Yeni kurulan European League of Football’ın commisioner’ı yani baş yöneticisi Patrick Esume, NFLTR’nin sorularını yanıtladı. 19 Haziran 2021’de ilk hafta maçlarının oynanacağı yeni lig hakkında NFL’den ayrı olan kurallardan tutun ligin geleceğine kadar her şeyi Patrick Esume’ye sorduk…
Röportaja başlamadan öncesi kendisini kısaca tanıyalım. Patrick Esume kimdir? Hamburg’da doğup büyüdükten sonra 1992 yılında futbol hayatına defensive back olarak başlayan Esume, oyuncu olarak iki kere German Bowl ve üç kere Euro Bowl kazanmıştır. Esume, 2000 yılında aktif oyunculuk kariyerini bitirdikten sonra koçluk kariyerine başlamış, koç olarak da NFL takımlarından Oakland Raiders ve Cleveland Browns’da ceşitli görevlerde almıştır.
La Courneuve Flash takımında head koç olarak Fransa şampiyonu olduktan sonra Kiel Baltic Hurricans’a geçip hem German Bowl’u hem de European Football League’ı kazanan Esume, 2014 yılında Fransız milli takımının başına geçti. 2018 yılında Fransız milli takımı ile Avrupa Amerikan Futbolu Şampiyonu olan Esume, 2019 yılında koçluk kariyerine son noktayı koydu. Almanya’da yayınlanan NFL maçlarında da yorumculuk yapan Esume, 2020 yılında ise yeni kurulan European Football’un başına geçti…
Burçin Erdemir: Merhaba Mr. Commissioner NFLTR’ye hoşgeldiniz.
Patrick Esume: Merhaba, neler yaptığımı nerelerde olduğumu Türkçe duymak ilginçti. Cleveland, Oakland… Hepsini dinledim.
BE: Sizi tam anlamı ile tanıtamadım, o kadar çok şey yapmışsınız ki başarılı olarak. İnsanlara başarılarınızın hepsini anlatmaya kalksam bu gece hala burada oluruz ve üç saat sonra hala konuşuyor oluruz. İlk olarak tebrikler. Yeni kurulan European League of Football’ın yöneticisi oldunuz. Bana bir şeyi söyleyin ne kadar uyuyorsunuz yoksa uyuyor musunuz?
Patrick Esume: Şunu söyleyebilirim yeterince uyuyamıyorum. Uyuyorum ama yetmiyor.
BE: Yeni lig hakkında oldukça sorum var ama ilk önce sizinle başlamak istiyorum. Sanırım sizin Almanya’da ve Avrupa’da Amerikan Futbolunun yüzü olduğunuzu söylememiz yanlış olmaz. Almanya’da “The Coach’’ olarak biliniyorsunuz. Bizi dinleyeler için anlatabilir misiniz? Amerika’da ve Avrupa’da koçluk yaptınız. Bir koçun bakış açısından oyuncularla olan ilişkilerde fark var mıydı? Yoksa aynı zihniyet mi?
Patrick Esume: Hayır değil, Amerika’da özellikle de profesyönel futbolda, NFL’de zihniyet tabii farklı çünkü işin içinde büyük paralar var. Ancak işin temellerine inecek olursak iki insanın anlaşabilmesi açısından aynı şey. Nerede olursan ol koç olarak bir oyuncu ile ilişkin Avrupa’da da aynı Amerika’da da. Tabii en büyük fark işin içindeki para ve bu bazen bütün olaya biraz tuz biber katıyor.
BE: Bunu anlayabiliyorum. Sanırım dün Twitter’ınızda görmüştüm, hakemler ile çalışmaya başladınız. Bu doğru mu?
Patrick Esume: Evet kesinlikle. Bu ikinci hakem kampımızdı. İki hafta evvel ilk kampımızı Almanya’dan Polonya’dan ve diğer Avrupa ülkelerinden hakemlerle Hamburg’da yapmıştık. Bizim hakemlerimizin NCAA kurallarına alışkınlar ama bizim ligimizde NFL kuralları ile oynanacak.
BE: Bu da benin bir sonraki sorum olacaktı. Şimdi sıfırdan bir lig kuruyorsunuz. Zor bir şey bunu beğendim ama bize söyler misiniz kurallar açısından NFL’den farklı bir şey olacak mı?
Patrick Esume: Evet, farklar var. Genel olarak biz NFL kurallarına göre oynayacağız. Ama NFL’in uzatma kurallarını oldum olması sevmemişimdir çünkü bence adil değil. Eğer iki iyi hücum takımı NFL’de uzatmaya gitmiş ise yazı turayı kazanan takımın maçı kazanma şansı çok artıyor. Ancak ben yazı turanın maçın sonucunu etkilemesini istemiyorum. Eğer uzatma olursa bizde kolej kuralları olacak. Diğer bir değişiklik ise VAR teknolojisi. VAR teknolojisi’nin olabilmesi için çok teknik altyapı ve bir sürü kamera gerekiyor ve bunlar para tutuyor. Bizde bu para yok ve bu yüzden bu da NFL’den farklı olacak.
BE: Lig büyüdükçe eminim kameralar artacaktır ve belki bu VAR konusu değişebilir ama uzatma kuralları konusunda sizi tebrik etmek istiyorum. Bu benim de NFL’de sevmediğim bir şeydi. Sizin dediğiniz gibi yazı tura atışında yüzde 50 şansınız var. Bu büyük bir değişiklik, beğendim.
Patrick Esume: Son playoff’larda değil de ondan bir evvelkini hatırlarmak isterim. Sanırım Brady idi yoksa Brees miydi tam hatırlamıyorum. Brady ve Pat Mahomes AFC şampiyonluk maçında karşı karşıya gelmişlerdi ve iki hücum da tam günündeydi. Yani yazı turayı kim kazanırsa maçı kazanan o olacaktı. Tom Brady yazı tura atışını kazandı ve Mahomes sahaya bile çıkamadı. Bu yüzden diyorum bu adil değil. Ben ligin yöneticisi olarak yetkimi kullanıp yeni başlayan ligde adil uzatma kuralları istiyorum dedim.
BE: İşte bunu alkışlarım. Aynı zamanda yanlış anlaşılmalar da gördüğümüz olmuştu. Kim olduğunu hatırlamıyorum ama sanırım bir Colts oyuncusu uzatmada topu almak yerine vurmayı tercih etmişti (Patriots maçıymış, Matthew Slater). En azından bu tip şeyler sizin liginizde olmayacak ve bu memnun edici. Şu anda sekiz takım var liginizde.
Patrick Esume: Evet bu doğru.
BE: Frankfurt Galaxy ve Hamburg Sea Devils gibi eski tanıdık isimler görüyorum. Sanırım büyük NFL sizin bu takımlara geri döndürmenize izin verdi?
Patrick Esume: Onlar bizim isimleri kullanmamıza izin verdi. 2000’lerden, 2007’e kadar orada olan büyük bir hayran kitlesi ile iletişime geçmek bizim için çok önemliydi. Onlar etrafta görünmüyordu ama oradaydılar. Biz bu hayranlarla tekrar iletişime geçmek istiyorduk. O kadar büyük bit kitle ki… Aynı zamanda Hamburg Sea Devils ve Frankfurt Galaxy’nin eski hatıralarını da yeniden canlandırıyoruz. Ben iki takımı da çalıştırdım. Bu isimler bulunduğu bölgelere çok anlam ifade ediyor. Bunları geri getirmek istedik ve NFL ile bu konuda bir anlaşma sağladık. Bu bizim için çok önemliydi.
BE: Bir sürü insan bu iki takıma duygusal yaklaşıyor. Bence bu iyi bir fikir. Bu takımların NFL Europe’da oynadıklarını birçok insan hatırlıyor ve bu da size sormam gereken diğer bir konu. NFL Europe değil. Umarım değildir çünkü en hafifinden söylemek gerekirse NFL Europe’un sonu üzücü olmuştu.
Patrick Esume: Hatırlıyorum ben de o üzücü sonun bir parçasıydım.
BE: Siz NFL Europe’dan farklısınız ama nasıl? İşe yaklaşımınız nasıl? Bir süre sonra NFL Europe, NFL’in yeni kurallar test ettiği bir yere dönüşmüştü. Başka sorunları da vardı. Ancak siz NFL Europe yapmıyorsunuz başka bir şey yapıyorsunuz değil mi?
PE: Evet fark var. NFL Europa aslında New York’dan yönetiliyordu. Takımlar lige aitti, kendilerine değil. Bizim takımlarımız kendilerinin patronu, kendi şirketleri. Evet bizimle lig olarak iş anlaşmaları var ama biz onların sahibi değiliz. Onlar kendilerinin patronu ve bu gerçekten büyük bir fark çünkü New York ya da Londra’daysanız ve Frankfurt, Hamburg ya da Berlin’de olan bir iş hakkında karar vermek zor. O bölgeden çevreyi tanıyan, iş çevirebilecek kişileri tanıyan insanlara ihtiyacınız var. Bu büyük bir fark. Aynı zamanda bu sahiplenme yapılanması daha fazla ortaklık ve sponsor getirecektir. Bu NFL Europe’da böyle değildi. En büyük fark ise kadro yapılanması. Çünkü hatırlarsın NFL Europe, Amerikalıların Avrupa’da oynadığı bir ligdi. Hemen hepsi Amerikalı oyunculardı ve çok az yerel oyuncu bulunuyordu. Her sene yeni bir takım oluşuyordu. Eğer İstanbul’dan bir takım olsaydı diyelim bir sene iyi bir takımınız vardı, oyuncuları beğeniyordunuz. Bir anda terk edip gidiyorlardı ve bir sonraki sene tamamen başka bir kadro oluyordu. Her sene başka yüzler görünce de bir takımla duygusal bağ kurmak zor olurdu. Bizim farklı olduğumuz nokta burası. Bu şimdi biraz yanlış anlaşılabilir ama biz o kadar da Amerikan oyuncularını önemsemiyoruz. Biz ülke içinde yetişen oyuncuları önemsiyoruz. Örnek olarak, Hamburg takımında takımın ana kadrosunun Hamburg’dan çıkmasını istiyoruz. Evet dört Amerikalı oyuncumuz olabilir ve Avrupa içi tamamen açık ve Avrupalı oyuncular olacaktır. Ancak Hamburg’da kemik kadro ya da takımın yüzü olan oyuncunun Hamburg’dan birisinin olmasını istiyoruz. Eğer bir gün Türkiye’ye, İstanbul’a gelecek olursak biz Türk bir oyuncunun takımın yüzü olmasını istiyoruz. Amerikalı bir oyuncunun değil çünkü Amerikalı oyuncu değiştirilebilir, Türkiye’de oynayan Türk oyuncu değiştirilemez.
BE: Bu bence büyük bir fark. Demek istediğim izleyen insanlar açısından. Onlar takımlara daha bağlı olurlar…
Patrick Esume: Doğru.
BE: Aynı zamanda NFL’den tanıdığımız bazı isimler gördüm. Kasim Edebali sizin liginizde Hamburg Sea Devil’da oynayacak. Sana şunu sormak zorundayım European League of Football’dan NFL’e geçmek için bir yol var mı?
Patrick Esume: Oyuncular açısından mı?
BE: Evet oyuncular için. Bir ortaklığınız var mı yoksa bu bizim ligimiz burada biz oynarız mı diyorsunuz? Eğer bir sezon sonra ya da sözleşmeleri bittikten sonra gitmek isterlerse bu durumu nasıl yapılandırdınız?
Patrick Esume: Böyle bir yol ya da NFL ile anlaşma yok. NFL ile takım isimleri konusunda bir anlaşma yaptık ve ileride NFL ile beraber çalışacağımız daha başka alanlar da olacak. Ancak biz NFL’den tamamen bağımsızız. NFL muhteşem bir lig. Bana göre dünyadaki en iyi spor ligi. En güçlü ve en zengin lig. Ama biz tamamen bağımsızız ve Kasim Edebali (eski NFL defensive end’i), Chris Ezeala (Ravens, FB) gibi oyuncular ya da Jakob Johnson (şu anda Patriots fullback’i) ki o da Stuttgart takımı ile çalışıyor, bu ve bir sürü diğer Avrupalı oyuncu ve koç bizimle beraber çünkü oyunu daha büyük bir sahneye taşıyacak bir platform bekliyorlardı. Bu yüzden “bu ligi sevdim, bu fikri sevdim, geliyorum’’ dediler. Kasim Edebali mükemmel uydu çünkü o bir Hamburglu. O futbolu burada öğrendi. Ben NFL Europe’da koçluk yaparken o da hep buralardaydı. Genç küçük bir çocuktu ben onu çok uzun süredir tanırım.
BE: Artık o kadar küçük değil…
Patrick Esume: Hayır, hayır o gerçekten çok büyük. Onunla ilk bu konuyu konuştuğumda bana dedi ki, “Koç, eğer bu lig başlarsa ben evime geri dönüyorum’’. Yakında daha da isim açıklanacak.
BE: NFL’in arka bahçesi olmak istemiyorsunuz. Kendi liginiz olmak istiyorsunuz. Bence bu oyuncuları çekmek için iyi bir strateji. Burada oyna ve buranın bir parçası ol der gibi. Dediğiniz gibi Edebali, Hamburglu ve uzun zamandır orada ve insanlar bunu çok sevecektir herhalde…
Patrick Esume: Evet çünkü insanlar bir bağ kurabiliyor. Mesela Polonya’da sadece Amerikalı süperstarlar olsaydı bunu yapmak zor. Evet, biliyorum bizim de dört Amerikalı oyuncumuz olacak ama sen Polonyalı oyuncunun Touchdown yapmasını, quarterback’i sacklemesini isterdin. Sonra o yıldız olurdu, kameraların karşısına çıktığı zaman, televizyonda konuştuğu zaman. Aynı dili konuşuyor ve onlardan biri. Şehrin bir yerinde görebilirsin, markette alışverişte görebilirsin ve ona “Dün seni televizyonda izledim çok iyi touchdown’du”, diyebilirsin. O da sana “A öyle mi, teşekkürler’’ der. Amerikalı bir oyuncu ile tercüman gerekir ve aradaki bağ kaybolur. Bu Almanya’da da böyle, İspanya’da da böyle nereye gidersek gidelim bu böyle. Bu yüzden yerel oyunculara ilgimizi daha fazla.
BE: Bunu duymak güzel. Size bir şey sormalıyım. Yerel liglere neler olacak? Örnek olarak Almanya Amerikan Futbolu ligi? Onlarla bir ilişkiniz var mı? Onları beğeniyor musun ya da onlar sizi beğeniyor mu?
Patrick Esume: Bir şeyi kesin olarak söylemeliyim ki onlar bizi beğenmiyor. Evet onlarla konuştuk. Ve gene de bizi beğenmiyorlar. Ama bu canavarın doğasında var. 30 yıl boyunca bahçedeki en büyük köpek sensen ve bir anda yeni bir köpek daha gelirse onu sevmezsin. Çünkü senin mamanın bir kısmını o alacak. Ve ondan sonra iş hangisinin daha iyi köpek, daha büyük köpek olduğuna bakar. Gerçek rekabet de budur. Ve belli ki bunu beğenmiyorlar ama biz yerel liglere zarar verme amacı ile gelmiyoruz. Bulunduğumuz her ülkede, her şehirde oranın federasyonu ile beraber çalışmak istiyoruz. Lokal amatör takımlarla çalışmak istiyoruz. Biz lig olarak çocukların futbolu öğrenip geliştikleri ve sonra bize geldikleri kulüp sistemden faydalandığımızın bilincindeyiz. Bu yüzden biz mesela Hamburg’da Hamburg federasyonu ile oturduk anlaşma yaptık. Ama ülke çapında zor oluyor. Onların hedefleri farklı oluyor. Ama Hamburg’da medya popüleritimizi de kullanıp çocuklar için büyük bir kamp düzenleyeceğiz. Koçlarımızı da getirip 200-300 çocuğa üç gün boyunca futbol oynamayı öğreteceğiz. Sosyal medya kanallarımızı da kullanıp iyice büyük bir olay yapacağız. Masrafları karşılayacak bir sponsor da bulabiliriz. Ve bu çocukları kulüp sistemine sokacağız. Biz her sene 200-300 çocuğu bu kamplar üzerinden yerel takımlara yönlendireceğiz. Orta vadede, iki, üç, dört, beş yıl sonra bize bu çocuklar geri dönecek çünkü bu kamplar üzerinden kulüp sistemine girmiş çocuklar olacaklar. Bu bizim yapmak istediğimiz. Biz yerel takımlara yardım etmek istiyoruz. Ama tabii mahalledeki yeni kişiyi herkes sevmeyebilir.
BE: Anladım, herkesi mutlu edemezsiniz. Maçların Almanya’da yayınlanacağını biliyorum. Pazar günleri NFL maçlarından önce. Bu doğru değil mi?
Patrick Esume: Bu doğru ama maçlar aynı zamanda Polonya ve İspanya’da da televizyondan yayınlanacak.
BE: O zaman Türk seyirciler adına sana bir şey sormalıyım…
Patrick Esume: Dur dur sorma. Cevap evet.
BE: Maçları izleyebilecekler mi? Nerede?
Patrick Esume: Evet, maçları izleyebilecekler. Ben başka bir soru beklemiştim ama cevap gene de evet. Bizim NFL Game Pass’a benzeyen bir servisimi olacak. Game Pass’ı herkes biliyordur. Sezon başladığında European League of Football’ın Game Pass’ı hazır olacak. Türk hayranlar bütün maçları izleyebilecek.
BE: Beklediğiniz soru neydi?
Patrick Esume: Türkiye’den takım isteyip istemediğimiz…
BE: Bu kısa bir süre sonra bir soru olacak. Instagram hesabınız oldukça aktif. Peki Youtube kanalınızda maç özetleri olacak değil mi?
Patrick Esume: Kesinlikle. Özetler sosyal medya kanallarımızda olacak. Facebook, Instagram, Twitter ve tabii ki Youtube. Ama daha fazlası var. Alman televizyon kanalı ProSiebenSat1’ın spor kanalında bütün özetler olacak. Sonra bizim Game Pass’ımız olacak. Ve online platformu olan büyük gazeteler ile de çalışıyoruz. Şu anda tam olarak ismini veremiyorum daha sözleşmeleri imzalamadık. Umarım orada da online olacağız. Yani özetler her yerde bulunabilecek.
BE: Daha evvel İspanya, Almanya ve Polonya’dan bahsettin. Ve Türkiye’den bir takıma da açık olduğunuzu de söylediniz. Kaç tane takım olacak. Şu anda 8 takım var. Gelecekte planınız nedir?
Patrick Esume: Son etapta 10, 12 ülkede 24 takıma kadar çıkmak istiyoruz. Önümüzdeki sene büyüyeceğiz. Herhalde altı takım. Yani dört takım kesin büyüyeceğiz. Eğer diğer adaylar da olursa altı takım büyüyeceğiz ama altıdan fazla değil. Önümüzdeki sene 14 takım, ondan sonra 20 ve en son 24.
BE: Siz bir Türk takımına açıksınız yani.
Patrick Esume: Evet!
BE: Hiç tanıdığınız Türk takımı var mı? Koç Rams? İTÜ Hornets? Türkiye’de biraz üniversiteden doğma bir spor ama klüpler de var. Ligde var ama maalesef geçen sene pandemi dolayası ile iptal oldu. Bu anlaşılabilir. Sizin gruplarınızın bir parçası olacak Türk takımına sıcak bakıyorsunuz. Gruplarınızı biraz daha anlatabilir misiniz? NFL’deki gibi bir sistem mi?
Patrick Esume: Şu an itibarı ile kuzey ve güney gruplarımız var. Ancak belli bir sayıya ulaştığımızda kuzey, güney, doğu ve batı grupları olacak. Önümüzdeki sene iki grup kalacak kuzey ve güney diye. Ama ondan iki sene sonra altı takımdan oluşan dört grubumuz olacak. Türk takımı herhalde doğu grubunda olacak ya da belki güneyde olur daha bilmiyorum. Evet kesinlikle Türkiye ve İstanbul benim açımdan olmak zorunda!
BE: Bu kulağa çok hoş geliyor. Bu röpörtaj için çok teşekkür ederiz Patrick. Umarım bir kez daha konuştuğumuzda bir Türk takımı hakkında konuşuruz, liginize bir Türk takımı geldiğinde. Eğer size için de uygunsa…
Patrick Esume: Kesinlikle. Ben Türkiye’ye geleceğim. İstanbul’a geleceğim çünkü orada çoktan bir bağlantı kuruldu. Türkiye’yi çok seviyorum. En iyi arkadaşım Türk. Birçok Türk arkadaşım var. Birçok defa Türkiye’ye gittim. Ülkeyi ve insanlarını çok seviyorum. İstanbul çok büyük ve enerjik bir dünya şehri. Hamburg büyük bir şehir ama İstanbul bir dev. Tabii ki İstanbul’un bir takımı olmalı ama sarı, mavi (lacivert), kırmızı ve siyah renkleri olmadan o renklerden uzak durmak gerekiyor. Ben İstanbul takımını European League of Football’ın Türkiye takımı olarak hayal ediyorum. Senin de bildiğin gibi Almanya’da çok Türk var. Sen Almanca konuşuyorsun. Nerede öğrendin?
BE: Ben Almanya’da doğdum. Almanya’da doğup büyüdüm.
Patrick Esume: Aa sen Almansın. Hangi şehir? Berlin mi?
BE: Evet Berlin’de doğup büyüdüm
Patrick Esume: Yani burada ne kadar fazla Türk olduğunu biliyorsun. İstanbul’dan Türkiye takımı Berlin’e gelseydi…
BE: Deplasman maçı olmazdı. O maçı evinde oynardı.
Patrick Esume: Hayır olmazdı, ben de bunu diyorum. Evinde oynadığı bir maç olurdu. Beş, altı, yedi bin Türk tribünde olurdu ve onlar muhteşem bir enerji verirdi bizim ligimize. Bu nedenle Türkiye bizim için mutlaka olmalı.
BE: Bunu duymak çok güzel. Çok teşekkürler Patrick Esume. Bol şans ve biraz uyumayı dene dostum… (Gülüşmeler)
PE: Vakit yok, vakit yok. Sezon bitince uyurum… (Gülüşmeler)