Öncelikle tüm okurlarımıza Super Bowl’un diyarı Los Angeles’tan selamlar. Bu sene Super Bowl heyecanı başladığı yere döndü diyebiliriz. Kadim NFL takipçileri bilir, ilk Super Bowl, Los Angeles’ta oynanmıştı. Tabi ki şu an dünyanın en pahalı ve gelişmiş stadı unvanını elinde bulunduran SoFi Stadium’da oynandığını belirtmeye gerek yok. Zira bu stadın yeni yapıldığını bilmeyen yoktur diye düşünüyorum.

Dünyanın belli başlı statlarının çoğunda bulunmuş biri olarak stadı çok beğendiğimi belirtmek isterim. Mimarisi ve teknolojisi gerçekten mükemmel. Stadyum içinde hareket etmek çok kolay. Elektronik bilet akreditasyonu, güvenlik noktalarının tüm hassasiyetlere rağmen hızlı geçilmesi, dikey tribün oturumuna rağmen geniş alana yayılması sebebiyle her noktaya hızlı ve pratik erişim sağlaması en büyük artısı. Bir de kendinizi bir stadın içinde hissettirmiyor. Adeta ortasında bir saha olan alışveriş merkezi gibi hissediyorsunuz.

Stada ulaşım da oldukça rahat. Ben Lyft, Uber ya da shuttle yerine metro ile gitmeyi tercih ettim. Hollywood’da nam-ı diğer ‘Yıldızlar Kaldırımı’na yakın bir lokasyonda kalmama rağmen bir aktarma ile 40 dakikada stada en yakın istasyona ulaştım. Oradan da kısa ve keyifli bir yürüyüşle giriş yapacağım kapıya vardım. Tailgating olayı, stadyum dışındaki Chainsmokers konseri ile vs. çok ilgilenmeden hemen içeri girdim.

Yazımın başında şunu belirtmek isterim, Super Bowl, Los Angeles’a çok yakışıyor. Gerek Hollywood yıldızlarının katılımı, gerek yazdan kalma sıcak havada maçın oynanacak olması, gerekse maç dışı pek çok turistik gezi imkanları sağlamasından dolayı Los Angeles, Super Bowl ile birlikte tam bir eğlence ve aktivite merkezi diyebiliriz.

Şehirde tepeden tırnağa bir Super Bowl havası vardı. Los Angeles Rams ev sahibi takım olduğu için mi bilinmez, Los Angeles’taki tüm vitrinler, billboard’lar ve araçlarda NFL ve Super Bowl teması vardı. Super Bowl menüleri, Super Bowl araçları, Super Bowl partileri, Super Bowl indirimleri… Kısaca yer gök Super Bowl olmuştu.

Maç öncesi basın tribününde site için aşağıdaki satırları karaladım…

Bu yıl Super Bowl’da kendi draft sınıflarının birinci tur, birinci sıra seçimi iki QB’in karşılaşıyor olması Super Bowl MVP’liği kime gidecek tartışmalarının da merkezinde kalıyor. Bir tarafta Ja’Marr Chase, Tyler Boyd ve Tee Higgins’li WR kadrosuyla Joe Burrow, diğer tarafta Odell Beckham Jr., Van Jefferson ve ligi domine ederen en iyi hücum oyuncusu seçilen Cooper Kupp’lı WR kadrosuyla yine Von Miller ve OBJ ile birlikte takıma bu sene katılan Matthew Stafford kozlarını paylaşacaklar.

Cooper Kupp hem reception, hem receiving yard ve hem de receiving TD kategorilerinde sezonu zirvede bitirerek MVP yarışına adını yazdırmayı başarmıştı. Ancak oylamaya katılanlar geçen yıl olduğu gibi bu yıl da tercihlerini regular season kralı Aaron Rodgers’tan yana kullandıkları için hem G.O.A.T. Tom Brady emeklilik yılında hak ettiği MVP’liği alamadı, hem de ağırlıklı olarak QB’lere verilen ödülü almaya en çok yaklaşan WR olan Cooper Kupp bu oylamadan eli boş ayrıldı. Bununla birlikte Kupp’ın rakip bench’teki mevkidaşı Ja’Marr Chase’in de WR kategorisindeki çaylak rekorlarını kırdığı bir sezonu geride bırakarak Super Bowl’a uzandığını hatırlatmadan geçmeyelim.

Tabi ki “Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan çıkar” gibi asırlık bir paradokstur; QB mi WR’ı parlatır, WR mi QB’i parlatır paradoksu. Ben bu yarışta QB’lerin tarafında kalmayı tercih edenlerdenim. Dolayısıyla birazdan oynanacak olan SBLVI maçının sonunda da Super Bowl MVP’sinin kazanan takımın QB’i olacağını düşünüyorum. Elbette ki son yılların en dominant DL’i Aaron Donald ve daha önce Carolina Panthers’ı mağlup ettikleri Super Bowl karşılaşmasında Denver Broncos formasıyla Super Bowl MVP’liği bulunan iki çok dominant savunma oyuncusunun olduğunu ve arka planda da NFL’in belki de en iyi CB’i olan Jalen Ramsey’in olduğunu belirtmeden geçmemek lazım. Zaten bu saydığım isimlerin yanında Leonard Floyd ve Darious Williams gibi yıldızlar da olduğu için Los Angeles Rams savunması bu mücadelede Cincinatti Bengals’ın bir adım önünde geliyor diyebiliriz.

Saha kenarlarına baktığımızda da NFL tarihinde en genç head koç eşleşmesi olduğunu belirtmemiz lazım. 36 yaşındaki Sean McVay ile 38 yaşındaki Zac Taylor kısa sürede NFL’in en versatile ve patlayıcı hücumlarını yaratmayı başardılar. McVay tüm draft haklarını takasta kullanıp kendini ispatlamış veteranları almayı tercih ederken, Zac Taylor tamamen draft and develop ile mevcut takımı bir araya getirmeyi başardı. Elbette ki her iki yöntemin de bilinen sıkıntıları mevcut. Free agency ile gelen oyuncular genellikle yüksek kontrat ve/veya yüzük beklentisi ile kısa sureli sözleşmeler imzalıyorlar. Başarılı olup uzun süreli ve yüksek garantili, bol sıfırlı sözleşme maksatları olduğu için de genelde yeniden yapılanan, salary cap’i uygun, takıma gelen çaylaklara model olup, abilik yapabilecekleri rebuilding takımlardan emekli oluyorlar.

Draft ile gelen oyuncular ise başarılı olduklarında uzun sureli, garantisi yüksek ve bol sıfırlı sözleşmelerle de çaylak kontratlarının acısını çıkartmayı hedefliyorlar. Dolayısıyla bir sinerji yaratıp önemli oyuncuları kadrolarında tutabilmek ve diğer yıldız oyuncuların gelmesi için cazibe merkezi olmak adına Super Bowl’u kazanmak çok önemli bir hale geliyor.

Yazımın bundan sonraki bölümünü maçı izledikten sonra yazdım…

Buraya kadar her şey maç atmosferi ile SoFi Stadium’da karaladıklarım. Ancak bundan sonrası; maçın ardından sabah Los Angeles Convetion Center’da NFL Comissioner Roger Goodell, Super Bowl şampiyonu Los Angeles Rams head koçu Sean McVay. Super Bowl MVP’si Cooper Kupp ve Super Bowl LVII ev sahibi Arizona Cardinals’ın efsane WR’ı Larry Fitzgerald ile katıldığım basın toplantısından apar topar geldiğim Tom Bradley International Airport’ta, yani LAX Havalimanında uçağımı beklerken kaleme aldıklarım…

Maçtan aklımda kalanlarla başlamak isterim. Öncelikle favori gösterdiğim ‘Who’s House’ Rams kazandığı için mutluyum. Rams’in yakın bir skorla ‘Who Dey’ Bengals’ı mağlup etmesini bekliyordum; ama maç umduğumdan farklı bir şekile evrildi.

Her iki takım da maça kontrollü başladı. Hatta o kadar kontrollü başladılar ki, para atışını kazanan Bengals topu ikinci yarıda almak istediği için kick off ile Rams hücumuna bıraktı. İlk çeyrekte her iki takım da birbirini tarttı diyebiliriz.

Karşılıklı başarısız hücum denemelerinden sonra, ilk çeyreğin dokuzuncu dakikasında Matthew Stafford end zone’da OBJ’i buldu ve PAT vuruşu da başarılı olunca Rams 7-0 Bengals ile skor üstünlüğü ev sahibi takıma geçti. Yine karşılıklı punt’lardan sonra bu kez Rams 11 yardından üç pas denemesinde de isabet bulamayan  Bengals ilk çeyreğin bitimine 28 saniye kala başarılı alan golü ile skorboard’a sayı eklemeyi başardı; Rams 7 – 3 Bengals.

Ancak Rams bu skoram çok hızlı bir şekilde cevap vermeyi başardı. Hemen üç dakika sonra, ikinci çeyreğin ikinci dakikasında QB Matthew Stafford bu kez end zone’da OPOY Cooper Kupp’ı bulmayı başardı. Ancak iki sayı denemesinde holder Hekker interception atınca skor Rams 13 – 3 Bengals olarak değişti.

Bu noktada silkelenen Bengals hücumu Boyd, Higgins, Mixon ve bir kez de Chase üzerinden atılan 10-15 yardlık paslarla Rams yedi yardına kadar gelmeyi başardı. Burada ilk hakta Mixon ile koşmayı deneseler de sadece bir yard ilerleyebildiler. Ama Rams savunmasının Mixon’ın koşularına hızlı tepki verdiğini ve Chase’in alan bulmakta zorlandığını gören Zac Thomas bu kez Mixon’un hand off ile aldığı topu Higgins’e pas atması ile TD bulmayı başardı; Rams 13 – 10 Bengals.

Hücumun momentum yakalaması ile Bengals defansı da maça ağırlığını koymaya başladı. Zaten maç boyunca koşmayı başaramayan Rams hücumunda, belki de maçtaki en büyük şokunu yaşadı. OBJ non-contact bir sakatlıkla, kendine atılan kısa pasta, topa hamle yaptığı bir anda acıdan çığlıklar atarak yerde kaldı. Bunun üzerine bir de Blankton’un aldığı false start cezası ile Rams’in “1 ve 15” oynamak zorunda kalması ve pas oyunu gelmesininin kaçınılmaz olmasını fırsat bilen Bengals secondary’si Bates III Stafford’un Van Jefferson’a end zone içine atılan pası intercept etmeyi başardı ve Bengals ilk yarının bitimine iki dakika hücum etme şansını yakaladı. Ancak son iki dakikada savunmalar yıldızlaşınca Bengals iki ve Rams de bir kez punt yaparak soyunma odalarına gittiler.

Her ne kadar takımlar soyunma odalarına giderken skor üstünlüğü ev sahibi Los Angeles Rams takımında olsa da, özellikle OBJ’in sakatlığı sonrası momentum misafir ekip Cincinnatti Bengals lehine dönmüştü. Zira tüm zamanların en iyi devre arası şovu olarak tanımlanan, Eminem, Snoop Dogg, Dr. Dre, 50 Cent, Mary J Blige ve Kendrick Lamar’lı Pepsi Half Time Show’un ardından takımlar sahaya döndüklerinde Rams kick off ile topu Bengals’a teslim etti. Touchback’in ardından ilk hücum denemesinde sansasyonel QB Joe Burrows WR Tee Higgins’e 75 yardlık bir TD pası atarak takımını ilk kez önce geçirmeyi başardı; Rams 13 – 17 Bengals.

Bu dakikada Matthew Stafford belki de maçın MVP’si olmasına mal olacak ikinci interception’ını attı. Gerek sezon, gerekse bu maç boyunca rotalarda uyum sorunu yaşadığı çok göze çarpan WR Skowronek’e attığı pas CB Awuzie tarafından kendi 31 yard çizgisinde intercept edildi.

Hızlı bir TD sonrası Rams 31’inden hücuma başlayan Bengals hücumunun maçı koparabileceği noktada ise Rams savunması devleşti. Rams 11 yard çizgisinde “3 ve 3” oynadığı down’da NFL’in tartışmasız en dominant D-Line oyuncusu Aaron Donald, QB Joe Burrow’u dokuz yard geride sack edince, Bengals “4 ve 12”de alan golü atmak zorunda kaldı; Rams 13 – 20 Bengals.

Touchback ile sonuçlanan kick off’un akabinde gelişen drive’da Rams hücumu sekiz down ve dört buçuk dakika sonra field goal ile skoru 16 – 20’ye taşıdı. Maçın geride kalan bölümünde gelişen ve Bengals’ın dört ve Rams’in üç kez punt yapmak zorunda kaldığı drive’larda skor değişmedi. Ancak her Rams hücumunda Sean McVay’in başarısız olan iki sayı denemesi tartışıldı.

Maçın gerilimi ise son iki dakika molası ile zirveye ulaştı.  Son çeyreğin bitimine altı dakika 13 saniye kala kendi 21 yardından başlayan Rams hücumu RB Akers’ın aldığı seki yardlık pas ile Bengals sekiz yardından “1&Goal” ile iki dakika molasına gidildi. Burada iki başarısız pas denemesinin ardından Cooper Kupp’ıa atılan pas denemsinde DB Wilson’un aldığı “defensive holding” cezası ile kalan mesafenin yarısından, yani Bengals dört yard çizgisinden ilk hak oynama fırstaı yakaladı. İlk oyun denemesinde yine Cooper Kupp’ın aldığı TD pasi ise karşılıklı cezalar sebebi ile geçersiz kılındı. Rams takımından Havenstein’in yaptığı holding ile Bengals’tan Bell’in yaptığı gereksiz sertlik cezaları birbirini offset edince yine Bengals dört yard çizgisinden ilk hak oynandı. Rams’in bu oyun demenesinde de Bengals’ın en çok eleştirilen oyuncusu DB Eli Apple yine WR Cooper Kupp’ı hedef alan pas denemesinde pass interference cezası alınca bu kez Rams takımı Bengals’ın bir yard çizgisinden ilk hak oynama fırsatı yakaladı.

Bu noktada kalan bir dakika 35 saniyelik süre tam bir taktik savaşına dönüştü. İlk denemede başarısız olsa bile süreyü eritmek isteyen Rams kenar yönetimi QB Matthew Stafford ile QB sneak oyunu denedi. Bengals gola line savunması ile bu oyunu durdurmayı başarınca, Zac Taylor hızlı bir mola aldı. Maçın bitimine bir dakika 29 kala LA Rams ikinci oyun denemesinde bu kez Bengals DB’i Eli Apple üzerinden Cooper Kupp’a ikinci TD pasını atarak öne geçmeyi başardı. Böylece LA Rams takımı maçın geride kalan bir dakika 25 saniyelik bölümüne 23-20 önde girmeyi başardı ki bu noktada da Bengals’ın geride kalan yeterli sürede alan golü bulma ihtimali üzerinde durularak, yine Sean McVay’in iki sayılık ekstra sayı denemesi yine oldukça eleştirildi.

Touchback ardından kendi 25 yardında oyuna başlayan Bengals WR Ja’Marr Chase’in tuttuğu 17 yardlık pasla kendi 42 yardına gelmeyi başardı. Burada bu kez Tyler Boyd’a dokuz yardlık bir pas atan Bengals orta sahayı geçerek Rams 49 yard çizgisinden “2 ve 1” oynama hakkı kazandı. Başarılı olması durumunda alan golü mesafesini garantilemesi, başarısız olması durumunda süreyi durduracak olması bakımından pas oyunu deneyen Bengals hücumu Chase’i hedef alan pasta isabet kaydedemeyince bitime 54 saniye kala “3 ve 1” oynamak durumunda kaldı. Burada yeni bir ilk hak kazanarak drive’ı canlı tutmak isteyen Bengals hücumu çok tartışmalı bir oyun seçimi ile Joe Mixon yerine Samaje Perine ile koşmaya çalıştı. Ancak Rams DL’ı Aaron Donald başlangıç çizgisinde Perine’ı durdurmayı başardı. Bu oyunun hemen ardından bitime 43 saniye kala mola almak zorunda kalan Bengals takımı bu kez dördüncü haklarında pas oyunu denemeyi seçti. Ancak yine DT Aaron Donald iyi penetre ederek QB Joe Burrow’u sack ederken Burrow elindeki topu çaresizlik içinde elden çıkarttı. Umutsuz bir şekilde yapmak durumunda kaldığı pas denemesi başarısız olunca da bitime 39 saniye kala Rams 49 yard çizgisinde top el değiştirdi ve Super Bowl 56’nın sahibi resmen LA Rams olarak ilan edilmiş oldu.

Maç öncesinde 20’li ve 30’lu skorlarla, bir skor (TD) farkla Rams’in kazanacağını düşündüğümü belirtmiştim. Ancak oyunun farklı evrileceğini düşünüyordum. Yani Rams’in daha başarılı şekilde koşu oyunu kurabileceğini ve daha dengeli bir hücum oynayacağını var saymıştım. Buna karşın Bengals’ın tüm playoff maratonunda olduğu gibi koşu oyununda başarısız olacağını ve dikey, uzun paslar ve patlayıcı oyunlarla sayı bulacağını, dengesiz bir hücum kurgusu ile sahaya yayılacağı görüşü ağır basıyordu.

Buna karşılık Rams komitesi maç boyunca koşmayı başaramadığı gibi, Bengals RB’I Joe Mixon hem yaklaşık 100 yard koşarak, hem de ilk TD pasını atarak WR Tee Higgins ile birlikte takımın en etkili hücum silahı olmayı başardı. Üç yıl önce hiçbir açıklama yapılmaksızın RB Tod Gurley’in yedeğe çekildiği ve C.J. Anderson ile sezonun tamamlandığı SB yılının ardından RB pozisyonunda ve koşu oyununda bir türlü istikrar sağlayamayan Rams hücumu ise en büyük silahlarından WR OBJ’in de maçın başlarında ACL sakatlığı yaşamasıyla birlikte tamamen Matthew Stafford ve Cooper Kupp üzerine devrilen hücumdan bir şekilde skor üretmeyi başararak, ancak temel olarak savunmanın başarısı ile geri dönüş zaferi ile Lombardi kupasını kazanınca, beklenenden farklı bir senaryo gerçekleşmiş oldu.

Super Bowl’un ertesi sabahı 08:30’da Los Angeles Convention Center’da yapılan ve NFL Comissioner Roger Goodell, LA Rams Başkanı Kevin Demoff, Los Angeles valise Eric Garcetti, LAPD Commissioner’ı William J Briggs III, LA Rams Head Coach’u Sean McVay, SBLVI MVP’si Cooper Kupp ile birlikte önümüzdeki yıl 57ncisi oynanacak olan SBLVII’a ev sahipliği yapacak olan Arizona Valisi Kate Gallego, organizasyon komitesi, Arizona Cardinals Başkanı Michael Bidwill ve Arizona Cardinals ve NFL efsanesi WR Larry Fitzgerald’ın katıldığı, medyadan da yaklaşık 30-40 kişilik, kapalı bir ekibin alındığı basın toplantısına gittim.

Toplantıya hiç uyumadan gelen Sean McVay’in enerjisi, esprileri ve mütevaziliği damga vurdu. Cooper Kupp ise özellikle eşi ile ilgili oluşturulan hikaye üzerinden sorular aldı. Kolejde hiçbir takımdan teklif almaması, alt liglerde oynarken o zamanlar kız arkadaşı olan eşinin üniversitede geçirdiği iki yılını yakarak onun okuduğu okula transfer olması ve sadece Cooper Kupp football oynayabilsin diye öğrencilik yıllarında tam zamanlı, hatta bazen birkaç işte çalışarak yaptığı fedakarlıklardan bahsetti ve “Eşim olmasaydı ben asla football oynayamazdım” sözünü yineledi.

Basın toplantısından çıkıp havaalanına geçerken aklımda tek bir düşünce vardı; o da ekipmansız, plastik bir topla Amerikan futbolu oynamaya başladığım 90’lı yılların başında, biri bana bugün geldiğim yerde bulunacağımı söylese, bunun için hayal ötesi diyecek olmamdı. O sebeple bu noktaya eriştiğim için hem çok şanslı hem de minnettarım. Bu yolculukta birlikte yol aldığım herkese sevgi ve saygılarımla, football dolu günler diliyorum…