Perşembe günü artık resmi olarak 2018 sezonu başlamış oldu. Büyük bir sezon öncesi trafiğin ardından 256 maçlık dev maraton start aldı. Şimdiden bu 256 maçtan bir tanesinin bitmesi bile insanı azıcıkta olsa üzüyor. Fakat sanki yeni sezon heyecanı bunların hepsinin üzerinde. Ben de bu sezon yakından takip ettiğim ve içinde olanı biteni sizinle paylaşmaktan keyif aldığım Pittsburgh Steelers hakkında yazmaya çalışacağım. Her hafta Steelers’ın geçtiğimiz haftadaki maçı ile başlayıp, sonrasında da önümüzdeki hafta oynanacak maçını değerlendirmeye çalışacağım. Bunlara başlamadan önce sezon öncesinde Steelers’da ne olup ne bittiğini kısaca özetlemeye çalışacağım…
Gidenler
Todd Haley
Takımdan ayrılanlara öncelikle en sansasyonel isim olan eski ofansif koordinatör Todd Haley ile başlamak lazım. Haley, 2013 sezonundan beri Steelers’ın ofansif koordinatörü olup bu dönemde gerçekten üst düzey işler başarmıştı. Özellikle elindeki oyuncunun potansiyelini çok iyi kullanma özelliğini bilen Haley, Steelers organizasyonu içinde iyi bir yer edinmişti. Gel görelim ki Haley ile takımın quarterback’i Ben Roethlisberger aralarında anlaşma sağlanamadı ve bunun sonucunda takımdan gönderilen Todd Haley oldu. Haley ile Ben’in arasında arıza çıkmasına birinci sebep olarak Haley’nin kritik zamanlarda yaptığı oyun seçimi hataları gösterilse de bunun arkasında bir ego savaşı olmadığını düşünmek birazcık olaya fazla temiz bakmak olarak olur. Todd Haley’nin ayrılmasından sonra bir başka gelişme ise Haley’nin Steelers’ın AFC kuzey grubundaki rakibi Cleveland Browns’a ofansif koordinatör olarak olması oldu. Bakalım Haley transferi Cleveland’ın makus talihini düzeltebilecek mi?
Mike Mitchell
Takımdan ayrılan ikinci önemli isim ise uzun zamandır takımın free safety pozisyonunda oynayan Mike Mitchell’ın takımdan kesilmesi oldu. Mitchell genel olarak ortalama üzeri bir safety olarak görülse de özellikle savunmadaki iletişim bozukluklarının sorumlusu olarak görüldü. Sert darbeleri ile bilinen Mike Mitchell özellikle bu sene çıkarılan oyuncu sağlığı ile ilgili kural değişikliklerinden sonra ceza almaya biraz açık bir isimdi. Mitchell, secondary’de kaptan olsa da bu sene çok derin olan pozisyonda yokluğunu hissettirecek bir isim değil. Sanırım diğer NFL takımları da benzer şekilde düşünüyor ki Mike Mitchell hala takım bulamadı.
Martavis Bryant
Takımdan ayılan bir başka isim ise uzun süredir problemli olan WR Martavis Bryant. Martavis Bryant fiziksel ve atletik olarak gerçekten tanrı vergisi yetilere sahip olsa da mental olarak saçma hareketler ile kendi kariyerini bitirme noktasına geldi. Uyuşturucu madde kullanımından tekrar tekrar ceza alması sonucu 2016 sezonunu tamamen kaçıran Bryant, 2017 sezonunda takıma dönme şansı buldu. Fakat kötü performansı ve çaylak WR JuJu Smith-Schuster’ı çekemeyip sosyal medya aracılığıyla takım arkadaşına yüklenmesi bir maç kenarda oturmasına sebep oldu. Sonraki dönemlerde performansını birazcık toparlasa da istenileni veremeyen Bryant kontratının son senesine başlayacaktı. Fakat draft akşamı Steelers Martavis Bryant’ı üçün tur seçim hakkı karşılığında Oakland Raiders’a yolladı. Bryant’ın ayrılması sonrası herkes ‘acaba derin rotaları koşacak WR pozisyonunda kim oynayacak’ diye düşündü ve bu dönemde Oakland’tan ilginç raporlar gelmeye başladı. Sonuç olarak Martavis yine bir uyuşturucu testinde sıkıntı yaşadı ve bunun sonucu Oakland Raiders da Martavis’i takımdan kesti. Martavis’i takas yapmak muhtemelen Steelers genel menajeri Kevin Colbert’ın bu sene en karlı çıktığı iş oldu.
Landry Jones
Bu sezon öncesinin belki de en ilginç takımdan kesmesi muhtemelen Landry Jones idi. Landry Jones, 2014 senesinden beri Ben Roethlisberger’ın yedeği olarak sahaya çıkmış, tüm bu zamanlarda Ben’in sakatlıklarında ya da son haftalarda iyi sonuçlar ortaya koymuştu. Sezon öncesi hazırlık maçları bize gösterdi ki diğer QB’ler Joshua Dobbs ve Mason Rudolph kesinlikle daha NFL’de bir maça başlamaya hazır değiller. Ancak Steelers daha fazla geleceğe yatırım yapmak için Jones’u takımdan kesti. Şu an geçen senenin draft seçimi Josh Dobbs takımın ikinci QB’si iken bu sene draft edilen Mason Rudolph takımın üçüncü QB’si oldu.
Chris Hubbard
Takımın swing tackle’ı olarak kariyerine başlayıp daha sonra takım ofansif line’da nerede eksiklik yaşarsa bu derde deva olan Chris Hubbard serbest oyuncu piyasasına çıktı ve iyi bir kontrat ile Cleveland Browns’ın yolunu tuttu. Kesinlikle yetenek konusunda eksiği olmayan Chris Hubbard draft’ta seçilmemesinin verdiği etki ile buralara kadar zorlukla geldi. Kendisi saygılı düzgün kişiliği ile bilindiği için Steelers taraftarı arkasından az methiyeler düzmedi. Bana göre de iyi bir ofansif line’ın en önemli derinlik parçası idi. Umuyorum ki Steelers bu boşluğu doldurabilir.
Gelenler
Morgan Burnett
Takımın serbest piyasadan aldığı ve büyük önem verdiği pozisyon safety pozisyonu idi. Normalde ihtiyaç bir free safety olsa da strong safety olarak oynayan Burnett takıma katıldı. Burnett iyi performansları dışında Green Bay’de savunmanın quarterback’i olarak da iyi iletişim kuran bir oyuncu olarak göze çarpıyordu. Burnett uygun fiyatı ile ve tecrübesi ile bu genç secondary’e kesinlikle çok iyi katkı yapacak bir veteran. Sakatlık problemleri olsa da oynadığından çok öğrettikleri ile takıma katkı yapacaktır.
Jon Bostic
Bir başka önemli serbest piyasa oyuncusu ise Indianapolis Colts takımından alınan Jon Bostic oldu. Jon Bostic, geçtiğimiz sezon sakatlanan ve şu an spor hayatı tehlikede olan Ryan Shazier’in yerini alması için transfer edildi. Fakat Ryan Shazier atletizminde bir linebacker olamayacağı için tabi ki onun boşluğunu dolduramayacak. Fakat koşu savunmasındaki disiplini ve kararlılığı Steelers gibi büyük oyun veren bir koşu savunması için paha biçilemez durumdaydı. Muhtemelen tight end’lerle ya da running back’ler ile pas oyununda baş edemeyecek olsa da koşuya yapacağı katkı ile bile önemli işler yapacaktır.
Ryan Switzer
Steelers genel olarak iyi bir takım olarak bilinse de her zaman için özel takımlardan aldığı katkının azlığı ile eleştirilmiştir. Elinde belki ligin en iyi punt return’ürü Antonio Brown olmasına rağmen işin sakatlık riskinden ötürü Brown bu iş için kullanılmamaktaydı. O nedenle Oakland Raiders’tan takas yolu ile eski Dallas Cowboys ve North Carolina State özel takım oyuncusu Ryan Switzer takıma transfer edildi. Switzer çok az antrenmana çıkmasına rağmen sadece tek sezon öncesi hazırlık maçında başlama vuruşları ve punt’larda 20 yard civarı iyi dönüşler yaptı. Steelers’a kesinlikle çok katkı yapacak bir oyuncu.
Draft Sınıfı
Terrell Edmunds
Steelers’ın 2018 ilk tur draft seçimi Virginia Tech’den safety Terrell Edmunds oldu. Edmunds kendisi ilk tur seçilmeyi pek beklemese de kardeşi Tremaine Edmunds’un seçileceğini düşünüp draft’a katılmıştı. Fakat Kevin Colbert’tan telefonu alınca, Ryan Shazier tarafından Steelers’a geleceği anons edildi. İlk haftalar reaksiyonlar seçimin çok yüksek olduğu yönünde olsa da şu an şehir ve takım Edmunds’un çok potansiyelli bir oyuncu olduğunun farkına varmış durumda. Buna taraftar önyargısı deseniz o da olur fakat Edmunds atletizminin yanına biraz da oyun bilgisi eklerse iyi bir safety olabilir. Şimdiden iyi performans gösteren Edmunds ligin ilk haftasında Sean Davis’in karşı tarafında ilk 11 başlayacak.
James Washington
Edmunds sonrası Steelers ikinci turdan önceki sene olduğu gibi bir WR draft etti. Bu isim Oklahoma State üniversitesinden James Washington oldu. Draft profilinde bir RB’e benzettiğim James Washington kolej kariyerinde en iyi derin top yapan WR olarak göze çarpıyordu. Kötü atılmış olsa bile topa göre kendini ayarlama yetenekleri üst düzey olan Washington, sezon öncesi hazırlık maçlarında bu özelliklerini pek çok kez gösterdi. Özellikle takımdan Martavis Bryant ayrıldıktan sonra bu şekilde bir WR bulması, Steelers adına oldukça büyük bir başarı.
Mason Rudolph
Steelers’ın Oakland’tan aldığı üçüncü tur hakkı ile draft ettiği ilk isim yine James Washington gibi Oklahoma State’ten quarterback Mason Rudolph oldu. Rudolph dördüncü senesini bitiren ve üç sezon ilk 11 başlamış bir QB olup, geçtiğimiz sezon üst düzey performanslar ortaya koymuştu. Fakat bu sınıftaki diğer QB’lerin daha üst düzey olmasından dolayı üçüncü tura kalan Rudolph, muhtemelen Ben Roethlisberger’in veliahtı olmaya en büyük aday. Gerek fiziksel, gerekse de kol olarak Roethlisberger’den oldukça uzak olan Rudolph, derin toplar konusunda Ben’i andırıyor. Kolu yeterince güçlü olmasa da karar vermesi birazcık çalışma ile Roethlisberger seviyesine gelebilir. Geleceği parlak ve takımın uzun vadedeki başarısı için çok ideal bir isimdi.
Chuks Okorafor
İlk ismini yazamayacağım ama kısaca ‘Chuks’ olarak bilinen yeni ofansif line’dan bahsedeceğim. Chuks çoğu Amerikalı oyuncunun aksine futbol ile geç tanışmış bir oyuncu. Nijeryada doğması ve lise 1. sınıfa kadar Amerika dışında yaşaması Chuks’ın futbol ile buluşmasını birazcık geciktiren bir etken. Fakat oyuna başladıktan sonra büyük ilerlemeler kaydeden ve bunun üzerine 198 cm ve 135 kiloluk fiziğini çok iyi kullanabilen Chuks Steelers’ın sağ ya da sol tackle pozisyonlarında geleceğini temsil eden isim oldu. Bu sezon sadece ekstra TE olarak kullanılacağını düşünsem de ileride Marcus Gilbert’ın yeri için en büyük aday.
Marcus Allen
Penn State’in safety’si ve Hall of Fame running back’in adaşı olan Marcus Allen bu sezon Steelers tarafından beşinci turda seçildi. Kamp zamanında sakatlık yaşaması onun takıma katkısını minimuma indirirken pek çok kişi 53 kişiye kalamayacağını ve takımdan kesilip pratik takımına katılacağını düşünmüştü. Fakat Allen dördüncü sezon öncesi maçında koçlara iyi şeyler göstermiş olmalı ki şu an 53 kişilik kadroda. Allen iyi bir özel takım oyuncusu olduğu için ve derinliğinden zarar gelmeyecek safety pozisyonunda oynadığı için Steelers’a iyi katkı verebilir.
Jaylen Samuels
Steelers’ın altıncı tur seçimi ise North Carolina State’ten Jaylen Samuels oldu. Jaylen Samuels kolej kariyerini tight end olarak geçirmiş olsa da boyunun sadece 183 cm olması dolayısıyla ligde running back rolünde oynayacağını açıklamıştı. Samuels pas korumasında biraz zayıf bir oyuncu olsa da pas yakalayıp zor mesafeler koşabilmesi onu iyi bir atlet yapıyor. Bu nedenle Samuels şu an için takımın üçüncü RB’i pozisyonunda.
Matthew Thomas
Bir de bu draft edilmiş oyuncuların üzerine draft edilmemiş ve şu an 53 kişilik kadroya kalan oyunculardan bahsedeyim. Matthew Thomas, Florida State’in iyi linebacker’ı olsa da yaşadığı uyuşturucu problemi ve akademik olarak sorunları olması onu ilk üç tur seçiminden draft edilmemiş bir oyuncuya çevirdi. Fakat pas savunmasında çok yetenekli olan Thomas kampta kendini gösterdi ve şu an muhtemel pas oynanan haklarda üçüncü linebacker olarak sahada kalacak. Hızı ve atletizmi ile Ryan Shazier’e en yakın linebacker olsa da boyutları dolayısıyla ortada oynama ihtimali baya kısıtlı. Ancak uzun vadede eğer problem yaşamazsa Steelers için çok iyi bir seçim.
Ola Adeniyi
Diğer bir draft edilmemiş oyuncu ise Toledo’dan çıkışlı Ola Adeniyi oldu. Ola Adeniyi forma numara olarak 92 giymesi yanında 183 cm boyu ve 112 kglık ağırlığı ile Steelers taraftarının gönlünde geçen seneye kadar çok iyi yeri olan James Harrison’ı andırıyor. Tabi ki fiziksel özellikleri ve forma numarası dışında da pass rush özellikleri de Harrison’ı andırıyor. Şimdilik rezerv edilen oyuncular arasında yer alsa da sezon içinde sakatlık durumunda direk takımda maçlara başlayacak bir oyuncu. Özellikle James Harrison’ın gelişimini çok iyi bilen Tomlin ve Joey Porter Ola’yı büyük bir silaha çevirebilirler.
Değişenler
Değişenler bölümünün ilk sırasına takımın yeni ofansif koordinatörü Randy Fichtner’ı koymak lazım. Fichtner 2007’den 2017 senesine kadar Steelers ofansında WR ve QB koçu olarak görev yaptıktan sonra bu sene ilk kez ofansif koordinatör olarak görev yapacak. Ben Roethlisberger ile olan iyi ilişkisi ile bilinen Fichtner, Ben’i biraz daha özgür bırakıp istediğinde no huddle ofans oynamasına da izin vereceğini açıkladı. Bu değişim Steelers için iki şekilde etki yapabilir. Eğer Ben, bu no huddle ofansı düzgün şekilde kullanırsa kötü bir kadro ile saha içinde yakalanan defansları zor durumda bırakabilir. Diğer taraftan da eğer buna Ben alışırsa birazcık oyun planından kopup birazcık kendi kafasına göre gidebilir. Ben ilkinin olacağını ve Steelers’a bunun fayda sağlayacağını düşünüyorum. Bir de tabi ki dördüncü haklarda RB’lere toss falan görmeyeceğiz umarım.
Defansif tarafta ise takımda iki tane büyük değişiklik oldu. Bunlardan birincisi Bud Dupree ile T.J. Watt’ın taraflarının değiştirilmesi oldu. Dupree çaylak sezonundan beri sol OLB pozisyonunda oynarken T.J. Watt sağ LB olarak oynadı. Fakat savunma şeması olarak sol OLB pozisyonu çok kez pas savunması için geriye gittiği için Bud Dupree QB’ye çok baskı kuramadı. Şimdi Cam Heyward ile aynı tarafa geçmesi ve daha sık pass rush yapacak olması belki Bud Dupree’nin performansını arttırır. Bir de atletik olarak Dupree’den daha iyi olan T.J. Watt’da gerek pas savunmasında gerek pass rush durumunda iyi işler yapabilir. Diğer bir değişiklik ise Sean Davis’in strong safety pozisyonunda free safety pozisyonuna çekilmesi oldu. Davis iyi ve çok yönlü bir oyuncu olsa da geçen sene koşu oyununa karşı iyi destek verememişti. Özellikle kapaması gereken gap’lerde sorun yaşayan Davis büyük oyunlara sebep vermişti. Bunun üzerine takım onun yeteneklerine daha uygun olan free safety pozisyonuna çektiler. Takıma Burnett Edmunds’un da katılması sonrası safety bölgesinde kalabalık olan takımda herkesin bir mevkisi olsa da birbirlerinin yerine bol bol oynayacaklar.
Beklentiler
Steelers AFC’de ortalaması kötü olan takımların arasında yine bu sene parlamaya aday. Geçen sene beklenti Steelers’ın Patriots ile konferans finali oynaması olsa da Jacksonville bu oyunu bozmuştu. Bu sene yine AFC’de benzer bir durum söz konusu ve Steelers hala Patriots’un arkasından en derli toplu ikinci takımı. O yüzden Steelers’ın playoff yapmamasını beklemek biraz abes olur. Kadrosunun büyük kısmını korusa da Steelers’ın özellikle linebacker pozisyonunda sıkıntıya pek çare üretmemesi bu sene takımın çok başını ağrıtacaktır. Umuyorum ki Matthew Thomas beklenilen oyuncuya evrilir ve bu sıkıntılar hiç yaşanmaz. Vegas rakamlarına göre Steelers bu sene 10.5 galibiyet alacak. Grupta yeniden yapılanan Ravens ve Browns gibi iki takım olması Steelers’ın galibiyet sayısını biraz yükseltiyor. ANCAK belki bu sene o takımların atılım yaptığı sene olur ve Steelers daha kötü bir galibiyet yüzdesi alır. Ben pek ihtimal vermiyorum ama Amerikan futbolundaki klişe söz ‘Any Given Sunday’i hatırlatmak gerekli.
Değişmeyen
Takımda geçen seneden beri değişmeyen yegane şey ise Le’Veon Bell’in sezon öncesinde kampa katılmaması idi. Bir de buna ekstra Bell dördüncü sezon öncesi hazırlık maçından sonra takıma katılmadı ve holdout’una devam etti. 10. haftaya kadar holdout yapabilecek olan Bell, şu an çıkmadığı maç başına 855,000 dolar kaybediyor. Bu hafta takıma katılmaması sonrası ofansif line oyuncularından pek hoş laflar işitmeyen Bell, takıma katıldıktan sonra bir gönül alma seansı yapsa hiç fena olmaz. Bana göre Bell o kadar parayı sokağa atacak bir oyuncu değil. O yüzden bu Cumartesi gelir, parasını alır, maçta da oynamadan kendini kurtarır bir haftalığına.
İlk Haftadan Beklenti
Steelers, Pazar günü TSİ saat 20.00’da deplasmanda Cleveland Browns ile karşı karşıya gelecek. Browns geçen seneye göre çok daha iyi yerlerde olsa da hala takımın koçu Hue Jackson. O yüzden yine bir saçmalama olursa maç içinde QB değişikliği bazı iyi oyuncuları oynatmama gibi çok şaşırmam. Ancak gerek ofansif line olarak, gerekse skill position’lar olarak oldukça iyi durumda olan Browns, Steelers’a kolaylıkla sayı atacaktır. Savunma olarak da bireysel anlamda iyi gözüken oyunculardan kurulmuş olsa da Gregg Williams’ın bazen baskı getireceğim diye savunmayı dengesizce açması Ben Roethlisberger gibi bir QB tarafından kolayca cezalandırılabilir. Bir de tabi ki Antonio Brown ile eşleşebilecek bir CB olmaması da cabası. Steelers’ın secondary’si için ise Josh Gordon, Jarvis Landry ve David Njoku gibi isimler sorun çıkartabilir. Fakat kesinlikle kolay olmayacak. Bir de son olarak maçın bir rüzgarlı ve yağmurlu havada oynanması bekleniyor. O yüzden skor 23-17 gibi düşük olacaktır diye düşünüyorum. Fakat Steelers’ı bir adım önde görüyorum. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere…