Hayal kırıklığıyla biten bir maçın ardından merhaba değerli okurlar. Arizona Cardinals playoff ilk turunda deplasmanda karşılaştığı division rakibi Los Angeles Rams’e 34-11 mağlup olarak sezonunu adeta bir bozgunla nihayetlendirmiş oldu.

İki takım arasında sezonun dördüncü haftasında oynanan ve Cardinals’ın kazandığı maç ile sezon genelinde deplasman maçlarındaki 8-1’lik performansımızı baz alarak bu maçta ciddi umutlarımız olsa da maçın başından sonuna kadar bize nefes aldırmayan Rams, galibiyeti ve turu hak ederek kazandı. Aslında bizim açımızdan bu maçın değerlendirmesi için çok da fazla yazılacak bir şey yok ancak yine de adetimiz olduğu üzere ana parçalar üzerine birkaç kelam edelim.

Cardinals adına her şeyin kötü gittiği bu gecede mağlubiyetin ana sebebi hücum takımının ortaya hiçbir şey koyamamasıydı. İlk yarı boyunca yedi hücum serisinin ilk dördünü punt, sonraki ikisini biri Pick-6 olmak üzere interception ve sonuncusunu yine punt ile neticelendiren bir takım, sadece bir kez birinci hak alabildiği bir devreyi 21-0 geride kapattığında, o maçı zaten devre arasına girerken aslında kaybetmişti. Ardından ikinci yarının hemen başında gelen Rams TD’u ile skor 28-0 olunca maç o anda bitmiş oldu ve maçın kalan bölümü adeta formalite icabı oynandı. Cardinals maçın kalan bölümünde biraz da Rams’in vidaları gevşetmesi sayesinde sezonun en iyilerinden biri olan James Conner ile bir TD ve Matt Prater’dan gelen bir FG ile daha kötü bir neticeden kurtuldu diyebiliriz. Burada en büyük suçu Kyler Murray’i koruyamayan O-Line ekibine vermek hiç yanlış olmaz. Aaron Donald liderliğindeki Rams D-Line’ı bir kez daha Cardinals hücum hattını madara etti ve bu yoğun baskı Kyler Murray’nin de kariyerinin en kötü performansını göstermesine sebep oldu. Maçı 137 yard pas, iki INT ve 7.6 QBR ile bitiren Murray’e çok fazla söylenecek bir şey yok. Ancak maçtaki en büyük hatası ilk devrede endzone içinde sack olmak üzereyken safety’den kurtulmak için topu rastgele havaya fırlatıp playofflar tarihinin en kısa Pick-6‘ine sebep olmasıydı. Maçtaki kötü performansının bir kısmını O-Line’a bağlasak da bu hatası zaten berbat giden bir gecede her şeyin üstüne adeta tuz biber ekti.

WR ekibinde yalnızca Christian Kirk 51, Rondale Moore ise 32 yard pas yakalayabilirken A.J. Green ve Antoine Wesley ise sıfır yard ile maçı bitirdiler. Zach Ertz’ün de sadece 21 yardda kalması Cardinals adına pas oyununun hiç işlemediğini gösteriyor. Koşu tarafında ise Eno Benjamin’in sekiz yard, James Connor’ın 19 yard ve Chase Edmonds’un ise 28 yardıyla beraber toplam koşunun 55 yardda kalması aşırı düşük bir rakam. Maç içerisinde koşu oyunları adeta yok gibiydi.

Böyle olunca da maçın büyük bölümünde sahada kalmak zorunda kalan savunma da ortaya pek etkili bir performans koyamadı. Maç boyunca sadece Markus Golden ile bi kez sack yapılabilirken J.J. Watt’ın dönüşü de savunmaya beklediğimiz katkıyı getirmedi. Sadece ismiyle sahada duran J.J. Watt sakatlığının etkisinden henüz çıkamamış gibiydi. Bu kadar kötü giden bir gecede oynanan oyun yetmiyormuş gibi bizim için maçın en kötü anlarından birisi de Budda Baker’ın sakatlandığı pozisyondu. Üç çeyreğin bitimine bir dakika 45 saniye kala Rams RB’i Cam Akers ile çarpışan Baker’ın uzun süre hareketsiz yatması bizi korkutsa da neyse ki sonradan ellerini oynatarak sahadan çıkması yüreğimize bir miktar su serpti.

Maça çok iyi hazırlanan Sean McVay, bir kez daha Kliff Kingsburry’i mat ederken rakip için galibiyetin aslan burada payını Rams DC’ü Raheem Morris’e, takımın savunma hattına ve özellikle Aaron Donald’a vermek gerekiyor. Hücum takımı da rahat bir şekilde maçı götürerek kağıt üzerinde dengeli geçmesi beklenen maçı Rams adına oldukça kolaya çevirmiş oldu. Tabii en büyük eleştiriyi de Kliff Kingsbury’e yapmak gerekiyor. Muhteşem başlanan bir sezonda işler kötü gitmeye başladığında gerekli taktiksel gelişimi başaramayarak, takımın tepe taklak olmasına herhangi bir çözüm bulamadı ve kendi açısında bir klasik olduğu üzere ligin ikinci yarısında takımın çöküşünü adeta izlemekle yetindi. Gözlemleyebildiğimiz kadarıyla Kliff Kingsbury, sosyal medya üzerinde taraftarlar için artık hiçbir anlam ifade etmiyor. Neredeyse kimsenin Kliff’e karşı hiçbir saygısı kalmadı. Taraftarların tek umudu Kliff’in kovulması yönünde. GM Steve Keim’ın bu konudaki hamlesi ne olur henüz bilemesek de tahminler de kovulacağını gösteriyor.

Her şeye rağmen itiraf etmek gerekirse sezon öncesinde hedeflediğimiz bir noktada ligi tamamlamış olduk. Sezon öncesi değerlendirmemizde 10-7’lik galibiyet ile playoff’a gireceğimizi tahmin etmiştik ve 11-6’ile bu beklentimizin üzerine çıkıldı. Ancak sezonun ilk yarısındaki performans bizi daha ötesi için umutlandırsa da özellikle J.J. Watt ve DeAndre Hopkins’in sakatlıkları takımı oldukça negatif etkiledi. İyi başlasak da sonrası için nefesimiz yetmedi diyelim.

Yine de olumlu tarafından bakarsak, üç sene önce ligin dibine inmişken her yıl üstüne koyarak playoff takımı haline gelmemiz gayet olumlu. Seneye super bowlun ev sahibi olarak, oraları hedeflememiz için hiç bir sebep yok. Yine de tüm bunları offseason’da yapılacak hamleler belirleyecek. Chandler Jones, James Conner, Zach Ertz,  Christian Kirk, A.J. Green, Chase Edmonds  gibi önemli isimlerin de aralarında bulunduğu 21 oyuncunun sözleşmeleri bitti ve bundan sonra artık top GM Steve Keim’da.

Sezon sonu değerlendirmeleri, off-season hamleleri ve draft yazıları ile önümüzdeki dönemlerde yeniden görüşmek dileğiyle…