29 Mayıs Pazar günü, İstanbul/Sarıyer’in ücra bir köşesinde bulunan Orhan Keçeli Spor Tesisleri’nde, Türkiye Amerikan Futbolu Ligi (TAFL) 2015-2016 Sezonu finalistlerini belirleyecek iki yarı final karşılaşması oynandı. Bu karşılaşmalardan ilkinde, benim de bizatihi takip ettiğim üzere, geçtiğimiz hafta sezonun flaş ekibi Koç Rams’e 32-18’lik skorla mağlup olarak normal sezonu ikinci sırada bitiren Boğaziçi Sultans ve 2010-2011 ve 2011-2012 sezonlarında üst üste şampiyonluklar yaşayıp duble yaptıktan sonra TAFL’de final yüzü göremeyen Gazi Warriors karşı karşıya geldi.
Bu yarı final maçını ilginç kılan önemli bir nokta ise bu iki ekibin, Warriors’un galip gelerek finale yürüdüğü 2011-2012 sezonunun ardından ilk kez bir yarı final müsabakasında karşı karşıya geliyor olmasıydı.
Gerek sahanın konum olarak şehre uzak olması gerekse de etrafında, futbolseverlerin karşılaşmayı takip edeceği herhangi bir tribünün bulunmaması hem maça olan katılımı azalttı hem de halihazırda sahada bulunan taraftarların karşılaşmayı takip etmesini oldukça zorlaştırdı. Ancak, ne demişler: Amerikan futbolu Çin’de dahi olsa gidip izleyiniz. Kaldı ki bu iki ekibin sahada sergilediği mücadele, her ne kadar az skorlu ve bol punt’lı geçse de, bütün problemleri fazlasıyla telafi etti.
Bu zorlu karşılaşmanın galibi, üçüncü çeyrekte bulduğu touchdown sonucu 6-0’ı yakalayan ve bu skoru maç sonuna kadar korumayı başaran Sultans olurken İstanbul ekibi, böylece üst üste dördüncü kez TAFL finalinin yolunu tuttu ve Warriors’ın final hasreti de dört sezona çıkmış oldu.
Şimdi de bu ilk yarı final maçında öne çıkan olaylara ve saha kenarından yaptığımız analizlere bir göz atalım:
– Karşılaşmanın henüz ilk çeyreğinde Warriors’tan bir O-Line oyuncusu oldukça talihsiz bir pozisyon sonucunda sakatlandı. Öncelikle kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletelim. Bu pozisyon sonrasında, maçın henüz başı olmasına rağmen iki taraf için de sinirler fazlasıyla gerildi ve karşılaşma bir anda adeta “kafes dövüşü”ne dönüştü. Hakemlerin de sertliğe müsamaha göstermesiyle late hit, unnecessary roughness gibi personal foul’ler havada uçuşurken Sultans’tan da iki oyuncu sakatlandı ve karşılaşmanın geri kalanını kenardan takip etti. En nihayetinde bu gerginlik ikinci çeyreğin ortalarına doğru yumuşadı.
– Öte yandan Sultans, bir önceki hafta Rams karşısında sakatlanan import quarterback’i Omar Kharroub’ın yokluğunu fazlasıyla hissetti. Muazzam kol gücüyle, rakip savunmalar için ciddi deep threat’ler oluşturan Kharroub, takımın neredeyse bütün receiver’larını çalıştırmayı başarıyordu. Ancak onun yokluğunda Sultans’ın hücumdaki tercihleri, doğal olarak, Üniversiteler Ligi’nden tanığımız Muzaffer Gökçe’nin attığı kısa paslar ve iki veteran running back Sertan Kutval ve Utku Bor’un koşu oyunları ile şekillendi. Warriors’a karşı kendilerinden alışık olmadığımız bir şekilde sayı üretmekte zorlanan son şampiyonda düğümlenen skoru çözen isim ise üçüncü çeyrekte attığı pasta wide receiver Yasin Can Parlak’ı bulan Muzaffer oldu.
– Karşılaşma boyunca Sultans’ın en beğendiğim ekibi D-Line’dı. Takımın ilginç 3-3 düzeninde savunma hattını oluşturan bu ekip, Warriors quarterback’i Ensar Korkut Kılıç’a karşı yaptığı sağlam pass rush’lar ile iyi çalıştı. Zaman zaman karşılarındaki blokları kıran, kıramasa bile rakip oyun kurucuyu cebe hapseden bu üçlü, hem quarterback’in sürpriz koşu oyunlarına karşı önemli bir tehdit oldu hem de secondary’nin güzel cover’ları ile birlikte topun rakip oyun kurucunun elinden çıkma süresini uzattı. Dolayısıyla da, Warriors hücumu maç boyunca rahat bir şekilde organize olmayı başaramadı.
– Ankara ekibi adına maçın olumlu gelişmesi ise şüphesiz Üniversiteler Ligi’nde de Warriors forması giyen running back Ahmet İlhan Tarlacı’nın* gösterdiği performanstı. Ahmet İlhan, pas oyunlarının tıkandığı anlarda hücumun kilidini açtı ve fiziksel oyunuyla Sultans savunmasın zor anlar yaşattı. Böylece de hücum anlamında etkisiz kalan takımını son ana kadar maçın içerisinde tutmayı başardı.
Sonuç olarak, yakıcı Pazar güneşine aldırmadan sahada mücadele eden iki takımımızı da tebrik ediyoruz.
Bütün bunlarla birlikte bu karşılaşmanın ardından oynanan ve maalesef takip edemediğim ikinci yarı finalde Koç Rams, Sakarya Tatankaları’nı 34-0 gibi rahat bir skorla geçerek üst üste üçüncü kez finale yükseldi. Son iki sezonda olduğu gibi yine bizleri Koç Rams-Boğaziçi Sultans finali bekliyor.
Rams, şampiyonluğa yakın olduğu geçtiğimiz sezonda Sultans’a boyun eğmiş ve büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı. Ancak köprünün altından çok su aktı ve bu sezon Avrupa’da da müthiş işlere imza atan Rams, bu hafta Pazar günü ağır favori olduğu bir finale çıkacak. Tabi bu güçlü ekibin karşısında da buraları oynamayı çok iyi bilen bir Sultans olacak. Bizleri oldukça heyecanlı bir mücadele bekliyor. Şimdiden iki takımımıza da başarılar diliyor ve bütün futbolseverleri Pazar günü saat 19.30’da İTÜ Maslak Stadyumu’na bekliyoruz.
* İsim karışıklığı konusunda düzeltme için Bekir Kaya’ya teşekkür ederiz.