması neredeyse kesinleşmiş olan savunmanın uzun yıllardır en önemli ismi olan Chandler Jones’un Las Vegas Raiders ile anlaşması oldu. Cardinals formasıyla 2016 yılından beri toplam 73,5 sack, 207 solo tackle ve 23 fumble’a zorlama istatistikleriyle kariyerini tamamlayan Chandler Jones, Cardinals taraftarlarının kalbinde her zaman özel bir yere sahip olacak.
Bu kayıpların ardından kadroda tutulan oyuncular ise sırasıyla TE’ler Zach Ertz, Maxx Williams, WR A.J. Green, RB James Conner, QB Colt McCoy, DL Michael Dogbee, LB Dennis Gardeck, LB Zeke Turner, LS Aaron Brewer, S Charles Washington ve CB Antonio Hamilton oldu. Özellikle Ertz, Williams ve Conner ile üçer yıllık imzalanan kontratlar takımın geleceğini açısından çok önemli oldu. Uzun yıllar boyunca tight end’ler ile pek işi olmayan Cardinals geçen sezonun içinde kadrosuna kattığı tecrübeli oyuncu Zach Ertz ile beraber yeni oyunlara gidilmişti ve gayet de başarılı olunmuştu. Uzun bir süre daha kendisini Kyler Murray’nin bir silahı olarak görmek bütün taraftarları mutlu etti. Cardinals ile geçen sezon tanışan tecrübeli RB James Conner ile imzalanan bu kontrat ise aynı şekilde takımın geleceği açısından çok önemli bir hamle oldu.
Free agency döneminde dışardan kadroya katılan tek önemli isim ise eski Minnesota Vikings CB’i Jeff Gladney oldu. Vikings’in 2020 yılı ilk turundan seçtiği Gladney, çaylak sezonunun sonunda aile içi şiddet suçlamaları nedeniyle takım yönetimi tarafından serbest bırakılmıştı. Yargılama sonucunda suçlu bulunmayan Gladney ile iki yıl için dört milyon dolarlık sözleşme imzalayan Cardinals bu sorunlu mevkiye oldukça iyi bir transfer gerçekleştirmiş oldu. Ancak ne yazık ki hayatta her zaman her şey umulduğu gibi gitmiyor. Malesef hayat ona bu yeni başlangıcı yapma şansını tanımadı ve Gladney bu yazının yayınlanacağı 30 Mayıs günü geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını kaybetti. Sevenlerinin, ailesinin ve tüm NFL camiasının başı sağolsun. Huzur içinde uyusun.
Bu üzücü gelişmenin yanı sıra kadroya eklenen diğer FA isimler ise eski Vikings oyuncusu LB Nick Vigil ve eski Giants oyuncusu OL Will Hernandez oldu. Bu sene bir iç saha maçını Meksika’da oynayacak olan Cardinals için Hernandez’in varlığı hücum hattından ziyade Mexico City billboard’larındaki pazarlama hamleleri için daha önemli olacak gibi duruyor.
Salary cap sıkıntısı yüzünden çok fazla dış transfer yapamayan Cardinals kalan eksiklerini ise draftten kapamaya çalıştı.
Şimdi de draft seçimlerini değerlendirelim.
1. Tur: Marquise Brown + 3. Tur Hakkı Karşılığı Baltimore Ravens ile Takas
Cardinals için draftın ilk turundaki 23. Sıradaki seçim hakkı için farklı beklentiler dile getiriliyordu. Kimi yazarlar özellikle Chandler Jones’un ayrılığı sonrası bir Edge seçileceğini, bazı yazarlar ise Kirk’ün ayrılığı sonrasında draftın zengin WR sınıfı içerisinden bir WR seçilmesini bekliyordu. Açıkçası bize daha makul görünen bir Edge seçimiydi. Özellikle Purdue çıkışlı Edge rusher George Karlaftis’in 23. Sıradan seçilme ihtimali pek çok mock draftte yazılmıştı (Karlaftis, 30. sıradan Chiefs tarafından seçildi) Ancak seçim hakkı yaklaşırken herkesi şaşkına çeviren bir haber ile Cardinals yönetimi bu hakkını Kyler Murray’nin Oklahoma’daki en önemli silahı wide receiver Marquise nam-ı değer “Hollywood” Brown ve üçüncü turdaki 100. sıradaki seçim hakkı karşılığında Baltimore Ravens’a takas etti. Marquise Brown’un ilk tur hakkına değecek bir oyuncu olup olmadığı hâlâ tartışılsa da biz bu hamleyi çok beğendik. Aynı anlarda Philadelphia Eagles’da 18. Sıradaki hakkı ile birlikte üçüncü tur hakkını da vererek Tennessee Titans’dan A.J. Brown’u almıştı. Üzerine de Brown’a 100 milyon dolar değerinde kontrat verildiği düşünüldüğünde, Marquise Brown’u ilk tur seçimi olduğu için önümüzdeki iki yıl boyunca çaylak kontratında oynatacak olmanın da avantajıyla birlikte, hem Christian Kirk’ün eksikliğinin potansiyeli daha yüksek bir isimle kapatılması hem de Kyler Murray’nin kolejden arkadaşı olması nedeniyle bu takas taraftarları çok mutlu etti. Açıkçası bu takas sonrasında takımın en büyük hücum silahı DeAndre Hopkins’in madde kullanımı kurallarını ihlal nedeniyle altı maç ceza alacağının ortaya çıkması da bu takasın gerçekleşmesinde çok önemli bir etken olmuş gibi görünüyor.
2. Tur, 54. Sıra: Trey McBride TE, Colarado State
İlk tur hakkını takas eden Cardinals için ikinci turda Chandler Jones’dan doğacak boşluğu doldurmak üzere bir seçim yapılmasını bekliyorduk. Ancak 54. seçim için sıra Cardinals’a geldiğinde draftin en iyi TE’i olarak gösterilenTrey McBride’ın hala tahtada olmasını fırsat bilen Keim seçimini ondan yana kullandı. Geçtiğimiz sezonu 90 pas yakalayış ve 1.121 yard pas yakalama ile bitiren ve bu performansı ile All-American first team’e seçilen Mackey ödülünün sahibi McBride ile Cardinals, geçtiğimiz sezona kadar yıllar boyunca verim alamadığı bu mevkide çok iyi bir ekibe sahip olmuş oldu. TE pozisyonunun daha geç olgunlaşmasını da göz önüne aldığımızda McBride’ın uzun yıllar boyunca bu pozisyonu çok iyi doldurabileceğini düşünüyoruz. Maxx Williams’ın sakatlıktan nasıl döneceğine bağlı olarak bu sezon dahi hücuma önemli katkılar sağlayabilir.
3. Tur, 87. Sıra: Cameron Thomas, Edge, San Diego State
Üçüncü tura geldiğimizde ise artık Allah’ın emri olarak edge seçimi yapılması gerekiyordu. Chandler Jones gibi uzun yıllardır dominant performanslarını izlediğimiz bir oyuncunun boşluğunu tek bir çaylakla doldurmak kolay olmayacağından, “bir çaylaktan daha iyi olan şey iki çaylaktır” mottosu ile hareket eden Cardinals, bu turda kendi hakkının yanı sıra Baltimore’dan takasla gelen hakkıyla birlikte iki tane edge seçimi yaparak Jones’un boşluğunu doldurmayı umuyor.
Bu seçimlerin ilki olan Cameron Thomas, geçtiğimiz yılı toplam 61 QB baskısı, 20.5 tackle ve 10.5 sack’lik performansı ile kapattı. Thomas, takımın şu an için en önemli OLB oyuncusu olan Markus Golden’ın karşı tarafında muhtemelen en fazla göreceğimiz isim olacak ve şu an için doğrudan katkı vermeye aday ilk oyuncu gibi görünüyor,
3. Tur, 100. Sıra: Myjai Sanders, Edge, Cincinnati
İkinci edge seçimi olan Myjai Sanders ise kafalarda biraz soru işareti oluşturan bir seçim oldu. Geçtiğimiz sezonu sadece 2.5 sack ile kapatan Sanders, bir pass rusher için ince sayılabilecek fiziği ile de bu pozisyon için kadrodaki diğer oyunculara tamamlayıcı olmak üzere seçildiği izlenimi uyandırıyor ve dolayısıyla savunmaya doğrudan katkı verme ihtimali az olan bir oyuncu için yüksek sıradan bir seçim yapıldığını düşündürüyor. Öte yandan çabukluk avantajı ile special teams’de kendisini sıkça görebiliriz.
6. Tur, 201. Sıra: Keontay Ingram, RB, USC
Dördüncü ve beşinci turda seçim hakkı olmayan Cardinals, altıncı turdaki seçim hakkını USC çıkışlı RB Keontay Ingram’dan yana kullandı. Chase Edmonds’ın ayrılışı sonrasında James Conner’a work horse rolü verilecek olsa da arkasında güçlü bir destek ekibi olması gerekiyor. Ingram’ın seçildiği esnada, Ty Chandler ya da D’Vonte Price gibi potansiyeli daha yüksek görünen isimler hala tahtada olsa da pas yakalama özelliği nedeniyle Keontay Ingram’ın bu oyuncuların önünde seçildiğini düşünüyoruz. Şimdilik Jonathan Ward ve Eno Benjamin’in ardında kalmasını bekleyebiliriz.
6. Tur, 215. Sıra: Lecitus Smith, OG, Virginiza Tech
Geçtiğimiz yıl Rodney Hudson’ın katılımıyla önceki sezona kıyasla daha iyi bir performans gösteren OL ünitesinde özellikle sezonun ikinci yarısındaki sakatlıklar sebebiyle bazı sıkıntılar yaşanmıştı. FA’de gelen Hernandez’in yanı sıra OL için bir diğer takviye de draft’ın altıncı turundan Lecitus Smith’in seçilmesiyle yapıldı. Smith, özellikle geçtiğimiz sezon OL’ın en çok aksayan mevkii olan RG pozisyonunda Justin Murray ve Josh Jones ikilisine bir alternatif olması adına kadroya eklenen bir oyuncu oldu.
7. Tur, 244. Sıra: Christian Matthew, CB, Valdosta State
Veteran CB Robert Alford’ın üç yıl boyunca bıktıran sakatlıklarının ardından ona yeni bir kontrat vermeyen Cardinals’ın CB pozisyonunu zenginleştirmek adına seçtiği Christian Matthew sezon öncesi kamplarında kendini kanıtlamaya çalışcak. Geçtiğimiz sezon Rasul Douglas gibi bir ismi practice squad’da fark edemeyen ve Green Bay Packers’a adeta armağan eden Cardinals için umarız Matthew, kadroya katkı sağlayacak bir isim olur.
7. Tur, 256. Sıra: Jesse Luketa, LB, Penn State
Son yıllarda üst turlardaki draft haklarını LB’ler için kullanan Cardinals’da bu sezon son tura kadar LB seçimi görmemek bizi oldukça şaşırttı. Ancak drafti LB seçmeden kapatmak bizim kültürümüze uymayacağı için Jesse Luketa’ya aramıza hoş geldin diyoruz. Yine special teams için yapılan bir seçim olarak görünüyor
7. Tur, 257. Sıra: Marquis Hayes, G, Oklahoma
Drafti Oklahoma ile açan Cardinals kapanışı da yine Oklahoma’dan yaptı. Bu seçim de açıkçası Kyler Murray’nin gazını almak adına yapılmış gibi görünüyor. Muhtemelen önümüzdeki iki yıl içerisinde sahada yer alması pek beklenmeyen Hayes bu süre zarfında iyi bir gelişim gösterebilirse belki gelecek için kadroda kendisine bir yer bulabilir.
Bu hamleler neticesinde geçtiğimiz yıla nazaran kadronun pek de güçlendirildiğini söylemek zor. Ancak umarız off-season’un kalan bölümünde kadroyu güçlendirecek hamleler görürüz.
Sezon öncesinde yeni sezona dair beklentilerimizle yeniden görüşene kadar hepinize iyi tatiller diliyoruz…