12.Adamın başkentinden tüm NFLTR.com okuyucularına merhaba. Yaz sıcakları etkisini göstermeden ve 2014 Brezilya Dünya Kupası başlamadan bir iki ay önce big boss Kaan Özaydın bana whatsapp’tan mesaj atıp: “Şampiyonluktan sonra sesin soluğun çıkmıyor, kontrat senesinde oynayıp sonra yatan NBA oyuncuları gibi oldun. Seattle draft yazısı yaz da kuzeybatıdan haberimiz olsun.” dedi. Geç oldu güç olmadı… O sürede koçumuzun biyografisini kaleme alıp Dünya Kupası’nda NFL soluğu hissetmek adına bu yazıyı bu tarihe denk getirdim.
Draft yazısında gelen/giden oyunculara da değinmeden olmaz. Özellikle hücum hattında önemli isim seneye lacivert yeşil formayı giymeyecek. Önceliği Seattle’ın geleceğine(?) gençlerine verelim.
Bu seneki draft bizim açımızdan sezonumuz kadar güzel ve heyecanlı geçmeyecekti. Zira ilk tur seçimimiz yoktu ama eldeki imkanlarla maksimum kar elde etmek gerekiyor. Dokuz oyuncu seçtik, bunların biri beş ve yedinci turda, ikisi iki ve altıncı turda, üçü de dördüncü turda seçildi. Seattle’dan kilometrelerce uzakta yiğidin harman olduğu Anadolu’da bir atasözü vardır: Adam olacak çocuk yaptığı işten belli olur. İlk yan cümleden sonra atasözünün farklı deyişleri mevcut, her versiyonunu da yazmayalım.
1- Paul Richardson #10 (WR – Colorado)
İkinci tur 13. sırada seçilen Paul Richardson’ın en büyük özelliği muhteşem sürati. Topu yakaladığı an gözü endzone hariç hiçbir şeyi görmemekte. Geçen sene 83 kez topla buluşup 1,343 yardı 10 TD ile taçlandırdı. Köşe deparlarında daha etkili olan Paul Richardson tackle’lar ile kolay kolay indirilebilecek biri de değil. Aynı turda sırasıyla Denver Broncos, Green Bay Packers, Indianapolis Colts tarafından draft edilen Cody Latimer, Davante Adams ve Donte Moncrief ile farklı bir yarış içine gireceğini düşünüyorum. Sürat ve çeviklik mevzunda ş an için en başarılısı Paul Richardson. Gelişimini devam ettirebilirse NFL’in en hızlı ve can yakıcı wide reciever’larından biri olması işten bile değil. Colorado’dan bu sene draft’a giren dokuz oyuncu içinde sadece Richardson seçilebildi. Yer yer punt returner olarak da faydalanabileceğimizi düşünüyorum. Seattle hücumlarında gözünüz Colorado’dan gelen bu çocukta olsun, bizi sokağa dökebilecek anlara imza atabilir.
2- Justin Britt #68 (OT – Missouri)
Bulunduğu pozisyonun ihtiyacını karşılayan fiziğiyle Justin Britt, Missouri ve içinde yer aldığı SEC gibi önemli bir konferansta mücadele etti. O-Line çizgisinde sağ/sol kanat ve ortada oynayabiliyor. Yukarıdaki satırlarda Paul Richardson’ı hız ne kadar tanımlıyorsa, Justin Britt için hantallık tanımın adıdır. Özellikle sol kanatta cutlarda ciddi zaafları var. Rakip D-Line’ındaki rakibini ilk hamlede alamadığında hantallığından ve sınırlı bilek hareketlerinden ötürü yakalamakta çok zorlanıyor ki blok, fumble, sack riskleri konusunda Russell Wilson’ın başını ağrıtacaktır. Seattle’mızın O-Line’ı gayet sağlam. Abilerinden çok şey öğrenecektir Justin Britt. Savunmada sağlam ve büyük ciğeri olan Seattle’a gelmesi onun için büyük bir kazanç ama aynı şey Seattle için geçerli olacak mı, bilemiyorum.
3- Cassius Marsh #91 (DE – UCLA)
Lacivert yeşil formayı giymesini heyecanla beklediğim önemli isimlerden biri de Cassius Marsh. Zamanında Jacksonville, Pittsburg ve Kanada ekiplerinden Saskatchewan’de wide reciever olarak top koşturan Curtis Marsh Sr. da kendisinin babasıdır. Ayrıca baba yarısı amcası da NFL’de mücadele eden isimlerdendi. Aile soy ağacında NFL’in izlerini görmekteyiz. Cassius için bu muazzam bir kazanç, olağanüstü bir avantaj. Her ne kadar pozisyon olarak farklılık olsa da ailesinin oynadığı çimlerde oynamak çok şey kazandıracaktır Cassius’a. Başarılı oyuncuların çocukları genelde çok başarılı olamaz, belki de Cassius Marsh bunun istisnalarından birisi olacaktır. 1.95 metre, 114 kilo ağırlığında ve dördüncü tur sekizinci sıra seçimi. Califiornia’da geçen son sezonda 52 müdahalede altı sack’a ulaştı. Ondan ümidimin büyük olmasının sebebi ise QB’i indirmek için boy/kiloya tezat bir şekilde kalabalık içinde attığı deparlar, sporun hakkını veren gürbüz müdahaleler. Hırslı bir oyuncu olması nedeniyle takımımıza kısa sürede uyum sağlayacağını ve Richard Sherman gibi hırslı egoların arasında kendine yer edeceğini düşünüyorum. Cliff Avril, Michael Bennett gibi tecrübeli mevkidaşlarının yanında oynayarak kısa sürede büyük işler başaracaktır. Hücumda gözünüz Paul Richardson’dayken top rakibe geçtiğinde Cassius Marsh’ta olsun. Pete Carrol’un sakızını paylaşabileceği isimlerden.
4- Kevin Norwood #81 (WR – Alabama)
Hoş geldin kolej takımımdan yetişen Kevin Norwood. Alabama NCAA’in en köklü takımlarındandır. Kevin Norwood da böyle kaliteli bir okulun futbol akademisinden draft ile NFL’e merhaba diyecek bir yıldız adayı daha, demek isterdim ama zamanlaması, zıplaması ve yetiştiği ekol dışında pek de bir artısı bulunmayan bir wide reciever. Bizim kavgalı ve magazinsel futbol programlarımızda tartışılacak olsa eski hakem veya futbolcu ağabeylerimizden biri çıkıp da, “Kevin Norwood ligde tutunsun, üstüne beş TD yapsın ben de üstümdekileri çıkarıp bikini giyerim.” diyebilirdi belki de!.. En basitinden Fenerbahçe, Sevilla’yı Şampiyonlar Ligi’nde elerse bikini giyeceğim diyenlerin ne bikini, ne mayokini giydiğini gördük. İşi magazin yazısına çevirmeden konuyu kapatıyorum. Hayal kırıklığıyla kapatılan Alabama sezonunda 38 kez topla buluşan Kevin 568 yard topu ilerletip yedi kez endzone’a topla girmeye muktedir oldu. Etiket muhteşem, Alabama ancak NFL’de etiket başarı için yeterli değil. Trent Richardson–Indianapolis Colts bu yazıyı okuduktan sonra “Abi bunun en güzel örneği benim” diye tweet atabilir.
5- Kevin Pierre-Louis #58 (OLB – Boston College)
Bu çocukta takipçilik bir harika dostum. Rakip hücumu koşu oyunundan ziyade pas oyununu seçerse ve geniş alana yayarsa; açık alan bulan Kevin Pierre dişleri yeni çıkan bir yırtıcı hayvana dönüşüyor. Birkaç fırın daha ekmek yemesi gerekiyor, yolu uzun ama maden ışıldıyor. QB koşu oyunlarında kendisine boş koridor yapmada bir dahi. Oyun alanını ve oyunun akışını görmede Steve Nash’vari bir yeteneği var. Sezon içinde koltuklarımızdan fırlamamızı sağlayacak tackle, sack, fumble ve interception’lara kapı açabilir. Geçen sene altı sack yaparken 104 müdahalede bulunmuş ve bir interception’ı koşuyla tamamlayıp TD’ye dönüştürmüş. Algı, sürat, zeka bu çocuğun savunmasındaki tanım üçgeni.
6- Jimmy Staten #67 (DT – Middle Tennessee State)
Beşinci turun 32. sırasında seçtiğimiz Jimmy Staten, defensive tackle mevkisinden eve ekmek götürmekte. 1.93 metrelik ve 141 kiloluk çam yarmamız Jimmy Staten 3&1or inch, 4&1 or inch veya goal line koşularını engellemede veyahut blitz’lerde işimizi görebileceğine inandığımız için aldığımız bir çocuk. İnanmasak almazdık değil mi..?
7- Garrett Scott (OT – Marshall)
Marshall kolejinden 8 öğrenci drafta girmişti ve içlerinden evine sevinçle dönen tek kişi Seattle Seahawks tarafından 6. tur 23. Sıradan seçilen Garrett Scott oldu. Kolej kariyerinde 4 yılda 41 maça çıktı, 1.98 metre ve 134 kiloluk Garrett fiziki zenginliğini sahada güce dönüştürme konusunda sıkıntılar yaşıyor. Buna rağmen O-Line için önemli bir meziyet olan zamanlamaya sahip ve gerek zamanlama gerek rakiple ilgili cezaları almayan, hatta neredeyse park cezası bile bulunmayan bir oyuncuydu. Offensive tackle mevkisi Seattle için yeterli durumda, bu yüzden Garrett için ligde gitmemesi gereken takımlardan biriydi Seattle. Kalp rahatsızlığı tespit edilen Garrett Scott’ın 23 Mayıs 2014 itibariyle takımla ilişkisi kesildi. NFL rüyası başlamadan bitti belki de.
8- Eric Pinkins #39 (S – San Diego State)
1991 doğumlu Eric Pinkins kariyerine özel takımlarda başladıktan sonra şu anki mevkisine geçti ve 33 maça çıktı. Her sene tackle’larında gözle görülür bir artışa imza attı. Kendi bölge koşularında, gölge koşularda/preslerinde ve bloklarında fiziği -özellikle aktif elleri- ile atletizmini harmanlamış. Yardım savunmasında, ters alan koşusunda ve yan çizgi mücadelelerinde gitmesi gereken yol çok. Strong safety olarak takıma katkı sağlayabilir ama free safety anlamında ağabeylerinden eğitim alması, tecrübelenmesi gerekiyor.
9- Kiero Small #34 (FB – Arkansas)
1.76’lık boyu ve kısa kollarıyla başta Seattle’da, sonra NFL’de kendine mütevazı bir yer edinmek isteyecektir. İşi hiç de kolay değil. Kalıp (size) olarak pozisyonu için eksisi kocaman olsa da kısa mesafe koşuları için nispeten iş görebilecek bir yetenek. Kısa mesafe koşularında kadife ayak bilekleri ve blokları okuyup boş koşu koridorları bulma açısından kalburüstü bir FB bizim takımı bekliyor. Derrick Coleman ve Spencer Ware en önemli dostları ve rakipleri olacak. Alt etmesi bakımından işi imkansız değil. Ama Pete Carroll’ın oyun sistemi gerek Marshawn Lynch gibi bir kahramanın gölgesinde olmak onun işini epey zorlaştıracaktır. Seçildiği yer ve sıra olarak bizim ondan fazla beklentimiz yok. Hayal kurmak ve bunları gerçekleştirmek ona kalmış.
Draft edilen oyuncularım draft sonrası Seattle’a gelerek ayaklarının tozuyla tesislerimizi ve kulüp binamızı gezdi. Uzun lafın uzun olmayanı Paul Richardson, Cassius Marsh, Kevin Pierre sahada zevkle izleyeceğimizi düşündüğüm isimler. Bu üçlüden kendi çaplarına göre büyük işler beklemekteyim. Draft bölümüne burada noktayı koyup sezon öncesinde bize katılan/sözleşme yenileyen oyuncuların adlarını da burada telaffuz edelim: Akeem Augustine, Phil Bates, Arceto Clark, Cooper Helfet Michael Brooks, Dewayne Cherrington, D’Anthony Smith , Jared Smith, Travis Beckum, Terrance Parks, Mike Taylor, Chris Matthews, Lemuel Jeanpierre, Jeron Johnson, Stephen Schilling , Jorgen Hus, Marcus Trufant, Sidney Rice…
Yukarıdaki isimler arasından tecrübeleriyle ve meziyetleriyle Akeem Augustine, Phil Bates, Stephen Schilling, A.J. Jefferson’ın Seattle’a gelmesi bizler açısından sevindirici oldu. Sakatlanana kadar başarılıyla oynayan Sidney Rice ile tekrardan anlaşıldı ki bu sene kendisinden kalburüstü bir performans geleceğine inanıyorum. Richard Sherman ile olan bağlılık dört yıl daha uzatıldı. Keza başarının mimarı Pete Carroll 2017’e kadar Seattle Seahawks’ın emir ve komutasında olup seyircimizin heyecanını paylaşacak. Teknik kadroda da hamleler yaptık, mesela Pete Carroll’ın oğlu Nate Carroll wide receiver asistan koçluğuna getirildi. Golden Tate gibi büyük bir yeteneği de 11 muazzam yeteneğin sahaya çıktığı ama bir takım olamadığı Detroit Lions’a yolculadık. Kendisine yeni şehrinde ve kulübünde başarılar temenni ediyoruz.
Dünya Kupası’nda oynanan Belçika-ABD ikinci tur maçı Amerika’da bu sene en çok izlenen ikinci televizyon yayını olmuş. Birincisi Super Bowl tabiî ki. Yeni sezon başlayana kadar ülkede en çok konuşulacak spor olayı bu maç ve en çok konuşulacak sporcu da Tim Howard olacaktır. Tim Howard’ı savunma bakanı yapmayı düşünedursunlar, Luis Suarez’e de bir Amerikan futbolu kaskı verip sahaya çıkartsalar hiç fena olmaz. Tim Howard üzerinde ülkede dönen geyikleri biraz da Luis Suarez’in Amerikan futbolunda yapabileceği fantezler için döndürseler çok komik şeyler çıkacaktır. Brezilya kalecisi Julio Cesar, koç Pete Carroll’ın adeta 20-25 sene önceki hali gibi. Çok benzemekteler. Yazıyı bitirmeden kupada desteklediğim Arjantin’e ve gezegenin en iyi topçusu Messi’ye üçüncü yıldız yolunda başarılar. Ağustos ayı gelmeden yeni sezonumuzu fikstür ile irdeleyeceğimiz yazımızda görüşmek dileğiyle tüm NFLTR.com okuyucularına 12.Adamın başkentinden keyifli yazlar…