“Taraftarların Colt McCoy’u istediğinden bahsediyorlar. Hatta bazıları diyor ki RGIII oyundayken bile onun ismini maçta bağırmışlar. Açıkçası o gün maçta değildim, iyi ki de değilmişim. Ben Redskins’in has adamıyken, ben ne kadar kötü oynarsam oynayayım kimse benim ismim yerine üçüncü QB’nin ismini bağıramazdı. Hele takıma yıllar sonra bu ligde playoff denen bir kavram olduğunu hatırlatmışsam. Robert’a haksızlık ediyorlar evet, ligin başında Cousins’ın başlaması isabetli bir karar olurdu ve sözümün hala arkasındayım. Ancak şu an Robert’a olanlar kesinlikle adil değil. Ne bu Redskins seyircisi, ne de sahadaki başkentin kutlu savaşçıları. Ortada ne olduğuna dair kimsenin bir fikri yok.”

Redskins’in efsane QB’si Joe Theismann bu haftaki spekülasyonların ardından bu cümleleri kurdu. Sahada takımın, Tampa Bay’e karşı darma duman olması değildi bu sözleri getiren, sezonun nereye gittiği hakkında kimsenin bir fikrinin olmamasıydı. Yeni şeyler denemekten mide fesadı geçiren bir takım olduğunu kimsenin görmemesiydi. Ne olursa olsun birbirine sahip çıkan bir soyunma odasının paramparça oluşuydu.

Robert Griffin III bu sezon boyunca Redskins külliyatımın her köşesinde yer aldı, gayet haklı ama bir o kadar da adının yanına yazılanları haketmeden. Tekrar tekrar Bear Of Baylor’ın hala nasıl ayağa kalkabileceğini, önünde yıllar ve potansiyel hedefler olduğunu, inanılmaz bir iş etiğine sahip olan bu cevval çocuğun nerelere gelebileceğini yazmayacağım. Bugün çok daha farklı şeyler de anlatamayacağım aslında sizlere. Sadece işlerin ne kadar komik noktalara varmak üzere olduğunu göstermeye çalışacağım.

Jay Gruden, kurtarıcı koç, potansiyel milli şef, ulu-önder-wannabe veya artık her ne derseniz, kendisiyle çelişme konusunda her hafta yeni ufuklar açmaya devam ediyor. Bundan iki hafta önce “Bu takımın as QB’si sağlıklı olduğu sürece RGIII’dir. Ona güvenim sonsuz” deyip ertesi hafta da “Ee tabii Robert’ın da memnun olmadığımız çok noktası var şimdi, zorunluluktan oynatıyorum” tadında açıklamalar yapması Türkiye şartlarında dahi açıklanması çok zor bir durum. Yönetim baskısıyla söylemiştir şeklinde bir ele alış şeklinde dahi delikler ortaya çıkıyor. İlk sözleri yönetimin sözleriydiyse, evinin şeklini neredeyse RGIII portresi şeklinde yaptıracak olan Dan Snyder bu ikinci açıklamaya nasıl göz yummuş olabilir ki? Hem o kadar da tepeden inme bir takım değiliz canım…

Koçun franchise QB’sine sahip çıkmaması konusu zaten anlaşılabilir veya açıklanabilir boyutta değil. Tek anlaşılabilir durum başarıya aç ve özlemle eski günleri yad eden taraftarın artık maç kazanıldığını görmek istemesi. Yine de bu her şeyini ortaya koyan Griffin’in yerine Colt McCoy’un isminin bağırılmasına sebep değil. Üst üste iki maç kazanmak iki sezondur kolay yapabildiği bir şey değil bu takımın ve McCoy komutasında bunun tadılmış olması, en azından “acaba playoff yapabilir miyiz?” sorusunun akıllara gelmiş olması dahi taraftarın uzun zamandır tatmak istediği bir lezzetti. Fakat iki sezon önce inanılmaz bir ivmeyle takımını playoff’a tırmanışta sırtlayan çocuğu, iki maç üst üste kazanınca taht değişikliği isteyen taraftar bu kadar kolay silip atar mı? İşte asıl sorular burada başlıyor.

Griffin, sezon başından beri Gruden’ın sistemine ayak uydurmaya çalışıyor ve Gruden sürekli Griffin’in oyun modelini güncellemekle meşgul. Geçen haftaki açıklamasında yine bir kendiyle çelişme örneği göstererek “Bence RGIII hala koşabilir” demişti. Bundan önceki açıklamaları hepimiz hatırlıyoruz, hatırlamayan arkadaşlar “Jay Gruden speaks about RGIII” yazıp enter tuşuna meydan okurcasına bir vuruş yapabilirler. Bulacakları şeyden pek hoşnut olmayacaklar, benden uyarması.
İstatistiklere bakacak olursak, Griffin kötü oynamıyor -son maç hariç…- ancak 2012 sezonuyla beklentileri o kadar yukarı çekti ki artık ne olursa olsun herkes 2012 sezonunu karşılaştırmada baz olarak alacak. Bu onun için çok önemli bir handikap, ama aşılamaz değil. Bear Of Baylor her zaman daha iyisini yapabilir.

Griffin mental açıdan kuvvetli bir karakter. Ancak bu özgüveni bazen sorunlara yol açabiliyor. Yaz kampında takım arkadaşlarından yabancılaştığı ve kimsenin tavsiyesini dinlemediği konuşuluyordu. Ben bunların kesinlikle abartılı ve magazinsel olduğunu düşünüyorum. RGIII biraz başına buyruk olabilir, ancak lig ortalamasına göre kesinlikle doğal karşılanabilir boyutta bir egoya sahip. D-Jax, Trent Williams gibi diğer büyük egolar ve soyunma odasında ayrılık yaratan adamlar da Griffin’in bu takımını liderliğini yeniden kazanma çabasında pek de yardımcı figürler olmadılar. Özellikle Jackson, sosyal medya hesaplarında çok şaşırtan yorumlarda bulunuyor. Bunun üstüne bir de sarsıcı bir sakatlığı ve asla kazanılamayan bir koç desteğini ekleyin. Pek de kolay bir durum gibi gözükmüyor değil mi?

Her şeyden önce Griffin hakkında konuşulmaya başlanacaksa bu noktadan kağıdı okumaya başlamalısınız. Redskins, ruhuna çok uygun bir oyuncuyu bu şekilde yargılamaya devam ederse önemli bir potansiyeli takım yıllıklarına gömecek. Takımın yürüttüğü onlarca PR çalışması, marketing hedefleri, bastırılan RGIII ürünlerinin de net değeri düşecek. Dan Snyder çıldıracak…

Senaryoyu hepimiz ezberledik. Portis hadisesi henüz dün gibi. Hail To The Redskins ruhu hala bir tribünlerde olsa da başkent kaybetmeye alışık değil ve takım içindeki acem oyunlarından da hoşnut gözükmüyor. Tribünler bir kurtarıcı arıyor, günlük çalışacak, eli yüzü düzgün, mümkünse bir daha iki maç üst üste kazandırabilen bir kurtarıcı. Kabarenin son perdesi böyle oynanacak, aslında hep aynı döngü, sadece farklı karakterler üzerinden, yeni şeyler görme ümidiyle koltuğunda tükenen bir seyirci önünde.